Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/416 E. 2021/558 K. 23.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/416 Esas – 2021/558
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/416
KARAR NO : 2021/558

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ : Av.
DAVALI : SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ –
VEKİLİ : Av.
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 25/10/2019
KARAR TARİHİ : 23/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :06/07/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirkette uzun yıllar yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptığını, yönetim kurulu üyeliği sebebiyle TTK m.394 uyarınca huzur hakkı bağlandığını, müvekkilinin yönetim kurulu üyeliğine 21.03.2017 tarihli davalı şirket genel kurulundan 1 yıllığına seçilmiş olup 21.03.2019 tarihine kadar YK üyeliğinin devamına karar verildiği, her ne kadar müvekkilinin YK üyeliğinin 21.03.2019 tarihine kadar olmasına rağmen davalı şirket genel kurullarında yeni bir YK seçilmemesi nedeniyle müvekkilinin davalı şirkette zorunlu iş ve işlemlerin devamı için görev yapmaya devam ettiğini, Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/322 E.sayılı davasında davalı şirkete Kayyum atandığı ve kayyum atama tarihi olan 12.06.2019 tarihinden itibaren YK. Üyesi sıfatlarının fiilen sona erdiğini, müvekkilinin huzur hakkı alacaklarının tahsili için Bursa 18. İcra Müdürlüğünün 2019/… sayılı dosyası ile icra takibinde bulunduklarını davalının itirazı ile takibin durduğunu belirterek, davalının itirazının iptali ile takibin devamına, %20 inkar tazminatına, yargılama giderleri ile vekalet ücretin in davalı üzerinde bırakılarak karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesi ile davalı şirketin A grubunu oluşturan 2 hissedar B Grubunu oluşturan 2 hissedar olmak üzere 4 hissedardan oluştuğunu, A ve B grubu hissedarlardan seçilen 2 hissedarın imzası ile şirketin temsil edildiğini, davacının 15.01.2014 tarihinde şirket yönetim kurulu başkanı olan …..’in vefatı ile toplanan 29.01.2014 tarihli toplantıda yönetim kurulu üyeliğine seçilip şirkete hissedar edildiğini, davalı … Pasta Şekerleme San. Ve Tic. A.Ş.’nin 21.03.2017 tarihli Olağanüstü Genel Kurul Toplantı tutanağının 4. Maddesi ile Yönetim Kurulu başkanı ’a aylık 28.000,00.-TL, Yönetim Kurulu Başkan yardımcısı …..’e 25.000,00.-TL üye ….’e 10.000,00.-TL ve Üye …’ye aylık net 5.000,00.-TL ücret ödemesini kararlaştırdıklarını, davacının … Dağıtım ve Pazarlama adi şirketi ile müvekkili şirket ile aynı adreste faaliyet gösteren Karyoka Gıda san. Ve Tic. A.Ş.’nin de kurucu ve tek ortağı olduğunu, davacının müvekkili şirketin yönetim kurulu üyesi, SGK’lı işçisi ve 2 farklı şirketinde sahibi oluğunu, davacı …’nin şirket yönetim kurulu toplantılarına bizzat katıldığının ispatlanamaması nedeniyle huzur hakkı alacağına hal kazanamaması nedeniyle bu yöndeki taleplerinin reddinin gerekeceği belirtilerek davacının davasının reddine, %20 kötü niyet tazminatına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılarak karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLER VE GEREKÇE;
Dava, itirazın iptali davası olup yasal süresi içerisinde açılmıştır.
Bursa 18.İcra Müdürlüğünün 2019/… esas sayılı icra takip dosyasının incelenmesinde; davacı ….. vekili tarafından davalı … Pasta Şekerleme Sanayi ve Ticaret A.Ş 89.628,98.-TL’nin tahsili için takip talebinde bulunulduğu, itiraz edildiği takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizin 09.09.2020 tarihli ara kararı ile şirket kayıtları üzerinde inceleme yapılarak, davalı şirket yönetim kurulu üyelerine huzur hakkı ödemesine dair karar alınan 21.03.2017 tarihli Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı sonrası 15.04.2019 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısına kadar yönetim kurulu üyelerine huzur hakkı yada başka bir ad altında yönetim kurulu üyelikleri nedeniyle yapılmış bir ödeme olup olmadığı, yapıldı ise tutar ve sürenin neden ibaret olduğu, davacı …’nin yönetim kurulu sıfatı ile anılan tarihler ve sonrasında Genel Kurullara katılıp katılmadığı, şirketi temsilen şirket sıfatı ile yapmış olduğu iş ve işlemleri bulunup bulunmadığına dair bilgi ve belgelere dayalı inceleme yapılarak var ise huzur hakkı alacağının neden ibaret olacağı konularında rapor düzenlenmek üzere SMMM bilirkişi Engin Dinçeli’den rapor alınmıştır.
Huzur Hakkı; ‘’Belli bir konuyu görüşmek için toplanan bir kurulun üyelerine ödenen para, hakkıhuzur’’ olarak tanımlanmaktadır. Bunun yanı sıra, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi tarafından 10.05.2010 tarihinde verilen ve E:2010/5400, K:2010/5060 sayılı Karar’da huzur hakkı; ‘’… o dönemde çalışan yöneticilerin harcadıkları emek ve mesailerine karşılık, genel kurul kararları ile belirlenen ve yöneticilere genellikle aylık olarak ödenmesi kararlaştırılan bir meblağdır. Davacının ileri sürdüğü şekilde, tek bir yöneticiye ve yapılan belli bir işin karşılığı olarak ödenecek bir meblağın huzur hakkı olarak nitelendirilmesi mümkün değildir.’’ şeklinde ifade edilmiştir. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi tarafından 27.10.2015 tarihinde verilen ve E:2014/15625, K:2015/30078 sayılı Karar’da ise; ‘’Türk Ticaret Kanunu (TTK) 394. maddesinde; yönetim kurulu üyelerine, tutarı esas sözleşme veya genel kurul kararı ile belirlenmiş olmak şartı ile huzur hakkı, ücret, ikramiye, prim ve yıllık kârdan pay ödenebileceği düzenlenmiştir. Huzur hakkı alacağı iş sözleşmesi veya İş Kanunu’ndan doğan bir alacak değildir. TTK’dan doğduğundan karar vermeye Ticaret Mahkemeleri yetkili ve görevlidir. Dosyanın huzur hakkı alacağı yönünden tefrik edilerek yetkili ve görevli Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesi gerekir. Mahkemece bu alacak hakkında esastan karar verilmesi hatalıdır.’’ifadeleri yer almaktadır. Yargıtay tarafından verilen kararlar dahilinde, yönetim kurulu üyelerinin TTK’daki şartları yerine getirmek koşuluyla huzur hakkı alabileceği sonucuna varılmaktadır. Huzur hakkı, Eski TTK’nın 333. maddesinde; ‘’aksine ana sözleşmede hüküm olmadığı takdirde idare meclisi azalarına her toplantı günü için bir ücret verilir. Ücret miktarı esas mukavelede tayin edilmemişse umumi heyetçe tayin olunur.’’şeklinde düzenlenmiştir. Yeni TTK’nın 394. maddesinde ise; ‘’Yönetim kurulu üyelerine, tutarı esas sözleşmeyle veya genel kurul kararıyla belirlenmiş olmak şartıyla huzur hakkı, ücret, ikramiye, prim ve yıllık kârdan pay ödenebilir’’şeklinde düzenlenmiştir. Söz konusu maddenin gerekçesinde; ‘’6762 sayılı Kanun’un 333’üncü maddesi anlam itibariyle tekrarlanmıştır. Esas sözleşmeyle veya genel kurul kararıyla belirlenmesi gereken mali haklar hükümde sınırlı sayı ilkesi uyarınca gösterilmiştir. Anılan mali hakların birkaçının bir arada yerine getirilmesine bir engel yoktur. Yolluklar, temsil ödenekleri, sigorta primleri ve benzeri primler, varsa özel emeklilikler, avanslar, hükmün kapsamı dışındadır’’ifadelerine yer verilerek Eski TTK’ya atıfta bulunulmuştur. Buna göre, ana sözleşmede aksine hüküm bulunmadığı süre yönetim kurulu üyelerinin toplantılara katılmaları karşılığında huzur hakkı elde etmelerinde herhangi bir sakınca bulunmamaktadır.
Bilirkişi raporunda; davacının davalı şirkette 22.03.2019 tarihinden başlamak üzere yönetim kurulu üyesi olduğu ve yönetim kurulu üyeliği görevinin 15.04.2019 tarihli olağanüstü Genel Kurul toplantı tarihine kadar devam ettiği genel kurul toplantı tutanaklarından anlaşıldığını, davalı şirketin gerçekleştirilen 15.04.2019 tarihli Olağanüstü Genel Kurul toplantısında yeni yönetim kurulunun belirlenemediği şirketin organsız kalması nedeniyle Bursa 3. Asliye Ticaret mahkemesi 2019/160 nolu kararı ile şirkete yönetim ve temsil kayyumu atandığını, davalı şirket ticari defter ve kayıtlarında davacının davalı şirketten 87.128,98.-TL alacaklı olarak gözükmektedir. Cari Hesap Hareketlerinde davacının görev süresinin 15.04.2019 tarihinde sona ermiş olmasına rağmen 2019/ Mayıs dönemine ilişkin huzur hakkının da davacı alacağı olarak C/H hareketlerinde yer aldığı anlaşıldığını, davacı tarafından talep edilen tutarın; 31.05.2019 tarihine kadar Huzur Hakkı tahakkuk toplamı olan 91.656,40.-TL’ dan 131.200.104 no.lu hesapta yer alan 2.027,42.-TL’nın mahsubundan sonra kalan tutar 89.628,98.-TL olup; buraya kadar davalı şirket kayıtları ile uyumlu olduğunu, davacı şirket ticari defter ve kayıtlarında yer alan ancak davacının görevde olmadığı 01.10.2019 tarihinden sonra yapılan ve aşağıda belirtilen kayıtlara ilişkin bir belge sunulamamış olması nedeniyle kayıtların sehven yapılan bir hata ile C/H hareketlerinde yer aldığı hususunun bilirkişi kanaati olduğunu, 1.10.2019 ödeme 1.10.2019 gönderilen havale 5.000,00 ₺ – 84.628,98 ₺ 1.10.2019 virman 1.10.2019 kaydın düzeltilmesi 2.500,00 ₺ – 87.128,98 ₺, davacı tarafından takip talebi ekinde yer alan C/H hareketlerinde 31.05.2019 tarihine kadar Huzur hakkı alacaklarının davalı şirketten talep edildiği, davalı şirket C/H hareketlerinde de davacının talep edebileceği huzur hakkı alacağının 31.05.2019 tarihine kadar olan dönemi kapsamış olmasına rağmen; davacının davalı şirkette görev süresinin 15.04.2019 tarihli Olağanüstü Genel kurul Toplantı tarihine kadar devam ettiği anlaşılmaktadır. Y.H.D. Kararları da dikkate alındığında; Yönetim kurulu üyelerine yapılacak ödemelerin İş Kanunundan doğan bir alacak olmaması ve TTK. Hükümlerine göre görev yaptıkları sürece ödenmesi gerekmektedir hükmünün yer almakta olduğu, somut olayda davacının Nisan 2019 dönemine ilişkin Huzur Hakkı alacağının görev süresinin 15.04.2019 tarihinde sona ermiş olması nedeniyle Nisan ayında C/H hareketlerinde yer alan 5.000,00.-TL olmayıp 2.500,00.-TL olması gerektiğinin kendi kanaati olduğunu, 81.656,40.-TL (Taraflar arasında ihtilafsız Mart/2019 tarihli davacı alacağı) 2.500,00.-TL ( 15.04.2019 tarihine kadar Davacı Huzur Hakkı alacağı) 84.156,40.-TL (Davacı Huzur Hakkı alacakları Toplamı) -2.027,42.-TL ( Davacı kabulünde de olan 131.200.104 hesapta yer alan tutar) 82.128,98.-TL olası davacı alacağı olarak hesaplandığını, davacının görev süresi 15.04.2019 tarihinde sona ermiş olmasına rağmen davacının talep ettiği dönemlerin davalının C/H hareketlerinde yer almış olması nedeniyle davalının kabulünde olduğu kanaatine varılması durumunda ise; davacının davalıdan talep edebileceği tutarın davalı tarafından 5. Madde de belirttiğim uyuşmazlıklara ilişkin belgelerin dava dosyasına sunulamaması durumunda; davacı talebi olan 89.628,98.-TL olacağını bildirmiştir.
Bilirkişi raporuna karşı davalı vekilinin itiraz ve beyan dilekçesinde raporda bahsi geçen 2.500,00.-TL ‘lik farkın düzeltme kaydı olup hatalı olarak tahakkuk ettirilen Nisan 2019 ayı muhasebe kayıtlarında düzeltme şeklinde oluşturulduğunu, yine hesaplarda bulunan 2.027,42.-TL’nin alacaklının kabulünde olduğunu ve faize ilişkin de itirazları bulunduğunu, davanın reddi gerektiğini beyan etmiştir.
Mahkememizin 21/04/2021 tarihli oturumunda davalı vekilinin davanın reddine karar verilmesini, ayrıca ve öncelikle şirketin fesih ve tasfiyesi istemli olarak mahkememizde derdest 2019/160 Esas sayılı dosyasına bilirkişi raporu geldiğini, şirketin mevcut durumunun ve ortaklar arasındaki ihtilafın ve ortaklar ile şirket arasındaki ihtilafın da bir arada değerlendirilmesi durumu söz konusu olduğunu, bu nedenle bu dava da karar verilmesinden önce taraflarına uygun bir süre verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır. Taraf vekillerine şirkete ilişkin tüm hususlarda değerlendirmelerini yapmak üzere talep etmesi nedeniyle istediği sürenin verilmesine karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde ve dosyada alınan bilirkişi raporu da nazara alınarak davacı adına tahakkuk ettirilen huzur hakkı ücreti alacağı ile ilgili olarak belirlenen ve C/H kayıtlarında yer alan 89.628,98 TL tutardan davalı vekilinin itirazlarında yer alan 2019 yılı Nisan ayının ikinci yarısında tahakkuk ettirilen 2.500,00 TL tutarın yöneticilerin grev yaptığı süreye ve görev sürelerinin bitim tarihi olan 15.04.2019 tarihi sonrasında başkaca bir hakedişlerinin bulunmaması nedeniyle fazla tahakkuk ettirilen bu tutarın C/H kayıtlarından düşümü yerinde görülerek davacının görev süresince talep edebileceği tutarın 87.128,98 TL olabileceği, bu tutarın da davalı şirketçe düzenlenen kayıtlara uygun olduğu anlaşılmakla davanın bu tutar üzerinden kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş, , davalının Bursa 18.İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı icra takibine itirazının kısmen iptaline, icra takibinin 87.128,98 TL üzerinden takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, alacak likit ve yasal şartlar oluşmakla asıl alacağın %20 si tutarında hesap edilen 17.425,79 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM:Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; davalının Bursa 18.İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı icra takibine itirazının KISMEN İPTALİNE,
İcra takibinin 87.128,98 TL üzerinden takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
Alacak likit ve yasal şartlar oluşmakla asıl alacağın %20 si tutarında hesap edilen 17.425,79 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE,
2-Alınması gereken 5.951,78.-TL nispi harçtan peşin alınan 1.082,50-TL harcın mahsubu ile bakiye 4.869,28.-TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye İRAT KAYDINA,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca taktir ve tayin olunan 12.126,77.-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddolunan kısım üzerinden taktir ve tayin olunan 2.500,00.-TL.vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafça yapılan aşağıda dökümü yazılı toplam 1.947,90.-TL yargılama giderinden kabul ve ret oranına göre 1.893,55.-TL’sinin davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE, bakiyesinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın hükmün kesinleşmesinden sonra 6100 sayılı HMK’nun 333. Maddesi uyarınca taraflara İADESİNE,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzünde, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Yargı yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.23/06/2021

Başkan 37332
e-imza
Üye 153211
e-imza
Üye 190236
e-imza
Katip 104191
e-imza

DAVACI TARAFÇA YAPILAN
YARGILAMA GİDERLERİ DÖKÜMÜ.
44,40 TL BVH.
1.082,50 TL PH.
71,00 TL TEB. VE POSTA GİD.
750,00 TL BİLİRKİŞİ ÜCRETİ
TOPLAM :1.947,90.-TL