Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/165 E. 2020/671 K. 26.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/165 Esas – 2020/671
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/165 Esas
KARAR NO : 2020/671

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ : Av.
DAVALI : ….. SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ –
VEKİLİ : Av.
DAVA : İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/08/2018
KARAR TARİHİ : 26/11/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 04/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirketn, merkezi Bursa olan, 1972 yılından beri donmuş gıda ve tarım sektöründe faaliyet gösteren, alanında tanınan ve bilinen bir şirket olduğunu, davalı şirket, müvekkil şirketten çeşitli zamanlarda, konserve domates satın aldığını, ancak fatura bedellerini ödemediğini, ödenmeyen fatura bedellerinden doğan toplam 83.023,05-TL borcu olduğunu, 08.06.2018 tarihinde davalı şirkete borcunu ödemesi için ihtarname çekildiğini, herhangi bir ödeme yapılmadığını, 09.07.2018 tarihinde Bursa 14. İcra Müdürlüğü’nün 2018/… Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından yapılan itiraz üzerine takibin durduğunu, davalı ile davacı şirket arasındaki ticari ilişki tartışmasız olup davalı müvekkil şirketten satın aldığı konserve domateslere ilişkin irsaliyeler ve takibe dayanak faturalar ile alacağın sabit olduğunu, davalının borca ve ferilerine itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu, davalı, alacağa konu malları teslim aldığını, ilgili faturaları kabul ettiğini ve süresi içerisinde herhangi bir itirazının olmadığını, bu nedenlerle asıl alacağa 08.06.2018 tarihinde anılan borca ilişkin borçlu şirkete ödemesi için çekilen ihtarnameden itibaren ticari temerrüt faizi işletilmesine, alacak miktarı fatura ile sabit olduğundan davalı tarafın kötü niyetli itirazı nedeni ile %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, icra takibine yapılmış olan itirazın iptali ile takibin devamına ve yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın, müvekkili aleyhine Bursa 14. İcra dairesinde dayanaksız ve kötü niyetli olarak icra takibi başlattığını, müvekkili ile davacı şirket arasında, takip konusu borcu doğuracak nitelikte bir ticari ilişki olmadığını, akdi ve cari hesap açısından bir ilişki bulunmadığını, takip konusu faturaların müvekkil şirkete tebliğ edilmemiş olup ticari defterlerine işlenmediğini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla alacağın belirlenebilir olmayıp icra inkar tazminatının yerinde olmadığını bildirmiş olup, davanın reddi ile davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, itirazın iptali davası olup; yasal süresi içinde açılmıştır.
Bursa 14. İcra Müdürlüğünün 2018/… Esas sayılı icra takip dosyasının celp ve incelenmesinde; davacı alacaklı vekili tarafından davalı borçlu aleyhine 09.07.2018 tarihinde, fatura alacağından kaynaklı 67.468,67-TL asıl alacak, 17.554,38-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 85.023,05-TL alacak üzerinden takip yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
Takip konusu alacağın taraflar arasındaki satım sözleşmesinden kaynaklanan fatura alacağı olduğu anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında yazılı bir satım sözleşmesi bulunmamaktadır. Faturaya konu malın teslim edildiğine dair yazılı bir belge de yoktur. Kural olarak alacağın varlığı hususunda ispat yükü davacının üzerindedir.
Yazılı bir belge bulunmaması sebebiyle tarafların ticari defter ve belgeleri incelenmelidir.
Bilindiği üzere taraflar tacirdir. Ticari davalarda dava konusunun tarafların ticari işletmeleri ile ilgili olduğundan ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin yahut alacak miktarının ispatı mümkündür.
HMK’nın 222. Maddesine göre ; Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
Buna göre mahkeme taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden resen taraflardan defter ibrazını isteyebilir.
HMK’nın 219.maddesi tarafların belgeleri ibrazı zorunluluğunu düzenlemiştir. Buna göre ; Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Elektronik belgeler ise belgenin çıktısı alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde elektronik ortama kaydedilerek mahkemeye ibraz edilir. Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir.
HMK’nın 219.maddesi talep edildiği durumlarda defter ve belgelerin ibraz zorunluluğunu hüküm altına almıştır.
HMK 220.maddesi talep edilmesine rağmen tarafın belgeyi ibraz etmemesinin neticelerini düzenleme altına almıştır. Buna göre ; İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir. Mahkemece, ibrazı istenen belgenin elinde bulunduğunu inkâr eden tarafa, böyle bir belgenin elinde bulunmadığına, özenle aradığı hâlde bulamadığına ve nerede olduğunu da bilmediğine ilişkin yemin teklif edilir. Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir.
HMK’nın 220.maddesi bu şekliyle elinde bulunduğu anlaşılan bir belgeyi ibraz etmemenin hüküm ve sonuçlarını ortaya koymuştur. Hiç şüphesizdir ki 220.maddede düzenlenen belge tabiri ticari defter ve belgeleri de kapsamaktadır.
Tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın defter ve belgeleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Anılan yasal düzenlemeler uyarınca verilen süreye rağmen bir taraf ticari defter ve belgelerini sunar diğer taraf sunmaz ise bu davranışı ile kendi defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan engel olduğu bu sonucun varlığını ve neticelerini kabul etmiş sayılır. HMK’nın 220.maddesi kapsamında ticari defter ve belgeler bunu tutan tarafın zilliyetliğinde olduğundan 220/2.maddesindeki inkarı da yapamayacaktır.
Dava dosyası, ibraz edilen deliller ve tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, davacı defterlerini ibraz ettiği halde davalı taraf İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen kesi süreye rağmen defterlerini ibrazdan kaçınmıştır, bu hususta davacı kayıtları dikkate alınarak hüküm kurulması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
10.02.2020 tarihli bilirkişi raporu ile işlemiş faiz hesabına yönelik alınan 23.09.2020 tarihli ek bilirkişi raporuna göre; davacı tarafın ticari defterlerinin sahibi lehline delil teşkil edebileceği ve davacının davalıdan takip tarihi itibariyle ticari defter ve kayıtlarına göre 67.468,67 TL asıl alacak tutarında alacaklı olduğu, davacı tarafından davalıya borcun ödenmesine yönelik gönderilen ihtarnamenin 12.06.2018 tarihinde tebliğ edildiği, ihtarnamede borcun derhal ödenmesi ihtar edildiğinden 13.06.2018 tarihinden itibaren 612.76 TL işlemiş faiz alacağının bulunduğu anlaşılmakla, bu sebeple mahkememizce dava ve takip talebi dikkate alınarak davanın kısmen kabulü ile davalının Bursa 14. İcra Müdürlüğünün 2018/… Esas sayılı icra takibine itirazının kısmen iptaline, icra takibinin 67.468,67- TL asıl alacak, 612,76-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 68.081,43-TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, ayrıca alacak likit ve yasal şartlar oluşmakla asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına da hükmolunarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; davalının Bursa 14. İcra Müdürlüğünün 2018/… Esas sayılı icra takibine itirazının KISMEN İPTALİNE, icra takibinin 67.468,67- TL asıl alacak, 612,76-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 68.081,43-TL üzerinden DEVAMINA, Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Alacak likit ve yasal şartlar oluşmakla asıl alacağın %20 si tutarında hesap edilen 13.493,73 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE,
3- Alınması gereken 4.650,65-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.417,83-TL harcın mahsubu ile bakiye 3.232,82-TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat KAYDINA,
4- 7155 Sayılı Kanunun 23.maddesi ile 6155 Sayılı Kanun 18/A-12-13 maddeleri uyarınca 1.320,00 TL zorunlu arabuluculuk hizmeti giderinin kabul ret oranına göre 1.082,45-TL’sinin davalıdan; 237,55-TL’sinin davacıdan alınarak hazineye irat KAYDINA,
5- Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca taktir ve tayin olunan 9.650,59-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6- Davacı tarafça yapılan 1.458,93-TL harç ve 838,50-TL bilirkişi ücreti ve tebligat masrafından oluşan toplam 2.297,43-TL yargılama giderinin kabul ve ret oranına göre 1.883,96-TL’sinin davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE, bakiyesinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
7- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca taktir ve tayin olunan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
8-Kesinleşme süreci tamamlanana kadar masraf avanslarının kullanılabileceği nazara alınarak kararın kesinleşmesinden sonra yazı işlerince yapılacak hesaba göre artan avansların yatıran tarafa İADESİNE,
Dair, davalı taraf yokluğunda davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Yargı yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.26/11/2020

Katip 221547
✍e-imzalı

Hakim 150129
✍e-imzalı