Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/605 E. 2020/604 K. 12.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/605 Esas
KARAR NO : 2020/604

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI :… DERİ DÖNÜŞÜM-… -(:…)
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … -(TCKN: …)- …

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/11/2019
KARAR TARİHİ : 12/11/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 27/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkili ile yapılan ticari iş kapsamında 16.07.2019 düzenleme tarihli cari hesap alacağı olan toplam 4.149.265,5 TL borcunun bulunduğunu, iş bu hususun davalıya 26.07.2019 tarihli ekli ihtarname ile bildirilmesine rağmen ödemenin yapılmadığını belirterek cari hesap alacağının kısmi dava olarak şimdilik 10.000,00 TL’sinin ihtarname ile borcun muaccel olduğu tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmişir.
Davalının usulüne uygun tebligata rağmen cevap dilekçesi ibraz etmediği gibi delil de bildirmediği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, konusu alacağın taraflar arasındaki ticari satımdan kaynaklanan cari hesap alacağı olduğu anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında yazılı bir satım sözleşmesi bulunmamaktadır. Faturaya konu malın teslim edildiğine dair yazılı bir belge de yoktur. Kural olarak alacağın varlığı hususunda ispat yükü davacının üzerindedir.
Yazılı bir belge bulunmaması sebebiyle tarafların ticari defter ve belgeleri incelenmelidir.
Bilindiği üzere taraflar tacirdir. Ticari davalarda dava konusunun tarafların ticari işletmeleri ile ilgili olduğundan ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin yahut alacak miktarının ispatı mümkündür.
HMK’nın 222. Maddesine göre ; Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
Buna göre mahkeme taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden resen taraflardan defter ibrazını isteyebilir.
HMK’nın 219.maddesi tarafların belgeleri ibrazı zorunluluğunu düzenlemiştir. Buna göre ; Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir. Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir.
HMK’nın 219.maddesi talep edildiği durumlarda defter ve belgelerin ibraz zorunluluğunu hüküm altına almıştır.
HMK 220.maddesi talep edilmesine rağmen tarafın belgeyi ibraz etmemesinin neticelerini düzenleme altına almıştır. Buna göre ; İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir. Mahkemece, ibrazı istenen belgenin elinde bulunduğunu inkâr eden tarafa, böyle bir belgenin elinde bulunmadığına, özenle aradığı hâlde bulamadığına ve nerede olduğunu da bilmediğine ilişkin yemin teklif edilir. Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir.
HMK’nın 220.maddesi bu şekliyle elinde bulunduğu anlaşılan bir belgeyi ibraz etmemenin hüküm ve sonuçlarını ortaya koymuştur. Hiç şüphesizdir ki 220.maddede düzenlenen belge tabiri ticari defter ve belgeleri de kapsamaktadır.
Tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın defter ve belgeleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Anılan yasal düzenlemeler uyarınca verilen süreye rağmen bir taraf ticari defter ve belgelerini sunar diğer taraf sunmaz ise bu davranışı ile kendi defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan engel olduğu bu sonucun varlığını ve neticelerini kabul etmiş sayılır. HMK’nın 220.maddesi kapsamında ticari defter ve belgeler bunu tutan tarafın zilliyetliğinde olduğundan 220/2.maddesindeki inkarı da yapamayacaktır.
Dava dosyası, ibraz edilen deliller ve tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, davacı defterlerini ibraz ettiği halde davalı taraf mahkememizce verilen kesin süreye rağmen defterlerini ibrazdan kaçınmıştır, bu hususta davacı kayıtları dikkate alınarak hüküm kurulması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
16/03/2020 Tarihli Bilirkişi Raporuna göre; davacı tarafın ticari defterlerinin sahibi lehline delil teşkil edebileceği ve davacının davalıdan ticari defter ve kayıtlarına göre 4.149.265,55- TL tutarında alacaklı olduğu, davacı tarafından davanın 10.000,00-TL üzerinden kısmi olarak açıldığı, her ne kadar davacı ihtarname ile borcun muaccel olduğu tarihten itibaren faiz işletilmesini talep etmişse de, dosyaya ibraz edilen belgelerden davacı tarafından davalıya gönderilen ihtarnamenin davalıya tebliğ edilemediği anlaşılmakla, mahkememizce davanın kabulü ile; 10.000,00-TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile; 10.000,00-TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar yasası gereğince alınması gereken 683,10-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 170,78-TL harcın mahsubu ile bakiye 512,32-TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAT KAYDINA,
3-7155 Sayılı Kanunun 23.maddesi ile 6155 Sayılı Kanun 18/A-12-13 maddeleri uyarınca 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk hizmeti giderinin davalıdan alınarak hazineye irat KAYDINA,
4-Davacı tarafından yapılan 221,58-TL harç, 531,00-TL tebligat ve bilirkişi ücretinden oluşan toplam 752,58-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/1-2 uyarınca belirlenen 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair, davalı taraf yokluğunda davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Yargı yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/11/2020

Katip …
✍e-imzalı

Hakim …
✍e-imzalı