Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/190 E. 2021/780 K. 11.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/190
KARAR NO : 2021/780
HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACILAR : 1- … – TC Kimlik no-…
2- … – TC Kimlik no-…
VEKİLİ : Av. … … UETS

DAVALILAR : 1- … – … …
VEKİLİ : Av. … – …. UETS
: 2- … – … …
3- … – … …
VEKİLİ : Av…. -….
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 27/09/2019
KARAR TARİHİ : 11/10/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekilinin mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’ın maliki olduğu, 16 … 819 plakalı araç ile 26/10/2018 günü, … İstikameti yönünde seyir halinde iken;davalı 34 … 9909 plakalı araç sürücüsü …’in, müvekkiline ait araca arkadan hızlıca çarptığını ve aracı sürükleyerek yoldan fırlamasına neden olduğunu, diğer müvekkili, …’te söz konusu araçta yolcu olarak seyir halinde olup kazanın ctkisi ile diğer davacı …… ile birlikte yaralandığını, kaza mahalli olan yolun 3 şeritli bir yol olduğunu, müvekkilinin 3 şeritli bu yolda en sağ şeritte aracının ve yolun hızına uygun bir halde seyir halinde iken aşırı hızlı olan davalı araç sürücüsünün, müvekkiline ait araca arkadan çarpıp durmayarak aracı bankete sürüklediğini vc müvekkilinin aracın hakimiyetin kaybederek yoldan çıkarak yol kenarındaki topraktan çukurluk alana yuvarlandığını, yol kenarında çukurluk alanın bulunmasının müvekkillerinin yaşamasının tek sebebi olduğunu, yolun sağında böyle bir yer olmasa müvekkillerinin her ikisinin de ölmüş olmasının kuvvetle muhtemel olduğunu, davalı araç sürücüsünün çarpmanın yanında, durmayarak aracı sürüklemesi ve yoldan çıkarması, bunun üstüne yine durmayarak kaçmasının apaçık kusurlu olduğunun göstergesi olduğunu, müvekkillerinin, kazadan sonra yaralandıkları içinde olay mahalline polis ekiplerini çağırdıklarını, polislerin mobese kayıtlarını inceleyerek kaza tutanağını tanzim ettiklerini, polislerce düzenlenen tutanakla müvekkilinin hiçbir kusuru bulunmadığı tüm kusurun davalı araç sürücüsünde bulunduğu ve müvekkillerin meydana gelen kaza sebebi ile yaralandıklarının sabit olduğunu, davalı araç sürücüsünün çok kuvvetle alkollü olduğu için ve tek kusurlu olduğundan olay mahallinden kaçtığını, müvekkillerinin meydana gelen bu kaza nedeni ile hem yaralandığını hem de aracı büyük oranda zarar gördüğünü belirterek açılan davanın adli müzaheretten yararlandırılarak yargılama harç ve giderlerinden muaf tutularak KABULÜNE, dava sonucu çıkacak tazminatın semeresiz kalmaması için davalı … adına kayıtlı kazaya karışan dava müsebbibi 34 … 9909 plakalı araca tedbir konulmasını, davacı … … adına kayıtlı araç nedeni ile 100,00 TL maddi tazminat, davacıların yaralanması nedeni ile 100,00’er TL maddi tazminat ile davacılar için ayrı ayrı 20.000,00’er TL. manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte davalı araç maliki,sürücüsü ve aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısından (sigorta Şirketi manevi tazminat hariç,maddi tazminattan limiti ile sınırlı sorumlu ve temerrüt tarihinden itibaren faizinden sorumlu olmak kaydı ile) müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalılar … ile … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili …’in savcılık ifadesi hükme esas alınacak delillerden ise bütün unsurlarıyla beraber kapsama alınması gerektiğini, zira ifadesinde de karşı tarafın yolunu kapamasının söz konusu olduğunu, bu husus kazanın oluşumunun en önemli nedeni olduğunu, nitekim karşı tarafın, bağlantı yolundan otoyola çıkarken hızlanması gerektiği yerde aniden yavaşlayıp kazanın oluşumunu etkileyen en önemli unsurlardan biri de bu olay dahilinde cereyan ettiğini, aşırı yüksek hızın trafik sağlık ve güvenliğini tehdit ettiği gibi aşırı düşük hızın da trafik sağlık ve güvenliğini tehdit ettiğinin aşikar olduğunu, nitekim bu nedenle Karayolları Trafik Kanunu’nun md. 50 hükmü gereği Karayolları Trafik Yönetmeliği ile belirlenen asgari hız sınırı, bu Yönetmeliğin md. 100/3 hükmü gereğince şehirlerarası karayolunu kullanan motorlu araçlarda araç cinsi gözetilmeksizin 15 km/s, otoyollarda ise 40 km/s’ olduğunu, davacıların ikisinin de savcılıkta verdikleri ifadede, içinde bulundukları araçla Görükle’den çıktıktan sonra otobana girdiklerini ifade ettiklerini, karşı tarafın otoyola bağlanılan noktada asgari hız sınırının altında seyreder vaziyette müvekkil davalının idaresindeki aracın önüne çıkması kazanın oluşumunun en önemli nedeni olduğunu, mezkur ifadede geçip de kötü niyetli biçimde kullanılmaya çalışılan bir diğer unsur ise müvekkil davalı …’in olay yerini terki hadisesi olduğunu, bu ifadenin de çarpıtılarak, kaza anı ile olay yerinin terkinin eş zamanlı olduğunun iddia edilmekte olduğunu, oysa ki, müvekkil davalı …’in, kaza gerçekleştikten sonra aracını kenara çekerek durduğunu ve karşı tarafın durumunu öğrenebilmek ve yardımcı olabilmek adına bir süre beklediğini, karşı taraf aracında bulunan kişiler araçlarını kenara çektikten sonra araçlarından inip müvekkilinin aracına doğru öfkeli biçimde gelmeye başladıktan sonra müvekkili …’in korkarak olay yerini terk ettiğini, zira …’in, 76 yaşında ve araçta tek başına olduğunu, eğer olay, karşı tarafın gerçekdışı iddiaları gibi, “çarpmadan sonra aracı sürüklemeye devam etmiş, yoldan çıkarmış ve yol kenarındaki çukurluk alana yuvarlamış” şeklinde gerçekleşmiş olsaydı, müvekkiline ait aracın plakasını asla bilebilecek durumda olmayacaklarını, oysa ki müvekkili …’in, kazadan sonra bir süre beklediği için ve ancak karşı araçta bulunan şahısların dışarı çıkıp üzerine öfkeli biçimde yürümesi üzerine korkarak olay yerini terk ettiği için müvekkiline ait aracın marka, model ve plakasını tespit edebildiklerini, tazminatı yükseltmek için ortaya atılan gerçekdışı iddiaların, en başta karşı tarafın iddiasında başlı başına büyük tutarsızlıklar oluşturmakta olduğunu, karşı tarafın dava dilekçesinde, polisleri çağırdığını ve polisin mobese kayıtlarını inceleyerek kaza tutanağını tanzim ettiklerini iddia etmekte olduklarını, oysa ki dava dilekçesi ekinde yer alan 27/10/2018 tarihli iki polis memuru tarafından imza altına alınan el yazısıyla yazılmış tutanakta “olay yerini gören kamera kaydı ve tanık bulunmadığı” ifade edildiğini, bu durumda ya tutanak yanlış tanzim edilmiş ya da dava dilekçesinde bu durumun açıkça yanlış aktarıldığını, karşı taraf aracında bulunanların ölüme terk edildiği iddiasının ise tümüyle gerçek dışı olduğunu, zira ilgili kazanın esasen davacı tarafın sunduğu belgelerden dahi açıkça doğrulanmakta olduğunu, kazanın şiddetinin dava dilekçesinde aktarıldığı derecede olmadığın, nitekim bu hususun davacı tarafın sunmuş olduğu hastane raporlarından da açıkça anlaşılmakta olduğunu, mezkur raporlarda açıkça hayati herhangi bir tehlikenin bulunmadığının yazılmakta olduğunu, sadece basit nitelikte olduğu anlaşılan birkaç ağrı ve hassasiyetin bulunduğu görülmekte olduğunu, ayrıca, dava dilekçesinde sehven veya bilinçli bir şekilde 26/10/2018 olarak yazılan olay tarihi, davacının sunmuş olduğu savcılık ifade tutanaklarından da anlaşılacağı üzere 27/10/2018’de saat 18:00 suları olduğunu, ilgililerin hastaneye gidip gerekli muayenelerin kendilerine yapılıp sonrasında rapor yazılması ve işlemlerin tümünün tamamlanması ise olayın yaklaşık 1 saat sonrasına tekabül etmekte olduğunu, taraflar şikayetçi olmak için yine aynı gün olan 27/10/2018’de 20:31’de Görükle Polis Merkezi Amirliği’nde ifade vermek için bulunduklarını, davacının sunmuş olduğu belgelerde açıkça görülen bu tarih ve saatlerden de anlaşılacağı üzere esasen aktarıldığı gibi ağır bir bedensel zarar da meydana gelmediğini, ölüme terk edilmiş kişilerden beklenemeyecek şekilde birkaç saat içerisinde farklı yerlerde bulunarak bütün işlemleri halledebildiklerini, karşı tarafın ise hiçbir geçerli dayanak bulunmadan ortaya attığı müvekkil davalı …’in alkollü olduğu iddiasının da gerçekle bağdaşmadığını, müvekkilinin ömrü boyunca alkol kullanmadığını ve bugüne dek bu konuda hakkında tek bir isnatta dahi bulunulmadığını, nitekim bu konuda karşı tarafın herhangi bir delili bulunmadığını, bunun yanında, müvekkili …’in davacılarla kazadan sonra yaptığı görüşmelerde karşı tarafın uğradığı maddi zararın karşılığını sigorta şirketinden alabilmesi için zorunlu mali sorumluluk sigortasına dair gerekli bilgileri kendilerine ilettiğini, davacının talep ettiği reeskont avans faizinin hatalı olduğunu, zira müvekkili … adına kayıtlı olan bu araç şahsi kullanımında olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkil davalıların bu noktada bir maddi sorumluluğu bulunmaktaysa bile bu sorumluluk mali sorumluluk sigortasının verdiği zarardan değil, karşı tarafın da dava dilekçesinde dayandığı Borçlar Kanunu’nun ilgili hükümlerinden kaynaklanacağını, dolayısıyla tekrar belirtmek gerekir ki kabul anlamına gelmemekle birlikte talebi haklı kılacak bir faiz isteminde bulunulacaksa bile, bu açıkça yasal faiz olması gerektiğini belirterek açılan haksız davanın faiz talebi de dahil olmak üzere tüm fer’ileriyle birlikte tümden reddine, araç üzerine konan ihtiyati tedbirin kaldırılmasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davalı …Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu kazaya karışan 34 … 9909 plaka sayılı araç müvekkili … Sigorta A.Ş. nezdinde 133410910 numaralı Trafik Sigorta Poliçesi ile 10.09.2018- 10.09.2019 tarihleri arasında sigortalı olduğunu, zorunlu trafik sigortasının sorumluluk sigortası olup, bu nedenle bu sigorta ile sigorta ettiren kişinin işleteni olduğu motorlu araçların üçüncü kişilere verdikleri zararların karşılanması amaçlandığını, sigortacı ise, KTK ve Genel Şartlar Mucibince poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralamasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işleten düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitine kadar temin eder.” hükmünün yer aldığını, böyle bir halde zorunlu trafik sigortasında, sigortacının karşılamakla yükümlü olduğu zararların, işletme halinde motorlu aracın neden olduğu kazalarda üçüncü kişilerin zararına neden olacak bir kazanın meydana gelmesi ve bu kazada araç işleteninin sorumlu bulunması gerektiğini, müvekkili şirketin sorumluluğunun, karayolları trafik kanunu’nun 85/1. ve trafik poliçesi genel şartlarının 1. maddesi gereğince sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, kabul anlamına gelmemekle beraber kazaya sebep olan olayda öncelikle kusur durumunun net ve kesin olarak tespitinin gerekmekte olduğunu, davacının sigortalı araç sürücüsüne raci kusur ve zararı kanıtlaması gerektiğini, zararın kanıtlanamaması halinde müvekkil şirketin sorumluluğu olmadığını, dosyadaki bilgi ve belgelerle davaya konu kazanın 26.10.2018 tarihinde meydana geldiği anlaşıldığını, 14/05/2015 tarihli 29355 Sayılı resmi gazetede yayınlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları 01/06/2015 tarihi itibarıyla yürürlüğe girmiş bulunduğunu, sürekli sakatlık teminatı ilgili genel şartların A.5/c maddesinde düzenlenmiş yine genel şartlara ek olarak çıkarılan sürekli sakatlık tazminatı hesaplamasının ne şekilde yapılacağının belirtildiğini, 01/06/2015 tarihinden sonra meydana gelecek trafik kazalarında TRH-2010 tablosunun dikkate alınacağının belirtildiğini, yine diğer maddelerde de, sürekli sakatlık tazminatının ne şekilde hesaplanacağının ifade edildiğini, ayrıca genel şartlar A:5/c maddesinde, sürekli sakatlık tazminatına dair sakatlık oranının belirlenmesinde, Sakatlık Ölçütü Sınıflandırılması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporlarına İlişkin Mevzuat doğrultusunda hazırlanacak sağlık kurulu raporunun dikkate alınacağının belirtildiğini, müvekkil şirket nezdinde sigortalı aracın 26.10.2018 tarihinde 34 … 9909 plakalı araçla trafik kazasına karıştığı ve zarar gören araçta meydana gelen hasar ve değer kaybı tazmini talebiyle yapılan başvuru üzerine 15194070-3 No’lu hasar dosyası açılıp inceleme başlatıldığını, açılan hasar dosyaları kapsamında alınan ekspertiz raporu doğrultusunda davacı … …’a 25.12.2019 tarihinde 5.040 TL ödeme yapıldığını, müvekkil şirket işbu ödemeler ile üzerine düşen sorumluluğu yerine getirdiğinden davacı yanın bakiye hasar bedeli talebinin reddini talep ettiklerini belirterek itirazlarının kabulü ile davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLER VE GEREKÇE;
Dava, trafik kazasının meydana gelmesindeki kusur durumlarını hangi tarafa be ne oranda ait olduğu, davacı tarafın maddi ve manevi zararlarının neden ibaret olup; davalı taraftan ne tutarda talep edebileceklerine ilişkindir.
Mahkememizce Bursa CBS’nın 2018/…soruşturma sayılı evrakı celp edilmiş, Poliçe ve hasar dosyaları istenmiş, Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığına yazı yazılarak davacılar ile ilgili olay günlü alkol raporu ve düzenlenen tüm tedavi evrakını çıkartılarak gönderilmesi istenmiş, Nilüfer İlçe Emniyet Müdürlüğü Görükle PMA’na yazılar yazılar var ise olay yerini görüntüleyen MOBESE kayıtlarının çıkartılarak gönderilmesi istenmiş ve ayrıca davacı vekiline müvekkiline ait 16 … 819 plaka sayılı araca ilikin hasar giderim faturaları ve davalı … tarafından var ise kendilerine yapılan ödemeleri gösteren tutar ile ilgili belgeleri sunması konusunda süre verilmiş, kusur durumlarının tespiti ve nihai maddi tazminat talepleri yönünden; Davacıların Uludağ Üniversitesi Adli Tıp ABD’na sevki ile; meslekte kazanma gücü kaybı raporlarının aldırılmasına karar verilmiş, tüm bu eksik hususlar tamamlandıktan sonra da kusur durumlarının tespiti ile davacıların nihai maddi tazminat talepleri yönünden dosyanın bilirkişiye tevdii ile dosya kapsamına uygun rapor aldırılmasına karar verilmiş ve bu amaçlı bir makine mühendisi trafik güvenliği uzmanı, bir sigorta uzmanı, bir aktüer bilirkişinin mahkememizce resen seçilmesine karar verilerek bilirkişi heyetinden 27/05/2021 tarihli rapor aldırılmıştır.
Bilirkişi heyeti raporunda; meydana gelen olayda sürücü … sevk ve idaresindeki araç ile seyrederken önünde ve
aynı yönde seyreden araca arkadan çarptığından , önünde seyreden trafiği yeterli ve gerekli
bir mesafeden takip etmediğinden , aracının hızını , trafik ve aracının teknik özelliğine göre
ayarlamadığından ( % 100 ) ( yüzde- yüz ) oranında KUSURLU olduğu, 2-Davacı sürücü … kural ihlali yapmadığından söz konusu trafik
kazasının meydana gelmesinde KUSURSUZ olduğu, 11 Ekim 2008 Tarihinde yayınlanan 27021 sayılı Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü
Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği,
30 Mart 2013 tarihinde yayınlanan 28603 sayılı Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve
Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliği ayrıca özürlülüğün trafik
kazası ile illiyctinin değerlendirilmesinin mümkün olmadığı kanaatlerine göre tercihli
hesaplama yapılarak 11 Ekim 2008 Tarihinde yayınlanan 27021 sayılı Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma
Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği Dikkate Alınarak Yapılan Hesaplama
sonucunda; davacının efor kaybı zararının 1.175,62TL olacağı, 30 Mart 2013 tarihinde yayınlanan 28603 sayılı Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve
Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliği Dikkate Alınarak Yapılan
hesaplama sonucunda davacının efor kaybı zararının 10.683,03TL olacağı hesaplandığı, davacının hasar incelemesi dava dosyasına sunulmuş herhangi bir belge ve bilgi söz
konusu olmadığından hesaplama yapılmadığı, davacının bedeni zarar ilişkin talebinin poliçe limiti kapsamında kaldığına,
sigorta şirketine maluliyete ilişkin müracaatın yapılıp yapılmadığı belirlenemediği, bu durumda uygulamada davalı … şirketleri açısından temerrüd dava/arabuluculuk
görüşmesinden itibaren oluşmakta olup;diğer davalılar açısından olay tarihinden itibaren
temerrüd oluşacağı, faize ilişkin talebin mahkemeye ait olacağının bildirildiği anlaşılmıştır.
Somut olayda; Bursa 19. ASCM’nin 2020/… esas sayılı dosyası kapsamında alınan bilirkişi raporu ve mahkememizce alınan KUSUR bilirkişi raporu ile, dosya içerisine sunulan tedavi evrakı ve adli tıp raporu, ve toplanan tüm deliller ile hasar dosyası kapsamında araç hasarı yönünden; dava tarihinden sonra yapılan ödeme ve davacının bakiye talebinin kalmaması nedeni ile dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, davacı … … yönünden açılan maddi tazminat davasında davacı … Yılmaz’ın maluliyete esas yaralanmasının bulunmaması nedeniyle meslekte kazanma gücü kaybı yönünden tazminat hesaplanmasının uygun olmayacağı gerekçesiyle açmış bulunduğu maddi tazminat davasının reddine, davacı … yönünden açılan maddi tazminat davasının kabulü ile, meslekte kazanma gücü kaybı yönünden yaralanmasının ağırlığına bağlı adli tıp incelemesinin içerir rapor , kusur durumları kapsamında yaptırılan aktüerya incelemesi sonucunda bilirkişi tarafından hesaplanan mahkememizce de itibar olunan kaza tarihini içerir Özürlülük Ölçütü ve Sınıflandırması Hakkında Yönetmelik hükümlerine görehesap edilen tutar olan 10.683,03 TL maddi tazminatın davacı yana 26/10/2018 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınıp davacıya verilmesine,davalı … yönünden temerrüdün 29.11.2018 tarihi itibariyle oluştuğundan faizin bu tarihten itibaren başlatılmasına, kısa kararda bu kısmın sehven yazılmadığı anlaşılmakla, gerekçeli karara bu şekilde eklenmesine,
Davacıların manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile, kusur ve zarar ölçütlerine göre takdir olunan davacı … yönünden 2.000,00 TL, Davacı … … yönünden 2.000,00 TL olmak üzere toplam 4.000,00 TL manevi tazminatın davalı … ve …’den 26/10/2018 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müteselsilen alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.

HÜKÜM:Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Araç hasarı yönünden; Dava tarihinden sonra yapılan ödeme ve davacının bakiye talebinin kalmaması nedeni ile dava konusuz kaldığından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Davacı … … Yönünden açılan maddi tazminat davasının REDDİNE,
3-Davacı … yönünden açılan maddi tazminat davasının KABULÜ ile, 10.683,03 TL maddi tazminatın 26/10/2018 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınıp davacıya verilmesine, davalı … yönünden işlemiş faiz isteminin temerrüt tarihi olan 29.11.2018 tarihinden itibaren başlatılmasına,
4-Davacıların manevi tazminat isteminin KISMEN KABULÜ ile, davacı … yönünden 2.000,00 TL, Davacı … … yönünden 2.000,00 TL olmak üzere toplam 4.000,00 TL manevi tazminatın davalı … ve …’den 26/10/2018 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müteselsilen alınıp davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
5-Alınması gereken 1.002,99.-TL nispi harçtan peşin alınan 69,00.-TL peşin harç ile 70,00.-TL ve 59,30.-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 198,30.-TL harcın mahsubu ile bakiye 804,69.-TL karar ve ilam harcının 72,24.-TL’sinin davalılardan müteselsilen alınıp HAZİNEYE İRAT KAYDINA(Alınacak tutarın küçüklüğü nedeniyle davalı … yönünden bir oranlama yapılmamıştır) bakiyesinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Hükmolunan maddi tazminat tutarı yönünden; davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca taktir ve tayin olunan 4.080,00.-TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen alınıp davacı …’e VERİLMESİNE,
7-Reddolunan maddi tazminat tutarı yönünden davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 100,00.-TL vekalet ücretinin davacı … …’dan alınıp davalılara VERİLMESİNE,
8-Hükmolunan manevi tazminat tutarı yönünden; davacılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca taktir ve tayin olunan 4.000,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ile …’den müteselsilen alınarak davacılara VERİLMESİNE,
9-Reddolunan manevi tazminat tutarı yönünden; davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddolunan kısım üzerinden taktir ve tayin olunan 4.000,00.-TL vekalet ücretinin davacılardan müteselsilen alınıp davalılar … ile …’e VERİLMESİNE,
10-Davacı tarafça yapılan aşağıda dökümü yazılı toplam 2.854,60.-TL yargılama giderinden kabul ve ret oranına göre 1.039,93.-TL’sinin davalılardan müteselsilen alınıp (davalı … bu tutarın 763,62.-TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla) davacılara VERİLMESİNE, bakiyesinin davacılar üzerinde BIRAKILMASINA,
11-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın hükmün kesinleşmesinden sonra 6100 sayılı HMK’nun 333. Maddesi uyarınca taraflara İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzünde, davalı tarafların yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Yargı yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.11/10/2021
Katip … Hakim …
e-imza e-imza

DAVACI TARAFÇA YAPILAN
YARGILAMA GİDERLERİ DÖKÜMÜ.
44,40 TL BVH.
69,00 TL PH.
129,30 TL TAMAMLAMA HARCI
2.250,00.-TL BİLİRKİŞİ ÜCRETİ
361,90 TL TEB. VE POSTA GİD.
TOPLAM :2.854,60.- TL