Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/179 E. 2019/64 K. 14.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/179
KARAR NO : 2019/64

HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACI : … – TC Kimlik no-…
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – … –
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/09/2019
KARAR TARİHİ : 14/11/2019
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVACININ TALEBİ:
Davacı arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu edilen taşınmaza ilişkin, imzasının bulunmadığını iddia ettiği yapı denetim sözleşmesine dayalı alacak başlatılan takip nedeniyle borcu olmadığının tespitini talep etmektedir.
DAVALININ SAVUNMASI:
Davalı ise yapı ruhsatının ilgili denetim raporunun sunulması suretiyle alındığını, yapı ruhsatı için imza atanın davacı olduğunu ve bu sebeple sözleşmeyi ve raporu benimsemiş olduğunu, davanın reddinin gerektiğini savunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dilekçesinde özetle; söz konusu takibe konu edilen 1098375 ve 1098393 YİBF numaralı iki adet sözleşme üzerinde müvekkilinin imzası bulunmamasına rağmen her iki sözleşmeden kaynaklı olarak toplam 30.782,04.-TL’lik icra takibi başlatıldığını,ancak sözleşmeleri üzerindeki imzaların kim ya a kimler tarafından atıldığının bilinmediğini belirterek Bursa 5.İcra Müdürlüğü’nün 2019/… esas sayılı icra dosyasının teminatsız olarak durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili mahkememizin 14/11/2019 tarihli ön inceleme duruşmasındaki beyanında; Yapı Denetim sözleşmedeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, müvekkilinin tacir olmadığını, ayrıca arsa üzerinde % 2 küsür paya sahip olduğunu bildirmiştir.
Davada öncelikle dava şartları hususunda değerlendirme yapmak gerekmiştir. Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. HMK.nun 114.maddesindeki dava şartlarından biri de mahkemenin davada görevli olmasıdır.
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 22.03.2017 tarih, 2017/148 Esas, 2017/899 Karar sayılı kararı “……..Dava, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Taraflar arasında özel hukuk hükümlerine uygun biçimde düzenlenmiş yapı denetim hizmet sözleşmesi bulunmaktadır. Davacı taraf şirket ise de dava mutlak ticari davalardan değildir. Davalı arsa sahibi ise 6502 sayılı Kanun’un 3/k maddesinde tanımlanan biçimde tüketici sayılmaz. Zira beş kat inşaat müsadeli arsası üzerine birden fazla bağımsız bölüm içerir şekilde inşaat yaptırmak istemekte olup yaptığı sözleşme de aynı Kanun 3/l maddesinde sayılan eser sözleşmesine bağlı tüketici işlemi olarak da kabul edilemez. 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun uyarınca yapı sahibi sayılan arsa sahibi anılan Yasanın 2 ve 5. maddesine göre yapı denetim hizmet sözleşmesi yapmadıkça imar nizamına uygun inşaat yapamaz. Yapı sahibi olarak inşaat izni almak ve yapı denetim hizmet sözleşmesi yapmak zorundadır.
Hal böyle olunca dava yönünden görevli mahkeme genel mahkemeler olduğundan, dava da asliye hukuk mahkemesinde açılmış bulunduğundan, işin esasının incelenmesi gerekirken yazılı şekilde ve yanılgılı gerekçe ile tüketici mahkemesinin görevli olduğundan bahisle usulden ret kararı verilmesi doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir…….” şeklinde olup;
Davacı vekilinin beyanından ve dosya kapsamından davacının tacir olmadığı ve dava konusunun mutlak ticari davalara ilişkin bir konuda olmadığı anlaşılmaktadır. Davacının arsa hissesine sahip olduğu arsa üzerinde 5 katlı bir yapı yapılmıştır. Dolayısıyla tüketici de sayılamayacağı açıktır. Dosyaya bakmakma görevli mahkeme açıklanan nedenlerle Asliye Hukuk Mahkemesi olup , işbu dosyada görevsizlik kararı vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
Davanın Görev Dava Şartı Yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
Davanın konusu itibariyle davaya bakmaya görevli mahkeme ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ olduundan HMK 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık süre içinde talep edilmesi halinde Görevli ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
HMK 331/2.madde gereğince; yargılama gideri harç, yargılama gideri ve vekalet ücreti konusunda karar verilmesine yer olmadığına,
Harç, masraf, avans ve vekalet ücreti hususlarının görevli mahkemece karara bağlanmasına, herhangi bir sebeple görevli mahkemede yargılamaya devam olunmaması halinde mahkememize iletilecek bir dilekçe ile yargılama giderlerine hükmedilebileceğine dair “2 hafta içerisinde Bursa Bölge Adliye Mahkemeleri Nezdinde istinaf kanun yolu”açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okundu, anlatıldı. 14/11/2019
İş bu kararın gerekçesi 19/11/2019 tarihinde yazılmıştır.

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza