Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/516 E. 2020/231 K. 17.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/516 Esas
KARAR NO : 2020/231

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … … UETS
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … -…UETS

DAVA : Alacak (İnanç Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/11/2019
KARAR TARİHİ : 17/06/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 23/06/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (İnanç Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile karşı taraf borçlu şirket arasında … isimli inşaat projesinde kurulacak ortaklık için 04.11.2017 tarihli sözleşme imzalanarak sözleşmenin 3.1 maddesinde belirtildiği üzere sözleşmenin konusunun müvekkili …’ın karşı taraf borçlu şirkete … projesinde kurulacak ortaklık için ortaklık avansı olarak 5.000.000,00 TL vermesi olduğunu, sözleşmenin kurulduğu 25.10.2017 tarihinde 750.000,00 TL.nin ortaklık avansı olarak davalı şirket yetkilisi …’ye aynı gün iki kalem halinde gönderildiğini, 1.000.000,00 TL.nin 07.11.2017 tarihinde davalı borçlu şirket hesabına havale edildiğini, 07.11.2017 tarihinde 750.000,00 TL borçlu şirket hesabına havale edildiğini, 09.11.2017 tarihinde 2.500.000,00 TL davalı borçlu şirket hesabına 5 ayrı dekontlar ile havale edildiğini, aynı sözleşmenin 8. maddesi sözleşmenin kurulamaması halinde yükümlülükler başlıklı maddesi 8/1 alt maddesinde taraflar arasında ortaklığın kurulamaması ve inşaata başlanamaması halinde davalı borçlu şirketin müvekkili şirketten almış olduğu 5.000.000,00 TL.yi 06.08.2018 tarihinde müvekkiline ödemekle yükümlü olduğunu, söz konusu borcun ödenmemesi halinde ise teminat olarak alınan 31.10.2017 tanzim tarihli 06.08.2018 vade tarihli 5.000.000,00 TL. bedelli senedin işleme konulması ve senedin ödenmemesi halinde de avans faizi ödemeyi davalının kabul ve taahhüt ettiğini, ancak geçen süre içinde davalı tarafça inşaata başlanamamış ve sözleşme şartlarının yerine getirilmemiş olduğu halde davalı tarafın müvekkiline iade etmekle yükümlü bulunduğu 5.000.000,00 TL.nin ancak 1.321.165,00 TL bedel ödediğini ancak bakiyesinin halen ödenmediğini, karşı taraf borçlunun müvekkile toplam 3.678.835,00 TL yi avans faizi ile birlikte ödemesi gerektiği iş bu bedelin tahsili amacıyla arabuluculuk başvurusunda bulunulmuş olmasına rağmen taraflar arasında anlaşma gerçekleşmediği anılan nedenlerle davalı borçlunun 3.678.835,00 TL borcunu 06.08.2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili aleyhine açılan davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, öncelikle davacı ile davalı arasında faiz karşılığında borç para verme ilişkisi söz konusu olup Ticaret Mahkemeleri değil Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğunu, bu nedenle mahkemenin görevine itirazla görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, davacı tarafın her ne kadar taraflar arasında ticari ilişki olduğunu iddia etmiş ise de taraflar arasında hiç bir şekilde ticari ilişki söz konusu olmadığını, müvekkili şirketin yaşadığı ekonomik sıkıntılar çerçevesinde faiz karşılığında iki kereye mahsus olmak üzere 5.000.000,00 TL 25.10.2017 ve 07.11.2017 tarihlerinde ve 8.000.000,00 TL 18.01.2018 tarihinde olmak üzere toplam 13.000.000,00 TL borç para aldığını, davacı tarafın bu durum karşısında gerçek ilişkiyi gizlemek amacıyla dosya içersine sunulan sözleşmenin tanzim edilerek müvekkili şirket yetkilisinin de içinde bulunduğu zor durum nedeniyle bu sözleşmeyi imzalamak durumunda kaldığını, faizle borç para verme işinin gerçek bir ticari ilişki olduğu izlenimi yaratmak maksadıyla … San. Ve Tic. A.Ş. ile … arasında 04.11.2017 tarihli sözleşmenin tarafların gerçek iradelerini yansıtmayacak şekilde imzalanarak …. parselde kayıtlı taşınmazlarda … adı altında kurulacak proje ortaklık tarafından yapılacağını, ancak bu sözleşmede ortaklığa ilişkin hiç bir ayrıntı yoktur. Bu kadar kapsamlı ve yüksek bedelli bir projenin ise hiç bir detayı belirtilmemiş iki sayfalık bir sözleşme ile hayata geçirilmesinin ise mümkün olmadığını, bu sözleşme kapsamında müvekkiline verilen borç paranın taraflar arasında kurulacak ortaklık için avans verilmiş gibi gösterilerek taraflara arasında bu paraya karşılık olarak 75.000,00 TL tutarında faiz kararlaştırılmış olduğunu, kararlaştırılan faize karşılık … tarafından seri senetler düzenlerenerek …’a tevdi edildiği, nitekim davacı hakkında daha sonra Bursa 24. Asliye Ceza Mahkemesinin 2020/… esas sayılı dosyası ile tefecilik suçundan kamu davası açıldığı, davacı yanın suç duyurusunda bulunulmadan önce faiz adı altında yapılan ödemelerin hiç birisini kabul etmemiş olup gönderdiği ihtar ve yazılarda 5.000.000,00 TL.nin tamamını talep ettiğini ancak suç duyurusu sonrasında is e bu kez 3.678.835,00 TL lik bakiye borç olduğundan bahisle dava ikame ettiğini,
Davacı yandan alınan tutarın bununla sınırlı olmayıp…şirketinin ekonomik sıkıntılarının devam etmesi üzerine bu kez de 8.000.000,00 TL faizle borç para alındığını, bu kez faizle para verme işleminin teminatı olarak borcu ferileriyle birlikte karşılayacak tutarın çok üzerinde değere sahip olan davacının yetkilisi olduğu… LTD.ŞTİ ve davacı adına dava dilekçesinde yazılı 19 adet taşınmazların tapuda yazılı düşük bedellerle davacıya devredildiği, belirtilen iş bu devirlerle ilgili işlemlerin satış gösterilerek banka kanalıyla borç alınan paranın ödemesinin yapıldığını, taşınmazların gerçek değerinin çok altında satışının yapıldığı hususunun davacı tarafça yaptırılan Bursa 3 ATM.nin 2019/…D.iş sayılı dosyası ile yaptırılan değer tespitlerinden de …parselde bulunan … kapsamında bulunan kalan bağımsız bölümlerin toplam değerininin 18.850.000,00 TL olduğunun belirtildiğini, diğer taşınmazların değerleri ile birlikte bu rakamın çok üstünde bir rakama ulaşıldığı, bu durumda alınan 5.000.000,00 TL ve 8.000.000,00 TL.nin çok üzerinde bir ödemenin davacı taraf yapılmış olduğunu ve hatta davacı tarafça fazla alınan taşınmazların iadesi gerektiğini, faiz karşılığı borç para verilmesi sonucu borç miktarından fazla alınan taşınmazların iadesi için tapu iptali ve tescili davası açma haklarını saklı tuttuklarını, anılan tüm bu nedenlerle müvekkilinin davacı tarafa borçlu bulunmayıp davacıdan alacaklı bulunduğunu beyanla tüm bu konularda dava açma hakları saklı tutularak davanın reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLER VE GEREKÇE;
Dava, davacı ile davalı arasında … isimli inşaat projesinde kurulacak ortaklık için imzalanan 04/11/2017 tarihli sözleşmeye istinaden davacının davalıya ödemiş olduğu 5.000.000,00 TL’den bakiye kalan alacağı olan 3.678,835,00 TL’sinin ortaklık kurulamaması ve söz konusu sözleşmeye konu inşaata başlanamamış olması nedeni ile iadesine yönelik alacak davasıdır.
Adi ortaklık sözleşmesi iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmek istedikleri sözleşmedir. ( TTK m. 620/1)
Adi ortaklık ilişkisi TBK’nun 639.maddesinde sayılan sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesi ile sona erer. Somut olaya bakıldığında; taraflar arasında imzalanan 04/11/2017 tarihli sözleşme ile davacı …’ın dava ……. İnşaat San. Ve Tic. A.Ş. Arasında … isimli inşaat projesinde kurulacak ortalıklık için ortaklık avansı olarak 5.000.000,00 TL verdiği, aynı sözleşmesinin 8.maddesi ile taraflar arasında ortaklığın kurulamaması ve inşaata başlanamaması halinde davalı şirketin davacı yandan aldığı 5.000.000,00 TL ‘yi iade ile yükümlü bulunduğu, iadesi gereken bu tutardan 1.321.165,00 TL bedelim iade edilip, dava konusu olan 3.678.835,00 TL’nin iade edilmediğinden bahisle bu tutarın dava konusu edildiği uyuşmazlıkta sözleşme ile kurulan adi ortaklık ilişkisinin tasfiyesinin söz konusu olduğu anlaşılmıştır.
30/06/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6335 sayılı yasanın 3.maddesi ile değişik 6102 sayılı TTK’nun 5/3.maddesi uyarınca; Asliye Ticaret Mahkemeleri ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisinden çıkartılıp, görev ilişkisine dönüştürülmüştür.
6100 Sayılı HMK’nun 1.maddesinde; görevin kamu düzenine ilişkin olduğu düzenlenmiş olup aynı yasanın 114/1-c maddesinde; görevin dava şartı olduğu belirtilerek, mahkemenin görevli olup olmadığın davanın her aşamasında mahkemenin kendiliğinden araştıracağı hükmüne yer vermiştir.
Ticaret Mahkemelerinin görevi 6102 Sayılı TTK’nun 5/1.maddesi ile ” tüm ticari dacalar ” olarak belirlendikten sonra ticari davaların nelerden ibaret olduğunu düzenleyen aynı yasanın 4.maddesi ile ise; ” Her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu kanunda düzenlenen hususlar ile maddenin b, c, d, e, f bentlerinde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. ” düzenlemesini getirmiş olup; eldeki davaya bakıldığında, taraflar arasındaki hukuki uyuşmazlığın adi ortaklık sözleşmesinden kaynaklı alacak davası olduğu ve buna göre davacı tarafın adi ortaklığa koyduğu sermaye payının ya da bir başka deyişle alacağının tahsili talep edilmiş olmakla; taraflar arasındaki uyuşmazlığın adi ortaklığın tasfiyesi hükümleri ( TBK’nun 620 ve devamı maddeleri ) gereğince ve 642.maddelerindeki tasfiye hükümlerinin somut uyuşmazlığa uygulanmak sureti ile çözümlenmesi gerekmekte olup; davanın nitelik itibari ile mutlak ticari dava sayılamayacağı, HMK’nun 2.maddesi ile TTK’nun 4 ve 5.maddeleri kapsamında eldeki davaya Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından bakılması gerektiği kanaatine varıldığından, davacının davasının görev yönünden reddine, dosyanın görevli Bursa Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olması nedeniyle, dosyanın HMK’nun 20.maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık süre içinde talep edilmesi halinde görevli Bursa Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Yargılama ve Harç Giderlerinin 6100 Sayılı HMK’nun 331/2.maddesi uyarınca görevli mahkemece dikkate ALINMASINA,
4-Kararın birer örneğinin davacı gider avansından karşılanmak üzere taraflara TEBLİĞİNE,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesinden sonra 6100 Sayılı HMK’nun 333.maddesi uyarınca davacı tarafa İADESİNE,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzünde, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Yargı yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/06/2020

Başkan …
✍e-imzalı
Üye …
✍e-imzalı
Üye …
✍e-imzalı
Katip …
✍e-imzalı