Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/76 E. 2020/369 K. 03.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/76 Esas – 2020/369
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/76 Esas
KARAR NO : 2020/369

HAKİM : ….
KATİP : …..

DAVACI : … ANONİM ŞİRKETİ 0….
VEKİLİ : Av. ….
DAVALI : …LİMİTED ŞİRKETİ ….
VEKİLİ : Av. ….
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/09/2019
KARAR TARİHİ : 03/09/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 06/09/2020 tarihli dava dilekçesini özetle; davalı ile davacı müvekkilinin 2013 yılından itibaren ticaret yapmaya başladıkları, davalının müvekkil ile ticaret yapmaya başladığı ilk dönemlerde aldığı malların bedellerini eksiksiz ödeyeceğini taahhüt ederek müvekkilinde güven oluşturduğunu, güven ilişkisi nedeniyle birçok kez mal aldığını fakat kur farkı faturaları ve irsaliyeler nedeni ile oluşan borçlardan en son kalan 211.156,00-TL’lik bedelin davalı tarafından ödenmediğini, bunun üzerine, davalı aleyhine Bursa 14. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı icra dosyası ile takip başlatıldığını, davalı tarafın borcu bulunmadığı iddiasıyla icra takibine borca itiraz ettiği, anılan bu seplerden dolayı, davalının haksız ve sebepsiz yere yaptığı itirazın iptali ve takibin devamına %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekil ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin 22/10/2019 tarihli cevap dilekçesini özetle;Davacı tarafın üstlenmiş olduğu edimi gereği gibi yerine getiremediğini, davaya ve icra takibine konu alacağın dayanağını oluşturan mal ve hizmet satışlarının layıkıyla müvekkil şirkete verilmediğini, faturaların usulüne uygun tebliğ edilmediğini, kesinleşmiş fatura borcunun bulunmadığını, taraflar arasında cari hesap sözleşmesinin ve bu sözleşmeye dayalı cari hesap borcunun bulunmadığını, taraflar arasında yazılı bir hesap mutakabatının da olmadığını, kaldı ki kabul ve ikrar anlamına gelmemekle birlikte davacı tarafa yapılan ödemelerin mevcut olduğunu, bu ödemeler nedeniyle müvekkilin cari hesaptan davacıya bir borcu olmadığını, alacağın yargılamayı ve hesaplamayı gerektirdiğini, alacağın likit olmadığını, zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddi ile takibin iptaline, davacının asıl alacağın %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama masraf ve giderleri ile ücreti vekaletin ve yine avukatlık asgari ücreti md. gereği lehlerine hükmedilecek ücreti vekaletin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin 05/11/2019 tarihli cevaba cevap dilekçesini özetle; Davalı ile davacı müvekkili aralarında oluşan güven ilişkisi nedeni ile daha sonra da birçok kez mal aldığını fakat ödemesinini yapmadığını, ticari defterlerde gözüken, davalı tarafa satılan mallar nedeni ile düzenlenen faturalar, kur farkı faturaları ve irsaliyeler nedeni oluşan borçlardan en son kalan 211.156,00 TL’lik bedelin davalı tarafından müvekkiline ödenmediğini, davalı taraf ürünleri teslim almış olmasına rağmen herhangi bir ödeme yapmaması, çek ve senet vasıtası ile ödenen bedellerin karşılıksız kalması ve ödenmemesi, kendisine davacı müvekkili tarafından yapılan sözlü taleplerin de sonuçsuz kalması üzerine tarafımızca Bursa 14. İcra Müdürlüğünün 2019/… E. Sayılı icra dosyası ile takibe geçildiğini, davalı tarafın müvekkilinde aldığı malları teslim aldığına ilişkin belgeleri dilekçe ekinde sunulduğunu, buna rağmen borca itiraz eden davalının tamamen kötü niyetli olduğunu, bir diğer yandan kesilen faturaların miktarlarının yüksek olması nedeni ile vergi dairesinin koymuş olduğu uygulama zorunluluğu nedeni ile davalı şirketin Ba – Bs bildirim formlarının aylık dönemler halinde ilgili vergi dairesine bildiriminin yapılması gerekmekte olduğunu, müvekkili tarafından da bu bildirimlerin yapıldığını, davalı tarafın cevap dilekçesini kabul etmediklerini belirterek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava ticari mal alım satım sözleşmesi kaynaklı 211.156,00 TL alacağa yönelik takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı tarafça başlatılan Bursa 14. İcra Dairesi’nin 2019/… Esas sayılı takibine davalı tarafça itiraz edilmiş ve takip durmuştur. Davacı bunun üzerine işbu itirazın iptali davasını açmıştır.
Takip konusu alacağın taraflar arasındaki ticari ilişkide davalıya satılan malların fatura bedellerinden kaynaklı cari hesap alacağı olduğu anlaşılmaktadır. Kural olarak ispat yükü davacı taraf üzerindedir. Davacı faturalara konu malları teslim ettiğini ispatlamalıdır.
Bilindiği üzere taraflar tacirdir. Ticari davalarda dava konusunun tarafların ticari işletmeleri ile ilgili olduğundan ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin yahut alacak miktarının ispatı mümkündür.
Mahkememizce taraf defterleri üzerinde yerinde bilirkişi incelemesi için karar verilmiş, davalı tarafa defter inceleme gün ve saatini bildirir davetiyenin 13.01.2020 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen inceleme gününde mazeret bildirmeksizin davalı tarafın 2015 yılı sonrasına ilişkin ticari defter ve dayanağı kayıtları ibraz etmediği, davacı tarafın ticari defterlerini ibraz ettiği görülmüştür.
HMK 220.maddesi talep edilmesine rağmen tarafın belgeyi ibraz etmemesinin neticelerini düzenleme altına almıştır. Buna göre ; İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir. Mahkemece, ibrazı istenen belgenin elinde bulunduğunu inkâr eden tarafa, böyle bir belgenin elinde bulunmadığına, özenle aradığı hâlde bulamadığına ve nerede olduğunu da bilmediğine ilişkin yemin teklif edilir. Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir.
HMK’nın 220.maddesi bu şekliyle elinde bulunduğu anlaşılan bir belgeyi ibraz etmemenin hüküm ve sonuçlarını ortaya koymuştur. Hiç şüphesizdir ki 220.maddede düzenlenen belge tabiri ticari defter ve belgeleri de kapsamaktadır.
Tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın defter ve belgeleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Anılan yasal düzenlemeler uyarınca verilen süreye rağmen bir taraf ticari defter ve belgelerini sunar diğer taraf sunmaz ise bu davranışı ile kendi defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu bu sonucun varlığını ve neticelerini kabul etmiş sayılır. HMK’nın 220.maddesi kapsamında ticari defter ve belgeler bunu tutan tarafın zilliyetliğinde olduğundan 220/2.maddesindeki inkarı da yapamayacaktır. 220/3.maddesi gereğince de defter ve belgelerin sunulmamasının neticesi olarak kaçınılan defter ve belgedeki kayıtların karşı tarafın defterlerindeki kayıtlara uygunluğu mahkeme tarafından kabul edilebilir.
Davacı defterlerini ibraz ettiği halde davalı 2015 yılı sonrası ticari defterlerini ve dayanağı belgeleri ibrazdan kaçınmıştır, bu hususta davacı kayıtları dikkate alınarak hüküm kurulması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
SMMM… alınan 13/03/2020 tarihli bilirkişi raporundan, davacı tarafın, B formları ile uyumlu ticari defterlerine göre davalıdan 211.156,00 TL alacaklı olduğunun kayıtlı olduğu anlaşılmakla, tüm dosya kapsamı ve icra dosyasındaki takip talebi de değerlendirilerek ve bilirkişi raporu da nazara alınarak davacının davasında haklı olduğu kanati ile mahkememizce davanın kabulüne karar verilmiş, alacak likit olduğundan ana para üzerinden icra inkar tazminatına da hükmolunarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile Bursa 14. İcra Dairesinin 2019/… Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın İPTALİNE, takibin talepnamedeki aynı koşullarla birlikte devamına,
2-İtirazın alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik olduğu değerlendirilerek davalı-borçlunun asıl alacağın %20 si oranında hesap edilen 42.231,20-TL icra inkar tazminatına mahkum edilmesine,
3-Harçlar yasası gereğince alınması gereken 14.424,06- TL harçtan peşin alınan 3.606,02-TL harcın mahsubu ile bakiye 10.818,04-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-7155 Sayılı Kanunun 23.maddesi ile 6155 Sayılı Kanun 18/A-12-13 maddeleri uyarınca 1.320,00 TL zorunlu arabuluculuk hizmeti giderinin davalıdan alınarak hazineye irat KAYDINA,
5-Davacı tarafından yapılan 3.656,82 TL harç ve 908,40 TL muhakeme masrafı olmak üzere toplam 4.565,22-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/1-2 uyarınca belirlenen 23.230,92-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile Bursa Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/09/2020

Katip ….
¸e-imzalıdır

Hakim….
¸e-imzalıdır