Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/181 E. 2021/64 K. 26.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/181 Esas
KARAR NO : 2021/64

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … –

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/09/2019
KARAR TARİHİ : 26/01/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :28/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı Vekili Dava Dilekçesinde Özetle; Davalı .. Ltd. Şti. aleyhine Bursa 4. İcra Müdürlüğümün 2019/… E. Sayılı dosyası ile yapılan takipte davalının itirazı ile icra takibi durduğunu, davalı yetkiye, borca, faize ve her türlü ferdilerine karşı itiraz ettiğini, davalı, icra takibine itiraz dilekçesinde, davacı müvekkili ile arasındaki ticari ilişkiyi inkar etmediğini, itiraz dilekçesinde “Müvekkil aleyhine başlatılan icra takibinde müvekkilin borçlu olduğu herhangi bir kalem bulunmadığını” ve “Müvekkillinden talep edilen alacak gerçek ve mevcut bir alacak olmadığından ” bahisle icra takibine itiraz edilmiş olduğunu ve alacaklı müvekkili ile aradaki ticari ilişkiden bahsedilmediğini ve açıkça itiraz edilmediğini, borçlar Kanunu m.89’a göre, para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilebileceğini, buna göre davacı müvekkili ile davalı arasında ticari ilişkinin bulunması ve eser sözleşmesinden doğan borcun para borcu olması sebebiyle davacı müvekkilin kendi yerleşim yerinde icra takibi yapması mümkün olduğunu, davacı müvekkili … ile davalı, davalının işçiliğini yaptığı teknelerin boya işlerini yapmak için anlaştıklarını, davacı müvekkilin ve davalı daha önce de birlikte birçok iş yapmış olduklarını, davacı müvekkili ile davalı önceki işlerinde işçiliğin başlamasından önce, işçilik yarıya kadar tamamlandığında ve iş bittikten sonra olacak şekilde davalıdan ödeme aldığını ve bu şekilde hem işçiliğin ve hem de ödemenin tamamlanacağını, davacı müvekkilinin boyama işinin başlamasından önce davalıdan ödeme alamamasına rağmen işe başladığını ve devam ettiğini, davalı tarafından 27.10.2017 tarihinde 10.000,00 TL, 10.11.2017 tarihinde 10.000,00 TL ödeme yapılmış daha sonra herhangi bir ödeme yapılmadığını, bu nedenle davacı müvekkilinin bu zamana kadar yapmış olduğu işçiliğin karşılığı olarak 27.12.2017 tarihli 60.000,00 TL faturayı keserek davalıya teslim ettiğini, davalı tarafından 27.10.2017 tarihinde 10.000,00 TL, 10.11.2017 tarihinde 10.000,00 TL, 12.01.2018 tarihinde 24.000,00 TL ve 26.02.2018 tarihinde 10.000,00 TL olmak üzere toplam 54.000,00 TL davacı müvekkiline EFT yolu ile ödemede bulunduğunu, fakat son ödemeden İtibaren bakiye kalan 6.000,00 TL ödemesi yapılmadığını, bakiye kalan 6.000,00 TL için Bursa 4. İcra Müdürlüğümün 2019/3339 E. sayılı dosyası ile 7 örnek ilamsız icra takibi başlatıldığını, gönderilen ödeme emri 13.03.2019 tarihinde tebliğ edilmiş olduğunu ve 14.03.2019 tarihinde yetkiye ve borca itiraz edildiğini, borçlunun icra takibine yaptığı itirazının iptalini, Bursa 4. İcra Müdürlüğü’nün 2019/3339 E. sayılı dosyadaki takibin devamını, takip konusu alacağın itiraza konu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Vekili 20/11/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil Şirket ile davacı, davacının Müvekkil Şirket’e ait teknenin boya işlerini yapması konusunda anlaştığını ve yapılan işin bedeli olarak davacı tarafından Müvekkilline 60.000,00-TL tutarında fatura kesildiğini, müvekkil şirket tarafından davacıya fatura tutarı olan 60.000,00-TL banka aracılığı ile eksiksiz ödenmiş olduğunu ve dilekçelerinin ekinde yer alan beş adet banka dekontu ile bu hususun sabit olduğunu, müvekkil Şirket tarafından; 25.08.2017 tarihinde 6.000,00-TL, 27.10.2017 tarihinde 10.000,00-TL, 10.11.2017 tarihinde 10.000,00-TL, 12.01.2018 tarihinde 24.000,00-TL, 26.02.2018 tarihinde 10.000,00-TL olmak üzere toplam 60.000,00-TL ödeme yapıldığını, icra takibine etmiş oldukları itirazın iptaline yönelik açılmış haksız ve kötü niyetli davanın reddine, takibinde haksız ve kötü niyetli olan alacaklı hakkında alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLER VE GEREKÇE;
Dava taraflar arasındaki ticari nitelikteki hizmet sözleşmesinden kaynaklı alacak iddiasın istinaden Bursa 4.İcra Dairesi’nin 2019/.. esas sayılı dosyasında takibe yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
Dava konusu Bursa 4. İcra Dairesi’nin 2019/… incelendiğinde alacaklının … borçlunun … Ltd. Şti. olduğu, alacak kısmında 6.000 TL olarak belirtildiği, borçlunun 11/03/2019 tarihinde itiraz edildiği görülmüştür.
06/12/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “Davacıya ait 2017 yılı işletme defterlerinin getirildiğini, davacı firmanın 19/09/2017 tarihinde vergi mükellefi olduğunu, işletme defterlerine kayıtlar gider- gelir şeklinde işlenmekte olduğunu, tahsilat ve ödemeler işlenmediğini, davacı firma ile davalı şirket arasında yazılı bir sözleşme olmadığını, fatura tarihi 27/12/2017, fatura no A-01, cinsi boya işçiliği, fatura tutarı 60.000,00 TL, davacı firma tarafından, davalı şirkete düzenlenen ve icra takibine konu olan 27/12/2017 tarih 60.000,00 TL bedelli faturanın, davacı firmanın işletme defterinde kayıtlı olduğunu, davalı şirket tarafından BA formu ile bağlı bulunduğu … Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne bildirildiğini, davalı şirket tarafından davacı firmaya toplam 60.000,00 TL ödeme gönderildiğini, davacı firma tarafından, davalı şirkete, icra takip tarihinden önce gönderilmiş ihtarnamenin olmadığı yönünde tespit ve kanaatini” bildirdiği görülmüştür.
11/11/2020 tarihinde bilirkişi ek raporunda özetle; “Davalı şirketin 2017-2018 yılları ticari defterlerinin incelenmesi sonucu bilirkişi Bülent Turgay Odabaşı tarafından 31/08/2020 tarihinde rapor düzenlendiğini, davacı firmanın 19/09/2017 tarihinde vergi mükellefi olduğunu, işletme defterlerine kayıtlar gider- gelir şeklinde işlenmekte olduğunu, tahsilat ve ödemelerin işlenmediğini, davacı şirket ile davalı şirket arasında yazılı bir sözleşmenin olmadığını, davalı şirket yetkilisi … tarafından, davacı firmaya belirtilen ödemelerin açıklaması altında davacı firmanın … Bankası hesabına yapıldığını, gönderilen belgelere ait toplam (31.500 TL), davacı tarafından, davalı şirkete düzenlenmiş herhangi bir fatura olmadığını, davalı şirket hesabından, davacı firmaya Garanti Bankası hesabına belirtilen ödemelerin yapıldığını (60.000 TL), davacı firma tarafından da, davalı şirkete toplam 60.000 TL fatura düzenlediğini, davacı firmanın, davalı şirketten alacağının olmadığını” bildirdiği görülmüştür.
Taraflar arasında uyuşmazlığın davacı tarafından davalı adına yapılan boyama işi kapsamında bakiye kalan 6.000 TL alacak iddiası kapsamında Bursa 4.İcra Dairesi’nin 2019/…. esas sayılı icra dosyasında yapılan takibe itirazın iptaline ilişkin olduğu, davacının alacağını ispat için ticari defterlere dayandığı, ticari defterler incelendiğinde davacının ticari defterlerinde ve davalının defterlerinde davacının iddiası kapsamında bakiye alacak iddiasın kapsamında bir kaydın bulunmadığının görüldüğü, HMK 222/3 maddesinde “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.”şeklinde belirtildiği tarafların ticari defterlerinde davacı tarafın alacağını ispat eder bir kayıdın bulunmadığı, davacı tarafın davasını başkaca bir kesin delille davasını ispat edemediği, yemin delilini de dava dilekçesinde belirtmediği görülmekle davacının davasını ispat edemediği görülmekle davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur .
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE;
2-Harçlar yasası gereği alınması gereken 59,30-TL karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden alınmasına YER OLMADIĞINDA,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 4.080,00- TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Kesinleşme süreci tamamlana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa iadesine,
Dair, davalı vekilinin yokluğunda, davacı vekillinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.26/01/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır