Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/293 E. 2020/468 K. 07.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/293 Esas – 2020/468
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

ESAS NO : 2019/293
KARAR NO : 2020/468

HAKİM :…
KATİP : …

DAVACI : … -TC Kimlik no- …
VEKİLİ : Av….
DAVALI : …İNŞAAT SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ -…. UETS
VEKİLİ : Av. EMRE ÇAKAR … UETS
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 10/10/2019
KARAR TARİHİ : 07/10/2020
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının
yapılan açık yargılaması sonunda,
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Satış Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 09/10/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında inşaat malzemesi satışından kaynaklı ticari nitelikte bir borç ilişkisi bulunduğunu, davalının müvekkilinden yeni satın alımlar yaptıkça mevcut borçlarını ifa ettiğini, davalı şirketin edimlerini yerine getirmesinin ardından yeni satın alımlar yaptığını ve bu şekilde yeni bir alacak-borç durumu oluştuğunu, taraflar arasındaki ilişki kapsamında 01/10/2018 tarihli, 27440 no’lu ve 8.496,00 TL bedelli fatura ile 11/10/2018 tarihli, 27450 no’lu ve 16.992,00 TL bedelli faturanın tanzim edildiğini ancak söz konusu faturaların toplam bedeli olan 17.971,87 TL davalı tarafından ödenmediğini, müvekkilinin davalı şirketten 17.971,87 TL alacaklı olduğunu, müvekkilinin davalı şirketten alacağını tüm taleplerine rağmen tahsil edememesi sonucu davalı taraf aleyhine Bursa 1. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı icra takip dosyası ile takip başlatıldığını, davalı vekilinin 19/02/2019 havale tarihli dilekçesiyle borca ve borcun fer’ilerine ilişkin itirazı sonucu icra takibinin durdurulduğunu, akabinde arabuluculuğa başvurulduğunu fakat arabuluculuk sürecinin anlaşmama ile sonuçlandığını, izah edilen bu sebeplerden dolayı, faturaya dayalı alacağın likit, belirlenebilir olması sebebi ile davalı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, ileri sürülen vakıalar ve gerekçeler dolayısıyla davalının Bursa 1. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin devamına, itirazlarında haksız olan davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekaleti ücretin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
Davalı vekilinin 25/11/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; itirazın iptali davasına konu icra takibinin hangi sebebe dayalı olarak başlatıldığının belli olmadığını, davacı tarafından müvekkiline herhangi bir mal teslim edilmediğini ve hizmet sunulmadığını, davaya dayanak teşkil eden faturalarda müvekkili şirketin yetkililerinin imzalarının bulunmadığını, müvekkiline herhangi bir faturanın tebliğ edilmediğini, izah edilen sebepler dolayısıyla davacının icra takibine girişmekte haksız ve kötü niyetli olduğunu, davacının icra inkar tazminatı talebinin de haksız olduğunu, açıklanan sebepler dahilinde müvekkilinin davacıya borcu bulunmadığından haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, itirazın iptali davası olup; yasal süresi içinde açılmıştır.
Bursa 1. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı icra takip dosyasının celp ve incelenmesinde; davacı vekili tarafından davalı borçlu aleyhine 23.01.2019 tarihinde fatura alacağından kaynaklı, 17.971,87 TL alacak üzerinden takip yapıldığı, davalının takibe 19.02.2019 tarihinde itiraz ettiği ve takibin 19.02.2019 tarihinde durdurulduğu anlaşılmıştır.
Takip konusu alacağın taraflar arasındaki ticari nitelikteki satış sözleşmesi ve cari hesaplı muhtelif faturalardan kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasında yazılı olarak akdedilen bir satış sözleşmesi bulunmadığı ve davalı şirketin sunduğu cevap dilekçesinde satış sözleşmesi ile davacı tarafın aralarında bulunduğu iddia ettiği türden bir borç ilişkisi bulunmadığını beyan ettiği görülmüştür. Anılan uyuşmazlık noktaları nazara alındığında, taraflar arasında ihtilaflı ve ispata muhtaç olan hususun icra takibinin dayandığı faturalar nedeniyle itirazın iptali davasına konu alacağın bulunup bulunmadığı ve miktarına ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
6100 sayılı Kanun’un 200. maddesi gereği, hukuki işlemlerin yapıldıkları zamanki değeri belirli bir parasal sınırı (2018 yılı için 2.960,00-TL) aştığı takdirde, bunların ispatı bakımından kesin delil (senet) dermeyan edilmesi kural olarak zorunludur. Dolayısıyla, davacının taraflar arasında inşaat malzemesi satışını konu olan ticari nitelikte bir satış sözleşmesi bulunduğu iddiası da icra takibinin dayanağı yapılan 01/10/2018 tarihli, 27440 no’lu ve 8.496,00 TL bedelli fatura ile 11/10/2018 tarihli, 27450 no’lu ve 16.992,00 TL bedelli fatura dikkate alındığında, her iki faturada yazılı bedellerin senetle ispat kuralı bakımından öngörülen sınırı aşması karşısında kesin delille (senetle) ispatlanmak durumundadır. Dosya kapsamında taraflar arasında iddia olunan nev’iden bir ticari ilişki bulunduğunu şüpheye mahal bırakmayacak şekilde ispata elverişli yazılı şekilde akdedilmiş bir sözleşme sunulmadığı ve bu çerçevede, istikrar kazanmış Yargıtay içtihatlarına göre, fatura tek başına mal yahut hizmet teslim olgusunu ispata muktedir olmadığından, davacı ve davalıya ait Ba-Bs formlarının dosyaya celp edilerek incelenmesi ve tarafların tacir vasfını taşıdığı da gözetilerek 6100 sayılı Kanun’un 222. Maddesi uyarınca ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor aldırılması şarttır. Anılan zorunluluk uyarınca, ilgili vergi dairelerine müzekkere yazılarak hem davacı hem de davalıya ait BA-BS formları celp edilmiştir. Ayrıca, dava dosyası da bilirkişi olarak tayin edilen bir serbest muhasebeci mali müşavire tevdi edilerek bilirkişi raporu düzenletilmesi yoluna gidilmiştir.
Dava dosyası, ibraz edilen deliller ve tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, davacı taraf ve davalı taraf inceleme gününde defterlerini ibraz etmiştir.
Mahkememizce tanzim ettirilen bilirkişi raporunda; davacı ile davalı arasındaki uyuşmazlığın 2018 yılında gerçekleştirildiği iddia edilen inşaat malzemelerinin teslim edilmesi olgusundan kaynakladığı, 2018 yılına ait yevmiye ve defter-i kebir defterlerinin açılış ve kapanış onaylarının usulüne uygun şekilde yapıldığı, bilanço esasına göre defter tutmakla yükümlü tacirlerin KDV hariç 5.000 TL tutarını aşan alım-satımların Ba-Bs formları ile mükellefin bağlı bulunduğu vergi dairesine beyan edilmesinin zorunlu olduğu, davacı tarafından davalı şirkete tanzim edilen 2018 yılına ait 9 adet ve toplam bedeli KDV hariç 75.863,33 TL olan faturanın davalı şirketçe Ba formu ile Uludağ Vergi Dairesine KDV hariç 75.561,00 TL olarak bildirildiğini, davacının ise bahse konu faturaları KDV hariç olacak şekilde 75.861,00 TL şeklinde Bs formu ile Uludağ Vergi Dairesine beyan ettiğini, taraflar arasında yazılı şekilde bir sözleşme kurulmadığını ve açık hesap üzerinden ticari ilişkinin yürütüldüğü, davalı şirket tarafından davacıya 338,70 TL bedelli fiyat farkı faturası düzenlendiğini, her ne kadar 338,70 TL tutarındaki bedelin davacının ticari defterlerinde davalı şirkete nakit olarak ödendiği belirtişmişse de nakit ödemeyi ispata elverişli bir belgenin bulunmadığı, neticeten davalı şirketin davacıya toplamda 17.633,17 TL borçlu olduğu tespit edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı ile davalı şirket arasında çeşitli inşaat malzemelerinin satışına ilişkin ticari bir ilişkinin mevcut olduğu, taraflar arasındaki ticari ilişkiyi ispata yarar herhangi bir yazılı sözleşme bulunmadığı ancak hem bilirkişi incelemesine tabi tutulan ticari defter kayıtları hem de Ba-Bs formları dikkate alındığında tarafların inşaat malzemelerinin satışı bakımında açık hesap usulü çalıştıkları, bu olgunun Ba-Bs formları ve ticari defter kayıtlarıyla sabit olduğu, davalı şirketçe Bursa 1. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı icra dosyasında yer alan faturalara konu mal teslimi olgusunu inkarı niteliğindeki savunmasını ispat edemediği, bununla birlikte 15/09/2020 tarihli duruşma zaptında da görüleceği üzere davacıya 16.500,00 TL tutarında kısmi ödeme yapıldığını, bu sebepler dâhilinde icra takibine dayanak olan dava konusu faturalar karşılığında davalı şirkete mal teslimini olgusunun ispatlandığı ve davalı şirketin davacıya 17.633,17 TL borçlu olduğu ve bu bedelin 16.500,00 TL tutarındaki kısmının davalı şirket tarafından davacıya ödendiği anlaşılmakla, ödeme yapılan kısım bakımından davanın konusuz kalması dolayısıyla 16.500,00 TL bakımından karar verilmesine yer olmadığına, bakiye 1.471,81 TL tutar bakımından ise dava konusunun 1.133,17 TL tutarı itibariyle kısmen kabulü ile Bursa 1. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı takip dosyasına davalı-borçlu tarafından yapılan itirazın kısmen iptaline, icra takibinin 1.133,17 TL üzerinden devamına, itirazın alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik olduğu ve alacağın belirlenebilir olduğu değerlendirilerek davalı-borçlunun asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiş olup, her ne kadar duruşma zaptında dava konusu miktarın kesinlik sınırında olduğundan kesin olarak karar verildiği belirtilmişse de, bunun sehven yazıldığı dava konusu alacağın tamamının miktar olarak kesinlik sınırının üzerinde olduğundan taraf vekillerinin gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile Bursa Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1- -DAVANIN KISMEN KABULÜ ile Bursa 1. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas Sayılı takip dosyasına davalı-borçlu tarafından yapılan İTİRAZIN KISMEN İPTALİNE, icra takibinin 1.133,17 TL üzerinden DEVAMINA,
3-İtirazın alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik olduğu değerlendirilerek davalı-borçlunun asıl alacağın %20 si oranında hesap edilen 226,74 TL icra inkar tazminatına mahkum EDİLMESİNE,
3-Davalı şirket tarafından davacıya yapılan 16.500,00 TL tutarında ödeme neticesinde davanın kısmen konusuz kalması dolayısıyla bu tutar itibariyle KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
4- 6100 sayılı Kanun’un 331. maddesi hükmü de gözetilerek, Harçlar yasası gereğince alınması gereken 1204,52 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 306,92 TL harcın mahsubu ile bakiye 897,60 TL tutarındaki harcın kabul ret oranı (%98 kabul, %2 ret) dikkate alınmak suretiyle 879,65 TL tutarındaki kısmının davalıdan, bakiye kısım olan 17,95 TL tutarındaki kısmının ise davacıdan alınarak hazineye İRAT KAYDINA,
5-1320 TL tutarındaki arabuluculuk masrafının kabul ret oranı (%98 kabul, %2 ret) dikkate alınmak suretiyle 1293,60 TL tutarındaki kısmının davalıdan, bakiye kısım olan 26,40 TL’nin ise davacıdan alınarak hazineye İRAT KAYDINA,

6-Davacı tarafından davanın açılması sırasında yatırılan 306,92 TL tutarındaki karar ve ilam harcının mahsup edilmesinden sonra geriye kalan 44,40 TL harç ile 681,90 TL muhakeme masrafı olmak üzere toplam 736,30 TL yargılama giderinin kabul ret oranı (%98 kabul, %2 ret) dikkate alınmak suretiyle 711,77 TL tutarındaki kısmının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/1-2 uyarınca belirlenen 3400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
8-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/1-2 uyarınca belirlenen 348,70 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
9-Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair, miktar itibari ile davanın kesinlik sınırında bulunduğundan davacı ve davalı vekillerinin yüzüne karşı kesin olarak karar verildi. 06/10/2020

Katip …
e-imza

Hakim ….
e-imza