Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/239 E. 2020/333 K. 13.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/239 Esas – 2020/333
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/239
KARAR NO : 2020/333
HAKİM : ….
KATİP :….
DAVACI :… ANONİM ŞİRKETİ – ….
VEKİLİ : Av. ….
DAVALI : … LİMİTED ŞİRKETİ-BURSA ŞUBESİ -…
DAVA : Tazminat (Rücuen tazminat)
DAVA TARİHİ : 03/10/2019
KARAR TARİHİ : 13/07/2020
DAVA : Davacı vekili dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan sözleşmede Bursa -Yalova illeri ile bağlı ilçe ve köylerinin santral sahalarında erişim şebekesi ve altyapı işlerinin yapılması konusunda anlaştıklarını, 01/07/1996 ile 31/12/2001 ile 03/06/2002-31/12/2005 dönemlerini kapsayan 2 ayrı Global İhale sözleşmesi imzalandığını, ancak davalı tarafın imzalanan sözleşmeye aykırı hareket ettiğini, işleri yapmak üzere çalıştırılan işçilere ödenmesi gereken ücretler ödenmediğinden Bursa İş Mahkemelerine açılan davaların yargılamaları sonucunda yüksek meblağlarda tazminat ödemek zorunda kaldıklarını, gerek Borçlar Kanunu ve İş Kanunu, gerekse de taraflar arasında imzalanan sözleşme hükümlerine göre ödenen meblağlardan davalının sorumlu olduğunun açık olduğunu belirterek fazlaya dair dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla 24.247,51.-TL’nin icra dosyasına ödeme tarihinden itibaren merkez bankasının kısa vadeli kredilere uyguladığı değişen oranlardaki avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı taraf adına çıkartılan tebligatın adresin yıkılmış olması sebebiyle iade edildiğinin ve davalı tarafın davaya cevap vermediği anlaşıldı.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLER VE GEREKÇE: Eldeki dava, işçi alacaklarının rücuen tazminine ilişkindir.
Mahkememizce dosyanın rücuya esas meblağları hesaplaması amacıyla iş hukuku konusunda uzman bilirkişiye tevdi edilerek rapor alınması istenmiş, bilirkişinin 26/05/2020 tarihli raporunda; davacı tarafından dava dışı işçi için 24.247,51.-TL ödemede bulunulduğu, dosya kapsamına göre brüt ücret üzerinden ödemede bulunulduğu, ancak neti üzerinden ödeme yapması gerektiği, net üzerinden yapılan hesaplamada davacının 21.949,41.-TL ödeme yapması gerektiğine, bu nedenle davacının brüt üzerinden 2.298,10.-TL fazla ödemede bulunduğuna, davacının taraflar arasında yapılan Global İhale sözleşmesinin 31.maddesi kapsamında rücu talebinde bulunabileceğine, davalı firmanın davacıdan alacağı hak ediş kalmadığı, bu durumda davacının işçilik alacaklarına yönelik olarak ödediği meblağı davalı şirketin hak edişlerinden kesme olanağının kalmadığını, bu sebeple davalı şirkete alacak davası açmak suretiyle rücu etmesinin olağan ve yasal olduğunu bildirdiği anlaşılmıştır.
Alınan bilirkişi raporundaki hesaplamalar ve değerlendirmeler kısmen doğrudur. Yalnızca net üzerinden hesaplama yapılmış olması mahkememizce hatalı görülmüş ve bu kısım hükme esas alınmamıştır. Şöyle ki; Bursa 3. İş Mahkemesi’nin kararında brüt ve net ayrımı yapılmaksızın toplamda işlemiş faiz ile birlikte 21.267,21 TL’ye hükmedilmiş ve bu miktar icra takibine konu edildiği şekliyle vekalet ücreti, icra masrafları ve faiz olmak üzere toplamda davacı tarafından 24.247,51 TL olarak icra dosyasına ödenmiştir. Mahkememizin bir başka mahkemenin verdiği kararı denetleme yetkisi bulunmadığı gibi, verilen kararın infazını ortadan kaldıracak şekilde hüküm tesisi de mümkün değildir. Dolayısıyla brüt, net ayrımına girilmeksizin ödenen tutar üzerinden bedelin rücuuna hükmetmek gerekmiştir.
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 09.03.2020 tarih, 2019/1025 Esas ve 2020/1623 Karar sayılı kararında benzer bir husus “Rücuen tazminat istemiyle açılan davalarda mahkeme iş mahkemesinde verilen karar ile bağlıdır. İşçilik alacaklarının brüt, net olarak yeniden değerlendirilmesi yapılamaz. Somut olayda hükme esas alınan bilirkişi raporunda net işçilik alacaklarının hesaplanması yapıldığı, bu alacağa işleyen faiz miktarının yeniden belirlendiği ve yine yapılan hesaba takipten sonra işleyen faiz, masraf ve vekalet ücretinin katılmadığı anlaşılmıştır. Mahkemece davacının icra dosyasına ödediği miktar karar altına alınması gerekirken iş mahkemesi kararını ortadan kaldıracak şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozulması gerekmiştir. ” şeklinde tartışılmıştır. Açıklanan nedenlerle aşağıdaki şekliyle hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE, 24.247,51.-TL’nin 17/10/2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
2-Harçlar yasası gereği alınması gereken 1.656,34.-TL harçtan peşin yatırılan 414,09.-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.242,25.-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, bu hususta harç tahsil tezkeresi düzenlenmesine,
3-Davacı tarafından yapılan 1.418,40.-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı vekili yararına AAÜT ile hesaplanan 3.400,00.-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5- Arabuluculuk masrafı olan 1.320,00 TL’nin arabuluculuk görüşmelerine katılmayan davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, bu hususta harç tahsil tezkeresi düzenlenmesine,
Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine dair; davacı vekilinin yüzüne davalının yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile Bursa Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
13/07/2020
İş bu kararın gerekçesi 04/08/2020 tarihinde yazılmıştır
Katip ….
e-imza

Hakim …
e-imza