Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/495 E. 2022/321 K. 24.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/495 Esas
KARAR NO : 2022/321

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … (TC. …) …
VEKİLİ : Av. …….UETS
DAVALI : … … …
VEKİLİ : Av. … … UETS
DAVA İHBAR OLUNANLAR : 1- … -…
2- … -…
3- … -…
4- … -….
5- … -…
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 08/11/2019
KARAR TARİHİ : 24/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı Kooperatiften müvekkilin edinidiği ve kendisinin 11 yıldır fiilen oturduğu dairesinin 11.11.2017 tarihinde yıkılmak suretiyle elinden haksız bir şekilde alındığını, yönetimin bugüne kadar zararı tazmin ctmek bir yana, müvekkilin her türlü iletişim davetine kapalı olduğunu, ihtarname ile alacak talebinde cevap vermemiş ve nihayetinde de arabuluculuk davetine dahi icabet etmediğini, 12.02.2017 tarihinde kooperatifin olağan genel kurulunda 8. madde gerekçe gösterilmek sureti ile kentsel dönüşüm ve mevcut binaların yıkım kararı alındığını, davacı müvekkilin 20.02.2017 tarihinde 2017/…. E. sayılı dosyası ile 2. Asliye Ticaret Mahkemesine, genel kurul sırasında muhalefet şerhi koydurduğu; maddenin iptali istemiyle kooperatife dava açtığını, açılan bu dava nihayetinde10.07.2019 tarihinde sayın mahkemenin 2017/… E., 2019/…. Kararı ile davanın müvekkil lehine sonuçlanmış ve davaya konu 8.madde mahkeme kararı ile iptal edildiğini, davacı müvekkilin yukarıda sözü edilen davayı açtığı tarihten sonra kooperatifçe yapılan hiçbir genel kurulara davet cdilmediğini, davet edilmediği bu genel kurullarda müvekkilin yokluğunda müvekkilin zararını arttıracak herhangi bir karar alınmışsa şimdiden peşinen reddettiklerini, davacının 2. Asliye Ticaret Mahkemesine 2017/…. sayısıyla açmış olduğu dava devam ederken müvekkilin dairesinin bulunduğu bina ; kooperatifin yönctim ve denetim kurulu üyelerinin sorumluluğunda yıkılmış ve yerine ne bir bina tesis edilmiş, ne de zarar tazmin edildiğini, yukarıda bahsi geçen kooperatifin Genel kurulunda alınan karardan 6 ay evvel ,20.08.2016 tarihinde Kooperatif başkanı ile mütcahhit Yılmazlar İnşaat arasında, üyelerin haberi olmadan, daha sonra açığa çıkan bir ön protokol imzalanmak suretiyle yıkım önceden planlandığı, bu ön protokol ekte sunulduğunu, kooperatif yönetimi müteahhitle böyle bir protokol yapmaktaki amacı ise üyelerin sahip olduğu daha büyük metrekaredeki dairelerin yıkılarak yerine daha küçük metrekarede ve daha düşük arsa payına sahip daireleri kooperatif üyelerince kabulünü sağlayıp, haklarından feragat etmelerinin beklenmekte olduğunu, ayrıca oluşacak olan fazla sayıdaki dairelerde kendi aralarında pay edilip haksız kazanç sağlanacağı, 2.Asliye Ticaret mahkemesinin iptal ettiği, ekte sunulan , genel kurul kararının 8 maddesi değerlendirildiğinde yönetimin ne kadar ard niyetli olduğu ve müvekkilin dairesini geri vermemek üzere yıktığının anlaşılacak olduğunu, bu genel kurul kararı ekte sunulduğunu, daireler yapılsa bile çeşitli bahaneler gösterilerek müvekkile dairesinin verilmeyeceği anlaşıldığından müvekkil tarafından bu maddeye muhalefet şerhi konulmuş ve mezkur dava açıldığı, bugünkü koşullarda yıkılan binaların yeniden yapımı da imkansız gözükmekte olduğu, müvekkil, 8.madde ile iptali istenen 13.02.1998 tarihli 16.Noterden yapılan …yevmiye nolu ilk sözleşmeden doğan arsa payını almış , 2006 yılımda net 151metrekare olan dairesini kaba inşaat ularak kooperatiften teslim almış, o dönemin şartlarında müvekkil, 2007 olağan genel kurul kararı sonucu (belgesi ekte sunulmuştur) 50.000 TL. harcayarak, konperatifin kabadan teslim ettiği dairenin iç imalatını, kapılar ve mutfak dolapları dahil, kendisi yaptırmış, 2007 yılında 4.500 TL kapalı otopark farkı vermiş ve nerden çıktığı belirsiz 8.800 TL daire inşaal metrekare farkı vermiş , 11.600.- TL ilave arsa payı farkını göencl kurul kararları gereği ödediğini, ayrıca 2006 yılında ise sayding farkını aidat harici 6.000 TL olarak ödediğini, müvekkilce yapılan bu ödemelerin belgesinin, 2006 yılı genel kurul 11.madde karar eki olarak dökümante edilmiş halde, ekte sunulduğunu, ayrıca Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/…, 2019/…. sayılı dosyasında ve şahitler tarafından ilave arsa payı doğrulanmış ve hesap bilirkişi raporunda tüm defterlerde yaptığı inceleme ve hesap döküm sonucu dikkate alındığında, sonuç kısmında müvekkilin kooperatife borcu olmadığı ortaya konduğunu, 2006 yılında tesliminden 11 yıl sonrada yıkılmak süretiyle müvekkilin dairesi fiilen ve hukuk dışı yollarla elinden alındığını, müvekkilin kooperatiften, arsa payından (206 m2) ve diğer alacaklarından dolayı, bir daire bedelinin çok üzerinde alacağı mevcut olduğu, 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/… ve 2019/ …. K. sayılı kararı sonucu 8. maddesinin iptali ile bu maddede sözü edilen Bursa 16. Naterliğinde zapta alınan 1913 yevmiye nolu ilk sözleşme halen çari olduğundan, bu sözleşmenin hükümlerine göre müvekkilin arsa üzerinde hakları sabit olduğu belirtilerek davalı kooperatifin malvarlığına, yönetim ve denetim kurulu üyelerinin mal varlıklarma, müvekkilin haklarının olduğu Nilüfer ilçesi, Gümüştepe mah. HZ1C10BIB pafta, 3763 ada, 3. Parsede bulunan arsaya, tedbir konulmasını, müvekkilim kuvoperatife karşı yükümlüklerini yerine getirdiği halde kanunusuz bir kararla dairesinin olduğu bina yıkılmış ve tekrar daire elde etme hakkı da elinden alındığından müvekkilin yıkılan aynen iadesine , taşınmaz aynen iade edilemeyecekse kooperatifin yönetim ve denetim kurulu üyelerinin sorumluluğunda alenen vuku bulan zararın, olay mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda fazlaya ilişkin haklar saklı olmak kaydıyla şimdilik 300.000.- TL maddi olarak zararın tazminini , davanın kabulünü, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının, müvekkil kooperatifi zarara uğratma niyetiyle hareket ederek, işbu kötü niyetli davayı müvekkil kooperatife yönelttiğini, davacı, müvekkil kooperatifin yapılan ihtarlara ve arabuluculuk görüşmelerine itibar etmediğini, her türlü iletişime kapalı olduğunu iddia ettiği, oysa ki, davalı müvekkil kooperatif bünyesinde arabuluculuk sürecini yönetecek genel kurulca atanmış herhangi bir yönetici bulunmadığını, arabuluculuk sürecine davet mektubunu tebliğ alan müvekkil kooperatif bu davet mektubuna, görüşmeye yetkisi olmadığı için katılamadığını açıklayan bir cevap sunduğunu, söz konusu arabuluculuk süreci bu sebeple sonuçsuz kaldığını, ayrıca davacı tarafça alacakları olduğu iddiasıyla gönderilen ihtarname haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacı alacaklı olduğu iddiasıyla haksız bir ihtarname göndermiş ve bu ihtarnameyi, işbu haksız davada delil olarak göstermekte olduğunu, açıklamak gerekirse; davacı müvekkil kooperatife borçlu olduğundan, iddia ettiğinin aksine müvekkilden hiçbir alacağı bulunmadığını, ayrıca davacı taraf Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülen 2017/… 2019/…Numaralı davayı açtıktan sonra hiçbir genel kurul toplantısına davet edilmediğini iddia etse de bu iddiası gerçek dışı olduğunu, Kooperatif yönetimi tarafından 30.06.2018 tarihli genel kurul için kendisine davet mektubu çıkarıldığını, bu davet mektubu ise, davacının adres değişikliği yapmış olmasına rağmen bu değişikliği müvekkil kooperatife bildirmediğinden kendisine ulaşmamış olup iade döndüğünü, üyelerin yaptığı adres değişikliğini ise kooperatif yönetiminin kendiliğinden öğrenmesi mümkün olmadığını, davacı adresini değiştirmiş olmasına rağmen 12.02.2019 tarihli hazirun listesinde yeni adresini bildirmeden eski adresini doğru göstererek imza attığını, davacının, bu iddiası da tamamen kötüniyetli olup davalı müvekkili zarara uğratma niyetiyle hareket ettiği,12.02.2017 tarihli genel kurul tarihinde alınan 8 numaralı karar Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/231E. 2019/1131K. Numaralı kararı ile iptal edildiği, ancak söz konusu kararın iptali davacının uğramış olduğu herhangi bir hak kaybı sebebiyle ya da esasa ilişkin bir hukuka aykırılık sebebiyle olmayıp, toplantı yeter sayısı sağlanamadığından iptal edildiği, yani söz konusu iptal kararı tamamıyla şekle ilişkin olup davacının dilekçesinde bu hususu ileri sürmesinde hukuki yararı da bulunmadığı, davacı, bahsedilen maddeye muhalefet şerhi düşerken de kötü niyetli olarak hareket ettiği, bahsedilen kararın12.02.2017 tarihli genel kurulda verilmiş bir karar olsa da bu karar ilk olarak, 18.06.2016 tarihli genel kurul toplantı tutanağında 10. Madde olarak kararlaştırılmış olup davacı da bu maddeye muhalefet şerhi düşmeksizin kabul ettiği, 2017 tarihli genel kurulda yer alan, yukarıda belirtilen dava ile iptal edilen 8. Madde, 2016 yılı genel kurulda verilmiş olan 10. Maddenin açıklaması mahiyetinde olduğu, davacının 2016 yılında muhalefet şerhi düşmemiş olduğu maddeye 2017 yılı genel kurulunda muhalefet şerhi düşmesi, müvekkil kooperatifi zarara uğratma niyetiyle hareket ettiğini gösterdiği, davacının dairesinin de içerisinde bulunduğu arsadaki tüm binalarda uygulanan tasarruflar yönetim ve denetim kurulu tarafından genel kurulca kendilerine verilen yetki kapsamında olduğu, Yönetim ve denetim kurulu kendisine verilmiş yetkiyi aşan bir işlem yapmadığından sorumluluğun yönetim ve denetim kuruluna yüklenmesi hukuken mümkün olmadığı, söz konusu taşınmaz üzerinde yapılan tüm tasarruflar genel kurulda üyelerce verilen yetki kapsamında gerçekleştirildiği, ayrıca, yeni inşaat için gerekli ruhsat alınmış, proje çizilmiş, kat irtifak tapuları çıkartıldığı, taşınmaza ilişkin bu bilgiler, mahkemenizce tapu müdürlüğü ve ilgili belediyeden istendiğinde, beyanlarımızın doğruluğu görüleceği, davacının bu husustaki iddiaları da gerçek dışı olduğu, davacı tarafça müvekkil ile Yılmazlar İnşaat arasında genel kuruldan 6 ay önce imzalanmış gizli bir ön protokol olduğunu iddia etmişse de bu iddia gerçek dışı olduğu, belirtilen görüşme, yukarıda bahsedilen 2016 yılı genel kurulunda alınmış karara istinaden gerçekleşen bir sözleşme görüşmesi mahiyeti taşıdığı, bu protokolün üyelerden gizli olarak gerçekleştirilmediği, davacının dilekçe eki olarak mahkemenize sunmasından açıkça anlaşılmakta olduğu, müvekkil kooperatif dava dilekçesinde iddia edildiği gibi üyeleri zarara uğratma niyetiyle hareket etmediği, böyle bir iddianın kabul edilmesi mümkün olmadığı, ayrıca yıkımın gerçekleştiği söz konusu yere yapılacak olan dairelerin daha küçük yapılarak fazladan daire elde edileceğini; fazla dairelerin ise yönetim tarafından kendi aralarında pay edilerek haksız kazanç elde edileceği iddiası da gerçek dışı olduğu, kooperatif tarafından söz konusu taşınmazda yapılan inşaat, üyelerden alacakların tahsil edilememesi, aidatların ödenmemesi sebebi ile tamamlanamamış, yer sahipleri alması gereken daireleri alamadıkları, müvekkil kooperatife bu yüzden dava dışı yer sahipleri tarafından çeşitli ihtarlar gönderildiği, tüm üyelerine eşit davranma yükümlülüğü altında olan müvekkil kooperatif bu durum sonucunda, sözleşmenin feshinin önüne geçmek için kooperatif genel kurulu toplamış ve bahsi geçen 8. Madde düzenlendiği, bu madde uyarınca kooperatif borçlarının ödenmesi ve ekonomik sıkıntılardan kurtulabilmesi için söz konusu inşaat işleri için başka bir müteahhit firmayla görüşülmüş olup; müvekkil kooperatifin emlak vergi borçları ödenmiş ve ekonomik darboğazdan çıkılarak anlaşma sağlandığı, bu anlaşma uyarınca da fazla sayıdaki daireler müteahhit firmaya ait olacak, geriye kalan daireler ise yine hak sahiplerine teslim edileceği, davacı, yıkılan binaların yerine yapılacak olanlar daha küçük olacağını hak kaybına uğrayacağını iddia etmişse de, yeni yapılan dairelerin daha kullanışlı, daha ekonomik, günümüz şartlarına uygun, modern ve yeni olacağı için, alınan ruhsat ve projeye göre yıkılan taşınmazlardan daha değerli olacağı, bu sebeple, davacı da dahil olmak üzere hiçbir üye hak kaybına uğramayacağı, ayrıca davacının kötü niyetle, müvekkil kooperatifi zarara uğratma amacıyla hareket etmiş olduğunu gösteren bir diğer husus da; davacının hem yapılacak dairelerin, yıkılan dairelerden daha küçük olduğunu ve hak kaybına uğradığını, hem de yıkılan binalar yerine yenisinin yapılması için müteahhit firma ile gizlice anlaşarak üyeleri zarara uğratma niyetinde olunduğunu iddia etmiş olmasına rağmen binaların yeniden yapımının imkansız olduğunu iddia ederek çelişkiye düşmesi olduğu, müvekkil kooperatifin, üyelerden gizli olarak yeni bir müteahhit firma ile anlaşarak var olan binalar üzerinde yıkım kararı alıp yeni bir inşaata girişilmiş olduğu iddiası haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğu, bu karar davacının iddia ettiği gibi haksız bir şekilde gerçekleştirilmediği, yukarıda da belirtildiği üzere 2016 yılı genel kurulunda yönetime üyelerce bu hususta yetki verildiğini, söz konusu genel kurulda davacı tarafın da olumlu görüşü ve imzası kayıt altına alındığını, yukarıda da belirttiği üzere davacının bu kararda muhalefet şerhi olmadığı, ayrıca belirtmek gerekir ki davacı taraf söz konusu yeni projeyi kendisine saldırı olarak görmekte ise de bu durum tamamen gerçek dışı olduğu, söz konusu yeni proje uyarınca yer sahipleri, müteahhit firma ve diğer tüm üyeler eşit haklara sahip olup, elde edilecek bağımsız bölümlerin hepsi aynı değerde ve aynı nitelikte olacağı, bu husus imzalanan sözleşme ile de özellikle kayıt altına alındığını, Kooperatif bu madde ile tüm üyelere karşı eşitlik ilkesini yerine getirmiş olup söz konusu tasarrufta hukuka aykırılık bulunmadığını, davacı taraf kooperatife karşı olan sorumluluklarını yerine getirmediğini, sorumluluklarını yerine getirmeyen bir kooperatif üyesinin de hak talebi söz konusu olamayacağı, söz konusu yeni projeye ilişkin ruhsatlar alınmış, kat irtifakı tapuları hazırlanmış olmasına karşın dayanak genel kurulun 8.madde hükmü iptal edildiğinden tapuların hak sahiplerine devri işlemi dayanaksız kaldığı, açıkça görülmektedir ki davacı taraf müvekkil kooperatife zarar vermekte dava dışı diğer hak sahiplerinin haklarına kavuşmasına engel olduğu, tapuların devrini gerçekleştirebilmek için alınacak yeni bir genel kurul kararından sonra sorumluluklarını yerine getiren üyeler haklarına kavuşacağı, davacı taraf Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017… 2019/…. Sayılı dava dosyasından müvekkil kooperatife karşı borçlu olmadığının anlaşıldığını iddia etmiş ise de bu husus gerçek dışı olduğu, söz konusu dava konu itibariyle davacının iddia ettiği konuya ilişkin olmadığından herhangi bir kesin hüküm etkisi ve bağlayıcılığı olmadığı, belirtilen bu dava celp edildiğinde, davacının bu iddiasında da haksız olduğu görüleceği, kooperatif borçlarından tüm üyeler birlikte sorumlu olduğu, müvekkil kooperatifin de dava dışı borçları bulunmakta olduğu, borçlu olan bir kooperatif üyesinin borcu olmadığını iddia etmesinin hukuken ve mantık kuralları açısından herhangi bir geçerliliği bulunmadığı, davacı, yıkım gerçekleşen bina için ekstra masraflar yaptığını iddia ederek bazı alacak kalemleri ileri sürdüğü, ancak davacının yapmış olduğu bu masrafların genel kurul kararlarına dayanan masraflar olup, davacının bu masraflara ilişkin imzaladığı evraklar mevcut olduğu, iş bu evrakların mahkemeye sunulacağı belitilerek davacı tarafın bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığından işbu davanın usulden reddine, aksi takdirde haksız ve dayanaktan yoksun işbu davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER; Bursa 16. Noterliği 13.02.1998 tarih . yevmiye sayılı kat karşılığı inşaat sözleşmesi, Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017… Esas 2019/… Karar sayılı dosyası,Bursa 10. Noterliği’nin 01.08.2019 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi, tapu kayıtları, yapı ruhsat örneği ve onaylı mimari proje örneği, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü yazı cevabı, davalı kooperatif kayıtları, tanık beyanları, keşif, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; ,
Dava; iptaline karar verilen 12.02.2017 tarihli kooperatif genel kurul kararı gereğince yıkılan dairenin aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde meydana geldiği iddia edilen zararın tahsiline ilişkin tazminat davasıdır.
Mahkememizce, taraflarca gösterilen kanıt ve belgeler toplanmış, tanıkların dinlenmesine karar verilmiştir.
Davacı Tanığı …: “Ben davacı …’un davaya konu Kooperatife ait yıkılan binasında kiracı idim. Yıkım esnasında ben halen kiracıydım. Üç dört yıldır, binada oturmaktaydım. Önce suyumuzu kestiler sonra elektriğimizi kestiler. Sonra açtırdık, bir daha aynı şekilde üç dört kez suyumuzu kestiler. Binada her halde iki kişi falan taşınmıştı. Geri kalan binada oturuyordu. İlk başka Kooperatifin bulunduğu daireye balyozla giriştiler. O kadar sert oldu ki bina sallandı. Bir gün sonra yukarı çıkıp camekan aydınlatmasını taciz niyetinde kestiler. Yıkıma gelenlere Belediye’den yıkım kağıtları olup olmadığını sordum. Var dediler ancak göstermediler. Üst katımdaki …ve onun karşısında oturan sonradan yönetimde olduğunu bildirim ancak ismini hatırlamadığım kişiler de tedirgin olup ailecek dışarı çıktılar, yapmayın etmeyin dedik, ancak dinletemedik. …. evi ilk teslim aldığı zaman eve yaptıklarını bizzat şahit oldum. Parkeleri, mutfak dolaplarını birinci sınıf yaptırdı. Banyo armatörleri gibi şeyleri …herşeyi kendisi yaptırdı. Ben bunlar mahvolacak diye de üzüldüm. Üç dört aile ev yıkılına kadar oturduk. Tacizler çok uzadığı için taşınmak zorunda kaldık. evden çıktığım tarih 2017 yılının yazının sonlarına doğru idi. Yıkım kararı ile ilgili …tarafından bilgilendirilmedim. Ben komşulardan öğrendim. …başka bir yerde oturuyordu. Bana çık demedi…” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
Davalı Tanığı …: ben davalı Kooperatifin üyesiyim. Kooperatifin yaşanan olaylarda herhangi bir hukuki sorumluluğunun olmadığını düşünüyorum. Kararları zaten toplantıda hep beraber alıyoruz. Ne karar alındıysa onaylanıyor. …. bir zamanlar divan Başkanı idi. O zaman neden mahkemeye vermedi de şimdi verdi bilmiyorum. Yıkım kararı hep birlikte alındı, kendisinin zaten bilgisi vardı. Tebligat çekildi, geri geldi. Evde bir müddet kendisi oturdu daha sonra kiracısı oturdu. yıkım hususunda yapılan tebligat konusunda bir bilgim yok. Ancak karar defterlerin de kayıtlıdır. Kuruluşundan beri Kooperatife üyeyim. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı sitesinde neden üye olarak gözükmediğime dair bir bilgim yoktur. Genel Kurulun iptal edilen 8. Maddesi 2017 yılından önce de Genel Kurulda gündem olmuştur. Önceki kararlarda da kabul edilmiştir. Kooperatifin arsa davaları vardı. Bundan dolayı mahkemeye verilmiştir. Arsa sahibi öldü mahkemeye verildik. İkna süresi uzadı. Sonra da üyeler kendi aralarında yıkım kararı aldılar ve müteaahite verdiler şu anda da bitmek üzere…
” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
Davalı Tanığı …;” ben davalı Kooperatifin 2 yıldır Denetim Kurulu Başkanıyım. Yıkım kararı Genel Kurul kararı ile yapılmıştır. Şu an inşaat devam etmektedir. 2023 yılına kadar bitmesi gerekmektedir. Blokların kaba inşaatı bitmek üzeredir. Ben davacıyı daha öncesinden tanımam, kurulda kendisini görürdüm. 2017 evveline ait yıkım kararı olup olmadığını bilmiyorum. Ancak Genel Kurul defterinde kayıtlıdır. Muhasebe Defterlerinin hepsi yıl sonunda tasdik olunur. Belediyeden ruhsat ile ilgili resmi işlemler geciktiği için binalar sözleşmede belirtilen tarihlerde tamamlanamadı. yer sahibi ile Kooperatif arasında daha önce dava oldu. Yeni yüklenici, müteaahhti bulan …’dür. O Yücel Bey’e söyleyerek sözleşmeyi imzalamışlardır. Kooperatifte hiç muhasebeye işlenmeyen elden para alışverişi olmamıştır. Eski yıkılan dairelerin yaklaşık değeri 270.000,00-TL civarı, şimdi yapılan binanın değeri yaklaşık 400.000,00-TL üzerindedir. Teminat çeki benim muhafazam altıdadır. Bu çeki incelemek üzere mahkemenize ibraz ediyorum. Bu çek hiçbir işlemde kullanılmamıştır, dedi. Beyanı okundu imzası alındı…” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
Mahkememizce; mahallinde ve davalı kooperatife ait ticari defter ve dayanağı kayıtlar üzerinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılarak; davacıya ait yıkılan binanın dava tarihi itibariyle değeri, davacı tarafından yıkılan binada yapıldığı iddia olunan ilave imalatların değeri ile koperaatife aidat dışı yapılan ödemelerin değeri, yıkılan taşınmazın ecri misil kira bedeli tutarı ile davacının kooperatif üyeliğinin ilk tesisinden itibaren genel kurul kararları ile tahakkuk ettirilen aidat ödeme yükümlülüğünün yerine getirilip getirilmediğinin kooperatife ait genel kurul toplantı tutanak ve ekleri ile davaya konu taşınmaza yeni bina tesisi için alınan yapı ruhsat ve onaylı mimari projenin de irdelenip raporlandırılarak suretiyle iddia ve savunmalar doğrultusunda davacının varsa talep edebileceği tazminat tutarı yönünden rapor tanzim edilmesine karar verildiği, mahkememizce 19/02/2021 tarihinde mahallinde yapılan keşif sonrası, dosya tüm ekleri ile birlikte rapor tanzimi için Mali Müşavir …., İnşaat Mühendisi …., Mobilya konusunda uzman bilirkişi …., Nitelikli Hesap Uzmanı….a teslim edilmiştir.
25/04/2021 tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle; Dava konusu…. yıkım
kararından önce arsa niteliğinde olduğu, kat irtifakı kat mülkiyeti projeleri bulunmadığı, arsada
üç blok olduğu halde arsa hissedarları bulunduğu,
taşınmaza ait tapu kayıtlarında davacı adına kayıt bulunmadığı,
Bursa Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünce 22.08.2017 tarihinde, 6306 Sayılı kanun gereği Riskli
Yapı tespiti yapıldığı,
Karaelmas Sitesinin 11.11.2017 tarihinde yıkıldığı,….yıkılmadan önceki alanın 128,00 m² olduğu, davacının olduğu iddia edilen C Blok 2 numaralı dairenin dava tarihi itibarı ile 286.000,00 TL
olabileceği,
Kentsel Dönüşüm kapsamında yapımı devam eden ….Sitesinin natamam durumda
olduğu, keşif günü itibarı ile tamamlanma oranının takriben %40 tespit edildiği,
davacıya kentsel dönüşüm kapsamında önerilen ….bölüm
numaralı dairenin 136,00 m² alana göre projelendirildiği, davacıya önerilen E Blok 4 Bağımsız bölüm numaralı dairenin, tamamlanması halinde, dava
tarihi itibarı ile 455.000,00 TL olabileceği,
davacı tarafından talep edilen E Blok 6 Bağımsız bölüm numaralı dairenin, tamamlanması
halinde, dava tarihi itibarı ile 465.000,00 TL olabileceği,
riskli bina tespiti ile yıkılan dairenin dava tarihine kadar kira bedelinin 42.436,04 TL olabileceği , taraflar arasında görülen iş bu davada, talep edilen tadiat ve eşyaların dosya üzerinden tespiti
yapılarak, değerlerinin 6.900.00 TL olacağı,
dosyada bulunan muavin defter dökümlerine göre davacının kooperatife 55.148.68-TL borçlu
göründüğü, kesin bir rakama ulaşabilmek için kooperatifin tüm yevmiye ve defter i kebirleri ile
envanter defterlerini üye kayıt ve karar defteri ile genel kurul evraklarını inceleme için ibraz
etmesi halinde ek raporla kesin kanaat bildirileceği yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Mahkememizce, dosyanın daha önceki bilirkişiye tevdi ile, davalı kooperatifin tüm yevmiye ve defter i kebirleri ile envanter defterlerini üye kayıt ve karar defteri ile genel kurul evrakları üzerinde inceleme yapılarak 21.01.2021 tarihli celsenin ara kararı doğrultusunda ve davacının itirazları da değerlendirilerek ek rapor düzenlenmesinin istenmesine karar verilmiştir.
05/12/2021 tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda özetle;
Taraflar arasında görülen iş bu davada, 25.04.2021 tarihli bilirkişi raporuna, davacının
11.05.2021 tarihli itirazı değerlendirilerek, yapılan tadilat ve eşyaların dosya üzerinden tespiti
yapılarak , değerlerinin 6.900.00 TL olacağı tespit edildiği, davalı kooperatif tarafından 1994 yılından 2020 yılına kadar olan defterler incelemeye ibraz
edildiği, 2017 yılı yevmiye defterinin Yargıtay’da olduğu ifade edilmiş olup ibraz edilen
defterlerin açılış tasdiklerinin yasal sürelerinde yaptırıldığı yevmiye defterleri kapanış
tasdiklerinin 1994, 1995, 1996, 1997, 1998, 1999, 2003 yıllarına ait olanlar haricinde kapanış
tasdiklerini yaptırıldığı ,davalı defter kayıtları ve cari hesap ekstreleri incelendiğinde davacının 2019 yılı sonu itibari
ile 55,146,68-Tl 2020 yılı sonu itibari ile 57,546,68-TL borçlu olduğu, 26 senelik cari hesap ekstresi ve defter kayıtları raporda çok yer tutacağı için kayıtlar rapor
ekinde sunulduğu, davacı itiraz dilekçesinde 16,10,2018 tarihli rapora gönderme yaparak borcunun olmadığını
iddia ettiği, 39.080.00-TL kasadan ödendi gibi gösterilmiş olduğunu ifade eden davacı vekili bu paranın
faizleri ile birlikte dava tarihi itibari ile 80.000-TL ettiğini kooperatifin 55.000-TL si gerçek
olsa bile 80.000-TL den düşüldüğünde müvekkilinin 25.000-TL alacaklı olduğunu beyan
ettiği, kök rapor yazılırken defterler ibraz edilmediği için tarafımızca 16.10.2018 tarihli rapordan
alıntı yapılmış ve davacı vekili itiraz dilekçesinde 6. Maddede “raporun 5. Sayfasında
kooperatif kayıtları başlığı altında” cümlesi ile başlayan hatalı tespitimize gönderme yapmış ve
bunun sonucunda yukarıdaki hesaplamaları yaparak müvekkilinin alacaklı olduğunu borcunun
olmadığını beyan ettiği, bu incelemede kooperatifin 1994-2020 yılları arası defterleri incelemeye ibraz edilmiş ve
hesaplarda gerçek bir inceleme yapıldığı, öncelikle diğer raporda sözü edilen 39.080.00-TL kasadan ödeme falan olmadığı, tam aksine
davacının borcundan düşülen bir tutar olduğu, 131 hesapta borç kısmında üyenin borçları alacak
kısmında üyenin ödemeleri ve alacakları yer aldığı, 39.080.00-TL hesabın alacak kısmında ve bu tutar kadar davacının borcundan düşüm
yapıldığı, davacı bu büyüklükte bir ödemenin tevsik kapsamında olduğunu belirterek bunun
banka aracılığı ile yapılması gerektiğini belirtirken bu tutarın kendi lehine hesaba geçtiğini fark
etmediğini, tediye yapılmış gibi gösterilen ödemelerin toplamı 25.124.00-TL olduğu, muhasebede geçmiş
dönemlerden gelen hataların düzelttiğini tahmin edilen bu maddede davacının 2008 yılı
borcunda net 13,956-TL eksilme meydana gediği yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Davalı kooperatif üyesi olan davacı, 12/02/2017 tarihli kooperatif genel kurul toplantısında alınan 8. madde ile kentsel dönüşüm kapsamında mevcut binaların yıkım kararı alındığını, açılan dava ile söz konusu kararının iptal edildiğini, ancak dairesinin kentsel dönüşüm kapsamında yıkıldığını ileri sürerek, yıkılan dairenin aynen iadesini, aynen iade mümkün olmadığı taktirde meydana geldiği iddia edilen zarardan kaynaklı 300.000,00 TL’nin tahsilini talep etmiştir.
Davalı kooperatifin 12/02/2017 tarihli genel kurul toplantısında alınan 8. Maddesinde; ” Kooperatifçe 13/02/1998 yılında Bursa 16.Noterliğinin …. yevmiye numarası ile imzalanan kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshedilmesi yetkisinin yönetime verilmesine, yer sahiplerinin de haklarını saklı tutarak uzlaşacağı yeni bir yüklenici ile kat karşılığı inşaat sözleşmesinin imzalanmasından sonra yer sahipleri ile satış vaaadi sözleşmesi imzalanması konusunda yönetime yetki verilmesine, bu satış vaadi sözleşmesi uyarınca 3763 adadan 6 adet dairenin kooperatif üzerine veya direk olarak kooperatife borcu bulunmayan ortakların üzerine verilmesi konusunda çalışma yapmak adına yönetime yetki verilmesine, kooperatifin bu ana kadar yaptığı tüm masraf ve giderlere karşılık yer sahibi veya yeni yükleniciden 750.000,00 TL (Yediyüzellibin) nakit para alınması konusunda yönetime yetki verilmesine oy çokluğu karar verildi. ( genel kurula katılan 42 ortaktan 41 kabul 1 red oyuyla ) Kooperatif ortaklarından … bu maddeyi kabul etmediğini belirterek muhatalef şerhi konulmasını istemiştir. ..” şeklinde yazılı olduğu görülmüştür.
Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/…. Esas 2019/…. Karar sayılı kararı ile özetle, davalı kooperatifin 12/02/2017 tarihli genel kurul toplantısında alınan 8 nolu karar ile 3/4 oy çokluğu nisabı sağlanamadığından iptaline karar verilmiştir.
Kentsel dönüşüm kapsamında, davaya konu taşınmazın da bulunduğu Karaelmas Sitesinin 11.11.2017 tarihinde yıkıldığı,
söz konusu,…yıkım
kararından önce arsa niteliğinde olduğu, kat irtifakı kat mülkiyeti projeleri bulunmadığı, arsada
üç blok olduğu halde arsa hissedarları bulunduğu,
taşınmaza ait tapu kayıtlarında davacı adına kayıt bulunmadığı,
Bursa Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünce 22.08.2017 tarihinde, 6306 Sayılı kanun gereği riskli
yapı tespiti yapıldığı, mahkememizce yapılan keşifte, kentsel dönüşüm kapsamında yapımı devam eden …Sitesinin inşaatının devam ettiği görülmüştür.
Her ne kadar davacı taraf, taşınmaz aynen iade edilemeyecekse vuku bulan zararına ilişkin maddi tazminat talebinde bulunmuşsa da, mahkememizce yapılan keşif ve davalı kooperatif kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporuna göre, davaya konu,.’de bulunan taşınmazın yıkılmadan önceki alanın 128,00 m² olduğu,
davacıya kentsel dönüşüm kapsamında önerilen …E Blok 4 veyahut davacı tarafından talep edilen 6 bağımsız bölüm
numaralı dairenin 136,00 m² alana göre projelendirildiği,
ayrıca davacıya önerilen veyahut davacı tarafından talep edilen dairenin tamamlanması halinde, dava
tarihi itibarı ile değerinin yıkıma konu taşınmazın dava tarihindeki değerinin üzerinde olduğu, her ne kadar riskli bina tespiti ile yıkılan dairenin dava tarihine kadar kira bedelinin 42.436,04 TL olabileceği ve talep edilen tadiat ve eşyaların değerlerinin 6.900.00 TL olacağı tespit edilmişse de, kooperatif defter kayıtları ve cari hesap ekstreleri incelendiğinde davacının 2019 yılı sonu itibari
ile 55,146,68-TL, 2020 yılı sonu itibari ile 57,546,68-TL davalı kooperatife borçlu olduğu , netice itibariyle davacının iptal edilen genel kurul kararı nedeniyle zarara ilişkin iddiasının sübut bulmadığı anlaşılmakla mahkememizce davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Ayrıca Arabuluculuk Kanunu 18/A maddesinin 11. Fıkrası “Taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmez. Her iki tarafın da ilk toplantıya katılmaması sebebiyle sona eren arabuluculuk faaliyeti üzerine açılacak davalarda tarafların yaptıkları yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır” şeklinde olup davalının arabuluculuk görüşmelerine katılmadığı anlaşılmakla, lehine vekalet ücretine hükmedilmemiş ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulmuştur.
HÜKÜM; Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE
2-Harçlar yasası gereği alınması gereken 80,70-TL karar ve ilam harcından, peşin yatırılan 5.123,25-TL harcın mahsubu ile, bakiye 5.042,55-TL harcın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı yana İADESİNE,
3-Davacı tarafça yapılan 80,70-TL karar ve ilam harcı, 44,40 TL başvuru harcı, 419,90 TL keşif harcı, 2.000,00 TL bilirkişi ücreti, 200,00 TL keşif araç gideri ve 800,90 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 3.545,90-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-7155 Sayılı Kanunun 23.maddesi ile 6155 Sayılı Kanun 18/A maddeleri uyarınca 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk hizmeti giderinin davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
5-Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa İADESİNE,

Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/03/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır