Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/265 E. 2020/525 K. 22.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/265 Esas – 2020/525
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/265 Esas
KARAR NO : 2020/525

HAKİM : ….
KATİP : ….

DAVACI : …(TCN: ….
VEKİLİ : Av…..
DAVALI : …. SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ -…..UETS

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/10/2019
KARAR TARİHİ : 22/10/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 07/10/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirkete ait inşaatlarda taşeron olarak çatı işlerini yaptığını, anlaşma gereği cari hesap ve alacak ilişkisi içinde bulunduklarını, müvekkilinin 10/12/2018 tarihli cari hesap ekstresine göre davalı şirketten 30.202,00-TL alacağı bulunduğunu, borcun müvekkiline ödenmediğini, bu nedenle davalı şirket aleyhine Bursa 10. İcra Müdürlüğü’nün 2019/…Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalın şirketin itirazı üzerine icra takibinin durdurulduğunu, müvekkili tarafça arabuluculuğa başvurulduğunu ancak anlaşmaya varılamadığını, anılan bu sebeplerle; fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla davanın kabulüne, davalı yanın haksız yere yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin takip tarihinden işleyecek ticari faiziyle birlikte devamına, davalının kötü niyetli olması nedeniyle %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekaleti ücretin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafa usulüne uygun tebligata rağmen, davaya cevap dilekçesi vermediği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, itirazın iptali davası olup; yasal süresi içinde açılmıştır.
Bursa 10. İcra Müd. 2019/…Esas sayılı icra takip dosyasının celp ve incelenmesinde; davacı alacaklı vekili tarafından davalı borçlu aleyhine 30.05.2019 tarihinde, cari hesap ekstresine dayalı fatura alacağından kaynaklı, 30.202,00 TL alacak üzerinden takip yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
Takip konusu alacağın taraflar arasındaki ticari nitelikteki hizmet sözleşmesinden kaynaklanan cari hesap alacağı olduğu anlaşılmaktadır.
Davalı taraf davaya cevap vermemiş, takibe itirazında takip alacaklısına herhangi bir borcu olmadığından bahisle borca ve tüm ferilerine itirazda bulunduğu görülmüştür.
Taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmamaktadır. Faturaya konu hizmetin davalıya teslim edildiğinde dair yazılı bir belge de yoktur. Kural olarak alacağın varlığı hususunda ispat yükü davacının üzerindedir.
Yazılı bir belge bulunmaması sebebiyle tarafların ticari defter ve belgeleri incelenmelidir.
Bilindiği üzere taraflar tacirdir. Ticari davalarda dava konusunun tarafların ticari işletmeleri ile ilgili olduğundan ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin yahut alacak miktarının ispatı mümkündür.
HMK’nın 222. Maddesine göre ; Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
Buna göre mahkeme taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden resen taraflardan defter ibrazını isteyebilir.
HMK’nın 219.maddesi tarafların belgeleri ibrazı zorunluluğunu düzenlemiştir. Buna göre ; Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir. Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir.
HMK’nın 219.maddesi talep edildiği durumlarda defter ve belgelerin ibraz zorunluluğunu hüküm altına almıştır.
HMK 220.maddesi talep edilmesine rağmen tarafın belgeyi ibraz etmemesinin neticelerini düzenleme altına almıştır. Buna göre ; İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir. Mahkemece, ibrazı istenen belgenin elinde bulunduğunu inkâr eden tarafa, böyle bir belgenin elinde bulunmadığına, özenle aradığı hâlde bulamadığına ve nerede olduğunu da bilmediğine ilişkin yemin teklif edilir. Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir.
HMK’nın 220.maddesi bu şekliyle elinde bulunduğu anlaşılan bir belgeyi ibraz etmemenin hüküm ve sonuçlarını ortaya koymuştur. Hiç şüphesizdir ki 220.maddede düzenlenen belge tabiri ticari defter ve belgeleri de kapsamaktadır.
Tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın defter ve belgeleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Anılan yasal düzenlemeler uyarınca verilen süreye rağmen bir taraf ticari defter ve belgelerini sunar diğer taraf sunmaz ise bu davranışı ile kendi defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan engel olduğu bu sonucun varlığını ve neticelerini kabul etmiş sayılır. HMK’nın 220.maddesi kapsamında ticari defter ve belgeler bunu tutan tarafın zilliyetliğinde olduğundan 220/2.maddesindeki inkarı da yapamayacaktır.
Dava dosyası, ibraz edilen deliller ve tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, davacı defterlerini ibraz ettiği halde davalı taraf verilen kesin süreye rağmen defterlerini ibrazdan kaçınmıştır, bu hususta davacı kayıtları dikkate alınarak hüküm kurulması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
22.09.2020 tarihli bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı itibariyle yapılan yargılama sonucunda, davacının ticari defterlerinin noter açılış tasdiklerinin zamanında yaptırıldığı, yevmiye defterlerinin noter kapanış tasdiklerinin zamanında yaptırıldığı, davacının davalı adına düzenlemiş olduğu faturaları ve davalının yapmış olduğu ödemeleri ticari defter kayıtlarına işlediği, incelemenin kanunen geçerli defterler üzerinde yapıldığı, davacı tarafından düzenlenen faturaların BS formu ile bağlı olduğu ilgili vergi dairesine beyan edildiği, her ne kadar bilirkişi raporunda davacı tarafın 31.12.2018 tarihi itibariyle envanter kayıtlarını işlemiş olduğu ancak yevmiye defteri kapanış muhasebe kaydını yapmadığından 31.12.2018 tarihi itibariyle ne kadar alacaklı olduğu ve 2019 yılına ne miktarda borç alacak bakiyesi devrettiği gözükmediği belirtilmiş ise de, davalı tarafın davacı tarafından kendisine düzenlenen faturaları BA formu ile bağlı bulunduğu ilgili vergi dairesine beyan ettiği, düzenlenen faturalar konusunda taraflar arasında bir farklılık bulunmadığı anlaşılmakla, bu sebeple mahkememizce davanın kabulü ile davalı-borçlu tarafından yapılan itirazın iptaline, icra takibinin talepnamedeki miktar ve koşullar ile birlikte devamına, alacak likit olduğundan ayrıca icra inkar tazminatına da hükmolunarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KABULÜ ile Bursa 10.İcra Müdürlüğü 2019/…Esas Sayılı takip dosyasına davalı-borçlu tarafından yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, icra takibinin talepnamedeki miktar ve koşullar ile birlikte DEVAMINA,
2-Alacak likit ve yasal şartlar oluşmakla davalı-borçlunun asıl alacağın %20 si oranında hesap edilen 6.040,40-TL icra inkar tazminatına mahkum edilmesine,
3-Alınması gereken 2.063,10-TL karar ve ilam harcından, peşin yatırılan 515,78-TL peşin harcın mahsubu ile geriye kalan 1.547,32-TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAT KAYDINA,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/1-2 uyarınca belirlenen 4.530,30 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan 566,58- TL harç ve 587,20- TL bilirkişi ücreti ve tebligat gideri olamak üzere toplam 1.153,78-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Yargılama giderlerinden sayılan 1.320,00 TL arabuluculuk masrafının davalının haksız çıkması nedeniyle davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
7-Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
dair kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar davalı tarafın yokluğunda, davacı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/10/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim ….
¸e-imzalıdır