Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/365 E. 2020/635 K. 19.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/365 Esas
KARAR NO : 2020/635

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … –
VEKİLLERİ : Av. … –
Av. … –
DAVALI : … – …

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/10/2019
KARAR TARİHİ : 19/11/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin davalı tarafa muhtelif tarihlerde muhtelif çeşit ve miktarlarda emtia satımı gerçekleştirip satımı yapılan kumaşların teslim edildiğini, davalının ticari münasebetten kaynaklanan toplam 41.315,47 TL tutarındaki fatura bedellerinden kaynaklanan alacak bedelini ödenmediğinden Bursa 4. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından haksız ve kötü niyetli olarak yetkiye ve borca itiraz edildiğini, takip açıldıktan sonra 1000 USD tutarında ödeme yapıldığını, bu ödeme düşüldükten sonra kalan 5.578 USD tutarındaki fatura alacağının ödenmediğini belirterek itirazın iptali ile %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı tarafa usulüne uygun tebligata rağmen, davaya cevap dilekçesi vermediği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, itirazın iptali davası olup; yasal süresi içinde açılmıştır.
Bursa 4. İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı icra takip dosyasının celp ve incelenmesinde; davacı alacaklı vekili tarafından davalı borçlu aleyhine 15.04.2019 tarihinde, fatura alacağından kaynaklı toplam 6.795,84 USD alacak üzerinden takip yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
Takip konusu alacağın taraflar arasındaki satım sözleşmesinden kaynaklanan fatura alacağı olduğu anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında yazılı bir satım sözleşmesi bulunmamaktadır. Faturaya konu malın teslim edildiğine dair yazılı bir belge de yoktur. Kural olarak alacağın varlığı hususunda ispat yükü davacının üzerindedir.
Yazılı bir belge bulunmaması sebebiyle tarafların ticari defter ve belgeleri incelenmelidir.
Bilindiği üzere taraflar tacirdir. Ticari davalarda dava konusunun tarafların ticari işletmeleri ile ilgili olduğundan ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin yahut alacak miktarının ispatı mümkündür.
HMK’nın 222. Maddesine göre ; Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
Buna göre mahkeme taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden resen taraflardan defter ibrazını isteyebilir.
HMK’nın 219.maddesi tarafların belgeleri ibrazı zorunluluğunu düzenlemiştir. Buna göre ; Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir. Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir.
HMK’nın 219.maddesi talep edildiği durumlarda defter ve belgelerin ibraz zorunluluğunu hüküm altına almıştır.
HMK 220.maddesi talep edilmesine rağmen tarafın belgeyi ibraz etmemesinin neticelerini düzenleme altına almıştır. Buna göre ; İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir. Mahkemece, ibrazı istenen belgenin elinde bulunduğunu inkâr eden tarafa, böyle bir belgenin elinde bulunmadığına, özenle aradığı hâlde bulamadığına ve nerede olduğunu da bilmediğine ilişkin yemin teklif edilir. Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir.
HMK’nın 220.maddesi bu şekliyle elinde bulunduğu anlaşılan bir belgeyi ibraz etmemenin hüküm ve sonuçlarını ortaya koymuştur. Hiç şüphesizdir ki 220.maddede düzenlenen belge tabiri ticari defter ve belgeleri de kapsamaktadır.
Tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın defter ve belgeleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Anılan yasal düzenlemeler uyarınca verilen süreye rağmen bir taraf ticari defter ve belgelerini sunar diğer taraf sunmaz ise bu davranışı ile kendi defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan engel olduğu bu sonucun varlığını ve neticelerini kabul etmiş sayılır. HMK’nın 220.maddesi kapsamında ticari defter ve belgeler bunu tutan tarafın zilliyetliğinde olduğundan 220/2.maddesindeki inkarı da yapamayacaktır.
Dava dosyası, ibraz edilen deliller ve tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, davacı defterlerini ibraz ettiği halde davalı taraf mahkememizce verilen kesin süreye rağmen defterlerini ibrazdan kaçınmıştır, bu hususta davacı kayıtları dikkate alınarak hüküm kurulması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
09/06/2020 Tarihli Bilirkişi Raporuna göre; davacı tarafın ticari defterlerinin sahibi lehline delil teşkil edebileceği ve davacının davalıdan takip tarihi itibariyle ticari defter ve kayıtlarına göre 47.558,69 TL tutarında alacaklı olduğu, davalının icra takip tarihinden sonra 13.05.2019 tarihinde 6.112,90 TL tutarında ödemede bulunduğu, davacı tarafından bu ödeme dikkate alınarak kalan 5.578 USD tutarındaki fatura alacağı üzerinden davanın açıldığı, her ne kadar davacı vekili tarafından takibe konu 20.09.2018 ve 22.09.2018 tarihli faturaya istinaden takip yapılmışsa da takip tarihine kadar davacı tarafından kesilen başka faturaların ve davalı tarafından yapılan ödemeler sonucu davacının davalıdan takip tarihi itibariyle sonuç olarak 47.558,69 TL tutarında alacaklı olduğu, bu miktarın davacının 5.578 USD talebinin üzerinde olduğu anlaşılmakla, bu sebeple mahkememizce dava ve takip talebi dikkate alınarak davanın kabulü ile davalı-borçlu tarafından yapılan itirazın kısmen iptaline, takibin 5.578 USD asıl alacak üzerinden, asıl alacağa 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca değişen oranlarda faiz uygulanmak suretiyle fiili ödeme günündeki USD alış kuru üzerinden tahsiline imkan verecek şekilde devamına, kabul edilen miktara göre USD nin takip tarihindeki TL karşılığı (1USD=5.8043) üzerinden hesaplanan miktarın %20 si olan 6.475,27-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine hükmolunarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KABULÜ ile Bursa 4. İcra Müdürlüğünün 2019/… Esas sayılı takip dosyasına davalı borçlunun itirazının KISMEN İPTALİ ile, takibin 5.578 USD asıl alacak üzerinden, asıl alacağa 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca değişen oranlarda faiz uygulanmak suretiyle fiili ödeme günündeki USD alış kuru üzerinden tahsiline imkan verecek şekilde DEVAMINA,
2-Kabul edilen miktara göre USD nin takip tarihindeki TL karşılığı (1USD=5.8043) üzerinden hesaplanan miktarın %20 si olan 6.475,27-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Harçlar yasası gereğince alınması gereken 2.248,10-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 562,03-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.686,07-TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAT KAYDINA,
4-7155 Sayılı Kanunun 23.maddesi ile 6155 Sayılı Kanun 18/A-12-13 maddeleri uyarınca 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk hizmeti giderinin davalıdan alınarak hazineye irat KAYDINA,
5-Davacı tarafından yapılan 612,83-TL harç, 612,00-TL tebligat ve bilirkişi ücretinden oluşan toplam 1.224,83-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/1-2 uyarınca belirlenen 4.936,53-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
dair kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davalı taraf yokluğunda davacı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı.19/11/2020

Katip …
✍e-imzalı

Hakim …
✍e-imzalı