Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/232 E. 2021/802 K. 15.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/232 Esas
KARAR NO : 2021/802
HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACI : …(TC. …)
VEKİLİ : Av. … – …. UETS
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … -…
DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/10/2019
KARAR TARİHİ : 15/10/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 12/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; davacı vekilinin 02/10/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili … ile davalı şirket arasında 30.10.2017 tarihinde müvekkili tarafından davalı şirkete verilen projede yer alan iki adet kalıbın yapımına ilişkin bir sözleşme imzalandığını, sözleşmeye göre projede yer alan 55’lik kapak ve 85’lik kapak olan iki adet kalıp davalı şirket tarafından üretilecek ve bu kalıplara karşılık müvekkili tarafça davalı şirkete 10.000,00-TL kalıp bedeli ödenecek olduğunu, ödemenin %50’si iş onayı ile geri kalanı ise numune onayı verildiğinde yapılacağını, işin termin tarihi 25 iş günü olarak belirlenmiş ve sözleşmeye göre termin tarihi itibariyle şartlara uymayan taraf günlük 150,00-TL cezai işleme maruz kalacak olduğunu, müvekkili sözleşmenin imzalandığı 30.10.2017 tarihinde sözleşme bedelinin %50’si olan 5.000,00-TL bedeli banka aracılığıyla davalı şirket hesabına gönderdiğini, daha sonra 30.11.2017 tarihinde 3.000,00-TL akabinde 28.12.2017 tarihinde ise geriye kalan 2.000,00TL sözleşme bedelini davalı şirkete ödemiş olduğunu ve sözleşmede kendisi üzerine düşen bütün yükümlülükleri yerine getirmiş bulunduğunu, ancak davalı şirketçe sözleşme konusu kalıplar teslim edilmediğini, sözleşmeye göre işin teslim tarihi 25.11.2017 tarihi olduğu, bu günden sonra tarafların yükümlülüklerini yerine getirmedikleri her gün için 150,00-TL cezai işlem uygulanacağı kararlaştırılmış olduğundan, bu tarihten dava tarihine kadar işleyecek işleyecek cezai şart bedelinin bilirkişi marifetiyle hesaplanması gerektiğini, müvekkili 13.12.2018 tarihinde davalı firmaya kalıpların teslimi ile igili bir mail atmış ve kalıplar teslim edilmeyecek ise bedellerini talep etmiş olduğunu, ancak davalı tarafça bir açıklama yapılmadığını, müvekkili tarafça her ne kadar arabuluculuk yoluna başvuru yapılmış ise de anlaşma sağlanamadığını, anılan bu sebeplerle; haklı davanın kabulü ile; müvekkili …’ ın davalıya ödemiş olduğu ve davalıdan alacaklı olduğu toplam 10.000-TL sözleşme bedelinin, ödeme günlerinden itibaren işleyecek yasal faizleri ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1000TL sini talep ettiği taraflar arasındaki sözleşmede kararlaştırılmış cezai şart için uzman bilirkişi marifetiyle yapılacak olan belirleme sonrası sayın Mahkemece tespit edilecek cezai şart bedelinin de davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin de davalıya yüklenmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; davalı şirketin 25/12/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı taraf sözleşmeden kaynaklanan cezai şarta ilişkin talebini alacağı esas bakımından kabul etmemekle birlikte belirsiz alacak olarak talep ettiği ceza şart belirlenebilir bir alacak olduğunu, davanın hukuki yarar yokluğundan reddi gerektiğini, davacı taraf ile, 30.10.2017 tarihinde davaya konu sözleşme akdedildiğini, 30.10.2017 tarihli sözleşme gereği kalıplar bedelleri karşılığında tarafınca üretileceği, kalıpların mülkiyeti davacı …’a ait olup bu kalıplar kullanılarak davalı bünyesindeki plastik enjeksiyon makinelerinde ilgili elli beşlik ve seksen beşlik plastik kapaklar imal edileceğini, imal edilen bu ürünler de davacı …’a teslim edileceği ve onun tarafından satışının gerçekleştirileceğini, ancak sözleşmede kalıpların teslimine ilişkin bir hüküm bulunmadığını bu kalıplar söz konusu iş gereği, …’a teslim edilmeyecek ve davalı şirket zilyetliğinde kalacağını, kapakların üretimi için kalıpların davalı şirket bünyesinde kullanıma hazır olarak bulunması gerekmekte olduğunu, sözleşmeye uygun olarak davalı şirket kalıpları üretmeye başladığını, kalıp bedeli olarak kararlaştırılan 10.000 TL tutarının yüzde ellisini sözleşmeye uygun olarak işe başlarken alındığını, kalıplar sözleşmedeki süresi içerinde kullanma hazır hale getirilmiş ve davalı şirket bünyesindeki enjeksiyon makinelerine bağlanarak ilgili kapaklardan numune olacak kadar az miktarda üretim yapıldığını, numuneler …’a teslim edilmiş olup malı satacağı kişiden numune onayı alınca, davalı şirkete kalıp bedelinin kalan ödemesini gerçekleştirdiğini, bu haliyle tüm işlemin sözleşmeye uygun yapıldığını, davacının, davalı şirketi ziyareti sırasında yaşanan saygısızlık nedeniyle artık kendisi ile çalışmayacaklarını yüzüne karşın iletildiğini, bu nedenle kalıplarını bir an önce alıp götürmesi yönünde kendisine bildirimde bulunulduğunu, zira ticari iş ilişkisinin son bulmasından dolayı, kalıpların malik tarafından teslim alınması gerektiğini, ancak davacının kalıpları almaya yanaşmadığını, aksine, mail vasıtası ile 3 nolu ekte yer alan metni göndererek kalıpların tamamlanmadığını, yaşanan husumet sebebi ile tamamlanmasını istemediğini ve bedellerini istediğini davalı şirkete bildirdiğini, davacı tarafın tüm taleplerinin reddinc, HİMK 329. Maddesi uyarınca; hiçbir hakkı olmadığı halde dava açan davacının beşbin Türk Lirası tutarında disiplin para cezası ödemeye mahkum edilmesine ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesine karar verilmesine talep etmiştir.
GEREKÇE;
Dava; taraflar arasında akdedilen 30.10.2017 tarihli sözleşmenin, davacı tarafça feshi nedeniyle, 10.000,00-TL sözleşme bedelinin ve davalının yükümlülüklerini yerine getirmediğinden bahisle, cezai şart bedeli ile birlikte davalıdan tahsiline ilişkin alacak davası olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce… Bankası Beşevler Şubesi’ne müzekkere yazılarak, ödemeye ilişkin Banka Dekontlarının gönderilmesinin istenildiği, Bankanın 25/10/2019 tarihli yazı cevabında; …’a ait 9758418-5019 nolu hesabından, alıcı …San. Ve Tic. A.Ş’nin … Bankası hesabına, … kalıp bedeli açıklaması ile yaptığı 3 adet Eft dekont aslının gönderildiği, dekontların incelenmesinde; 28/12/2017 tarihli, 2.000,00-TL tutarlı, 30/11/2017 tarihli 3.000,00-TL bedelli, 30/10/2017 tarihli, 5.000,00-TL bedelli olduğu görülmüştür.
Mahkememizin 19/11/2019 tarihli 1 nolu celsesinde; dava dosyası, ibraz edilen diller ve taraflara ait ticari defter ve dayanağı kayıtları üzerinde, 12/12/2019 tarihinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilerek, davacının var ise alacaklı olduğu miktar ve faizinin belirlenmesine karar verildiği, bu nedenle dosya tüm ekleri ile birlikte konusunda uzman SMMM bilirkişisi …’ya teslim edilmiştir.
29/01/2020 Tarihli Bilirkişi Raporunda Özetle; davacı tarafın defterlerinin olmadığından, dosyaya sunulan belgeler üzerinde yapılan inceleme neticesinde; taraflar aralarında ticari bir ilişkinin olduğu, sözleşmedeki cezai şart hususunda takdirin mahkemeye ait olduğunu, davacının davalıya Sözleşmede belirtilen 10.000,00-TL’yi ödemiş olduğu, buna karşılık davalının dava konusu kalıpları davacıya teslim etmediği, davalıya gönderilen e-mailde davacının “davalı firmaya en son ziyaretinde sürtüşme yaşandığını, mevcut halin konuşularak çözülemeyeceği bir duruma geldiğini, bu nedenle dava konusu kalıplar ile ilgili bedellerin, rayiç bedelleri ile hukuk kuralları nispetinde talep edileceğini” beyan ettiğinin görüldüğünü, davaya konu kalıplarla ilgili davalı tarafından davacıya fatura kesilmediği, davacının dava tarihi itibariyle davalıdan 10.000,00-TL ve 1.678,94-TL yasal faiz olmak üzere toplam 11.678,94-TL davalıya gönderilen ödemeler karşılığı alacaklı olduğu, sözleşmede kararlaştırılan cezai şart bedelinin 101.550,00-TL olarak hesaplandığı, bu hususta Hukuki değerlendirme ve nihai kararın mahkemeye ait olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Mahkememizin 04/02/2020 Tarihli 2 nolu celsesinde; bilirkişi kök raporuna ilişkin inceleme tarihinde davalı vekilinin cevabının olmadığı gözetilerek, davalı vekilinin cevabı incelenip ek rapor hazırlanması için dosyanın, kök rapor hazırlayan bilirkişi …’ya teslim edilmiştir.
Mahkememizce BTSO’ya müzekkere yazılarak, …Üretimi ile ilgili kalıp üreten firmanın kalıpları teslimine ilişkin ticari örfün bulunup bulunmadığı, kalıp üretimiyle alakalı ticari örf ve adet var ise buna ilişkin bilgi verilmesinin istenildiği, BTSO’nun 28/12/2020 tarihli yazı cevabı ile, kayıtların incelenmesi sonucu oda’ca alınmış bir örf ve teamül kararının bulunmadığı yönünde bilgi verildiği anlaşılmıştır.
06/04/2020 Tarihli Bilirkişi Ek Raporunda Özetle; davalı vekilinin dilekçeleri ve dava dosyası okunup yeniden değerlendirilmesi sonucu;13.12.2018 tarihli davacı tarafından gönderilen mailin 5,6 ve 7. Paragrafında; davalı firmaya en son ziyaretinde sürtüşme yaşandığını; “Bu hadisenin üzerine onayı tarafımızdan verilmemiş kalıpların tamamlanıp, teslim edileceğini ve parça basımının kendilerinin üstlenemeyeceğini ve başka bir yerde bastırmamız gerektiğini ifade eden sözler sarfetmiştir. Ticari etik kurallarına uymayan bu davranış, hem mevcut olan karşılıklı güveni ortadan kaldırmış, hem de ileride kalıp ile ilgili yaşanması muhtemel problemlerin giderilemeyeceği kanaatini firmamızda oluşturmuştur. Tüm bunların neticesinde mevcut hal, bizim nazarımızda konuşularak çözülemeyecek bir duruma gelmiş bulunmaktadır. Bu sebepten firmamız 85 mm’lik ve 55 mm’lik 2 adet Konvektör yan kapak kalıpları ile ilgili bedellerin, bugünkü rayiç bedelleri göz önünde bulundurularak, hukuk kuralları nispetinde talep edecektir” şeklinde mail yazıldığı, davaya konu kalıplarla ilgili davalı tarafından davacıya fatura kesilmediği, davacı tarafından davalı tarafa 10.000,00 – TL havalenin gönderildiği, bu havalelere ilişkin hesaplanan, yasal faizin 1.678,94 TL olduğu, bu ödemeler karşılığı davacının alacaklı olup olmadığı hususundaki hukuki değerlendirmenin mahkemeye ait olduğunu, sözleşmede kararlaştırılan cezai şart bedelinin 101.550,00 TL olarak hesaplandığı, yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Davacı vekilinin ıslah dilekçesi ile, fazlaya ilişkin hakların saklı kalmak kaydı ile cezai şart bedeli talebinin 100.550,00-TL arttırarak 101.550,00-TL olarak ıslah ettiğini, müvekkilinin davalı tarafa ödemiş olduğu 10.000,00-TL sözleşme bedelinin, ödeme günlerinden itibaren işleyecek yasal faizleri ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davalı tarafın tanık deliline dayandığı bu nedenle Mahkememizin 05/10/2021 tarihli 9 nolu celsesinde davalı tanığı …’in dinlenmesine karar verilmiştir.
Davalı Tanığı … beyanında; “Ben Tasarım uzmanıyım. Şu an bir şirkette çalışmaktayım. Ben davacı …’ın tasarımlarını zaman zaman yaptım. Daha önce birkaç işini yapmıştım. Dava konusu projeninde tasarımını ben yaptım. Hatta davalı ile davacıyı ben tanıştırdım. Proje bittikten sonra ürünü görmek için davalının iş yerine gittim. Gittiğimde proje tamamlanmış, kalıp üretilmişti. Kalıpta herhangi bir sıkıntı yoktu. Daha sonra ne olduysa taraflar arasında sorun çıkmış, benim bu sorunla ilgili bir bilgim yoktur. Ben kalıbın üretilmesine ilişkin termin tarihin hususunda detaylı bir bilgim yoktur ancak aralarında bir husumet olmadığını biliyorum, dedi. Bu projedeki amaç kalorifer kapağı üretilmesi için kalıbın davalı şirketçe üretilmesi, üretildikten sonra da kalıbın davalı şirkette bulunup kalorifer kapaklarınında bu kalıpla davalı şirketçe üretilmesine ilişkindir, dedi.”
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı ile davalı arasında taraflarca inkar edilmeyen 30/10/2017 tarihli İş Sözleşmesi başlıklı sözleşmenin davacı tarafça feshi nedeniyle, 10.000,00-TL sözleşme bedelinin ve davalının yükümlülüklerini yerine getirmediğinden bahisle, cezai şart bedeli ile birlikte davalıdan tahsiline ilişkin alacak davası olduğu anlaşılmıştır. Taraflar arasında imzalanan sözleşme “Bu sözleşme … …san.tic.ltd.şti. ile … arasında gerçekleşmektedir. Bu projede 55’lik kapak ve 85’lik kapak olmak üzere iki adet kalıp yapılacaktır.” Kalıp bedeli:10.000 * kdv olarak belirlenmiştir. Termin tarihi 25 iş günü olarak kabul edilmiştir. Ödeme’nin % 50’si iş onayı ile verilecektir.Geri kalan ödeme ise numune onayı verildiğinde alınacağı belirtilmiştir.Termin bitimi ile şartlara uymayan her iki tarafın da günlük 150TL olmak üzere cezai işlem uygulanacaktır.” şeklinde taraflar arasında düzenlenmiş olup hukuki uyuşmazlığın çözümü için öncelikle sözleşmenin hukuki niteliğinin tespit edilmesi gerekmektedir. Her ne kadar taraflar arasındaki sözleşmenin başlığında iş sözleşmesi ibaresi bulunsa da sözleşme metnindeki 2 farklı boyutta kalp üretilmesine ilişkin hükümden davacı tarafın bir bedel ödemesi, bunun karşılığında davalının belirtilen nitelikteki eseri teslim etmesine ilişkin eser sözleşmesi olduğu kanaatine ulaşılmıştır. Taraflar arasındaki sözleşmede termin tarihi 25 gün olarak belirtilmiş olup, termin şartlarına uyulmaması halinde günlük 150 TL cezai şarta hükmedileceği ifade edilmiştir. Dosya kapsamında davacının belirtilen süre içerisinde bedeli tam ve eksik ödediği sabit olup, buna ilişkin herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Her ne kadar davalı taraf taraflar arasındaki sözleşmenin sadece iki adet kalıbın üretilmesine ilişkin olmadığı, kalıbın kendi uhdelerinde kalıp, kalıp ile üretilecek parçaların da kendi iş yerlerinde tutulacağını, bu sebeple kalıbın davalıya teslim edilmediğini, belirtmişlerse de, taraflar arasında yazılı sözleşme bulunduğu, sözleşmede sadece kalıp üretilmesi konusunda anlaşma yapıldığının belirtildiği, yazılı sözleşmenin aksinin ispatı ancak yazılı delille ispat edilebileceği, eser sözleşmelerin aksine bir hüküm ya da örf ve adet bulunmadığı takdirde eserin tam ve eksiksiz yapıldığının ispat külfeti işi yapmayı üstlenende olduğu, BTSO’ya yazılan müzekkere cevabından da bu hususta bir örf ya da teamülün bulunmadığının anlaşıldığı, tüm dosya kapsamında eserin tam ve ayıpsız şekilde davalıya teslim edilmediği anlaşılmakla davacı tarafından davalıya ödenen 10.000 TL’nin taraflar arasında bulunan sözleşmenin termin tarihi olan 25/11/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ve 101.550,00 TL cezai şartın davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile davacı tarafından davalıya ödenen 10.000 TL’nin taraflar arasında bulunan sözleşmenin termin tarihi olan 25/11/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ve 101.550,00 TL cezai şartın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
2-Harçlar yasası gereğince alınması gereken 7.619,20-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.905,86-TL harcın mahsubu ile eksik bakiye 5.713,34-TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAT KAYDINA,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/1-2 uyarınca belirlenen 14.547,25-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan 44,40-TL başvuru harcı, 187,86-TL peşin harç 1.718,00-TL ıslah harcı, 500,00-TL bilirkişi ücreti ve 153,40-TL tebligat giderinden oluşan toplam 2.603,66-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-7155 Sayılı Kanunun 23.maddesi ile 6155 Sayılı Kanun 18/A-12-13 maddeleri uyarınca 1.320,00 TL zorunlu arabuluculuk hizmeti giderinin davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
6-Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/10/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır