Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/194 E. 2020/480 K. 08.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/194 Esas
KARAR NO : 2020/480

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : …
… …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … – ……
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/09/2019
KARAR TARİHİ : 08/10/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 27/09/2019 tarihli dava dilekçesini özetle; taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle öncesinde avans mahiyetinde teslim edilen sonrasında, davalının edimlerini yerine getirmemesi nedeniyle bedelsiz kalan, bir adet çek nedeniyle, davacı şirketin 20.000,00-TL borçlu olmadığının tespit edilmesini, bedelsiz kalan çekin davacıya iadesine, geri verilmesi istenen çekle ilgili ihtiyati tedbir mahiyetinde İİK 72/2 maddesi kapsamında davalı açısından ödemeden ve icra takibinden men yasağı verilmesine, yargılama sırasında da konusu çekin kötü niyetli 3. Şahıslar tarafından yetkili hamil sıfatıyla tahsile konması halinde bu kişiler hakkında da yine İİK 72/2 maddesi kapsamında kötü niyetli hamiller açısından ihtiyati tedbir kararı verilmesine yargılama sırasında tedbir verilmeyip çek bedelinin ödenmek zorunda kalınması halinde, davaya istirdat olarak devam edilmesini ve 20.000,00-TL bedelin istirdatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafa usulüne uygun tebligata rağmen cevap dilekçesi ibraz etmediği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava taraflar arasındaki satım sözleşmesi kapsamında verilen çek dolayısıyla menfi tespit davasıdır.
Davacı taraf, taraflar arasında varılan mutakabat sonrasında mal ve hizmet alım- satımı konusunda anlaşmaya varıldığını ve 20/12/2018 tarih ve MCCIK-000048 sayılı tediye fişi ile davaya konu… Bursa Küçük Sanayi Sitesi, 7628500 seri numaralı 30/09/2019 keşide tarihli ve 20.000,00 TL bedelli keşidecisi …. olan çekin avans mahiyetinde ciro edilerek davalı nam ve hesabına davalı şirket yetkilisi ….a teslim edildiği, ancak daha sonra ilerde teslim edilecek mal karşılığı aldığı çekin malın teslim edilmemesi nedeniyle bedelsiz kaldığından bahisle kambiyo senedi niteliğinde bulunan çek dolayısıyla borçlu olmadığının tespitini talep etmektedir.
Taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmamaktadır. Ancak taraflar arasında ticari ilişki sonucu düzenlenen 12.09.2019 tarihli mutakabatname ve 20/12/2018 tarih ve MCCIK-000048 sayılı tediye fişi ile davaya konu çekin davalı tarafa aradaki ticari ilişki nedeniyle verildiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere çekler bir ödeme aracı olup kambiyo senedi vasfına sahiptirler. Kural olarak kambiyo senetleri illetten mücerret senetler olup, temel ilişkiden bağımsız borç ilişkisi kurarlar. Bu bağımsızlık özelliklerinden dolayı temel ilişkinden ayrı olarak alacak istemlerine konu edilebilirler. Temel ilişkiye ilişkin defiler kambiyo senedinin ve temel ilişkinin tarafları arasında hüküm ifade etmekte olup, temel ilişkiden kaynaklı aksaklıklara ilişkin defiler iyi niyetli ve temel ilişkide yer almayan hamillere karşı ileri sürülemezler.
Kural olarak kambiyo senedine karşı her türlü ileri sürülen iddialar yazılı delil ile ispatlanmalıdır. Kambiyo senedi yazılı belge niteliğinde olup aksi de yazılı belge ile ispatlanır. Aynı ispat kambiyo senedi ve temel ilişki arasındaki bağ bakımından da geçerlidir. Menfi tespit iddiasında bulunan kambiyo senedinin hangi temel ilişkiden kaynaklandığını da ispatlamalıdır. Bu durumda kambiyo senedi bakımından borcun bulunup bulunmadığı tarafların temel ilişkideki durumlarına göre belirlenebilecektir.
Dava konusu uyuşmazlık bakımından davacı çekin avans ödemesi olarak verildiğini öne sürmüştür. Yani davacı davalının herhangi bir mal teslimi gerçekleştirmeden davaya konu çeki verdiğini iddia etmektedir.
Davalı taraf davaya cevap vermemiş, delil de bildirmemiştir. Bu halde kambiyo senedinin temel ilişkisi belirli olduğuna göre çek dolayısıyla borcunun bulunup bulunmadığı davalının temel ilişkideki edimlerini yerine getirip getirmediğine göre belirlenecektir. Bu bakımdan taraflar tacir olduğundan tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiştir.
Taraflara defter ve belgelerini inceleme gününde hazır etmeleri için kesin süre verilmiş, kesin sürenin müeyyidesi de taraflara açıklanmıştır. Davalıya talimat mahkememsi olan Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından gerekli uyarı tebliğ edilmek suretiyle yapılmıştır. İnceleme gününde davacı inceleme için defterlerini ibraz etmiş ancak davalı ibrazdan kaçınmıştır.
Ticari davalarda dava konusunun tarafların ticari işletmeleri ile ilgili olduğundan ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin yahut alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan ticari defterlerin yasada kesin delil olarak düzenlendiği açıktır.
HMK’nın 222. Maddesine göre ; Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
Buna göre mahkeme taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden resen taraflardan defter ibrazını isteyebilir.
HMK’nın 219.maddesi tarafların belgeleri ibrazı zorunluluğunu düzenlemiştir. Buna göre ; Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir. Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir.
HMK’nın 219.maddesi talep edildiği durumlarda defter ve belgelerin ibraz zorunluluğunu hüküm altına almıştır.
HMK 220.maddesi talep edilmesine rağmen tarafın belgeyi ibraz etmemesinin neticelerini düzenleme altına almıştır. Buna göre ; İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir. Mahkemece, ibrazı istenen belgenin elinde bulunduğunu inkâr eden tarafa, böyle bir belgenin elinde bulunmadığına, özenle aradığı hâlde bulamadığına ve nerede olduğunu da bilmediğine ilişkin yemin teklif edilir. Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir.
HMK’nın 220.maddesi bu şekliyle elinde bulunduğu anlaşılan bir belgeyi ibraz etmemenin hüküm ve sonuçlarını ortaya koymuştur. Hiç şüphesizdir ki 220.maddede düzenlenen belge tabiri ticari defter ve belgeleri de kapsamaktadır.
Ticari defterler kesin delillerden olduğundan HMK’nun 222.maddesindeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olacaklardır. Hatta ve hatta bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış, karşı tarafın defterlerine açık bir şekilde delil olarak dayanılmamış olsa da karşı tarafın defterlerinin incelenmesi zorunludur. (Bunun istisnası bir tarafın münhasıran bir ticari defter ve belgeye delil olarak dayanmış olması halidir. Zira bu halde taraf bir delile açıkça dayanmadığını ortaya koymuş olup taleple bağlılık ilkesi uyarınca tarafların açıkça dayanmadıklarını bildirdikleri bir delil mahkemece toplanamayacaktır.) Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın defter ve belgeleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Anılan yasal düzenlemeler uyarınca verilen süreye rağmen bir taraf ticari defter ve belgelerini sunar diğer taraf sunmaz ise bu davranışı ile kendi defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan engel olduğu bu sonucun varlığını ve neticelerini kabul etmiş sayılır. HMK’nın 220.maddesi kapsamında ticari defter ve belgeler bunu tutan tarafın zilliyetliğinde olduğundan 220/2.maddesindeki inkarı da yapamayacaktır. 220/3.maddesi gereğince de defter ve belgelerin sunulmamasının neticesi olarak kaçınılan defter ve belgedeki kayıtların karşı tarafın defterlerindeki kayıtlara uygunluğu mahkeme tarafından kabul edilebilir. (Aynı yönde bknz Yargıtay 15.Hukuk 12/09/2017 tarih 2016/3858 E. 2017/2944 K. Sayılı ilamı)
Davalı defterlerini ibrazdan kaçındığından davacı defterleri dikkate alınarak değerlendirme yapılmıştır. Davacı kayıtlarında davalının edimlerini yerine getirdiğine dair herhangi bir kayıt bulunamamıştır. Yine davacı defterlerinde davaya konu çekin davalı şirkete 20.12.2018 tarihinde verildiği, davalı şirketin davacı şirkete, 31.12.2018 tarihinde 56.046,06 TL; dava tarihinde ise 86.722,92 TL borçlu olduğu kayıtlıdır. Davalı defter ibraz etmemiş, davacı defterleri dikkate alınmıştır. Davacının çek dolayısıyla davalıya borçlu olmadığı belirlenmiş, yargılama aşamasında davaya konu edilen çekin ödendiği anlaşıldığından dava istirdat davasına dönüşmüştür. Davacının davalıdan 20.000,00 TL tutarında istirdat alacağı bulunduğundan bu miktarın davalıdan tahsiline dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM; Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile, 20.000,00- TL istirdat alacağının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Harçlar yasası gereğince alınması gereken 1.366,20-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 341,55-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.024,65-TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAT KAYDINA,
3-7155 Sayılı Kanunun 23.maddesi ile 6155 Sayılı Kanun 18/A-12-13 maddeleri uyarınca 1.320,00 TL zorunlu arabuluculuk hizmeti giderinin davalıdan alınarak hazineye irat KAYDINA,
4-Davacı tarafından yapılan 465,45-TL harç, 735,60- TL tebligat ve bilirkişi ücretinden oluşan toplam 1.201,05-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/1-2 uyarınca belirlenen 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,

Dair davalı tarafın yokluğunda, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf Yargı Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/10/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır