Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/224 E. 2021/273 K. 25.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/224 Esas
KARAR NO : 2021/273

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : …
……
VEKİLLERİ : Av. … …UETS
Av. …
…UETS
DAVALI : …
… …
VEKİLİ : Av. … … UETS

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/10/2019
KARAR TARİHİ : 25/03/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; davacı vekilinin 01/10/2019 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili … Ltd. ŞTi arasında ticari alım-satım ilişkisi bulunduğunu, taraflar arasındaki bu ilişki sebebiyle, müvekkili şirketin davalı tarafa karşı yüklendiği edimi yerine getirdiğini, davalı tarafa 21/03/2016 tarihli … Nolu 5.192,00-TL bedelli diğeri ise 31/03/2016 tarihli, 41788 Nolu, 2.301,00-TL bedelli olan faturaların kesildiğini ancak fatura bedellerinin ödenmediğini, davalı taraf ile görüşmeler sonuçsuz kaldığını ve fatura alacağının tahsil edilmediğini, bu sebeple davalı aleyhine Bursa 20. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak davalı…ı Ltd. Şti yapılan icra takibine haksız olarak itirazda bulunduğunu ve takibin durmasına sebebiyet verdiğini, müvekkilinin zarara uğradığını, iş bu itiraz sebebiyle arabuluculuk bürosuna başvuru yapılmış ise de davalı tarafın görüşmeye gelmemesinden dolayı tutanağın anlaşamama olarak sonuçlandığını, anılan bu sebeplerle; davalı yanın icra takibine yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin devamına, takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; davalı vekili 13/11/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; öncelikle icra takibi yetkisiz yer icra dairesinde açıldığını, yetkili yer Viranşehir icra dairesi olduğunu, ayrıca davacı tarafın dava şartı olan arabulucuya başvurusu üzerine müvekkile davet mektubu gönderilmiş ve ancak randevu saati hiçbir şekilde belirtilmediğini, bu sebeple de davaya esas alınan arabulucuk işlemlerinin tamamen usule aykırı olduğunu, hal böyle olunca da usulsüz arabulucu işlemlerinin davaya esas alınmasınını mümkün olmadığını, davacı tarafın müvekkile karşı dava dilekçesinde iddia ettikleri üzere herhangi bir bir mal teslimi yapmadığını, anılan bu sebeplerle; yetkiye ilişkin itirazların dikkate alınarak davanın esasa girilmeden yetki yönünden reddine karar verilmesini, mahkeme aksi kanaatte ise dava şartı olan arabuluculuk işlemlerinin usulsüz yapılması sebebiyle esasa girilmeden usulden reddini karar verilmesine, yine mahkeme aksi kanaatte ise esas ilişkin savunmaların dikkate alınarak müvekkili hakkında açılmış bulunan iş bu itirazın iptali davasının reddine ve alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava; davacı tarafından, 21/03/2016 tarih, … Nolu, 5.192,00-TL bedelli ve 31/03/2016 tarih 41788 Nolu, 2.301,00-TL bedelli olmak üzere toplam 7.493,00-TL fatura alacağından kaynaklı davalı aleyhine Bursa 20. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı icra takip dosyası ile başlatılan takibe itirazın iptali davası olduğu anlaşılmıştır.
Bursa 20. İcra Müdürlüğü’nün 2019/… Esas sayılı icra takip dosyasının celp ve incelenmesinde; davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 21/06/2019 tarihinde, toplam 7.493,00-TL asıl alacak üzerinden takip başlatıldığı, davalı şirket yetkilisinin 25/07/2019 tarihli itiraz dilekçesi ile takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
Takip konusu alacağın taraflar arasındaki ticari nitelikteki satım sözleşmesinden kaynaklanan fatura alacağı olduğu anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında yazılı bir sözleşmesi bulunmamaktadır. Fatura konusu malın teslim edildiğine dair yazılı bir belge de yoktur. Kural olarak alacağın varlığı hususunda ispat yükü davacının üzerindedir.
Yazılı bir belge bulunmaması sebebiyle tarafların ticari defter ve belgeleri incelenmelidir.
Bilindiği üzere taraflar tacirdir. Ticari davalarda dava konusunun tarafların ticari işletmeleri ile ilgili olduğundan ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin yahut alacak miktarının ispatı mümkündür.
HMK’nın 222. Maddesine göre ; Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi haline ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
Buna göre mahkeme taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden resen taraflardan defter ibrazını isteyebilir.
HMK’nın 219.maddesi tarafların belgeleri ibrazı zorunluluğunu düzenlemiştir. Buna göre ; Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir. Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir.
HMK’nın 219.maddesi talep edildiği durumlarda defter ve belgelerin ibraz zorunluluğunu hüküm altına almıştır.
HMK 220.maddesi talep edilmesine rağmen tarafın belgeyi ibraz etmemesinin neticelerini düzenleme altına almıştır. Buna göre ; İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir. Mahkemece, ibrazı istenen belgenin elinde bulunduğunu inkâr eden tarafa, böyle bir belgenin elinde bulunmadığına, özenle aradığı hâlde bulamadığına ve nerede olduğunu da bilmediğine ilişkin yemin teklif edilir. Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir.
HMK’nın 220.maddesi bu şekliyle elinde bulunduğu anlaşılan bir belgeyi ibraz etmemenin hüküm ve sonuçlarını ortaya koymuştur. Hiç şüphesizdir ki 220.maddede düzenlenen belge tabiri ticari defter ve belgeleri de kapsamaktadır.
Tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın defter ve belgeleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Anılan yasal düzenlemeler uyarınca verilen süreye rağmen bir taraf ticari defter ve belgelerini sunar diğer taraf sunmaz ise bu davranışı ile kendi defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan engel olduğu bu sonucun varlığını ve neticelerini kabul etmiş sayılır. HMK’nın 220.maddesi kapsamında ticari defter ve belgeler bunu tutan tarafın zilliyetliğinde olduğundan 220/2.maddesindeki inkarı da yapamayacaktır.
Dava dosyası, ibraz edilen deliller ve tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, davacı taraf inceleme gününde ticari defter ve dayanağı belgeleri mahkememize ibraz ettiği, davalı tarafın ticari defterlerinin incelenmesi için Viranşehir Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne talimat yazıldığı, davalının ticari defter ve dayanağı belgeleri talimat mahkemesine ibraz ettiği görülmüştür.
Davacı tarafın ticari defterlerinin incelenmesi yönünden SMMM bilirkişi … tarafından mahkememize ibraz edilen 20.02.2020 tarihli alınan bilirkişi raporlarına göre; davacı şirketin 2016 yılı ticari (yevmiye, defteri kebir ) defterlerinin açılış tasdiklerinin ve 2016 yılı ticari (yevmiye) kapanış tasdikinin yaptırıldığı, davacı tarafından, davalı şirkete düzenlenen ve icra takibine konu olan faturanın, davacı şirket ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, tarafların BA-BS formlarının celbi için yazılan müzekkere cevabı gereğince, davacı tarafından, davalı şirkete düzenlenen ve icra takibine konu olan faturanın davacı tarafından BS formu ile satış olarak bildirildiği, davalı şirket tarafından BA formu ile bildirilmediği, davacı firma ticari defterlerinde takip tarihinde davacı şirketin, davalı şirketten 7.493,00 TL alacaklı gözüktüğü tespit edilmiştir.
Davalı tarafın ticari defterlerinin incelenmesi yönünden SMMM bilirkişi… tarafından ibraz edilen 18.02.2020 tarihli alınan bilirkişi raporlarına göre; davacı şirketin 7.493,00 TL tutarında mal ve hizmet satışından kaynaklı davalı şirketin defter ve belgelerinin incelenmesi neticesinde herhangi bir kayda rastlanılmadığı tespit edilmiştir.
Davacı vekili, bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesi ve ekinde sunulan 17.03.2016 tarihli…seri numaralı ve 30.03.2016 tarihli A-025377 seri numaralı sevk irsaliyesi ile 19.03.2016 tarihli davalı şirket adına düzenlenen teslim fişi gereğince, A-025360 Seri Numaralı, 17.03.2016 tarihli sevk irsaliyesine konu malların, 21.03.2016 tarihli, A-041779 Seri Numaralı faturaya konu “…”lara ilişkin olduğu ve davacı müvekkil çalışanı … tarafından davalı şirkete teslim edilmek üzere … Nakliyat’a teslim edildiğini ve nakliye firması tarafından düzenlenen teslim fişi incelendiğinde…Seri Numaralı 17.03.2016 tarihli sevk irsaliyesine konu malların 19.03.2016 tarihinde davalı şirkete teslim olunduğu ve bedelinin de davalı şirket tarafından ödendiği, teslime konu malların davalı şirket bünyesinde “…” isimli şahısa teslim edildiğini, icra takibine konu diğer fatura olan 31.03.2016 tarihli, A-041788 Seri Numaralı faturaya konu “DN-200 ENTEGRE CONTA”lara ilişkin, 30.03.2016 tarihli A-025377 Seri Numaralı sevk irsaliyesinin düzenlendiği ve söz konusu malların yine davacı çalışanı … tarafından …Kargoya teslim edildiğini, ancak işbu teslime konu malların da alıcı ödemeli olarak yapıldığı ve bu nedenle nakliyat ödemesine ilişkin kayıtların davacı kayıtlarında bulunmadığı belirtilerek mahkeme tarafından …Kargo’ya müzekkere yazılarak davacı adresinden çıkışlı ve davalı adresine varışlı ilgili döneme ilişkin kayıtların cep edilmesini ve bununla birlikte davalı defter ve kayıtlarının söz konusu nakliye ödemelerinin tespit edilebilmesi amacıyla tekrar incelemeye alınmasını talep etmiştir.
Mahkememizce davacı vekilinin talebine istinaden …Kargo’ya yazılan müzekkereye cevap verildiği, müzekkere cevabı incelendiğinde taraflar arasında şirketleri aracılığı ile taşınan kargo bilgisine rastlanılmadığının belirtildiği görülmüştür.
Mahkememizce, davacı vekili tarafından dosyaya ibraz edilen sevk irsaliyesi ve teslim fişi tarihi itibariyle davalının 2016 yılı çalışanlarının tespiti için SGK’ya yazılan müzekkereye cevap verildiği, müzekkere cevabı incelendiğinde davalının 2016 yılı çalışanlarına ait listede “…” isimli kişinin olmadığı görülmüş, ayrıca davalı iş yeri 28.04.2016 yılında tescil olduğundan 2016 yılı Ocak, Şubat ve Mart ayına ait sigortalı çalışanı bulunmadığının belirtildiği görülmüştür.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, delil olarak dayanılan taraf ticari defterlerinin incelenmesi sonucu HMK’nun 222.maddesi uyarınca tarafların ticari defterlerinin birbirini doğrulayan hususlarda kesin delil oluşturduğu, takip ve dava konusu faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olmayıp, davalı tarafından BA formu ile alış olarak da bildirilmediği, davacı şirket tarafından düzenlenen ve icra takibine konu edilen faturaya konu malların davalı şirkete teslim edildiğine dair davacı vekili tarafından sunulan deliller gereğince …Korgo’ya yazılan müzekkereye olumsuz cevap verilmesi, ayrıca SGK müzekkere cevabı gereği fatura konusu malların teslim edildiği ve davalı şirket çalışanı olduğu iddia edilen “…” isimli kişinin davalının 2016 yılı çalışanlarına ait listede yer almaması birlikte değerlendirildiğinde taraflar arasındaki akdi ilişkinin ve fatura içeriğinin davalı tarafça kabul edilmiş sayılamayacağı, davacının buna ilişkin iddiasını yazılı delillerle ispatlayamadığı anlaşılmakla, davacı tarafa yemin delili hatırlatılmış, davacı taraf davalı tarafa yemin teklifinde bulunmadığı anlaşılmakla, davacının alacak iddiasını usulüne uygun delillerle kanıtlayamadığından bu sebeple mahkememizce davanın reddine ve davacı tarafın takibinde kötü niyetli olduğuna ilişkin delil bulunmadığından davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Ayrıca Arabuluculuk Kanunu 18/A maddesinin 11. Fıkrası “Taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmez. Her iki tarafın da ilk toplantıya katılmaması sebebiyle sona eren arabuluculuk faaliyeti üzerine açılacak davalarda tarafların yaptıkları yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır” şeklinde olup davalının arabuluculuk görüşmelerine katılmadığı anlaşılmakla, lehine vekalet ücretine hükmedilmemiş ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulmuştur.
Açıklanan gerekçe ve dosya kapsamına göre ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine YER OLMADIĞINA,
3-Alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının, peşin yatırılan 90,50-TL peşin harçtan mahsubu ile arta kalan 31,20-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı yana İADESİNE
4-7155 Sayılı Kanunun 23.maddesi ile 6155 Sayılı Kanun 18/A-11-13 maddeleri uyarınca 1.320,00 TL zorunlu arabuluculuk hizmeti giderinin davalıdan alınarak hazineye irat KAYDINA,
5-Davacı tarafça yapılan 110,10-TL harç; 1.193,00-TL bilirkişi ve tebligat masrafından oluşan toplam 1.303,10-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa İADESİNE,
Dair, davalı vekilinin yokluğunda, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/03/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır