Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/763 E. 2021/540 K. 22.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
(Görevsizlik Kararı)
ESAS NO : 2019/763 Esas
KARAR NO : 2021/540

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : …(TC …)
VEKİLİ : Av. … … UETS
DAVALI : … … …
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/12/2019
KARAR TARİHİ : 22/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; davacı vekilinin 11/12/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket emlakçılık yapmakta olup davalı şirkete Bursa İli İnegöl ilçesinde fabrika kiralamaları için aracılık ettiğini, bunun üzerine davalı şirkete Kira Komisyon Bedeli için KDV dahil toplamda 35.400 TL’lik fatura kesilmiş olup iş bu fatura davalı yana gönderildiğini, davalı yan davacı müvekkil tarafından kesilen faturayı tebliğ aldığını ve yasal süresi içerisinde itirazda bulunmayarak işbu borcunu kabul etmiş ve buna ilişkin olarak taraflar aralarında mutabakat formu hazırlayıp imzaladıklarını, Kira komisyon bedeli olarak belirlenen bedelin davalı yanca ödenmemesi üzerine müvekkili tarafça Bursa 16. İcra Dairesi 2019/… E. Sayılı dosya ile icra takibi başlatıldığını, ancak davalı yanca müvekkili tarafça gönderilen ödeme emrine haksız ve yersiz olarak itiraz edildiğini, bu nedenle icra takibinin durdurulduğunu, müvekkili tarafça dava şartı olan arabuluculuk bürosuna başvuru yapılmış ise de olumsuz olarak sonuçlandığını, anılan bu sebeplerle; davanın kabulü ile, davalının yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, müvekkili ileride alacağını tahsil edememesine binaen mağdur olmaması için davalı yanın malvarlığına teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; davalıya usulüne uygun tebligata rağmen, davaya cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.

GEREKÇE;
Dava; davacı tarafından, fatura alacağının tahsili amacıyla, davalı aleyhine Bursa 16. İcra Dairesi 2019/… E. Sayılı dosya ile başlatılan takibe, itirazın iptali davası olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce Bursa 16. İcra Dairesi 2019/… E. Sayılı dosyasının celp ve incelenmesinde; davacı vekili tarafından 14/03/2019 tarihinde, 35.400,00-TL fatura, 1.963,97-TL %9 değişen oranlarda adi kanuni faiz olmak üzere toplam 37.363,97-TL miktar üzerinden takip başlatıldığı, davalı vekilinin itirazı üzerine takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebi değerlendirilmiş olmakla, tensip zaptı 10 nolu ara kararı ile;HMK’nun 389.maddesi kapsamında dava konusu olmayan şey üerine ihtiyati tedbir konulamayacağından; davacı vekilinin ihtiyati tedbir isteminin reddine, ancak davanın bir miktar para alacağına ilişkin olup; davacı talebinin ihtiyati haciz müessesesine uygun olduğu takdir edilerek; ihtiyati haciz istemi kabulü ile; dava konusu olan tutarın %25’i oranında teminat yatırması halinde, İİK’nun 257/1.maddesi kapsamında davalı borçlunun menkul, gayrimenkul malları ile 3.kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına, karar verilmiş olduğu, ancak davacının teminat miktarını mahkememize veznesine depo etmediği anlaşıldığından, kararın yerine getirilemediği anlaşılmıştır.
Nilüfer Vergi Dairesi’ne müzekkere yazılarak, davacının BA/BS formlarının celbi istenmiş olup, ilgili dairenin 08/07/2020 tarihli yazı cevabı ile; davacının 01/01/2018 tarihinde Yıldırım Vergi Dairesinden nakil geldiği ve 31/12/2019 tarihinde mükellefiyetini terk ettiğini, söz konusu mükellefin de işletme hesabına göre defter tuttuğundan BA/BS formu verme zorunluluğunun bulunmadığına ilişkin cevap verdiği, 22/01/2021 tarihli yazı cevabı ile de; davacıya ait 2017-2018-2019 yılına ait gelir vergisi beyannamelerinin gönderildiği anlaşılmıştır.
Davalı tarafın BA/BS formlarının celbi için, İnegöl Vergi Dairesi’ne müzekkere yazıldığı, ilgili dairenin 06/07/2020 tarihli yazı cevabı ile davalıya ait BA/BS formlarının gönderildiği anlaşılmıştır.
BTSO’ya müzekkere yazılarak, davalı şirketin tacir kaydının bulunup bulunmadığı bilgisi sorulmuş olup, BTSO’nun 21/01/2021 tarihli yazı cevabı ile; … Ambalaj Sanayi Ticaret Ltd. Şti ünvanlı firma kaydına rastlanılmadığı, anılan firma kaydının İzmir Ticaret Sicili müdürlüğünde kayıtlı olduğuna ilişkin cevap verdiği görülmüştür.
Bursa Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak, davalı şirketin … isimli çalışanı olup olmadığı bilgisi sorulmuş olup, ilgili kurumun 21/07/2020 tarihli yazı cevabı ile; … isimli şahsın davalı şirket çalışanı olduğunun tespit edildiği ve buna ilişkin bilgi ve belgelerin dosyamıza gönderildiği anlaşılmıştır.
Tensip zaptı 11 nolu ara karar ile; taraf defterleri üzerinde dava dosyası, ibraz edilen deliller ve taraflara ait ticari defter ve dayanağı kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak icra takip tarihi itibariyle davacının var ise alacaklı olduğu miktar ve faizinin belirlenmesi yönünden 23/01/2020 gününde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup dosya tüm ekleri ile birlikte konusunda uzman Mali Müşavir Bilirkişi …’ye tevdii edilmiştir.
24/03/2020 Tarihli Bilirkişi Raporunu Özetle; davacı …’in 2018 yılı defter ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde; 2018 yılı işletme defterinin açılış tasdikinin T.T.K’nun 64. ile 213. sayılı V.U.K.’nun 220. ve 222.inci maddelerinde öngörülmüş olan esaslara uygun olarak yaptırıldığı, 2018 yılı defterlerinin kayıtlama sistemi olarak Tek Düzen Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği’ne ve Muhasebe İlke ve Kurallarına uygun olarak tutulduğu tespit edildiği, işletme defterlerinin TTK’nuna göre kapanış tasdiki zorunluluğu olmadığından, kapanış tasdiki olmadığı, davacının Ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan incelemede; davaya konu faturanın davacının ticari defterine 01.08.2018 tarih 17 sıra nolu A17 fatura numarası ile gelirlerinde kayıtlı olduğu, davacının işletme defteri mükellefi olduğu, işletme defterlerinde cari hesap takibi yapılmasının mümkün olmadığı, davacının bu fatura bedelini tahsil edip etmediğinin ticari işletme defteri üzerinden tespit edilemeyeceği, taraflar arasındaki BA-BS mutabakatının incelenmesinde; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 148, 149. ve mükerrer 257. maddelerinin Bakanlığa verdiği yetkiye dayanılarak, 350 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğiyle, bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerin belirli bir haddi aşan mal ve hizmet alımlarını “Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Ba)” ile; mal ve hizmet satışlarını ise “Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Bs)” ile bildirmeleri yükümlülüğü getirilmiştir. Açıklandığı üzere davacı işletme defteri esasına göre defter tuttuğundan, Ba-Bs bildirim yükümlülüğünün olmadığı, her ne kadar davacı taraf Ba-Bs bildirim zorunluluğu olmasa da, davacı tarafından dosyasına sunulan 24.09.2018 tarihli davacı ve davalı arasında Ba-Bs Mutabakat mektubu ile tarafların 30.000,00 TL üzerinden mutabık kaldıklarına dair kaşe ve imza altına aldıkları, ayrıca dosyasına davacının sunduğu Satış faturasında teslim alan kısmında … ismi ve imzası olduğu, …’nin davalı şirketin çalışanı olup olmadığı bilgisine dosyasında rastlanmadığı, dosyası içerisinde icra takip dosyasına rastlanmadığı, dolayısıyla davacının takip öncesine ait işlemiş faiz, temerrüt faizi talebinin olup olmadığı tespit edilemediği için faiz hesaplaması yapılamadığı, yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.
Davacıya ait Gelir İdaresi Başkanlığı Bursa Nilüfer Vergi Dairesi Müdürlüğü’nden celp edilen, 2017-2018-2019 yılı vergi beyannamelerine ilişkin bilgilerin incelenmesinde; gerek davanın ticari dava olup olmadığı gerekse de tarafların tacir olup olmadığı hususunun netleştirilmesinin gerektiği, davalının tacir olup olmadığına ilişkin tereddüt bulunmamakla birlikte davacının tacir olup olmadığının değerlendirilmesinin gerektiği, bu hususta 2007/… sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 1/a maddesinde “Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunun tespit edeceği ve Resmî Gazete’de yayımlanacak esnaf ve sanatkâr meslek kollarına dahil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedeni çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabına göre deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunanlardan 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 177 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) ve (3) numaralı bentlerinde yer alan nakdi limitlerin yarısını, (2) numaralı bendinde yazılı nakdi limitin tamamını aşmayanların esnaf ve sanatkâr sayılmaları ile esnaf ve sanatkâr siciline ve dolayısıyla esnaf ve sanatkarlar odalarına kaydedilmeleri,” şeklinde düzenlemenin bulunduğu, bu düzenleme gereği VUK 177 inci maddesindeki vergi beyannamesinin verildiği yıllın yeniden değerleme oranına göre tahlil edilmesinin gerektiği, davacının 2017 yılına ait beyan ettiği alım miktarının 0,00-TL, yıllık hasılat miktarının 0,00 TL olduğu, 2018 yılına ait alım miktarının 14.987,58-TL, hasılatının ise 14.594,97-TL olduğu, 2019 yılına ait beyan ettiği alım miktarının 0,00-TL, yıllık hasılat miktarının 21.233,90-TL olduğu, bu değerlerin 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 177/2 maddesinin hasılat miktarına ilişkin 2018 değerleme oranının 190.000,00-TL, 2019 değerleme oranının 120.000,00-TL oranı limitlerinin çok altında kaldığı bu sebeple davacının tacir kabul edilmemesi gerektiği kanaatine ulaşılmış olup,
Tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde; Asliye Ticaret Mahkeme’lerinin görevini belirleyen 6102 sayılı Türk Ticaret Kanu’nun 5. Maddesinin 1. Fıkrası “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi tüm ticari davalara bakmakla görevlidir.” düzenlemesini getirmiştir. Ticari davaların neden ibaret olduğunu düzenleyen aynı yasanın 4. Maddesi 1. Fıkrası ise” Her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu kanunda ve maddenin b,c,d,e,f, bentlerinde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır düzenlemesini getirmiştir.
Davada öncelikle dava şartları hususunda değerlendirme yapmak gerekmiştir.6100 Sayılı HMK’nın 1.maddesinde; görevin kamu düzenine ilişkin olduğu düzenlenmiş olup aynı yasanın 114/1-c maddesinde; görevin dava şartı olduğu belirtilerek, mahkemenin görevli olup olmadığını davanın her aşamasında mahkemenin kendiliğinden araştıracağı hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda, Gelir İdaresi Başkanlığı Bursa Nilüfer Vergi Dairesi Müdürlüğü’nden davacıya ait celp edilen, 2017-2018-2019 yılı vergi beyannamelerine ilişkin bilgilerin incelenmesinde davacı taraf tacir olmadığı anlaşılmakla, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan bir dava olmadığı gibi taraflar arasındaki ihtilafın Ticaret Mahkemeleri’nin görevini belirleyen TTK’nın 4. Maddesinde sayılan hususları kapsamadığı anlaşıldığından bu hususla ilgili yargılama yapma görevi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne ait olup mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine dair, aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR; Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
Davanın Görev Dava Şartı Yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
Davanın konusu itibariyle davaya bakmaya görevli mahkeme ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ olduğundan HMK 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık süre içinde talep edilmesi halinde Görevli BURSA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’ne gönderilmesine,
HMK 331/2.madde gereğince; yargılama gideri harç, yargılama gideri ve vekalet ücreti konusunda karar verilmesine yer olmadığına,
Harç, masraf, avans ve vekalet ücreti hususlarının görevli mahkemece karara bağlanmasına, herhangi bir sebeple görevli mahkemede yargılamaya devam olunmaması halinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile yargılama giderlerine hükmedilebileceğine dair gerekçeli kararın tebliğinden itibaren “2 hafta içerisinde Bursa Bölge Adliye Mahkemeleri Nezdinde istinaf kanun yolu”açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı yapılan inceleme sonunda karar verildi. 22/06/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır