Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/657 E. 2021/486 K. 02.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO :2019/657
KARAR NO :2021/486

BAŞKAN :… …
ÜYE :… …
ÜYE :… …
KATİP :… …

DAVACI :… -TC Kimlik no- …

VEKİLİ : Av. … -…UETS
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … -…UETS
DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 29/11/2019
KARAR TARİHİ : 02/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26/08/2021
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dilekçesi ile, davacı müvekkili … ile dava dışı…İnşaat San. Ve Tic.AŞ yetkilisi… tarafından iki ortaklı … Bilişim Teknolojileri AŞ.nin kurulduğu ve halen iki ortaklı olarak devam ettiğini, Ticaret sicilinde 30.05.2018 tarihinde tescil edilen şirketin sermayesinin her biri 200,00 TL değerinde 250 adet paya ayrıldığını, müvekkili …’in hissesinin de her biri 200,00.-TL değerinde 100 adet paya karşılık gelen 20.000,00.-TL nakit olduğunu, şirketin ikinci kurucu ortağı … AŞ.nin ise şirketteki hissesinin ise her biri 200,00 TL değerinde 150 adet hisseye tekabül eden 30.000,00.-TL nakdi taahhüt olduğunu, şirketin ana sözleşmede yazılı olan konusunun ise her türlü bilgisayar donanımı içine işlenmiş yazılımların, işletim sistemi yazılımlarının, multimedya çoklu ortam yazılım ürününü ve benzeri sair yazılımın üretimi, geliştirilmesi, işlenmesi, çoğaltılması, her türlü fiziki ortamda yayılması işlemleri ile ilgili faaliyette bulunmak üzere kurulmuş bulunduğunu, müvekkilinin şirketin diğer ortağı ile bir araya gelip ortaklık hakkında karar alabilmesinin mobbing, ekonomik olgular, muhasebe ve finansal kayıtlardaki karışıklıklar sebebiyle imkansız olduğunu, bu durumun İnegöl 6. Noterliği’nin 17.09.2019 tarih ve …yevmiye sayılı ihtarnamesiyle ihtar edildiğini, davalı yan tarafından usulüne uygun olmayan ve hatta hatalı eksik evrak ile tek başına yapmış olduğu Olağan Genel Kurul toplantısı ile şirket yönetimine tek başına hakim olmak istemesi sebebiyle Genel Kurula çağrı duyurusunun müvekkilinin askerlikte olduğu 26.10.2019- 11.11.2019 tarihleri arasındaki döneme denk getirdiğini ve müvekkilinin toplantıdan haberdar edilme ve toplantıya katılma hakkının engellendiğini, yapılacak olan toplantının toplantının yapılacağı yerdeki tirajı yüksek gazetelerde dahi ilan edilmediğini ve duyurulmadığını, müvekkili tarafından şirketin resmi defterleri ve anlık bilanço kayıtları davalı yandan istendiğinde dahi bu kayıtların hazır olmadığını, ileri tarihte gelmesi müvekkiline söylenerek şirket hakkında bilgi almasının engellendiğini ve bu konuda kendilerince yapılan girişimlerden de olumlu bir netice alınamadığını, tutulan muhasebe kayıtlarının bu şekilde müvekkili ile paylaşılmadığı gibi bazı kayıtların eksik girildiğinin farkedildiğini, örneğin şirket tarafından alınan 02.08.2019 tarihli 52.500,00 TL, 02.10.2019 tarihli 21.000,00 TL, 02.12.2019 tarihli 31.500,00 TL olmak üzere toplam 105.000,00 TL olan nakit ödemelerin şirket kayıtlarında yer almadığını, alınan meblağlara ilişkin dekontların ellerinde olup bu tahsilatların ticari defterlere işlenmediğini, müvekkilinin şirket kayıtları hakkında bilgi edinmesi ve itiraz hakları bu şekilde elinden alınmış olup ayrıca Genel Kurula katılma ve her türlü karar katılma hakkının da bu şekilde elinden alındığını, 06.06.2018 tarihli Ticaret sicil gazetesine göre müvekkilinin… ile beraber davalı şirkette Yönetim Kurulu yetkileri bulunmakla beraber mobbing ve ekonomik olgular nedeniyle şirketten dışlanan ve hatta şirkete dahi alınmayan müvekkilinin bu yetkilerinin fiilen elinden alınmış olup diğer ortak … Mekanik AŞ. Yetkilii… tarafından şirketi Yönetim yetkilerinin bus üre zarfında kanuna aykırı şekilde tek başına kullanıldığını, dava dışı ortağın bu süre zarfında yapmış olduğu usulsüz işlemler ile kendi lehine menfaat temin ettiğini, müvekkilinin usulüne uygun şekilde çağrılmadığı ve bu nedenle yok hükmünde olan Genel Kurul toplantısının da davalı şirket ortağı … AŞ. Yetkilisi …’nun tek başına kararlar alarak fiilen kendi kendisini Yönetim Kurulu Başkanı ilan ettiğini, TTK.nun 410. Maddesinin emredici hükmüne göre Genel Kurul toplantsına çağrının Yönetim Kurulu tarafından yapılması gerektiğini, eğer Yönetim Kurulunun devamlı şekilde toplanmasının mümkün olmaması ya da toplantı nisabının oluşmaması gibi bir durum söz konusu ise bu durumda tek bir pay sahibinin mahkemenin izniyle Genel Kurulu toplantıya çağırabileceğinin düzenlendiğini, 07.11.2019 tarihli Genel Kurul Toplantısının 2018 yılına ilşkin olup 2018 yılı hesap döneminin sona ermesinden itibaren 3 ay içerisinde yapılması gerekirken bu kanuni zorunluluğa uyulmaması sebebiyle toplantının olağan Genel Kurul olarak nitelendirilmesinin mümkün olmayacağını, toplantıya çağrıyı yapan davalı şirketin diğer ortağı …AŞ yetkilisi…’nun 06.06.2019 tarihinden sonrası için Yönetim Kurulu Başkanı olarak yetkilendirilmediğiinden bu yetkiyi kullanmasının da mümkün olmadığını, yapılacak olan Genel Kurul toplantısının TTK.nun 410. Maddesi gereği mahkemeden izin alınmak suretiyle yapılması gerektiğini, aksi şekilde yapılan toplantının yok hükmünde sayılacağını, kanuna, esas sözleşme hükümlerine ve dürüstlük kuralına aykırı Genel Kurul toplantılarının iptal edilmesi gerektiğini, fiilen davalı tarafça yönetilen şirketin işleyişinde hileli işlemler kullanan ve müvekkilinin bu şekilde denetim haklarını elinden alan davalı tarafın müvekkilinin ortaklıktan herhangi bir ayrılma payı alacağı almaksızın ayrılmasını sağlamaya çalıştığını, yukarıda sayılan ve uzman bilirkişi incelemesi ile ortaya çıkacak diğer nedenlerle davalı … Şirketin 07.11.2019 tarihli hukuka aykırı toplantısının ve alınan kararların iptali ile haklı nedenlerle müvekkilinin hissedarı bulunduğu şirketin feshine , bu taleplerin kabul edilmemesi halinde müvekkilinin şirketteki paylarının gerçek değeri ödenmek koşuluyla şirketten çıkmasına veya uygun ve kabul edilebilir diğer bir çözüme karar verilmesi için mahkeme tarafından esas hakkında bir karar verilinceye kadar davalı şirkete tedbiren bir kayyum atanması ile şirketin borçlandırılmaması, aktiflerinin azaltılmasına yönelik satışların durdurulması ve vadeli satışların engellenmesi hususunda ihtiyati tedbire karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili davaya cevap dilekçesi ile, davanın kanunen öngörülen hak düşürücü süre içinde açılmadığını, bu nedenle öncelikle davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığından reddine karar verilmesini, davacı …’in 07.08.2019 tarihinde iş yerine gelerek ortaklığını sonlandırdığını beyan ettiği ve şirketin tüm verilerini kopya ederek şirketin devamı için gerekli şifreleri uhdesinde götürerek şirketi adeta kilitlediği, tüm iletişim araçlarından da müvekkili şirket yetkililerini engelleyerek ulaşılması imkansız hale getirdiğini, ve 17.09.2019 tarihli ihtarnameyi çekerek ortaklıktan ayrılma iradesi olduğunu beyan ettiği, müvekkili şirketin dava dışı… ve davacı … ile birlikte yönetildiğinden bu ihtarnameye cevap dahi veremediğini, davacının bırakıp gitmesi sonucunda müvekkili şirketin resmi makamalar nezdinde temsilinin imkansız hale geldiği, bu nedenle şirketin olağan genel kurulunun bir an önce yapılması ihtiyacının doğduğu , tüm bu sebeple müvekkili şirketin tek başına Genel Kurul çağrısı yapma yetkisi de olmaması üzerine Bursa 3. ATM.’nin 2019/… esas ve 2019/29 karar sayılı ilamıyla 17.10.2019 tarihinde mahkemeden izin alınmak suretiyle 07.11.2019 tarihli Olağan Genel Kurul toplantısının yapıldığı, iş bu çağrı kapsamında toplantı davet metninin davacı tarafa … posta numarasıyla 01.11.2019 tarihinde tebliğ edilmiş, davacı tarafın bizzat katılamayacağı durumda da vekil ile kendisini temsil ettirmesi nin kendisine ihtar edildiği, yine toplantı davetinin T. Ticaret Sicil Gazetesinin 23.10.2019 tarih ve..sayılı ilanıyla ilan edildiği, ancak dosya içerisinde mevcut hazirun cetvelinden de anlaşılacağı üzere davacının toplantıya da bizzat katılmadığı gibi kendisini bir vekil aracılığı ile de temsil ettirmediği, davacının bu şek,ilde toplantıya katılmayıp , toplantı öncesinde de her hangi bir mazeret sunmadığı, bu şekilde toplantı yeter sayısı ile toplanan Genel Kurulun şirketin iş ve işleyişi için gerekli kararları aldığı, toplantıda alınan kararlar incelendiğinde yalnızca şirketin Yönetim Kurulu Başkanı değişmiş ve davacı taraf şirketin temsili noktasında gerekli vazifelerini yerine getirmediğinden ve 1 yıllık süresi de sona erdiğinden onun yerine şirketin diğer ortaklarından …’nin şirketi müşterek imza ile temsile yetkili kılındığı, ve davacının iddia ettiği gibi kendisinin aleyhine herhangi bir karar alınmadığını, Genel Kurulun kasıtlı olarak davacının askerde olduğu döneme denk getirildiği iddiasının kötüniyetli olduğunu, Genel Kurula izin davasının ilk kez 12.09.2019 tarihinde başlatılmış olup Genel Kurul sürecine girildiğinde davcını askerde olduğunu bilmediklerini, davacı tarafın yönetim yetkisi kendisinde iken şirketi terk edip müşterek yönetim yetkisine sahip…’nun telefonlarına çıkmadığı, bu nedenle şirketin temsilinin imkansız hale geldiğini, bu nedenle Genel Kurul sürecinin başlatılmasının zorunlu olduğunu, davacı tarafın şirket yönetimini bizzat kendisinin terk ettiğini, şirket ana sözleşmesinin 11. Maddesi ile Genel Kurul çağrısının T.Ticaret Sicil gazetesinde ilanın yeterli görüldüğü, yapılan ilanların bu şekilde usulüne uygun bulunduğu anılan nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, Genel Kurul Kararının iptali- hükmen geçersizliği istemine ilişkindir.
Mahkememiz 2019/… esas sayılı dosyası dosyamız içersisine getirtilmiş, incelenmesinde…İnş.San.ve Tic.AŞ vekili tarafından davalı … Tek.AŞ.aleyhine TTK.nun 410/2 maddesine dayalı olarak açılmış Genel Kurula izin davası olduğu, davacı ortak tarafından 12.09.2019 tarihinde ilk kez mahkememize açılan iş bu dava ile davacı yanın dava dışı ortak …’in davalı … temsile müşterek yetkili olduğu halde şirket işlerini şirkete ait mail ,yazışma ve tüm programları ile birlikte alarak gittiği ve şirket işlerini bu şekilde kilitleyerek şirkete keşide ettiği İnegöl 6. Noterliği2nin 27.08.2019 tarih ve …. yevmiye no.lu ihtarnamesi ile de şirketten ayrılma iradesini belirttiği bu sebeplerle şirkete ait Genel Kurulun yapılmasına izin talep edildiği anlaşılmış mahkememizce toplanan ve dosya üzerinden değerlendirme konusu yapılan deliller kapsamında 2019/29 karar numarası ile 17.10.2019 tarihinde verilen karar ile davalı … AŞ.nin 2018 yılı Olağan Genel Kurulunun yapılmamış olup dava dışı …’in fiilen şirket yönetimini terk etmesi sebebiyle şirket yönetim kurulu toplanamadığından davacı ortağa Genel Kurul çağrısını yapmak üzere izin verildiği ve toplantı sürecinin bu şekilde davacı ortak tarafından başlatılarak iptali istenen 07.11.2019 tarihli Genel Kurulun yapıldığı anlaşılmıştır.
Davacı yanın bu davada ileri sürülen talepleri 07.11.2019 tarihinde yapılan davalı şirket Olağan Genel Kurul toplantısına çağrının usulüne uygun yapılmadığı, çağrının yetkisiz Yönetim Kurulu Başkanı tarafından yapıldığı, usulüne uygun ilan ve davacı müvekkiline tebliğ edilmediği, aynı zamanda toplantı tarihinin müvekkilinin askerde olduğu döneme denk getirilerek müvekkilinin toplantıya katılımı ve ortaklıktan kaynaklı haklarını kullanmasının engellendiği, bu nedenle yapılan olağan genel kurul toplantısının yok hükmünde sayılarak alınan kararların ve dolayısıyla dava dışı ortağın kendisini yönetim kurulu başkanı seçtirdiği kararların geçersizliğinin tespiti ile müvekkilinin şirket yönetiminden mobbing ve ekonomik baskılar nedeniyle dışlanması dava dışı ortağın şirket yönetimine tek başına hakim olmaya çalışması, ortaklığın bir arada yürütülememesi nedeniyle müvekkilinin şirketin gerçek değeri üzerinden hesaplanacak ayrılma akçesi ile beraber ortaklıktan çıkmasına , bu mümkün olmadığı taktirde davalı şirketin feshine ya da mahkemece uygun bulunacak diğer bir çözüme hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiş,yapılacak işlemlerin ve verilecek karar sonucunun farklılığı nedeniyle davacının tüm talepleri ile ilgili aynı dava ve esas üzerinden karar verilemeyeceği anlaşılmakla Genel Kurul karar iptali davası bu esas üzerinde bırakılarak şirketin feshi ya da davacının gerçek ayrılma akçesi ile davalı şirketten ayrılmasına karar verilmesi istemleri ile ilgili talepleri yönünden açılan dava ise bu dosyadan tefrik edilerek mahkememiz 2020… esas sayılı dosyası üzerinden yürütülmüştür.
Bursa Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne yazı yazılarak davalı şirkete ait ticaret sicil kayıtları dosyamız içerisine getirtilmiş, davalı şirkete yazı yazılarak 07.11.2019 tarihinde yapılan şirkete ait 2018 yılına ait Olağan Genel Kurul toplantısına ilişkin Toplantı tutanağı, ile eki hazirun cetveli, gündeme ilişkin ve toplantıya çağrının ne şekilde yapıldığına dair ilan ve tebligatı belirleyen diğer belgeler dosyamız içerisine getirtilmiş, davalı şirket hakkında Genel Kurul karar iptali davası açıldığına dair TTK.nun 448. Maddesi gereği kanunen gerekli ilanlar mahkememizce yaptırılmıştır.
Anonim Şirketlerin Genel Kurul Kararlarının iptali istemleri ile ilgili yasal düzenleme TTK.nun 445 ve devamı maddeleri ile hüküm altına alınmış olup, TüRK Ticaret Kanunu uygulamasına göre kanunen yasak kılınmayan hallerde kanunun aksine düzenleme ana sözleşme hükümleri ile yapılabilmektedir. TTK.nun 445/1 maddesinde düzenlemesini bulan Genel kurul iptal davası açılabilmesinin sebepleri kanunun anıln madde hükümleri ve devamında anlatılmış olup başlıca iki iptal hali benimsenmiştir ki Genel Kurul kararlarının kanuna, ana sözleşemeye ve dürüstlük kurallarına aykırı olduğu iddia edilmeli ve toplantıya katılan ortak tarafından bu kanuna aykırılığın toplantı ve anılan maddenin oylanması sırasında ileri sürülerek muhalefetin toplantı tutanağına geçirilmesi ile 3 aylık hak düşürücü süre içerisinde Genel Kurul kararının iptali davası açılması şeklinde söz konusu olup, toplantıya katılmayan ortağın dava açması ise toplantıya çağrının ve diğer bir usulsüzlüğün iddia edilmesi halinde söz konusu olabilmektedir ki iş bu durumda TTK.nun 446. Maddesinde yazılı mutlak butlan hallerinden sözü edilebilecek olup iş bu halde dava açılması 3 aylık hak düşürücü süreye de tabi değildir.Velev ki toplantıya usulsüz çağrı nedeniyle çağrılmayan ve bu sebeple de katılamayan ortağın kararın alınmasına etkili oy hakkına sahip paya sahip olsun.
Mahkememizce de inceleme anılan iş bu hükümler çerçevesinde yapılmış olup davalı şirketten getirtilerek inceleme konusu yapılan belge asıllarına göre davacı ortak …’e toplantıya çağrı tebligatının aynı adreste çalışan işçisine yapıldığı tebligat mazbatasından anlaşılmış olup gerekli toplantıya çağrı ilanın da yasal mevzuat ve ana sözleşme hükümleri gereği Türkiye Ticaret Sicil gazetesinde 23.10.2019 tarih ve ..sayısı ile toplantıdan iki hafta öncesine ilişkin olarak usulünce yapıldığı, alınan kararlarda, toplantı yeter sayısında bir usulsüzlük bulunmadığı, Yönetimsel faaliyetlere ilişkin karar alınmış olup yeni dönem şirket yetkililerinin seçilip belirlendiği ve toplantı tutanağının usulünce ilan edildiği, davacı …’in toplantıya çağrının usulsüzlüğü nedeniyle toplantıya katılım sağlayamadığı ve bu nedenle yapılan toplantının ve alınan kararların geçersizliği iddia olunmuş ise de davacının davalı şirkette her biri 200,00 TL değerinde 250 paya ayrılmış 50.000,00 TL değerindeki şirket hisselerinden 100 adet paya karşılık gelen 20.000,00 TL değerindeki % 40 şirket hisselerine sahip olduğu, dolayısıyla şirketin her biri 200,00 TL değerinde 150 adet paya karşılık gelen 30.000,00 TL değerinde % 60 çoğunluk şirket hisselerinin diğer ortak…İnş San ve Tic. AŞ.’ de olduğu, bu kapsamda davacı …’in toplantıya çağrı usulsüz olsa ve sırf bu sebeple toplantıya katılamamış olsa bile bu durumda toplantıya ve dolaysıyla oylamaya katılamamış olmasının karar sonucuna ve o kararların alınmasına etkili olması gerekir ki pay durumları itibariyle davacının toplantıya katılıp kararlara olumsuz oy kullanması halinde dahi dava dışı diğer ortağın olumlu oyuyla aynı kararlar yine de alınabilecek olduğundan yani TTK.nun 446/-1 b maddesinde yazılı etkililik prensibi gereği bu usulsüzlükler kararların alınmasına etkili olmayacağından davacının dayanağı olan kanuni şart gerçekleşmediğinden yerinde görülmeyen davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Tarifesi gereği alınması gereken 59,30.-TL maktu harçtan peşin yatırılan 44,40.-TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90.-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye İRAT KAYDINA,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Asgari Avukatluk Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 4.080,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın hükmün kesinleşmesinden sonra 6100 Sayılı HMK’nun 333.maddesi uyarınca davacı tarafa İADESİNE,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzünde, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Yargı yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/06/2021

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza