Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/436 E. 2021/39 K. 14.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/436 Esas
KARAR NO : 2021/39

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/10/2019
KARAR TARİHİ : 14/01/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 25/01/201

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil firma ile davalı arasında yapılan ticari alış veriş gereği davalı … adına kayıtlı .. Tekstil Pazarlama tarafından müvekkil adına kesilen 023020 Seri A Nolu , 12.940,01-TL bedelli ve 023015 Seri A Nolu, 38.590,47-TL bedelli iki adet fatura kesildiğini, davalı tarafından teslim edilen ve davalı kayıtlarına işlenmiş olması gereken polyester kumaş cinsi ürünlerin toplam bedeli 51.530,47-TL değerinde olduğunu, bu durumun faturalar ve davacı tarafın ticari defterlerinde de görülebileceğini, davacı şirket teslim edilen mallara karşılık düzenlenen faturalara ve devam eden ticari ilişkiye binaen cari hesaba işlenmek üzere 31.03.2018 vade tarihli, 19.000$ bedelli bono ve 05.05.2018 vade tarihli 6.000$ bedelli olmak üzere iki adet bononun davalıya ciro edildiğini, ciro ve teslim işlemi yapılan bonolara karşılık teslim ve tahsilat makbuzları davalı tarafından düzenlenip davacı tarafa tevdi edildiğini, davalı tarafın ticari defterlerinde de bu durumun açıkça görülebileceğini, tevdi edilen bono bedellerinin davalıya ödendiğini, bono bedelleri ödeme günündeki kur üzerinden hesaplandığından Türk Lirası olarak değeri 93.500,00-TL olduğunu, müvekkil davalıdan 41.969,53-TL alacaklı olduğunu ve bu durumun cari hesaplar ve ticari defterlerde de anlaşılacağını, ödenmeyen cari hesap bakiye alacak bedelin tahsili amacıyla Bursa 14. İcra Müdürlüğünün 2019/.. Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının kötü niyetli ve haksız itirazı nedeni ile takibin durdurulduğunu, davalıca cari hesap kayıtlarında oynama yapıldığını, ödenmesi gereken bedeli ödemediğini, bu nedenle kötü niyetli olarak icra takibine itiraz eden davalı aleyhine takip konusu alacağın %20″sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, davalı tarafından Bursa 14. İcra Müdürlüğünün 2019/.. Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline ve takibin devamına, yargılama giderlerinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil tarafından Seri A No.023020 12.940,01 TL bedelli ve Seri A No.023015 38.590,47 bedelli iki adet fatura kesilip, faturaya konu malların davacıya teslim edildiğini, müvekkil ile karşı taraf arasında devam eden ticari ilişkiden kaynaklanan, işbu davaya konu faturalardan sonra 12.01.2018 tarihli Seri A No.023023 31.301,17 TL bedelli fatura kesilmiş olup; bu faturaya konu malların da davacıya teslim edildiğini, müvekkil … tarafından teslim ettiği mallara ait faturalardaki bedellerin vergisini de ödendiğini, davacı tarafın 31.03.2018 vade tarihli 19.000$ ve 05.05.2018 vade tarihli 6.000$ bedelli iki adet bonoyu satın aldığı kumaşlar için müvekkile ciro ettiğini, buna karşılık müvekkil kumaşları davacı tarafa teslim etmesine rağmen davacı 31.03.2018 vade tarihli 19.000$ bedelli bono için kısmi ödeme yaptığını, dava dilekçesinin ek kısmında yer alan 17.08.2018 tarihli ödeme dekontundan anlaşılacağı üzere davacının 19.000$ bedelli bono bedelinin tamamını ödemediğini, müvekkile ait cari hesap dökümünde davacının yaptığı ödemeler de mevcut olup; cari hesaplar ve ticari defterler incelendiğinde 19.000$ bedelli bono bedelinin tamamının ödenmediğinin sabit olacağını, dava dilekçesi ve delil listesi eklerinde yer alan muavin defter kayıtları ile 31.03.2018 vade tarihli 19.000$ bedelli bononun ödemesine ilişkin makbuzun açıkça çelişkili olduğunu, müvekkil …’in davacı taraftan alacağının mevcut olması sebebiyle davacı aleyhinde Bursa 17. İcra Müdürlüğü’nün 2019/.. E. Sayılı dosyası ile 31.03.2018 vade tarihli 19.000$ bedelli bonoya ait davacı tarafça ödenmeyen kısmının tahsili sebebi ile fazlaya ilişkin haklarımız saklı tutulmak suretiyle takip başlatıldığını, Bursa 17. İcra Müdürlüğü’nün 2019/.. E. Sayılı dosyasında davacı tarafın borca ilişkin herhangi bir itirazı ve ödemeye ilişkin makbuz bulunmadığını, ayrıca davacı taraf, müvekkil …’e atmış whatsapp mesajları ile kendisinin borçlu olduğunu ikrar ettiğini, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 2012/12-1072 esas ve 2013/496 karar sayılı 10.04.2013 tarihli kararında da belirtildiği üzere yabancı para borcunun vadesinde ödenmemesi halinde, alacaklının bu alacağını aynen, vade veya fiili ödeme günündeki rayice göre Türk parası ile ödenmesini isteyebileceği kabul edildiği, yabancı para alacağı bir kambiyo senedine bağlanmışsa ilke olarak kambiyo senedinde aynen ödeme şartı bulunsun veya bulunmasın, yabancı para alacaklısı, alacağının, vadesinde ödenmemesi halinde, vade veya fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden ödenmesini talep edebileceğini belirterek haksız ve kötü niyetli olarak açılan işbu davanın reddi ile davacı aleyhine talep ettiği alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini ve yargılama ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLER VE GEREKÇE;
Dava, itirazın iptali davası olup; yasal süresi içinde açılmıştır.
Bursa 14. İcra Müdürlüğünün 2019/.. Esas sayılı icra takip dosyasının celp ve incelenmesinde; davacı alacaklı vekili tarafından davalı borçlu aleyhine 11.04.2019 tarihinde, cari hesap alacağından kaynaklı, 41.969,53 TL asıl alacak üzerinden takip yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
Takip konusu alacağın taraflar arasındaki ticari nitelikteki satım sözleşmesinden kaynaklanan cari hesap alacağı olduğu anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında yazılı bir satım sözleşmesi bulunmamaktadır. Faturaya konu malın teslim edildiğine dair yazılı bir belge de yoktur. Kural olarak alacağın varlığı hususunda ispat yükü davacının üzerindedir.
Yazılı bir belge bulunmaması sebebiyle tarafların ticari defter ve belgeleri incelenmelidir.
Bilindiği üzere taraflar tacirdir. Ticari davalarda dava konusunun tarafların ticari işletmeleri ile ilgili olduğundan ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin yahut alacak miktarının ispatı mümkündür.
HMK’nın 222. Maddesine göre ; Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi haline ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
Buna göre mahkeme taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden resen taraflardan defter ibrazını isteyebilir.
HMK’nın 219.maddesi tarafların belgeleri ibrazı zorunluluğunu düzenlemiştir. Buna göre ; Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir. Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir.
HMK’nın 219.maddesi talep edildiği durumlarda defter ve belgelerin ibraz zorunluluğunu hüküm altına almıştır.
HMK 220.maddesi talep edilmesine rağmen tarafın belgeyi ibraz etmemesinin neticelerini düzenleme altına almıştır. Buna göre ; İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir. Mahkemece, ibrazı istenen belgenin elinde bulunduğunu inkâr eden tarafa, böyle bir belgenin elinde bulunmadığına, özenle aradığı hâlde bulamadığına ve nerede olduğunu da bilmediğine ilişkin yemin teklif edilir. Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir.
HMK’nın 220.maddesi bu şekliyle elinde bulunduğu anlaşılan bir belgeyi ibraz etmemenin hüküm ve sonuçlarını ortaya koymuştur. Hiç şüphesizdir ki 220.maddede düzenlenen belge tabiri ticari defter ve belgeleri de kapsamaktadır.
Tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın defter ve belgeleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Anılan yasal düzenlemeler uyarınca verilen süreye rağmen bir taraf ticari defter ve belgelerini sunar diğer taraf sunmaz ise bu davranışı ile kendi defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan engel olduğu bu sonucun varlığını ve neticelerini kabul etmiş sayılır. HMK’nın 220.maddesi kapsamında ticari defter ve belgeler bunu tutan tarafın zilliyetliğinde olduğundan 220/2.maddesindeki inkarı da yapamayacaktır.
Dava dosyası, ibraz edilen deliller ve tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, tarafların inceleme gününde ticari defter ve dayanağı kayıtları ibraz ettiği görülmüştür.
10/04/2020 tarihli bilirkişi raporuna göre; tarafların ticari defterlerinin sahibi lehline delil teşkil edebileceği, davacı ve davalı tarafın ticari defterlerindeki kayıtlara göre taraflar aralarında ticari bir ilişkinin olduğu, davalı …’in 2017 ve 2018 yılındaki davaya konu alacağı oluşturan faturalara ilişkin bildirimlerini yasal süresi içerisinde Gelir İdaresi Başkanlığına BS formu ile bildirildiği, davacı .. Ltd. Şti’nin ise 2017 yılındaki davaya konu alacağı oluşturan faturalara ilişkin bildirimlerin yasal süresi içerisinde Gelir İdaresi Başkanlığına BA formu ile bildirildiği, ancak 2018 yılı içinde davalı taraftan mal ve hizmet alımına ilişkin bildirimin mevcut olmadığı, dolayısıyla davalı tarafından davacıya kesilen 12.01.2018 tarihli 23023 nolu KDV dahil 31.301,17-TL değerindeki faturaya ait bildirimin davalı tarafın satış bildiriminde mevcut olduğu, fakat davacı tarafın alım bildiriminde mevcut olmadığı görülmüştür.
Davacının cari hesap ve yevmiye defter kayıtları incelendiğinde, 2017 yılında davaya konu alacağı oluşturan faturanın 2(iki) adet ve toplamda 51.530,47-TL olduğu, bu rakama karşılık 2018 yılında davacı tarafından davalıya 2(iki) adet 19.000,00 Dolar(71.060,00 TL) ve 6.000,00 Dolar(22.440,00-TL) olmak üzere toplamda 25.000,00 Dolar(93.500,00-TL) değerinde senet verildiği, tüm bu kayıtların davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, cari hesap sonu itibariyle davacının davalıdan 41.969,53-TL alacaklı olduğunun kayıtlı olduğu, davalı aleyhine Bursa 14. İcra Dairesi’nin 2019/.. Esas sayılı dosyasında takibin bu tutar üzerinden başlatıldığı görülmüştür.
Davalının cari hesap ve yevmiye defter kayıtları incelendiğinde, 2017 yılında davaya konu alacağı oluşturan faturanın 2(iki) adet ve toplamda 51.530,47-TL olduğu, bu rakama karşılık 2018 yılında davacı tarafından davalıya 2(iki) adet 19.000,00 Dolar(71.060,00-TL) ve 6.000,00 Dolar(22.440,00-TL) olmak üzere toplamda 25.000,00 Dolar(93.500,00-TL) değerinde senet verildiğinin kayıtlı olduğu, buraya kadar davacı ve davalının defter kayıtlarının aynı olduğu, bunun sonrasında davacı tarafa 12.01.2018 tarihinde 23023 nolu 31.301,17-TL değerinde faturanın kesildiği, ancak bu faturaya konu malların davacıya teslim edildiğini gösterir bir belgenin mevcut olmadığı, bu faturanın davacının ticari defterlerinde ve BA bildiriminde mevcut olmadığı, 16.01.2018 tarihinde 23.000,00-TL değerinde senet girişi yapılıp 16.02.2018 tarihinde iadesinin yapıldığı, dava dosyası içerisinde bu senede ait belge bulunmadığı, 31.03.2018 vade tarihinde ( 19.000,00 USD) 71.060,00-TL değerindeki ödenmeyen senedin iade kaydının yapıldığı, 17.08.2018 tarihinde ödenmeyen bu senede karşılık davacı tarafından 32.468,00-TL’lik kısmi ödemenin davalının banka hesabına geldiği, tüm bu kayıtların davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı tarafın ticari defter kayıtlarına göre, cari hesap sonu itibariyle davalı …’in 27.923,64-TL alacaklı olduğunun kayıtlı olduğu görülmüştür.
Alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı itibariyle yapılan yargılama sonucunda; her ne kadar davacı tarafın ticari defter ve dayanağı kayıtlarına göre cari hesap sonu itibariyle davalı taraftan 41.969,53-TL alacaklı olduğunun kayıtlı olsa da, davacı tarafından dosyaya sunulan 2 adet dekont örneğinden de anlaşılacağı üzere davalıya 09/05/2018 tarihli 6.000 USD (6.000 USD’lik senede istinaden yapılan ödeme) ve 17/08/2018 tarihli 32.468,00-TL (5.600 USD, kur: 5,798) (19.000 USD’lik senede istinaden yapılan kısmi ödeme) ödemelerin yapıldığı, 19.000 USD’lik senedin davacı tarafından kısmi olarak ödendiği, kalan bakiyesi olan 13.400 USD’ye ilişkin dekont ya da makbuzun dosyaya ibraz edilmediği,davacı tarafın cari hesap sonu itibariyle davalı taraftan 3.377,53-TL alacaklı olduğu;
Her ne kadar davalı tarafın ticari defter ve dayanağı kayıtlarına göre cari hesap sonu itibariyle davacı taraftan 27.923,64-TL Cari hesap karşılığı alacaklı olduğu kayıtlı ise de, davacı tarafa 12.01.2018 tarihinde kesilen 23023 nolu 31.301,17-TL değerinde faturanın davacının ticari defterlerinde ve BA bildiriminde mevcut olmadığı, mahkememizce faturaya konu malın teslimine ve yemin deliline ilişkin kesin süreye rağmen faturaya konu malların davacıya teslim edildiğinin davalı tarafından ispat edilemediği anlaşılmakla davalının davacıya cari hesap karşılığı 3.377,53-TL borçlu olduğu anlaşılmakla, bu sebeple mahkememizce dava ve takip talebi dikkate alınarak davanın kısmen kabulü ile davalı-borçlu tarafından yapılan itirazın kısmen iptaline, icra takibinin 3.377,53-TL asıl alacak tutarı üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, ayrıca alacak likit ve yasal şartlar oluşmakla asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına da hükmolunarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; davalının Bursa 14. İcra Müdürlüğünün 2019/.. Esas sayılı icra takibine itirazının KISMEN İPTALİNE, icra takibinin 3.377,53-TL asıl alacak tutarı üzerinden DEVAMINA, Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Alacak likit ve yasal şartlar oluşmakla asıl alacağın %20 si tutarında hesap edilen 675,50- TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE,
3-Harçlar yasası gereğince alınması gereken 230,72-TL harcın peşin alınan 506,89-TL harçtan mahsubu ile bakiye 276,17-TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacı yana İADESİNE,
4-7155 Sayılı Kanunun 23.maddesi ile 6155 Sayılı Kanun 18/A-12-13 maddeleri uyarınca 1.320,00 TL zorunlu arabuluculuk hizmeti giderinin kabul ret oranına göre 106,23-TL’sinin davalıdan; 1.213,77-TL’sinin davacıdan alınarak hazineye irat KAYDINA,
5- Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca taktir ve tayin olunan 3.377,53-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6- Davacı tarafça yapılan 557,69-TL harç ve 563,00-TL bilirkişi ücreti ve tebligat masrafından oluşan toplam 1.120,69-TL yargılama giderinin kabul ve ret oranına göre 90,18-TL’sinin davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE, bakiyesinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca taktir ve tayin olunan 5.788,80-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
8-Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Yargı yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.14/01/2021

Katip …
✍e-imzalı

Hakim …
✍e-imzalı