Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/384 E. 2020/284 K. 02.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/384 Esas
KARAR NO : 2020/284

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … [
DAVALI : …

VEKİLİ : Av. …

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/10/2019
KARAR TARİHİ : 02/07/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkil ile davalı tarafın ticari şirketler olarak birbirleriyle iş yapmakta olduklarını, bu nedenle de davacı müvekkilin davalı tarafa 01.01.2017 ve 31.12.2017 tarihlerinde bu ticari işleri nedeniyle toptan satış gerçekleştirdiğini, bu durumun ise 12.10.2018 tarihli bakiyeli cari kart ekstresinde görülmekte olduğunu, bu satışlara göre farklı tarihlerde ve farklı bedellerde toptan satış işlemi yapıldığını, ancak söz konusu bu fatura bedellerinde görünen miktarların davalı tarafça davacı müvekkile ödenmediğini, buna bağlı olarak ise davalı … San. ve Tic. Ltd. Şti.’ye karşı Bursa 10. İcra Müdürlüğünde 2018… Esas sayılı dosya ile 15.11.2018 tarihinde toplam olarak 20.362,00 TL olan ilgili alacağın takibine başlanıldığını, davalı şirketin ise haksız ve kötü niyetli olarak hiçbir borcu olmadığı ve takipte gösterilen borçla alakası olmadığı yönündeki asılsız beyanlarıyla takibe itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili firmanın davacı-alacaklıya herhangi bir borcu bulunmadığını, bu durumun ticari defterlerle incelenmesi sonucunda açıkça anlaşılacağını, müvekkili firmanın itirazında haklı oludğunu bu nedenle davanın usul ve esastan reddi gerektiğini, müvekkili firma aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesinin talep edildiğini, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazında haksız olması ve alacağın likid olması gerektiğini, somut olayda hem alacağın likid olmadığını, hem de müvekkilinin itirazında haklı olduğunu belirterek haksız ve kötü niyetli olarak açılan işbu davanın reddi ile davacı aleyhine talep ettiği alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Bursa 10. İcra Dairesinin 2018… Esas sayılı takip dosyasında davalının ödeme emrine itirazının iptali davası olup yasal süresi içinde açılmıştır.
Bursa 10. İcra Dairesinin 2018… Esas sayılı icra dosyasının celp ve incelenmesinde davacı alacaklı vekili tarafından davalı borçlu aleyhine 20.362,00 TL asıl alacak üzerinden başlatılmış ilamsız icra takibine ilişkin olup icra takibinin yasal süresi içinde yapılan itiraz üzerine durduğu anlaşılmıştır.
Takip konusu alacağın taraflar arasındaki satım sözleşmesinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında yazılı bir satım sözleşmesi bulunmamaktadır. Faturaya konu malların davalıya teslim edildiğinde dair yazılı bir belge de yoktur. Kural olarak alacağın varlığı hususunda ispat yükü davacının üzerindedir.
Yazılı bir belge bulunmaması sebebiyle tarafların ticari defter ve belgeleri incelenmelidir.
Bilindiği üzere taraflar tacirdir. Ticari davalarda dava konusunun tarafların ticari işletmeleri ile ilgili olduğundan ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin yahut alacak miktarının ispatı mümkündür.
HMK’nın 222. Maddesine göre ; Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
Buna göre mahkeme taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden resen taraflardan defter ibrazını isteyebilir.
HMK’nın 219.maddesi tarafların belgeleri ibrazı zorunluluğunu düzenlemiştir. Buna göre ; Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir. Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir.
HMK’nın 219.maddesi talep edildiği durumlarda defter ve belgelerin ibraz zorunluluğunu hüküm altına almıştır.
HMK 220.maddesi talep edilmesine rağmen tarafın belgeyi ibraz etmemesinin neticelerini düzenleme altına almıştır. Buna göre ; İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir. Mahkemece, ibrazı istenen belgenin elinde bulunduğunu inkâr eden tarafa, böyle bir belgenin elinde bulunmadığına, özenle aradığı hâlde bulamadığına ve nerede olduğunu da bilmediğine ilişkin yemin teklif edilir. Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir.
HMK’nın 220.maddesi bu şekliyle elinde bulunduğu anlaşılan bir belgeyi ibraz etmemenin hüküm ve sonuçlarını ortaya koymuştur. Hiç şüphesizdir ki 220.maddede düzenlenen belge tabiri ticari defter ve belgeleri de kapsamaktadır.
Tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın defter ve belgeleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Anılan yasal düzenlemeler uyarınca verilen süreye rağmen bir taraf ticari defter ve belgelerini sunar diğer taraf sunmaz ise bu davranışı ile kendi defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan engel olduğu bu sonucun varlığını ve neticelerini kabul etmiş sayılır. HMK’nın 220.maddesi kapsamında ticari defter ve belgeler bunu tutan tarafın zilliyetliğinde olduğundan 220/2.maddesindeki inkarı da yapamayacaktır.
Dava dosyası, ibraz edilen deliller ve tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, davacı taraf ve davalı taraf inceleme gününde defterlerini ibraz etmiştir.
Mahkememizce resen bilirkişi olarak atanan mali müşavir bilirkişi… tarafından düzenlenen 05/02/2020 tarihli bilirkişi raporuna göre; davacı şirket tarafından 2017 yılında davalı şirkete düzenlenen faturaların davacı şirketin ve davalı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı şirketin ticari defterlerine göre, 31.12.2017 tarihinde davacı şirketin davalı şirketten 20.362,48 TL alacaklı olduğu, davalı şirketin ticari defterlerine göre, 31.12.2017 tarihinde davalı şirketin davacı şirkete 38.525,23 TL borçlu gözüktüğü, sonuç olarak davacı şirketin davalı şirketten (18.162,75 TL karşılıksız çek harici) 20.362,48 TL alacaklı olduğu tespit edilmiş olmakla; takip miktarı gözetilerek, Bursa 10. İcra Dairesinin 2018… Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin aynı koşullarla devamına karar verilmiş, alacak likit ve yasal şartlar oluşmakla asıl alacağın % 20’si tutarında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM; Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile Bursa 10. İcra Dairesinin 2018… Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın İPTALİNE, takibin aynı koşullarla devamına,
2-İtirazın alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik olduğu değerlendirilerek davalı-borçlunun asıl alacağın %20 si oranında hesap edilen 4.072,40-TL icra inkar tazminatına mahkum edilmesine,
3-Harçlar yasası gereğince alınması gereken 1.390,93 TL harçtan peşin alınan 347,74 harcın mahsubu ile bakiye 1.043,19 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-7155 Sayılı Kanunun 23.maddesi ile 6155 Sayılı Kanun 18/A-12-13 maddeleri uyarınca 1.320,00 TL zorunlu arabuluculuk hizmeti giderinin davalıdan alınarak hazineye irat KAYDINA,
5-Davacı tarafından yapılan 398,54 TL harç ve 552,00 TL muhakeme masrafı olmak üzere toplam 950,54TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/1-2 uyarınca belirlenen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
dair gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile Bursa Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı.02/07/2020
Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır