Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/592 Esas – 2023/540
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/592
KARAR NO : 2023/540
HAKİM : …..
KATİP : …..
DAVACI : ……….. -TC Kimlik no- ……..
Cumhuriyet Mah. İzzetpaşa Sk. No:35 İç Kapı No:3 Şişli/ İSTANBUL
VEKİLİ : Av. M………
DAVALI : …TEKSTİL SAN VE TİC.LTD.ŞTİ. – [25999……-….] UETS
VEKİLİ : Av. …… – [16179-71485-……… UETS
DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/11/2019
KARAR TARİHİ : 30/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/06/2023
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; davacı vekili dilekçesinde özetle; davalı tarafın, müvekkili aleyhine Bursa 6. icra Dairesinin 2019/… esas sayılı dosyasından 68.009,44 TL tutarlı ilamsız takip başlattığını, bahse konu takibe gerçeğe aykırı biçimde cari hesap ekstresine yansıtılan vade farkı alacağı dayanak gösterildiğini, yapılacak defter incelemesi ile tespit edileceği üzere müvekkilinin davalı firmaya borçlu olmadığı gibi aksine alacağının bulunduğunu, müvekkilinin borcu olmadığının tespiti ve alacağının tahsili için arabuluculuğa başvurulduğunu ancak anlaşamama durumunun gerçekleştiğini, böylece söz konusu davayı açma gereği duyulduğunu belirterek öncelikle Bursa 6.İcra Dairesinin 2019/… Esas sayılı dosyasının dava sonuna kadar tedbiren durdurulmasına, müvekkilin borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin hak ve alacaklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL’nin davalıdan alınarak tarafımıza verilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; davalı vekili dilekçesinde özetle;Davacı borçlunun Bursa 6.İcra Müdürlüğünün 2019/… esas sayılı icra dosyası ile yapılan icra takibinde borçlu olmadığına ilişkin menfii tespit ve 10.000,00 TL alacak talebinin haksız ve kötü niyetli, yasal dayanaktan yoksun olduğu ile davanın reddini talep ettiği, müvekkilinin, 23.10.2018 tarih ve A 672392 seri nolu KDV dahil 47.959,93 TL bedelli ve 31.12.2018 tarih ve A 672425 sıra nolu KDV dahil 65.455,11 TL bedelli KUR FARKI FATURALARI ile alacaklı olduklarını, ticari ilişkiden oluşan kur farkı alacağı nedeni ile düzenlenen kur farkı faturalarının Noter aracılığı ile ihtarname çekildiğini ve fatura bedellerinin ödenmesinin istendiğini, davacı yanın ihtarnamelere riayet etmeyip borcu ödemediğini ve icra takibine başlandığını, taraflar arasındaki ticari ilişkide, müvekkil tarafından davacıya kumaş satışı yapıldığını, satışın USD üzerinden kur belirtilerek faturaların düzenlendiğini, davacı tarafça bu faturaların defterlerine işlendiğini, ödeme şeklinin faturalarda 120 gün döviz çeki veya kur farklı TL çeki olarak belirtildiğin,, taraflar arasında da kur farkı talep edileceğinin sipariş sözleşmelerinde açıkça kararlaştırıldığını, bu nedenlerle davacıdan olan kur farkı alacağının kabulü ile, haksız ve mesnetsiz davanın reddini, davacı tarafın %20’sinden az olmamak koşulu ile icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava; dava konusu icra takibine konu faturalar nedeniyle davacının davalıdan borçlu olup olmadığına ilişkin menfi tespit davasıdır.
Mahkememizce davacı defterleri için İstanbul (Çağlayan) Nöbetçi asliye ticaret mahkemesine talimat yazılmasına, dava dosyası, ibraz edilen deliller ve davalı defterlerine ait ticari defter ve dayanağı kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak icra takip tarihi itibariyle davacının var ise alacaklı olduğu miktar ve faizinin belirlenmesinin istenmesine karar verilmiş, taraf defterleri üzerinde yapılacak İncelemenin 02/04/2020 günü saat 14.00’den itibaren yapılmasına, taraf vekillerine TTK’nun 83, HMK’nun 222.maddeleri uyarınca incelemeye esas ilişki dönemini kapsayan ticari defter ve dayanağı kayıtları inceleme gün ve saatinde hazır etmeleri aksi halde ticari defterlerinin ibrazdan kaçınmış sayılacaklarının kabul edileceği husunun ihtarına, HMK’nun 278/4.maddesi uyarınca Bilirkişilere yerinde inceleme yetkisi verilmesine, HMK’nun 280.maddesi uyarınca bilirkişi raporu ibraz edildiğinde birer örneğinin duruşma günü beklenmeksizin davacı gider avansı kullanılarak taraflara tebliğine karar verildiği anlaşılmıştır.
Davalı tarafa ait ticari defter ve belgeler üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu SMMM bilirkişinin 14/10/2020 tarihli raporunda; davalının 2018, 2019 yılı e-defterlerinin açılış ve kapanış beratlarının T.T.K’nun 64. ile 213. sayılı V.U.K.’nun 220. ve 222.inci maddelerinde öngörülmüş olan esaslara uygun olarak oluşturulduğu, kayıtlama sistemi olarak Tek Düzen Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği’ne ve Muhasebe İlke ve Kurallarına uygun olarak tutulduğu, tutulması zorunlu diğer defterlerin de birbirlerini doğruladığı davalının ticari defterlerine takip tarihi itibariyle 68.009,44.-TL davacıdan alacaklı göründüğü, davalı … Tarafından, 23.10,2018 tarihinde A-672392 nolu fatura ile … ÇİZGİ – ………..’na 47.959,93 TL’lik “Sipariş sözleşmeleri gereği TL çekleri kur farkı faturasıdır” ibaresi ile KUR FARKI faturası düzenlendiği, 31.12.2018 tarihinde A-672425 nolu fatura ile … ÇİZGİ – ………..’na 65.455,11 TL’lik “31.12.2018 cari hesap değerleme kur farkı faturasıdır” ibaresi ile KUR FARKI faturası düzenlendiği, davalı tarafın sunduğu, 2016,2017,2018 diğer faturalarında ÖDEME ŞEKLİ:” 120 Gün Döviz Çeki veya Kur Farklı TL çeki” belirtildiği, 2016 yılı faturalarından 31.12.2016 tarihli A-670974 numaralı fatura ile de davacı yana 12.862,18 TL’lik KUR FARKI faturası kesildiği, yine davalı tarafın sunduğu dilekçe EK-6 daki sipariş sözleşmelerinde “ÖDEME ŞEKLİ:” 120 Gün USD Çek ya da Kur Farklı TL çek* haftalık nakit ödeme” açıklamasının olduğu, satış faturalarının incelenmesinde, faturaların döviz olarak düzenlendiği VUK gereği TL karşılığının faturalarda gösterildiği, tespit edilmiş olup, kur farkı faturalarının kabulü hususunda takdirin Sayın Mahkemede olduğu, Kur Farkı faturalarının kabulü yönünde olması durumunda Davalının ticari defterlerine göre 02/03/2019 takip tarihi itibariyle 12.927,28 USD davacıdan alacaklı göründüğü, (EK-1 Döviz Cari hesap ekstresi) davacı ile davalı arasında her bir sipariş için imza altına alınmış sipariş sözleşmelerinden, davalının ticari defterlerinden ve davacının icra müdürlüğüne yapmış olduğu itirazdan da ticari ilişkininin mevcut olduğu, Bursa 6. İcra Dairesi’nin 2019/… E. Sayılı icra dosyası incelendiğinde davacı tarafından takip tarihine kadar temerrüt faizi talep edilmemiş olması nedeniyle faiz hesaplaması yapılmadığının bildirildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce davacı ve davalıların defterlerinin ayrı ayrı incelendiği, bu defterlerin bir bütün halinde raporlanması ve davacı vekilinin itirazlarının değerlendirilmesi hususunda dosyanın ek bilirkişi raporu alınması için tevdiine karar verilmiş, bilirkişinin kendisi tarafından davalı yanın ticari defterleri incelendiği, davacı yanın ticari defterler incelemesi İstanbul- 12.Asliye Ticaret Mahkemesi Başkanlığınca yaptırılmış olduğu, SMMM Bilirkişinin raporunda; 2.1 maddesinde; davacı yanın 2017 ve 2018 yılları ticari defterlerinin kapanış tasdik tarihlerini yanlış yazdığı, VUK 215. Maddesi; “..tutulacak defter ve kayıtların Türkçe tutulması zorunludur. Muhasebe kayıt ve belgelerde Türk Parası (Türk Lirası) birimi kullanılır” dediği bilinmekte, bilirkişi raporunun 2.2. maddesinde; Davacı taraf cari hesabındaki tespitlerin yevmiye kayıtlarının tespitinde 4.4 sonuç maddesinde, “davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan kaydi olarak asıl alacak olarak 89.226 USD tutarında borçlu olduğu” ‘nu belirttiği, yapılan bu tespitin hem VUK 2015. Maddesine aykırı olduğu, yapılan incelemenin 2016-2017-2018 yıllarını kapsadığı ancak sadece 2018 ekstresinin konulduğu, 02/03/2019 takip tarihinde alacak tespitini yaptığını belirttiği, takip tarihi yılı olan 2019 yılına ilişkin bir incelemeye rastlanmadığı, Tüm bu hususlar değerlendirildiğinde; SMMM Bilirkişisinin usule uygun inceleme yapmadığı anlaşılmakla, raporların birleştirilerek dava konusu hakkında bir sonuca varılamayacağının açık olduğu, bu sebeple, davacı yanın ticari defter incelemesinin Başka bir SMMM’ye yaptırılması ya da davacı yan ticari defterlerinin getirtilerek tarafınca inceleme yapılabileceğinin bildirildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce bilirkişi raporu incelendiğinde kur farkının hesaplanışının raporda gösterilmediği görülmekle kur farkı faturalarına esas ibraz edilen çeklerin vade tarihleriyle faturaların ödeme tarihleri arasındaki kur farklarının ayrı ayrı hesaplanarak kur farkı miktarının hesaplanması için dosyanın daha önceki bilirkişiye tevdi edilerek ek rapor alınmasının istenilmesine karar verilmiş, bilirkişi ek raporunda davalı … Tarafından, 23.10.2018 tarihinde A-672392 nolu fatura ile … ÇİZGİ – ………..’na 47.959,93 TL’lik “Sipariş sözleşmeleri gereği TL çekleri kur farkı faturasıdır” ibaresi ile KUR FARKI faturası düzenlendiği, 31.12.2018 tarihinde A-672425 nolu fatura ile … ÇİZGİ – ………..’na 65.455,11 TL’lik “31.12.2018 cari hesap değerleme kur farkı faturasıdır” ibaresi ile KUR FARKI faturası düzenlendiği, davalı tarafın sunduğu, 2016,2017,2018 diğer faturalarında ÖDEME ŞEKLİ:” 120 Gün Döviz Çeki veya Kur Farklı TL çeki” belirtildi 2016 yılı faturalarından 31.12.2016 tarihli A-670974 numaralı fatura ile de davacı yana 12.862,18 TL’lik KUR FARKI faturası kesildiği ve bu faturanın her iki taraf defterlerinde de kayıtlı olduğu, yine davalı tarafın sunduğu dilekçe EK-6 daki sipariş sözleşmelerinde “ÖDEME ŞEKLİ:” 120 Gün USD Çek ya da Kur Farklı TL çek* haftalık nakit ödeme” açıklamasının olduğu, satış faturalarının incelenmesinde, faturaların döviz olarak düzenlendiği VUK gereği TL karşılığının faturalarda gösterildiği, tespit edilmiş olup, KUR FARKI faturalarının kabulü hususunda takdirin Sayın Mahkemede olduğu, Kur Farkı faturalarının kabulü yönünde olması durumunda Davalının ticari defterlerine göre 02/03/2019 takip tarihi itibariyle 12.927,28 USD davacıdan alacaklı olacağı, (EK-1 Döviz Cari hesap ekstresi) davacı taraf veki kök rapora itirazı değerlendirildiğinde; “bilirkişinin davalı yanın müvekkilden 02.03.2019 takip tarihi itibariyle 68.009,44 TL alacaklı olduğunu beyan etmiş ancak bu beyanı destekleyecek herhangi bir hesaplama yapmamıştır.” diye itiraz ettiği, itiraza konu tutarın davalı cari hesap hesap ekstresindeki alacak tutarı olduğu belli olup, bununla ilgili açıklama yapılmış, raporda değişiklik yaratacak başka bir bilgi ve belge sunulmamış, davacı ile davalı arasında her bir sipariş için imza altına alınmış sipariş sözleşmelerinden, davalının ticari defterlerinden ve davacının icra müdürlüğüne yapmış olduğu itirazdan da ticari ilişkininin mevcut olduğu, Bursa 6. İcra Dairesi’nin 2019/… E. Sayılı icra dosyası incelendiğinde davacı tarafından takip tarihine kadar temerrüt faizi talep edilmemiş olması nedeniyle tarafımdan faiz hesaplaması yapılmadığının bildirildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce dosyanın yeni bir SMMM bilirkişisine tevdi ile dosya kapsamında ve bilirkişice gerekli görülmesi halinde yerinde inceleme yapılarak davalının takibe konu dosyada talep ettiği kur farkını alacağının bulunup bulunmadığı bulunuyor ise miktarları hususunda rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verilmiş, bilirkişinin 04/09/2022 tarihli raporunda; dosyadaki evraklar incelendiğinde taraflar arasında her sipariş öncesi SİPARİŞ SÖZLEŞMESİ düzenlendiği ve bu sözleşmede ürün fiyatlarının dolar bazında verildiği, ödemenin de 120 gün USD çek ya da kur farklı TL çek *haftalık nakit ödeme şeklinde yapılacağı açıkça yazılmış, ayrıca kesilen tüm faturalar mevzuat gereği TL olarak kesilmekler birlikte Yargıtay’ın şart koştuğu gibi dolar bazında karşılığı ve o günkü kur bilgisi belirtilerek kesilmiş, sadece faturanın bu hali bile kur farkı istenmesi için yeterli şart olduğu, kur farkında, vade farkında olduğu gibi teamül aranmayacağı, bütün bunları bir araya getirdiğimizde davalının kur farkı faturası kesmesi ve kur farkı istemesi yerinde olduğu, cari hesap ekstresinin dikkate alınmamasını talep etmiş, muhasebe fatura satış programları olan bütün firmalarda cari hesaplar firma bazında tutulmakta olduğunu, bir nevi muavin defter dökümü ile cari hesap ekstresi birbirlerinin kontrol aracı olduğunu, kayıtlarda yapılan bir hata nedeniyle muavin defterde görünen bakiye de hatalı olacağını, cari hesap ekstresi ile karşılaştırma neticesinde hatanın bulunması çok daha kolay olacağını, bu durum ters yönde de olabileceğini, cari hesap ekstresindeki hata muavin defter dökümü yardımıyla tespit edilebileceğini, cari hesap ekstresi her zaman için Excel de istenildiği şekilde de hazırlanıp incelemeye sunulabileceğini, vekilin sözünü ettiği delil niteliği olmayan cari hesap dökümleri bunlar olduğunu, muavin defier kayıtları ile karşılaştırma yapıldığında çok kolaylıkla bunun gerçek olmadığı delil niteliği taşımadığı tespit edilebileceğini, davalının cari hesapları incelendiğinde 2016 yıl sonunda kur farkı faturası kesildiği ve iki taraf defterlerinde de yer aldığı görüldüğünü, davalının dolar bazındaki cari hesap ekstresi defter kayıtları ile uyumlu olup 2018 yıl sonunda dolar bazında tespit edilen bakiye alacağı 12.927,28-3$, 2018 yıl sonu itibari ile dolar döviz alış kuru 5,2609-TL olup TL karşılığı alacak tutarı 68,009,44-TL olduğunu, önceki – bilirkişinin 3. Ek raporda ifade ettiği”Bedelin döviz cinsinden veya dövize endekslenerek ifade edildiği işlemlerde, bedelin kısmen veya tamamen vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu tarihten sonra ödenmesi halinde, satıcı lehine ortaya çıkan kur farkı esas itibarıyla vade farkı mahiyetinde olduğundan, matrahın bir unsuru olarak vergilendirilmesi gerekmekte olduğunu, buna göre, teslim veya hizmetin yapıldığı tarih ile bedelin tahsil edildiği tarih arasında ortaya çıkan lehte kur farkı için satıcı tarafından fatura düzenlenmek ve faturada gösterilen kur farkına, teslim veya hizmetin yapıldığı tarihte bu işlemler için geçerli olan oran uygulanmak suretiyle KDV hesaplanabileceğini, bedelin tahsil edildiği tarihte alıcı lehine kur farkı oluşması halinde, kur farkı tutarı üzerinden alıcı tarafından satıcıya bir fatura düzenlenmesi gerekmekte olduğunu, ortaya çıkan kur farkı kimin aleyhine çıkarsa ödenmesi zorunlu bir fark olduğunu, dolayısıyla kur bazlı olarak borç alacak ilişkisini incelediğimizde davalı davacı firmadan 12,927,28-$ KDV dahil alacaklı olduğunu, ancak taraflar arasındaki cari hesaplar arasında görünen farklılıkların hesaplanabilmesi ve karşılaştırılıp doğrunun – bulunabilmesi. için tarafların karşı tarafa ait muavin defter dökümlerini ve kebir defterlerini usb içinde mahkemeye ibraz etmeleri gerekmekte olduğunu, uygulamada sürekli hareket gören ticari ilişkilerde defterlerde TL üzerinden borç alacak takip edilirken ayrıca faturanın kesildiği döviz üzerinden de ayrı bir cari hesap tutulması ve alacak borç rakamının olarak ta takibinin yapıldığı görülmekte olduğunu, 3 er aylık geçici vergi dönem sonlarında eğer varsa kur farkı oluşmuşsa faturası kesilmez lehe kur farkı oluşmuşsa yurtdışı satışlar rakamına aleyhe kur farkı oluşmuşsa kambiyo zararları hesabına bu tutar işleneceğini, burada KDV hesaplanmasına gerek bulunmadığını, bedelin tahsil edildiği tarihte alıcı lehine kur farkı oluşması halinde, kur farkı tutarı üzerinden alıcı tarafından satıcıya bir fatura düzenlenmesi gerekmekte olduğunu, sonuç olarak ortaya çıkan kur farkı kimin aleyhine çıkarsa ödenmesi zorunlu bir fark olduğunu, dolayısıyla kur bazlı olarak borç alacak ilişkisini incelediğimizde davalı davacı firmadan 12,927,28-$ KDV dahil alacaklı olduğunu, ancak taraflar arasındaki cari hesaplar arasında görünen farklılıkların hesaplanabilmesi ve karşılaştırılıp doğrunun – bulunabilmesi. için tarafların karşı tarafa ait muavin defter dökümlerini ve kebir defterlerini usb içinde mahkemeye ibraz etmeleri gerekmekte olduğunun bildirildiği anlaşılmış, bilirkişi raporunda eksik olduğu belirtilen her bir tarafın karşı tarafa ait muavin defter dökümlerini ve kebir defterlerini usb içinde mahkemeye ibraz etmeleri için 4 haftalık kesin süre verilmesine, bu süre içeresinde belirtilen eksiklik giderilmediği takdirde karşı tarafın kayıtlarının esas alınacağının ihtarına karar verilmiş, sunulduktan sonra bilirkişinin 11/03/2023 tarihli raporunda; bu nedenle taraflardan defter dökümleri ve muavin defter dökümleri talep edilmiş, ibraz edilen muavin defter dökümleri ve defter kayıtlarının cari hesap ekstreleri ile uyuştuğu tespit edilmiş, davalının hesapları incelendiğinde 2016 yıl sonunda kur farkı faturası kesildiği ve iki taraf defterlerinde de yer aldığı görülmüş, davalının dolar bazındaki cari hesap ekstresi defter kayıtları ile uyumlu olup 2018 yıl sonunda dolar bazında tespit edilen bakiye alacağı 12.927,28-3$ dır. 2018 yıl sonu itibari ile dolar döviz alış kuru 5,2609-TL olup TL karşılığı alacak tutarı 68,009,44-TL olduğu, dolayısıyla kur bazlı olarak borç alacak ilişkisini incelediğimizde davalı firmanın davacı firmadan 12,927,28-$ karşılığı 68,009,44-TL alacaklı olduğunun bildirildiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamına göre; dava konusu icra takibine konu faturalar nedeniyle davacının davalıdan kur farkı sebebiyle borçlu olup olmadığına ilişkin menfi tespit davası olduğu, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında incelenen ticari kayıtların incelenmesi sonucunda dosya kapsamında alınan bilirkişi rapor ve ek raporları da nazara alınarak 2016 yıl sonunda kur farkı faturası kesildiği ve iki taraf defterlerinde de yer aldığı, davalının dolar bazındaki cari hesap ekstresi defter kayıtları ile uyumlu olduğu, 2018 yıl sonunda dolar bazında tespit edilen bakiye alacağı 12.927,28-3$ dır. 2018 yıl sonu itibari ile dolar döviz alış kuru 5,2609-TL olup TL karşılığı alacak tutarı 68,009,44-TL olduğu, dolayısıyla kur bazlı olarak borç alacak ilişkisini incelendiğinde davalı firmanın davacı firmadan 12,927,28-$ karşılığı 68,009,44-TL alacaklı olduğu anlaşıldığından davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90-TL harçtan, peşin yatırılan 1.332,21.-TL harcın mahsubu ile fazla alınan 1.152,31.-TL harcın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 12.481,51.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa İADESİNE,
Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile Bursa Bölge Adliye Mahkemeleri Nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okundu, usulen anlatıldı.30/05/2023
Katip ……
e-imza
Hakim …..
e-imza