Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/519 E. 2021/296 K. 01.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/519 Esas – 2021/296
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

ESAS NO : 2019/519
KARAR NO : 2021/296
HAKİM : … …
KATİP : .. …

DAVACI : …TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ -…
VEKİLİ : Av. …UETS
DAVALI : 1- …

VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 2- …

VEKİLİ : Av. … UETS
DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/11/2019
KARAR TARİHİ : 01/04/2021
Mahkememizde açılan davanın açık muhakemesi sonunda ;
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde, davalıların…Ltd. Şti. nin eski çalışanları olduğunu, davalıların iş akitlerinin sonlanmasının ardından başlayan 2019/2020 eğitim öğretim yılının başında okullarına kayıtlı 17 öğrencinin velisinin çocuklarının okul ile ilişiğini kestiğini ve Bursa …kolejine kayıt yaptırdığını, davalıların müvekkili şirketin veri tabanından bilgileri haricen öğrenerek öğrencilerin velileri ile irtibata geçtiğini, veliler ile yapılan görüşmelerde şirket yetkilisi… ve eşi … başta olmak üzere okulda çalışan öğretmenler ve diğer personeller ile okulun yemekhanesi, çocuklara gösterilen ilgi ve alakayla ilgili gerçeği yansıtmayan yalnızca karalayarak okulu kötülemek amacıyla birçok iddia ileri sürüldüğünü, 17 velinin tamamen davalıların kötü niyetleri doğrultusunda okul ile irtibatını kestiğini, bu nedenle davalılar tarafından gerçekleştirilen haksız rekabetin tespitini, 10.000,00 TL cezai şartın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal ticari faiziyle davalılardan tahsiline, 150.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan tahsilini, 120.000,00 TL manevi manevi tazminatın dava tarihi itibari ile işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı …vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili …’ın davacı şirkete ait… …Derneği Anaokulu’nda görsel sanatlar öğretmeni olarak çalıştığını, davacı ile müvekkili arasında işveren-işçi ilişkisi bulunduğunu, taraflar arasındaki ilişkinin iş hukukuna dayandığını bu nedenle görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, iş sözleşmesindeki maddeler nedeniyle işçinin çalışma özgürlüğünün kısıtlanmasının mümkün olmadığını, müvekkilinin okuldan kaydını sildirerek …Kolejine geçtiği iddia edilen öğrencilerin velileri ile arasında iddia edilen şekilde hiçbir görüşme gerçekleşmediğini, bu nedenle davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili …’ün, okulda ön büro elemanı olarak çalışmakta iken işveren tarafından özlük hakları ödenerek 13/09/2019 tarihinde işten çıkarıldığını, dava dilekçesinde okuldan “alışılmışın dışında” öğrenci kayıt sildirmelerinin tarihi olarak yaz ayları, 15 Temmuz ve sonrası bir zaman dile getirildiğini, bu zaman dilimi müvekkilinin iş akdinin devamı olan bir tarihte olduğundan ve sonrasında işveren ile ilişkisinin kesilmesi sırasında da dile getirilmeyen bu hususun ticari bir haksız rekabete konu edilemeyeceğini, bu nedenle taraflar arasında ki ilişkinin öncelikle iş hukukuna dayanması sebebi ile müvekkili yönünden görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, müvekkili …’ün işten ayrılış tarihi ve şekli yanında okuldaki vazifesi itibari ile de bu davanın tarafı olamayacağını, aktif taraf ehliyeti olmayan müvekkiline açılan bu davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, müvekkili hakkında dava dilekçesinde somut tek bir eylem olarak bahsi geçen okuldan kayıt sildirmek isteyen bir velinin (…) dilekçesinde adı geçtiğinden bahsedilmiş ancak müvekkilinin bu öğrenci velisinin kaydını aldırmasından dolayı nasıl bir maddi kazanç elde ettiğine dair bir emare ortaya konmadığını, davanın işçilik haklarını konu ettiğinden öncelikle görev yönünden; davalının işten çıkarılmış, kendisi ile ibralaşılmış ve şuan işsizlik maaşı alan eski bir personel olması sebebi ile rekabet etme imkanı olamayacağından husumet yönünden; dava kötü niyet ile açıldığından, kötü niyet tazminatı ile dava yargılama masrafı ve vekalet ücretinin karşı taraf tahmiline karar verilmesini savunmuştur.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLER VE GEREKÇE;
Dava; davacı şirkette iş akti bulunan davalıların iş akitlerinin sona ermesinden sonra haksız rekabete sebep oldukları iddiası ile açılan tazminat ve sözleşme nedeniyle cezai şart talepli davadır.
Davacı çalışanları olan davalıların işten ayrıldıktan sonra başka bir okulda çalışmaya başladıklarını ve kendi okullarında kayıtlı olan 17 öğrencinin davalılar nedeniyle kayıtlarını sildirdiğinden ve davalıların yeni çalışmaya başladığı okula kayıt yaptırdığından bahisle işbu davayı açmıştır.
17 adet öğrencinin MEB kayıtları istenmiş ve incelenmiş olup, 17 öğrencinin kaydını sildirdiği fakat bunlardan … , …,… … ve … isimli öğrencilerin davalıların çalışmış olduğu …Koleji isimli okula kayıt yaptırdıkları görülmüştür.
Dinlenen davacı tanığı, duruşma sırasındaki beyanında davalı …’nun numarasını kendisinin istediğini ve aldığını, davalıların , çocuğunu okuldan aldırma konusunda kendisi ile iletişime geçmediğini aksine kendisinin onlar ile iletişime geçtiğini, çocuğunu okuldan almak için haklı gerekçeyi kendisinin onlara sorduğunu beyan etmiştir. İlgili tanığın beyanlarındaki tutarsızlıklar, yine davacı tarafından dosyaya sunulan tanığın el yazısı ile yazmış olduğu dilekçesindeki beyanları dikkate alındığında, tanığın davalıları okul aleyhine konuşmaya yönlendirdiği yönünde mahkemede izlenim uyandırmıştır.
Yine tanık …’ın davalılardan …le yapmış olduğu Whatsapp görüşme içerikleri tanık tarafından dosyaya sunulmuş ise de, bu görüşmeler kişisel veri niteliğinde olduğundan ve kişisel verinin diğer ilgilisi olan davalı tarafından buna rıza gösterilmemesi hasebi ile HMK 189/2 ve 189/4 uyarınca mahkememizce bu görüşme kayıtlarının delil vasfında olmadığı gözetilerek karara esas alınmamıştır.
Yine dinlenen 5 adet davalı tanığı çocuğu davacıya ait okuldan kaydı silinen öğrencilerin velileridir. Bu tanıklar da davalıların kayıt sildirme konusunda herhangi bir müdahale ve yönlendirmelerinin olmadığını yeminli olarak beyan etmişlerdir.
Davalılardan …’nun okulda öğretmen olarak çalıştığı, diğer davalı …’in ise ön büro görevlisi olarak çalıştığı görülmektedir. Davalılar , davacıya ait okulda kilit personel pozisyonunda çalışan, okulun verilerini kendi menfaatleri doğrultusunda kullanabilecek nitelikte personeller değildir. Nitekim aynı bölgede çalışmama yönündeki taahhüt de bu sebeple geçerli değildir. Davalılar işçi statüsünde olup, emekleri karşılığı ücret ile geçimlerini sağlayan kişilerdir. Davalılara getirilen bu tarz bir yasak bir rekabet etmeme yasağı değil bir kelepçeleme sözleşmesi olarak nitelendirilebilecek bir yasak türüdür ki, hukuken buna cevaz verilmesi mümkün değildir. Nitekim bu tarz bir yasak nedeniyle davacının ekonomik Davalı … yönünden öngörülen mahalleler ile sınırlandırılan yasak bu türde bir yasak kabul edilmiştir. Zira Bursa şartları gözetildiğinde özel okulların büyük oranda zaten ilgili bölgelerde toplandığı görülmektedir. Gelirini emeğinden kazanan ve kilit pozisyonda olmayan sıradan bir işçiye , bir bölgede çalışmama yönünde yasak getirilmesi mahkememiz nezdinde geçerli ve cezai şart ödenmesini gerektirir bir yasak olarak kabul edilememiştir. Nitekim bu husus Anayasa’nın çalışma hürriyeti ile de bağdaşmamaktadır.
Davalıların , öğrencilerin davacıya ait okuldan ayrılmalarında yahut kendi çalıştıkları okula kayıt olmalarında maddi bir menfaat elde ettikleri de dosya kapsamında ispatlanabilmiş bir veri olarak karşımıza çıkmamıştır. Zaten dosyadaki delillerden olan tanık beyanlarından anlaşıldığı üzere, davalıların sistematik , planlı ve koordineli biçimde, çocukların kayıtlarının silinmesi ve yeni çalıştıkları okullara kayıt yaptırmaları yönünde çabalarının olmadığı ve okuldan elde ettikleri verileri bu yönde kullanmadıkları görülmüştür. Davacı tarafından bu hususlar başkaca delillerle ispatlanamamıştır.
Davacı vekilinin ısrarla telefon görüşme HTS kayıtlarının istenilmesi talebi mevcut ise de, hem AİHS, hem Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve diğer ilgili kanunlar uyarınca esas olan iletişim hürriyeti ve görüşmelerin gizliliğidir. HTS kayıtları ceza yargılaması gibi delil serbestisinin olduğu bir yargılama sisteminde dahi belirli şartlarda başvurulabilecek delil olarak kabul edilmiştir. Davalıların kimlerle görüştüğünün tespiti bu dosya bazında , etkili ve hukuka uygun olarak kullanılabilecek bir delil değildir. Nitekim bu talepler HMK 189/4 uyarınca hakime verilen yetkiye dayanılarak, kayıtların istenilmesinin HMK delil ve ispat kuralları gereği caiz olmadığına ve istenilmesine gerek görülmediğine karar verilmiştir.
Davacının davalılar kaynaklı ispatlanabilir maddi yahut manevi bir zararı bulunmadığı kanaatine varılmıştır. Ayrıca cezai şart yönünden de geçersizlik sebebine yukarıda değinildiği üzere red kararı vermek gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30.-TL harcın peşin alınan 5.123,25.-TL harçtan mahsubu ile bakiye 5.063,95.-TL’nin istemi halinde davacıya iadesine,
3-Arabuluculuk masrafı olan 1.320,00.-TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, bu hususta harç tahsil tezkeresi düzenlenilmesine,
3- Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Asgari Avukatluk Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan maddi zarar yönünden 21.050,00-TL vekalet ücreti ve manevi tazminat yönünden 15.350,00.-TL vekalet ücreti olmak üzere toplamda 36.400,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davacı tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın hükmün kesinleşmesinden sonra 6100 Sayılı HMK’nun 333.maddesi uyarınca istem halinde davacı tarafa İADESİNE,
Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine dair kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile Bursa Bölge Adliye Mahkemeleri Nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okundu, anlatıldı. 01/04/2021

İş bu kararın gerekçesi 01/04/2021 tarihinde yazılmıştır.

Katip …
✍e-imzalı

Hakim …
✍e-imzalı