Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/694 E. 2020/497 K. 15.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/694 Esas
KARAR NO : 2020/497

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/12/2019
KARAR TARİHİ : 15/10/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 23/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 03/12/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle;
Müvekkili ile davalı … arasında cari hesaba ve ürün satışına dayalı ticari ilişki bulunduğunu, söz konusu cari hesap ve yapılan satışlara istinaden düzenlenen 18.09.2018 ve 29.09.2018 düzenleme tarihli faturalara konu nakden ödenen 3.000,00 TL haricinde, kalan 4.000,00 TL tutarındaki borca ilişkin ödeme yapılmadığını, bunun üzerine davalı aleyhine Bursa 14. İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı dosyasıyla fatura ve cari hesaba dayalı olarak 24.09.2019 tarihinde 4.000,00 TL tutarındaki alacağın tahsili amacıyla genel haciz yoluyla takip başlatıldığını, davalı yanın 07.10.2019 tarihinde borca haksız ve hukuka aykırı olarak itiraz ettiğini, müvekkili tarafça arabuluculuk başvurusunda bulunulduğunu ancak anlaşma sağlanamadığını, anılan bu sebeplerle; müvekkilinin alacağının temini bakımından, gerek borçlu tarafın icra takibine itiraz ederken ödemeye ilişkin hiçbir belge sunmadığı, gerekse taraflar arasındaki ticari ilişkiyi ve borcun kaynağını inkar etmediği, yargılama sürecinde mal kaçırma ihtimali ve böyle bir durumda ileride verilecek olan kararın infazının mümkün olmayacağı ihtimali de göz önüne alınarak, davalı adına kayıtlı menkul ve gayrimenkul mallar ile 3. kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyati hacze karar verilmesini, davanın kabulüne, davalının icra takibine yapmış olduğu itirazın iptaline, takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerine tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafa usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap vermediği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, itirazın iptali davası olup; yasal süresi içinde açılmıştır.
Bursa 14. İcra Müd. 2019/… Esas sayılı icra takip dosyasının celp ve incelenmesinde; davacı alacaklı vekili tarafından davalı borçlu aleyhine 24.09.2019 tarihinde, fatura alacağından kaynaklı, 4.000,00 TL alacak üzerinden takip yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
Takip konusu alacağın taraflar arasındaki satım sözleşmesinden kaynaklanan fatura alacağı olduğu anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında yazılı bir satım sözleşmesi bulunmamaktadır. Faturaya konu malların davalıya teslim edildiğinde dair yazılı bir belge de yoktur. Kural olarak alacağın varlığı hususunda ispat yükü davacının üzerindedir.
Yazılı bir belge bulunmaması sebebiyle tarafların ticari defter ve belgeleri incelenmelidir.
Bilindiği üzere taraflar tacirdir. Ticari davalarda dava konusunun tarafların ticari işletmeleri ile ilgili olduğundan ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin yahut alacak miktarının ispatı mümkündür.
HMK’nın 222. Maddesine göre ; Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
Buna göre mahkeme taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden resen taraflardan defter ibrazını isteyebilir.
HMK’nın 219.maddesi tarafların belgeleri ibrazı zorunluluğunu düzenlemiştir. Buna göre ; Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir. Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir.
HMK’nın 219.maddesi talep edildiği durumlarda defter ve belgelerin ibraz zorunluluğunu hüküm altına almıştır.
HMK 220.maddesi talep edilmesine rağmen tarafın belgeyi ibraz etmemesinin neticelerini düzenleme altına almıştır. Buna göre ; İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir. Mahkemece, ibrazı istenen belgenin elinde bulunduğunu inkâr eden tarafa, böyle bir belgenin elinde bulunmadığına, özenle aradığı hâlde bulamadığına ve nerede olduğunu da bilmediğine ilişkin yemin teklif edilir. Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir.
HMK’nın 220.maddesi bu şekliyle elinde bulunduğu anlaşılan bir belgeyi ibraz etmemenin hüküm ve sonuçlarını ortaya koymuştur. Hiç şüphesizdir ki 220.maddede düzenlenen belge tabiri ticari defter ve belgeleri de kapsamaktadır.
Tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın defter ve belgeleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Anılan yasal düzenlemeler uyarınca verilen süreye rağmen bir taraf ticari defter ve belgelerini sunar diğer taraf sunmaz ise bu davranışı ile kendi defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan engel olduğu bu sonucun varlığını ve neticelerini kabul etmiş sayılır. HMK’nın 220.maddesi kapsamında ticari defter ve belgeler bunu tutan tarafın zilliyetliğinde olduğundan 220/2.maddesindeki inkarı da yapamayacaktır.
Dava dosyası, ibraz edilen deliller ve tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, davacı defterlerini ibraz ettiği halde davalı defterlerini ibrazdan kaçınmıştır, bu hususta davacı kayıtları dikkate alınarak hüküm kurulması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
13/07/2020 Tarihli Bilirkişi Raporuna göre; davacı tarafın ticari defterlerinin sahibi lehline delil teşkil edebileceği ve davacının davalıdan ticari defter ve kayıtlarına göre 4.000,02-TL tutarında alacaklı olduğu anlaşılmakla, bu sebeple mahkememizce davanın kabulü ile Bursa 14. İcra Dairesinin 2019/… Esas sayılı takip dosyasına davalı-borçlu tarafından yapılan itirazın iptaline, icra takibinin talepnamedeki miktar ve koşullar ile birlikte devamına, alacak likit olduğundan ayrıca icra inkar tazminatına da hükmolunarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KABULÜ ile Bursa 14.İcra Müdürlüğü 2019/… Esas Sayılı takip dosyasına davalı-borçlu tarafından yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, icra takibinin talepnamedeki miktar ve koşullar ile birlikte DEVAMINA,
2-Alacak likit ve yasal şartlar oluşmakla davalı-borçlunun asıl alacağın %20 si oranında hesap edilen 800,00- TL icra inkar tazminatına mahkum edilmesine,
3-Alınması gereken 273,24-TL karar ve ilam harcından, peşin yatırılan 48,31-TL peşin harcın mahsubu ile geriye kalan 224,93-TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAT KAYDINA,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/1-2 uyarınca belirlenen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan 99,11- TL harç ve 647,50-TL bilirkişi ücreti ve tebligat gideri olamak üzere toplam 746,61-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Yargılama giderlerinden sayılan 1.320,00 TL arabuluculuk masrafının davalının haksız çıkması nedeniyle davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
7-Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair, miktar itibariyle kesin olmak üzere, davalı tarafın yokluğunda, davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/10/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır