Emsal Mahkeme Kararı Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/131 E. 2020/699 K. 02.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
BURSA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/131
KARAR NO : 2020/699

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACILAR : 1- … -TC Kimlik no- …
2- … –TC Kimlik no- …
3- … –TC Kimlik no- …
4- … –TC Kimlik no- …
5- … –TC Kimlik no- …
6- … – -TC Kimlik no-…
7- … –TC Kimlik no- …
8- … -TC Kimlik no- …
9- … -TC Kimlik no- …
10- …- TC Kimlik no- …
11- …–TC Kimlik no- …
12- … –TC Kimlik no- …
13- … –TC Kimlik no- …
14- …-TC Kimlik no- …
15- …-TC Kimlik no- …
16- … -TC Kimlik no- …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 19/09/2019
KARAR TARİHİ : 02/12/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 20/01/2021
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacılar vekili dilekçesi ile, davalı Bursa Ticaretliler Turizm Eğitim Tekstil Sanayi ve Ticaret AŞ.’NİN 1986 yılında kurulmuş hali hazırda gayri faal bir şirket olup son derece keyfi bir şekilde yönetildiğini, şirketin sözleşmede belirtilen hiçbir amacı yerine getirmeyip böyle bir gayesinin de hiç olmadığı zaman içerisinde yalnızca Yönetim Kurulu Üyelerinin huzur hakkı ücretlerini ödemekle yükümlü bir şirket haline geldiğini, Genel Kurulların da son derece keyfi bir şekilde yerine getirilip toplantıda alınan kararların her yönüyle usul ve yasaya aykırı bulunduğunu, TTK.nun 414. maddesi uyarınca çağrının usulüne uygun yapılmayıp Yönetim Kurulu’nun yalnızca A Gurubu hisse senedi sahiplerine çağrı yapıp B Gurubu hisse senedi sahiplerine çağrı yapmadığını, Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul ve Esasları ile Bu Toplantılarda Bulunacak Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Temsilcileri Hakkında Yönetmeliğin 32. Maddesi gereği esas sözleşme değişimi Bakanlık izinine tabi olan şirketlerin toplantılarında Bakanlık temsilcisinin bulundurulması zorunlu olup şirket esas sözleşmesinin 22. Maddesinde de bu durumun şirket esas sözleşme değişiminin Bakanlık iznine tabi olduğu şeklinde açıklandığını, bununla birlikte şirket ana sözleşmesinin 19. Maddesinde şirketin gerek olağan gerekse olağanüstü toplantılarında Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Komiserinin bulundurulmasının şart kılınmış olmasına rağmen ne önceki toplantılarda ne de iptali istenen 19.06.2019 tarihli Genel Kurul Toplantısında Bakanlık Komiseri bulundurulmadığını, yapılan toplantının bu nedenle ana sözleşmeye ve Yönetmelik hükümlerine aykırı bulunduğunu, müvekkilleri tarafından 19.06.2019 tarihli Genel Kurul toplantısında verilen önergelerin Yönetim Kurulu Başkanının kendi tekelinde bulundurduğu oy çokluğu ile reddedilip bir kısmının ise hiç görüşülmediğini, kararların bu nedenle de dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, TTK.nun 420. Maddesi açık hükmüne rağmen Yönetim Kurulu Başkanı’nın kararı ile bilanço ve konsolide tabloların görüşülmesi bakımından toplantının bir ay sonraya bırakılması gerekirken 56 gün sonraya bırakıldığı, toplantı tutanağının Yönetmeliğin 22. Maddesi hükmüne göre toplantı yerinde gün ve saatine iki nüsha olarak düzenlenip Toplantı Başkanı ve Bakanlık Temsilcisi tarafından imzalanması gerekirken toplantıdan 10 gün sonra düzenlenmek suretiyle kanunun açık hükmüne muhalefet edildiğini, Yönetim Kurulu Başkanı …’in şirketi yönetirken pay sahiplerinin bilgi edinme hakkını engelleyerek şeffaflık ilkesine aykırı şekilde hareket ederek hisse çoğunluğunu kendi elinde toplayıp Genel Kurulda çoğunluk sağlayıp kendi menfaatleri doğrultusunda kararlar alınmasını sağladığını, kar dağıtımı konusunda şirket ana sözleşmesinin 25. Maddesinde yazılı esaslara aykırı davranıldığını, şirket malvarlığına dahil gayrimenkullarin satılması ve kiralanması ile ilgili şirket hiçbir bilgi vermediğini, inceleme ve bilgi alma taleplerini reddettiğini, TTK.nun 1524. Maddesi uyarınca şirkete ait WEB sitesi açılmadığını, Butitaş AŞ. Gayrifaal bir şirket olmasına rağmen 05.04.2017 tarihinde yapılan Genel Kurulda Yönetim Kurulu Üyelerine verilen huzur hakkı ücretlerinin % 50 artırıldığını, 19.06.2019 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısında bu durumun incelenmesi talep edilmiş ise de yapılan faaliyetler hakkında pay sahiplerinin bilgilendirilmediğini, artırılan ücretlerin kaldırılmasının müvekkili … tarafından talep edilmiş ise de bu taleplerin de kabul edilmediğini, Yönetim Kurulunun yalnızca şirketin kat karşılığı edinmiş olduğu gayrimenkullerin satışı işi ile uğraşmakta olup Yönetim Kurulu üyelerinin huzur hakkı ücretlerinin % 50 artırılmasını gerektiren bir durum bulunmadığını, aynı toplantıda müvekkilleri tarafından verilen bir önerge ile, 2017-2018 döneminde Bursa ili, Nilüfer İlçesi, Ertuğrul Mah. 2520 ada 1 parselde kayıtlı bulunan kimlere hangi tarihte hangi fiyatla satılıp satılmadığı yönünden açıklama yapılması istenmiş ise de gerekli kayıtların şirket merkezinden edinilebileceği söylenerek toplantıya devam edildiğini, şirket Yönetiminin her bakımdan şeffaflık ilkesinden uzak olduğunu, yukarıda açıklanan tüm bu sebeplerle Yönetim Kurulunun ibra edilmediğini, müvekkillerinin şirketten bilgi alma ve inceleme hakkını defalarca kez kullanmak istemiş olmalarına rağmen bu hakkın kendilerine kullandırılmadığı gibi Genel Kurulda TTK.nun 438. Maddesine uygun şekilde Özel denetçi atanması istemleri konusunda bir önerge vermişler ise de bu talebin de reddedildiğini, iş bu nedenlerle usulüne aykırı şekilde toplanan, yasaya aykırı şekilde yürütülen Genel Kurulda alınan kararların TTKnun 445. Maddesi uyarınca iptaline ve şirkete TTK.nun 438. Maddesi uyarınca özel denetçi tayin edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili davaya cevap dilekçesi ile, davacılardan Tuncay Paker, … ve …’nın davacı sıfatı olmayıp bu kişiler usulüne uygun davetiye tebliği ile 25.04.2019 tarihli Genel Kurul toplantısına katılmış olmalarına rağmen ertelenen Genel Kurula katılmamış olup usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen çağrıldığı toplantıya gelmeyen ortağın ancak davetin usulüne uygun yapılmadığını ileri sürerek davacı olabilecekleri bu ortaklara usulüne uygun çağrı davetiyeleri tebliğ edilmiş ve toplantı da usulüne uygun şekilde ilan edilmiş olmasına rağmen toplantıya katılmadıklarından iptal isteminde bulunmak haklarının bulunmadığını, diğer davacıların ise toplantıya katıldıklarından davetin usulüne uygun yapılmadığı itirazında bulunamayacaklarını, bu itirazlarının dürüstlük kurallarına uygun bulunmadığını, öte yandan Genel Kurul Karar İptaline ilişkin dava ile Özel Denetçi tayinine ilişkin davanın nitelik itibariyle birbirinden farklı davalar olup davaların bir arada görülmesi mümkün bulunmadığından tefriki gerektiğini, toplantıya katılan üyelerin çağrının usulüne uygun yapılmadığı itirazının dürüstlük kuralları ile bağdaşmayacağını, kaldı ki nama yazılı hisse senedi sahibi tüm pay sahiplerine çağrının usulüne uygun olarak yapıldığını, hamiline yazılı pay sahipleri açısından ise ancak toplantı öncesinde şirkete başvurup adres bildirmedikleri taktirde tebligat ile çağrılmaları zorunluluğu bulunmadığını, ilanın bu tür pay sahiplerinin çağrısı için yeterli olduğu, zaten hamiline yazılı hisse senedi sahibi tüm paydaşların şirketçe bilinmesine olanak bulunmadığı, toplantıda Bakanlık Temsilcisin bulunması yasal zorunluluk olmayıp tek başına bu sebebin Genel Kurul toplantısının iptal yahut yokluk sebebi sayılamayacağı her ne kadar bu konuda ana sözleşmede düzenleme var ise de sonradan yürürlüğe giren 6102 Sayılı Kanuna dayalı olarak çıkartılan Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul ve Esasları ile Bu Toplantılarda Bulunacak Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Temsilcileri Hakkında Yönetmelik gereğince ana sözleşmede veya sermaye değişikliği yapılmayan Genel Kurullarda Bakanlık Temsilcisi bulundurma zorunluluğunun ortadan kalktığını, anılan Yönetmeliğin 32. Maddesinde hangi hallerde Bakanlık temsilcisi bulundurmanın zorunlu olduğunun tek tek sayıldığı, iptali istenen Genel Kurulda bu hallerden hiç birisinin bulunmadığı, ertelene Genel Kurula ve önceki Genel Kurullara katılan ve bu konuda hiç itiraz ileri sürmeyen davacı tarafın iptali istenen bu Genel Kurulda bu sebebi de ileri sürmesinin dürüstlük kurallarına aykırı olduğu, öte yandan davacı yanın dilekçesinde Genel Kurulda dürüstlük kuralına aykırı kararlar alındığı belirtilmiş ise de hangi kararların hangi sebeple dürüstlük kuralına aykırı olduğu belirtilmemiş olup genel geçer ifadeler kullanıldığı, toplantının pay sahiplerinin talebiyle TTK.nun 420. Maddesi gereğince ertelenmesi talebi gereği toplantının ertelenmesinden öngörülen bir aylık sürenin asgari süre olup bu sürenin emredici bir süre olmadığı, sürenin daha uzun olmasının ise pay sahiplerinin lehine olduğu, toplantının bu şekilde 56 gün sonrasına ertelenmesi halinde davacı tarafın ne gibi bir hak kaybına uğradığı konusunda bir açıklama getirmemiş olduğunu, davacı tarafın toplantı tutanağının sonradan düzenlendiği iddialarının da doğru olmadığını, tutanağın toplantı sonunda düzenlenerek 20.06.2019 tarihinde şirkete ait web sitesinde yayınlandığı,öte yandan şirketin gayrifaal durumda olmayıp huzur hakkı ücretlerinin artırılmasının yasaya ve dürüstlük kurallarına aykırı bir durum bulunmadığını, davacı ortakların katıldığı Genel Kurulda oybirliği ile alınan karar uyarınca tüm ortakların kar paylarını aldığı, şirket faal olduğu için Yönetim Kurulunun ücret almasının olağan olup verilen ücretlerin şirketin mali yapısına uygun olduğu, Yönetim Kurulunun oy hakkından mahrumiyetleri nedeniyle ibra edilmemiş olup, ibra edilmemenin hukuki sonuçlarına hazır olduğu, şirketin WEB sitesinin kanunen gerekli tüm unsurları taşır nitelikte olduğu, davacı tarafın özel denetçi tayini isterken hangi konularda denetçi tayin edilmesini istediklerini açıkça belirtmeleri gerektiği, öncelikle bu konularda Genel Kuruldan bilgi alma hakkını kullanmış olup bir konuda bilgi alamamış olmaları ya da alınan bilginin doyurucu olmaması halinde ancak denetçi tayini istenebileceği, tapulu taşınmazların satışına dair kayıtların açık olup bu satışlarla ilgili daha önce kendilerince bilgi alma hakkının kullanılıp kendilerine bilgi verilmediği konusunda bir iddialarının bulunmadığı, sorulan hususların resmi kayıtlarda bulunan hususlardan olduğu, şirketin mali yönden vergi dairesi denetiminden geçmiş olup, denetim raporu sunulduğu, Nilüfer Belediyesi ile aralarındaki davanın Danıştay aşamasında olduğu konusunda davacı tarafa bilgi verildiği,anılan dönemde 83 m2 büyüklüğünde bir ofisin davacı …’ya 245.000,00 TL bedelle, 134 m2lik bir ofis Hüseyin Kocaali’ye 500.000,00 TL bedelle, 110 m2 lik iki daire de Hakan Kahvecioğlu ve H.Tülin Dağlı’ya ayrı ayrı 430.000,00 TL bedelle satıldığı, özel denetçi tayinin gerektiren bir durumun söz konusu olmadığı, anılan nedenlerle her iki davanın öncelikle tefriki ile yukarıda belirtilen gerekçelerle ayrı ayrı reddine karar verilmesi talep ve beyan etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLER VE GEREKÇE;
Dava, davalı şirketin 19.06.2019 tarihinde yapılan Olağan Genel Kurul Toplantısının kanuna, ana sözleşme ve dürüstlük kurallarına aykırı olarak yapılması ve karar alınması nedeniyle alınan kararların iptaline karar verilmesi ve şirkete özel denetçi tayini istemine ilişkindir.
Davalı şirkete ait ticaret sicil kayıtları dosyamız içerisine getirtilmiş, incelenmesinde davalı Butitaş Bursa Ticaretliler Turizm Eğitim Tekstil Sanayi ve Ticaret AŞ.nin 05.04.2017 tarihinde yapılan Olağan Genel Kurul Toplantısı ile 3 yıl süre ile Yönetim Kurulu Üyeliklerine Yönetim Kurulu Başkanı …, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı’na ……………. in seçilmelerine karar verilmiş olup imza yetkisi konusunda ise Yönetim Kurulu Başkanı …’in şirketi tek başına münferit imza ile temsil ve ilzam etmesine veya Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılarından herhangi biri ile birlikte atacağı imzaların şirketi 3. Kişilere karşı son dereceye kadar temsil ve ilzam etmesine karar verildiği anlaşılmış, 19.06.2019 ve 25.04.2019 tarihli Genel Kurul Karar evrakının ise tescil edilmeksizin ilan edildiği anlaşılmaktadır.
Konu ile ilgili mevzuata bakılacak olur ise Anonim Şirket Genel Kurul kararlarının iptali hususu TTK.nun 445. maddesi ve devamı hükümlerinde düzenlenmiş olup; anılan madde ile” 446. maddede belirtilen kişiler kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine karar tarihinden itibaren 3 ay içinde şirket merkezinin bulunduğu yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesinde iptal davası açabilirler.” TTK.nun 446/1 maddesi ile ise”Toplantıda hazır bulunup da karar olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten veya toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın olumsuz oy kullanmış olsun veya olmasın çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, Genel Kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, Genel Kurula katılmasına veya oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların Genel Kurul Kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri iptal davası açabilir” şeklinde düzenlenmiş olup öncelikle davanın bu yönden yani davacıların şeklen dava açma haklarının bulunup bulunmadığı yönünden incelenmesi gerekecektir.
Davacıların pay sahiplikleri ve oranları şu şekildedir:
ı- … (A VE B grubu hissedar)
Davacı …, A grubu hisselerden 80 adet, B grubu hisselerden 107.120 adet olmak üzere toplam 107.200 paya sahiptir. Payların oranı 0,01 olup, payların toplam itibari değeri 1.072 TL’dir.
2-…( A VE B grubu hissedar)
Davacı …, A grubu hisselerden 20 adet, B grubu hisselerden 140 adet olmak üzere toplam 160 paya sahiptir. Payların oranı o,oı olup, payların toplam itibari değeri 1,60 TL’dir.
3-… (A VE B grubu hissedar)
Davacı …, A grubu hisselerden 120 adet, B grubu hisselerden 103.300 adet olmak üzere toplam 103.420 paya sahiptir. Payların oranı 0,01 olup, payların toplam itibari değeri 1.034,20 TL’dir.
4-… (A VE B grubu hissedar)
Davacı …, A grubu hisselerden 40 adet, B grubu hisselerden 39.328 adet olmak üzere toplam 39.368 paya sahiptir. Payların oranı 0,01 olup, payların toplam itibari değeri 393,68 TL’dir.
5-… ( B grubu hissedar)
Davacı …, B grubu hisselerden 23.100 adet olmak üzere toplam 23.100 paya sahiptir. Payların oranı 0,01 olup, payların toplam itibari değeri 231,00 TL’dir.
6-…( A VE B grubu hissedar)
Davacı …, A grubu hisselerden 220 adet, B grubu hisselerden 116.180 adet olmak üzere toplam 116.400 paya sahiptir. Payların oranı 0,01 olup, payların toplam itibari değeri 1.164 TL’dir.
7-… ( B grubu hissedar)
Davacı …, B grubu hisselerden 110.000 adet olmak üzere toplam 110.000 paya sahiptir. Payların oranı o;oı olup, payların toplam itibari değeri 1.100,00 TL’dir.
8-… ( B grubu hissedar)
Davacı …, B grubu hisselerden 46.724 adet olmak üzere toplam 46.724 paya sahiptir. Payların oranı 0,01 olup, payların toplam itibari değeri 467,24 TL’dir.
9-…( A VE B grubu hissedar)
Davacı …, A grubu hisselerden 40 adet, B grubu hisselerden 33.560 adet olmak üzere toplam 33.600 paya sahiptir. Payların oranı 0,01 olup, payların toplam itibari değeri 336,00 TL’dir.
10-… ( B grubu hissedar)
Davacı …, B grubu hisselerden 46.864 adet olmak üzere toplam 46.864 paya sahiptir. Payların oranı 0,01 olup, payların toplam itibari değeri 468,64 TL’dir.
11-… (A VE B grubu hissedar)
Davacı …, A grubu hisselerden 40 adet, B grubu hisselerden 23.060 adet olmak üzere toplam 23.100 paya sahiptir. Payların oranı 0,01 olup, payların toplam itibari değeri 231,00 TL’dir.
12-… ( A VE B grubu hissedar)
Davacı …, A grubu hisselerden 40 adet, B grubu hisselerden 45.928 adet olmak üzere toplam 45.968 paya sahiptir. Payların oranı 0,01 olup, payların toplam itibari değeri 459,28 TL’dir.
13- … ( B grubu hissedar)
Davacı …, B grubu hisselerden 15.748 adet olmak üzere toplam 15.748 paya sahiptir. Payların oranı 0,01 olup, payların toplam itibari değeri 157,48 TL’dir.
14- … ( B grubu hissedar)
Davacı …, B grubu hisselerden 116.800 adet olmak üzere toplam 116.800 paya sahiptir. Payların oranı 0,01 olup, payların toplam itibari değeri 1.168,00 TL’dir.
15-… {A VE B grubu hissedar)
Davacı …, A grubu hisselerden 40 adet, B grubu hisselerden 67.160 adet olmak üzere toplam 67.200 paya sahiptir. Payların oranı 0,01 olup, payların toplam itibari değeri 672,00 TL’dir.
16-Ahmet ….. (A ve B grubu hissedar)
Davacı …, A grubu hisselerden 40 adet, B grubu hisselerden 33.560 adet olmak üzere toplam 33.600 paya sahiptir.Payların oranı 0.01 olup, payların toplam itibari değeri 336,00.-TL’dir.
Toplantıya çağrı şekline gelince bu konu da ayrıca davacıların davetinde bir usulsüzlük bulunup bulunmaması yönünden inceleme konusu yapılmış, inceleme Genel Kurulun toplantıya çağrı usulü ile ilgili TTK.nun 355,365,366 ve 368. Madde hükümleri değerlendirilerek yapılmış ,davalı şirkete ait ana sözleşmenin 18. Maddesi hükümlerinin de yine aynı şekilde TTK.hükümlerine atıf yaptığı anlaşılmıştır. Bilinmelidir ki toplantıya çağrının usulsüzlüğü mutlak butlan ya da hükümsüzlük sebebi sayılmayıp iptal sebebi olarak kanunda düzenlemesini bulmuş olup çağrının usulüne uygun yapılmaması halinde çağrının usulüne uygun yapılmaması nedeniyle toplantıya katılamadığını iddia eden ve bu sebeple iptalini istediği Genel Kurul kararının alınmasında katılmamasının etkili olduğunu ileri süren ortak tarafından Genel Kurul kararının iptali isteminde bulunulabilecektir. Toplantıya katılım sağlanmış olması halinde ise artık çağrının usulüne uygun bulunmadığından bahisle Genel Kurul kararlarının iptalini istemek ise dürüstlük kuralları ile bağdaşmayacağı için artık iptal sebebi sayılamayacaktır.
Davacıların iptali istenen 19.06.2019 tarihli Olağan Genel Kurul toplantısına katılım durumları incelendiğinde davacılardan …, …, …,…, …, …,…, …, …, …, …, …, …’in toplantıya katıldıkları ve hazirun cetvelinde isim ve imzalarının yer aldığı, …, …, …’nınise toplantıya katılmadıkları ancak usulüne uygun şekilde toplantıya çağrıldıklarına dair iadeli taahhütlü posta listesinde isimlerinin yer aldığı , 25.04.2019 tarihli eretelenen olağan Genel Kurul toplantısına ise davacılardan … ve …’ın katılmadığı ancak onların da iadeli taahhütlü posta listesinde isimlerinin yer aldığı davacıların toplantılara çağrısı yönünden bir usulsüzlük bulunmadığı anlaşılmaktadır.
19.06.2019 tarihli Olağan Genel Kurul toplantısına usulüne uygun çağrı yapılmayan 6 kişi olduğu bunların da ……………. olduğu, bunlardan ………. dışındakilerin 25.04.2019 tarihli ertelenen Olağan Genel Kurul toplantısında hazır bulundukları, netice itibariyle 70.560 TL sermayeye tekabül eden 7.056.000 adet hisseden 54.256,80 TL.lik sermayeye karşılık 5.542.680 adet hisseyi temsil eden payların toplantıda temsil edildiği buna göre kanuna ve ana sözleşme hükümlerine göre toplantı yeter sayısının oluştuğu ve alınan kararların ekseriyetle 7.056.00 adet hisseye karşılık 4.108.442 kabul oyu ile karar altına alındığı gözetildiğinde TTK.nun 446. Maddesi hükmü uyarınca davacı tarafın alınan kararların çağrının usulüne uygun yapılmadığı itirazı ile iptalini isteyemeceği açıktır.
Genel Kurul toplantısına çağrı usulü TTK.nun 414. Maddesinde açıklanmış olup buna göre” Genel Kurul toplantıya esas sözleşmede gösterilen şekilde şirketin internet sitesinde ve Türkiye Ticaret Sicil gazetesinde yayınlanan ilanla çağrılır. Bu çağrı ilan ve toplantı günleri hariç olmak üzere toplantı tarihinden en az iki hafta önce yapılır. Pay defterinde yazılı pay sahipleriyle önceden şirkete pay senedi veya pay sahipliğini ispatlayıcı belge vererek adreslerini bildiren pay sahiplerine toplantı günü ile gündem ve ilanın çıktığı veya çıkacağı gazeteler iadeli taahhütlü mektupla bildirilir.” Düzenlemesi yer almakta olup davalı şirketin yukarıda açıklandığı üzere nama yazılı pay sahiplerinden bazılarına toplantıyı iadeli taahhütlü mektupla bildirmiş olup, bir kısmına bildirmediği anlaşılmış ise de bunlardan bir kısmı ertelenen 25.04.2019 tarihli toplantıya katılmışlar ve bu ortakların iptali istenen Genel Kurula katılmamış olmasının alınan kararların çoğunluk sayılarına göre toplantıya katılıp olumsuz oy vermesi halinde dahi kararların alınmasına etkili çoğunluk oluşturmayacakları anlaşılmış olmuş olup, iş bu halde salt çağrının usulüne uygun yapılmamış olması iptal sebebi kabul edilmemiştir.
Dava dilekçesi ile iptal ve usulsüzlük sebebi olarak gösterilen bir diğer husus ise toplantının 1 ay süre ile ertelenmesi talep edilmiş olmasına rağmen ikinci toplantının ilk toplantıdan 56 gün sonra yapılmış olması dır ki TTK.nun 420. Maddesi ile bu husus” ..Azlığın talep etmesi halinde Genel Kurulun bir karar almasına gerek olmaksızın Toplantı Başkanının kararıyla 1 ay sonraya bırakılır..” düzenlemesi getirilmiş olup 25.04.2019 tarihli toplantıda bu şekilde bir talebin gelmesi nedeniyle toplantının 19.06.2019 tarihine ertelendiği anlaşılmış olup toplantının 1 aylık sürenin geçirilerek 56 gün sonra yapılması azlığın toplantının ertelenmesindeki bilanço ve diğer finansal tabloları inceleme süresi bakımından azlığın lehine bir surum olup davacılar tarafından bunun davacı ya da diğer ortakların ya da şirketin ne gibi bir zararına yol açtığı açıklanmamış olup Genel Kurul toplantılarının yapılma zamanları ile ilgili TTK.daki düzenlemelere uyulmaması hali için bir yaptırım da düzenlenmediği göz önüne alınarak sırf bu halin de iptal sebebi sayılamayacağı mahkememizce takdir edilmiştir.
İptal sebebi olarak ileri sürülen diğer bir husus ise Gümrük ve Ticaret Bakanlığı temsilcisinin toplantılara katılmamış olmasıdır ki hali hazırdaki düzenleyici mevzuat ile , Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul ve Esasları ile Bu Toplantılarda Bulunacak Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Temsilcileri Hakkında Yönetmeliğin 32. Maddesi gereği esas sözleşme değişimi Bakanlık izinine tabi olan şirketlerin toplantılarında Bakanlık temsilcisinin bulundurulması zorunlu olup şirket esas sözleşmesinin 22. Maddesinde de bu durumun şirket esas sözleşme değişiminin Bakanlık iznine tabi olduğu şeklinde açıklandığı, bununla birlikte şirket ana sözleşmesinin 19. Maddesinde şirketin gerek olağan gerekse olağanüstü toplantılarında Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Komiserinin bulundurulmasının şart kılınmış olmasına rağmen ne önceki toplantılarda ne de iptali istenen 19.06.2019 tarihli Genel Kurul Toplantısında Bakanlık Komiseri bulundurulmadığı göz önüne alındığında ana sözleşmede yer almasına rağmen önceki toplantılarda da Sanayi ve Ticaret Bakanlığı temsilci halihazırdaki mevzuatla bu Gümrük ve Ticaret BAKANLIĞI temsilcisi olarak değişmiştir ve artık yalnızca ana sözleşme değişikliklerine ilişkin toplantılarda bulundurulması zorunluluğu getirilmiştir…..… bulundurulması zorunluluğu yer almasına rağmen değişen mevzuat hükümlerine göre bulundurulmadığı halde iptali istenen 19.06.2019 tarihli toplantıda bulundurulmamış olmasının iptal sebebi yapılmasının dürüstlük kuralları ile bağdaşmayacağı mahkememizce kabul edilmiştir.
Toplantı tutanağının sonradan düzenlendiği ve imzalandığı ve şirkete ait Web sitesinde yayınlanmadığı itirazı yönünden yapılan incelemede ise, davacı tarafça toplantı tutanağının sonradan düzenlendiği itirazının ispatına yarar bir delil sunulmamış olup, davacı yanca verilen tüm soru önergelerinin , bunlara ilişkin olarak yapılan görüşmelerin ve yapılan işlemlerin muhalafet ettikleri maddelere ilişkin muhalafet şerhlerinin tutanakta aynen yazılı olduğu gibi toplantı tutanağının toplantıdan 1 gün sonrasında 20.06.2019 tarihinde şirkete ait WEB sitesinde yayınlandığı anlaşılmış itiraza konu olan bu husus ta mahkememizce de iptal sebebi olarak görülmemiştir.
Toplantı, pay sahiplerine 29.05.2019 tarihinde ilan bedeli yatırılarak 03.06.2019 tarihinde 9842 sayılı Türkiye Ticaret Sicil gazetesinde yayınlanarak aynı zamanda davacı yana 31.05.2019 tarihinde çıkartılan taahhütlü mektuplar ile bildirilmiş, ayrıca şirkete ait WEB sitesinde www.butitaş.com adersinde toplantı gün ve gündeminin usulüne uygun ilan edilmek suretiyle yayınlandığı anlaşılmıştır.
Toplantıya çağrı, toplantı ve karar yeter sayılarının oluşturulmasındaki usulsüzlük, toplantının yapılması usulüne ilişkin itirazlar bu şekilde incelendikten sonra toplantıda alınan kararlardan davacıların olumsuz oy verdiği ve muhalefet ettiklerine dair muhalefet şerhini tutanağa geçirttikleri maddelerle ilgili esasa ilişkin incelemelerde ise,
Davacı taraflarca gündemin bir veya birkaç maddesine yönelik değil Genel Kurulunun tümüne yönelik bir iptal isteminde bulunulduğu gözlenerek incelenen toplantı tutanağı içeriğine göre davacılarca toplantı esnasında pek çok konuda soru önergesi verildiği ve bu soruların cevaplandırılmasının istendiği ve cevaplandırılmayan konularla ilgili olarak şirkete özel denetçi tayin edilmesi talep edilmiş olup bilahare de bu hususlar mahkememize dava konusu olarak getirilmiş olmakla Genel Kurul Karar iptali istemli dava ile şirkete özel denetçi tayin edilmesi istemi hakkında ayrı inceleme usulleri bulunuyor ise de usul ekonomisi açısından burada incelemenin bir arada yapılarak gerekir ise davaların tefriki hususunun bilahare değerlendirilmesi bakımından her iki dava bir arada yürütülerek sonuçlandırılmıştır.
Az yukarıda da değinildiği üzere 19.06.2019 tarihli Genel Kurul Toplantısında alınan kararların iptali istemli davada usul ve şekil bakımından kanuna, ana sözleşmeye, dürüstlük kurallarına aykırılık şeklinde gerçekleşen ve alınan kararların mutlak butlanla geçersizlik, hükümsüzlüğü sonucunu doğuracak bir durum tespit edilmemiş olup iptali istenen Genel Kurul kararlarının TTK.nun 445 446 maddesi şartları bakımından iptal edilebilirlik açısından yapılan incelemesinde; 9 madddeden oluşan Genel Kurul gündemine davacılar tarafından bir muhalafet şerhi konulmadığı,olumlu ve olumsuz oyların toplantı başkanı tarafından toplandığı, Yönetim Kurulunun sayı çoğunluğu ile ibra edilmediği diğer gündem maddelerinin oy çokluğu ile kabul edildiği,ancak görüşmeler sırasında bir tanesi belirtilen hususlarda denetçi tayinine ilişkin olmak üzere önergeler verildiği, davacıların Genel Kurul kararları aleyhine TTKnun 445. Maddesi uyarınca dava açabilmelerinin ön koşulunun oylanan ve dava yolu ile iptali istenen maddeye muhalefet şerhi koymaları ve muhalefetini tutanağa geçirtmeleri olup davacılar tarafından açıkça muhalefet şerhi konulmamakla beraber ortaya konulan önergeler nedeniyle dava konuş edilen Genel Kurul kararları ile ilgili maddelerin bir kez de bilirkişi eliyle incelemesine geçildiği,
Bu kapsamda yapılan incelemede, önerge verilen konulardan olmasa da, Gündemin 7. Maddesi ile, “Yönetim Kurulu üyelerinin ücretlerinin tespitinde söz alan … ücretlerin kaldırılmasını talep etti.Buna karşılık yapılan oylama sonucu 4.108.442 kabul oya karşılık 1.317.238 red oyla eski ücretlerin devam edilmesine ekseriyetle kabul edildi.” Şeklinde gündem maddesinin düzenlenip, yapılan bilirkişi incelemesinde şirket ana sözleşmesinin 25. Maddesi gereği şirket Yöneticilerinin kardan pay almakta olduğu, şirket karından yaklaşık % 10 pay almalarına ek olarak bir de huzur hakkı almalarının şirketin mali yapısı ve ortaklık haklarını zedeler nitelikte olduğu belirtilmiş olup anılan Gündem maddesine karşı davacıların muhalefet şerhini belirtmeksizin yalnızca olumsuz oy kullanmalarının Genel Kurulun ilgili gündem maddesinin iptali yönünde karar vermek için yeterli olmayacağı muhalefet şerhinin mutlaka tutanağa geçirilmiş olması gerektiği gibi Yönetim Kurulu üyelerinin huzur hakkı ücretleri ,ile ilgili herhangi bir artışın öngörülmediği, bir önceki 05.04.2017 tarihli Genel KURULDA Yönetim Kurulu üyelerine huzur hakkı ödenmesine dair karar alındığı 11.04.2018 tarihli Genel Kurulda herhangi bir artış yapılmadan önceki yıldaki huzur hakkı ücretlerinin aynen devamına karar verildiği,19.06.2019 tarihli Genel Kurulda da herhangi bir artış kararı olmaksızın önceki yıldaki huzur hakkı ücretlerinin devamına karar verildiği anlaşılmış yukarıda da açıklandığı gibi Yönetim Kurulu üyelerine dağıtılan kar payı yanında huzur hakkı ücreti verilmesi şirketin mali yapısı ve ortaklık haklarını zedeler mahiyette olduğu belirtilmiş ise de muhalefet şerhinin tutanakta yer almadığı, bu maddenin iptali için muhalafet şerhinin usulünce tutanağa eklenmesi uzun vade de kanunen aranan yeterli çoğunluk sağlanır ise ana sözleşmenin anılan hükmünün Genel Kurulca değiştirilerek ya da yeniden düzenlenerek ortaklık haklarının korunması söz konusu olabilecektir. Bunun dışında bu bahiste konu edilebilecek başka bir gündem maddesi bulunmayıp önerge konusu yapılan hususlardan toplantının 56 gün sonra yapılması hususu yukarıda usulü şartların mutlak hükümsüzlük-butlanı yönünden yapılan incelemede değerlendirme konusu yapılmıştır.
Önerge konusu edilen diğer bir husus ise aynı zamanda dava sebebi olarak ileri sürülen bir diğer konu olan şirkete özel denetçi tayini bahsidir ki, bu da davamız içerisinde ayrı bir inceleme konusunu oluşturmuş ve bu hususta da bilirkişinin görüşüne başvurulmuştur. Önerge 1- Butitaş Genel Kurul Toplantısına katılan pay sahipleri olarak şirket esas sermayes,inin 1/10 ‘undan fazlasına sahip bulunmaktayız.Özel denetçi istemi pay sahibine tanınmış bir haktır.Bu haklarımızı kullanarakaşağıda belirtilen olaylarla ilgili blgi almak için Genel Kurulca atanacaközel denetçinin düzenleyeceği bilgilenmeyi talep etmekteyiz.Bu amaçla özel denetçi atnaması konusunun Genel Kurulun gündemine ilave deilmesini talep ediyoruz.Cevaben Genel Kurulun oylaması sonucu 4.108.442 kabul oya karşılık 1.317238 red oyla gündeme ilave edilmemesi ekseriyet ile kabul edildi. 1. 2017 ve 2018 döneminde tapunun Bursa ili NİLÜFER ilçesi Ertuğrul mahallesi,2520 ada, 1 parselde kayıtlı bulunan gayrimenkullerimizin kimlere, hangi tarihlerde , hangi rayiç fiyatlarlauygun olarak satılıp satılmadığının incelenmesi, cevaben gerekli kayıtların istenildiğinde şirket merkez adresinde kanuni evraklar kanıt olarak alınarak bilgilendirme yapılabileceği belirtilerek toplantıya devam edildi.2. Şirketimizin aktifindeki arsaların şuyulandırma aşamasında Nilüfer Belediyesine bırakılan 2640 m2 arsanın şirketimize iadesi için dava sürecinin akıbeti konusunun incelenmesi hususları olup ikinci toplantının 56 gün sonra yapılmasına ilişkin 3. Maddesi ile, Yönetim Kurulu üyelerine verilen huzur hakkı ücretleri ile ilgili 4. Maddesi yukarıda incelenmiş olup burada ilk iki maddesi inceleme konusu yapılacaktır.
Özel denetçi tayini önemli azlık haklarından birisi olup TTK.nun 438. Maddesinde düzenlenmiştir. Amaç şirket organlarını belirli işlemleri açıklama yükümlülüğü altında bırakarak azlığın hukuki statüsünün iyileştirilmesidir.Kanunda düzenlendiği şekliyle özel denetim periyodik olmayan yani istenilen zamanda yürütülebilen esas bakımından sınırlandırılmamış ancak işletmenin belirli alanlarını kapsayan bir denetim biçimidir. Özel denetçi talebinin kabulü halinde TTK.nun 438. Maddesi, esas alınacak reddi halinde ise TTK.nun 439. Maddesi hükmü gereği sermayenin en az onda birine sahip pay sahipleri şirket merkezinin bulunduğu yer Asliye Ticaret Mahkemesinden özel denetçi tayini talep edilebilecektir. 6102 sayılı TTK özel denetçi tayini talebini açıkça gündeme bağlılık ilkesi kapsamından çıkarmıştır. Mahkemenin özel denetçi tayin edebilmesi için aranan koşulların başında pay sahiplerinin Genel Kurulda daha önceden bilgi edinme ve inceleme haklarını kullanmış olmaları gelmektedir.Genel Kurulda bu konuda talepte bulunma mahkemeye başvuru için tüketilmesi gereken bir yoldur. Bilgi edinme hakkının Genel Kurulda kullanılmış ancak bilgi verilmemiş olması halinde koşul gerçekleşmiş sayılır ve pay sahibinin bu hakkını kullanımı için mahkemeye başvurmasına gerek olmaksızın özel denetçi talebinde bulunması mümkündür. Davacı özel denetçi tayininin gerekliliği ve Genel Kurulda bilgi edinme ve inceleme hakkının kullanılmış olduğunun yanı sıra kurucuların veya organların kanunu veya esas sözleşmeyi ihlal etmek suretiyle şirketi veya pay sahiplerini zarar uğrattıklarını ikna edici biçimde ortaya koymalıdır. Kanun ve esas sözleşmenin ihlali kurucular veya organların Anonim Şirketler Hukukunun yazılı veya yazısız kurallarına aykırılıklarını kapsar.Özen ve bağlılık yükümlülğünün ihlali, eşitlik ilkesinin ihlali, bilançoya ilişkin düzenlemelerin ihlali,oydan yoksunluk hallerine aykırılıklar, yakınlara yapılan haksız ödemeler bunlardan bazılarıdır. Davacıların Genel Kurulda önerge vererek önerge verdikleri hususlarda bilgi edinme ve inceleme hakkını kullandıkları, özel denetçi tayin edilmesi istenen konularda özel denetçi isteminin Genel Kurulda oylanarak atanmamasına oy çokluğu ile karar verildiği, davacıların TTK.nun 439. Maddesi uyarınca şirket hisselerinin % 10’undan fazlasına sahip paydaş oldukları, bu kapsamda şeklen dava açma koşullarının oluştuğu sonucuna varılmış, yapılan incelemede ise davacıların önerge sundukları hususlardan 2017 ve 2018 döneminde tapunun Bursa ili NİLÜFER ilçesi Ertuğrul mahallesi,2520 ada, 1 parselde kayıtlı bulunan gayrimenkullerimizin kimlere, hangi tarihlerde , hangi rayiç fiyatlarla uygun olarak satılıp satılmadığının incelenmesi, cevaben gerekli kayıtların istenildiğinde şirket merkez adresinde kanuni evraklar kanıt olarak alınarak bilgilendirme yapılabileceği belirtilerek toplantıya devam edildi.2. Şirketimizin aktifindeki arsaların şuyulandırma aşamasında Nilüfer Belediyesine bırakılan 2640 m2 arsanın şirketimize iadesi için dava sürecinin akıbeti konusunun incelenmesinde şirkete ait taşınmazlara ilişkin kayıtların şirket merkezinde olup kayıtların başvuruları halinde incelenebileceği belirtilmiş olup, taşınmazlardan bir kısmının yukarıda açıklandığı üzere davacılara satılan taşınmazlar olduğu, davacılar tarafından şirket merkezine gelinerek kayıtları incelemek istedikleri halde incelemelerine müsaade edilmediği yönünde bir iddialarının bulunmadığı bahse konu dava sürecinin de açık olup aynı şekilde şirket merkezinde kayıtların incelenebileceği, davaya cevap dilekçesi ile ayrıca detaylı şekilde soru sorulan hususların cevaplandırılmış olmakla, bunlar dışında bilançonun gerçeğe aykırı tutulduğu, taşınmaz devirlerinde muvazzaalı devirler yapıldığı gibi şirket kayıtlarının haricen incelenmesi ve denetlenmesini gerektiririr sebepler ileri sürülmediği gibi, bizzat davacılar tarafından da katılan olumlu oylarla Yönetim Kurulu üyelerine TTK.nun 395 ve 396 .maddeleri uyarınca yetki verilmesi kabul edilmiş olup, şirketin gayri faal olmadığı şirket kayıtlarına uygun olarak incelenmiş olmakla bu kapsamda yerinde görülmeyen özel denetçi tayini taleplerinin de gerekliliği ispat olunmadığından reddine karar vermek gerekmiş Genel Kurul Karar iptali istemine ilişkin davanın da birlikte yukarıda sayılan sebeplerle birlikte reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM:Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Genel kurul karar iptali isteminin REDDİNE,
2-Özel Denetçi atanması isteminin REDDİNE,
3-Harçlar Yasası gereğince alınması gereken 54,40.-TL maktu harcın peşin yatırılan 44;40.-TL harçtan mahsubu ile bakiye 10,00.-TL harcın davacıya TAMAMLATTIRILMASINA,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden; karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Asgari Avukatluk Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve takdir olunan 3.400,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-Taraflarca yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın hükmün kesinleşmesinden sonra 6100 Sayılı HMK’nun 333.maddesi uyarınca davacı tarafa İADESİNE,
Dair, davacılar vekili ile davalı vekilinin yüzünde, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Yargı yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/12/2020

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza