Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/184 E. 2020/549 K. 27.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/184 Esas
KARAR NO : 2020/549

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
… …

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/09/2019
KARAR TARİHİ : 27/10/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında mal alım-satımına ilişkin ticari ilişki kurulduğunu, ekteki fatura, ihtarlar ve belgelerden de anlaşılacağı üzere ve ayrıca taraflar arasında varılan mali mutabakatla (Form BA ve Form BS) 01.06.2018-31.10.2018 tarihleri arasındaki BA ve BS mutabakatı karşı tarafa gönderildiğini ve karşı taraf da bu mutabakatı onayladığını, onaylayan ve karşılayan davalı çalışanı/davalıyı temsil eden …olduğunu, ilgili faturaların da ekte olup ürünlerin de teslim edildiğini, müvekkil şirket sahibinin vefatından sonra mirasçılar üzerinden devam eden işletme, tür değişikliğine giderek A.Ş’ye dönüştüğünü, bu sebeple … Tekstil … değil de A.Ş davada taraf olduğunu, devam eden süreçte, vekil olarak taraflarınca davalıya süreç hatırlatılarak e-postada varılan mutabakat, malı ihtiraz-ı kayıt düşmeksizin teslim alınmış olması ortadayken, davalıya malları iade etme ve ödemeden kaçınma taleplerinin kabul edilmediği ve ödemenin istendiği bildirildiği, e-posta muhtırasına rağmen, davalının aldığı ürünleri müvekkilinin sürekli çalıştığı ambara gönderdiğini, bu durumun müvekkilce vekil olarak kendisine bildirince davalı yana yine vekâleten e-posta yazılarak ilgili malları, tüm hak ve alacaklarımız saklı kalarak, yediemin olarak ambarın zor durumda kalmaması için aldıklarını beyan ettikleri, davalı tarafın bu iadesi/rücusunun yersiz ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, bu konudaki fatura iadelerinin de yine ihtarla kendilerine bildirildiğini, arabuluculuğa başvurulduğunu ancak bir anlaşmaya varılamadığından bu süreç de olumsuz sonuçlandığını belirterek fazlaya dair hakları saklı kalarak, öncelikle, fatura münderecatındaki malların tensiben ve tedbiren davalı yanca teslim alınmasına, ilgili alacak bedelinin müvekkile ticari faiziyle ödenmesine, yargılama giderleri ile ücret-i vekâletin davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı yana usulüne uygun tebligata rağmen, yasal süresi içerisinde cevap dilekçesi ibraz etmediği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava konusu alacağın taraflar arasındaki satım sözleşmesinden kaynaklanan fatura alacağı olduğu anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında yazılı bir satım sözleşmesi bulunmamaktadır. Faturaya konu malların davalıya teslim edildiğinde dair yazılı bir belge de yoktur. Kural olarak alacağın varlığı hususunda ispat yükü davacının üzerindedir.
Yazılı bir belge bulunmaması sebebiyle tarafların ticari defter ve belgeleri incelenmelidir.
Bilindiği üzere taraflar tacirdir. Ticari davalarda dava konusunun tarafların ticari işletmeleri ile ilgili olduğundan ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin yahut alacak miktarının ispatı mümkündür.
HMK’nın 222. Maddesine göre ; Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
Buna göre mahkeme taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden resen taraflardan defter ibrazını isteyebilir.
HMK’nın 219.maddesi tarafların belgeleri ibrazı zorunluluğunu düzenlemiştir. Buna göre ; Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir. Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir.
HMK’nın 219.maddesi talep edildiği durumlarda defter ve belgelerin ibraz zorunluluğunu hüküm altına almıştır.
HMK 220.maddesi talep edilmesine rağmen tarafın belgeyi ibraz etmemesinin neticelerini düzenleme altına almıştır. Buna göre ; İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir. Mahkemece, ibrazı istenen belgenin elinde bulunduğunu inkâr eden tarafa, böyle bir belgenin elinde bulunmadığına, özenle aradığı hâlde bulamadığına ve nerede olduğunu da bilmediğine ilişkin yemin teklif edilir. Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir.
HMK’nın 220.maddesi bu şekliyle elinde bulunduğu anlaşılan bir belgeyi ibraz etmemenin hüküm ve sonuçlarını ortaya koymuştur. Hiç şüphesizdir ki 220.maddede düzenlenen belge tabiri ticari defter ve belgeleri de kapsamaktadır.
Tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın defter ve belgeleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Anılan yasal düzenlemeler uyarınca verilen süreye rağmen bir taraf ticari defter ve belgelerini sunar diğer taraf sunmaz ise bu davranışı ile kendi defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan engel olduğu bu sonucun varlığını ve neticelerini kabul etmiş sayılır. HMK’nın 220.maddesi kapsamında ticari defter ve belgeler bunu tutan tarafın zilliyetliğinde olduğundan 220/2.maddesindeki inkarı da yapamayacaktır.
Dava dosyası, ibraz edilen deliller ve tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, davacı taraf alimat mahkemesi olan Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi’ncedefterlerini ibraz ettiği halde davalı taraf mahkememizce verilen kesin süreye rağmen defterlerini ibrazdan kaçınmıştır, bu hususta davacı kayıtları dikkate alınarak hüküm kurulması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Dava dosyası, ibraz edilen deliller, alınan bilirkişi raporuna göre yapılan yargılama sonucunda, davacı tarafın ticari defterlerinin sahibi lehline delil teşkil edebileceği ve davcının usulüne uygun tutulan ticari defterlerinde 9.561,56 TL bedelli faturanın davalının borcunda kayıtlı olduğu, faturaya ait 31.10.2018 tarih 629822 seri nolu irsaliye ile fatura içeriği malların 20… 884 plakalı … tarafından teslim alındığını, taraflar arasında düzenlenen 22.11.2018 tarihli BA/BS mutabakat metni ile alacak konusu faturanın davalı tarafından tebliğ alındığı, mutabakat formu ile alacak konusu faturanın davacı satıcının ve davalı alıcının ticari defterlerinde kayıt edildiği, bu nedenle fatura içeriği mal ve hizmetlerin davalı alıcıya teslim edildiği, faturanın davalı alıcıya tebliğ edildiğinin kabul edildiği, davalı tarafından, davalı alıcı adına düzenlenen faturaya TTK’nın 23. Madde kapsamında 8 gün içinde yapılmış itiraza ilişkin belge ibraz edilmediği, ayrıca alacak ve dava konusu fatura içeriği mal ve hizmetin ayıplı veya eksik olduğuna yönünde davalı borçlu tarafından usulüne uygun ayıp ihbarı yapıldığına dair belgenin de dosyaya ibraz edilmediği, davacının davalıdan ticari defter ve kayıtlarına göre 9.561,56-TL tutarında alacaklı olduğu, davalının 31.12.2018 tarihli e-mail ile yapılan bakiye alacak ihtarı ile 03.01.2019 tarihinde temerrüte düşürülmüş olduğu, davacı vekilinin 16.07.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile nihai taleplerini 9.561,56 TL’ye ıslah ettiği anlaşılmakla, bu sebeple mahkememizce davanın kabulü ile 9.561,56-TL alacağın temerrüt tarihi olan 03/01/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine hükmolunarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklanacağı üzere;
1-DAVANIN KABULÜ ile 9.561,56-TL alacağın temerrüt tarihi olan 03/01/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Harçlar yasası gereğince alınması gereken 653,16-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 163,91-TL harcın mahsubu ile bakiye 489,25-TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAT KAYDINA,
3-7155 Sayılı Kanunun 23.maddesi ile 6155 Sayılı Kanun 18/A-12-13 maddeleri uyarınca 1.320,00-TL zorunlu arabuluculuk hizmeti giderinin davalıdan alınarak hazineye irat KAYDINA,
4-Davacı tarafından yapılan 228,91-TL harç, 705,15-TL tebligat ve bilirkişi ücretinden oluşan toplam 934,06-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 13/1-2 uyarınca belirlenen 3.400,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa İADESİNE,
Dair tarafların yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 27/10/2020
Katip … Hakim …
E-İmzalı E-İmzalı