Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/39 E. 2023/543 K. 08.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2023/39 Esas
KARAR NO: 2023/543

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … –
VEKİLİ : Av. … – [16657-56170-33660] UETS
DAVALI : … – T.C.N. … …….. Nilüfer/ BURSA
VEKİLİ : Av. … – [16768-67883-60189] UETS

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/11/2020
KARAR TARİHİ : 08/05/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 17/05/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkil ile Davalı arasında 06/12/2013 tarihinde Açık Satış Noktası Sözleşmesi tanzim edilmiş olup, bu sözleşme uyarınca taraflar karşılıklı olarak çeşitli yükümlülükler altına girdiklerini, Müvekkil Şirket tarafından sözleşme uyarınca yerine getirilmesi gereken yükümlülükler eksiksiz olarak yerine getirilmiş ve çerçevede davalı borçluya 41.065,00-TL’lik fıakit bazlı katkı sağladığını, ancak karşı taraf sözleşmeye aykırı olacak şekilde taahhüdünü verine getirmeden işletmesini kapatarak Müvekkilden mal almaya son verdiğini, davalının söz konusu sözleşmeye aykırılığı sebebiyle kendisine önce ihtarname gönderildiği, akabinde Bursa 9. İcra müdürlüğünün 2020/…. sayılı takip dosyası ile hakkında icra takibine girişildiğini, ancak davalının yapılan takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ederek takibi durdurduğunu, bu nedenle Fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla Müvekkilin alacağının tahsilini teminen, Bursa 9. İcra Müdürlüğü’nün 2020/…. Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptaline, takip miktarının %|20’den az olmamak üzeıc icra inkar tazminatına hükmedilmesine, Yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı borçluya yükletilmesinc karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımı itirazında bulunduklarını, zamanaşımı nedeniyle davanın reddini de talep ettiklerini, maddi hukuk kaynaklı sıfat (husumet) yokluğundan davanın reddine karar vermesi gerektiğini, huzurdaki davanın yetkisiz temsilci ve sözleşmenin gerçek tarafı olan …’a açılması gerekmekte olup müvekkilin ilgili olayda husumeti bulunmadığını, Davanın husumet yokluğundan reddini talep ettiklerini, müvekkilin dosyaya konu olan sözleşmeden herhangi bir bilgisi bulunmadığını, dosyaya sunulmayan açık satış noktası sözleşmesinin müvekkil … tarafından kabulü mümkün olmadığını, Mahkemeniz dosyasına hali hazırda söz konusu sözleşmeyi sunmayan davacı tarafın haksız ve kötüniyetli olduğu açık olduğunu, müvekkilden habersiz olarak kötü niyetli bir şekilde davacı tarafla sözleşme imzalayan, vekil kılındığı vekaletnamede böyle bir hakka sahip olmayan … müvekkili mağdur edildiğini, müvekkilin haberi olmadığı ve altında imzası dahi bulunmadığı sözleşmeden dolayı borç altına sokulması usul , yasa ve yerleşik mahkeme içtihatlarına aykırı olduğunu, davaya konu sözleşme de müvekkilin imzası dahi bulunmadığını tüm bu nedenlerle öncelikle davanın dava şartı noksanlığından usulden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise müvekkil hakkında açılmış bulunan işbu itirazın iptali davasının esastan reddine, takibinde haksız ve kötü niyetli olan alacaklı hakkında takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 67. Maddesine göre açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce yargılama yapılarak tahkikat aşamasına geçilmiş, İlgili vergi dairelerinden taraflara ait Ba&bs formları, Bursa 9. İcra Müdürlüğü’nün 2020/…. E. Sayılı dosyası celp edilmiş, Bursa Esnaf ve Sanatkarlar odası, Bursa Ticaret ve Sanayi odası ile yazışma yapılarak cevabi yazılar dosyamız arasına alınmıştır.
İlgili icra dosyasının incelenmesinde davacı tarafından davalı hakkında 26/08/2020 tarihinde ilamsız takip talebinde bulunmuştur. İcra Dairesi tarafından davalı borçluya ilamsız takiplerde ödeme emri 01/10/2020 tarihinde tebliğ edilmiş ve davalı tarafından yasal süre içinde 05/10/2020 tarihinde borca itiraz etmiştir.
Eldeki dava, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden sonra, 06/11/2020 tarihinde açılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nın 3. maddesi hükmüne göre bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir. Bir işin ticari veya adi olması, farklı kuralların uygulanmasını gerektirir. Bir işin ticari olup olmadığını kanunda öngörülen kurallar uyarınca saptamak gerekir. Eğer iş ticari ise özel ticari kuralların uygulanması zorunlu olur. Ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işler, yani, haklı veya haksız fiil yahut işletmeyi ilgilendiren her iş ayrık durumlar dışında, ticari iş sayılır. Bu işler, eğer bir ticari işletmeyi ilgilendirmiyorsa, ticari iş sayılmazlar.
Ticari davalar ise aynı Kanunun 4/1 maddesinde tanımlanmıştır. Bu maddeye göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ve tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın Türk Medenî Kanunu’nun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde; fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta; borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde ve bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır.Bu maddeye göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması veya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması veyahut da açılan davanın maddede altı bent halinde sayılan davalardan olması gerekir. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. 6102 sayılı TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Toplanan tüm deliller ve dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde açılan dava, davacı tarafça davalı tarafa açık satış noktası sözleşmesine istinaden yapılan nakit katkının, cezai şart bedelinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ve takibin devamına karar verilmesine ilişkindir.Mahkememizce yapılan inceleme neticesinde dava tarihi itibariyle davalının tacir ve esnaf kaydının olmadığı, davanın nispi ticari dava ve her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olmadığı, davanın mutlak ticari davalardan da sayılmadığı anlaşıldığından mahkememizin görevsizliğine,Bursa Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin görevli olduğuna dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.(Emsal nitelikte İzmir BAM 17. Hukuk Dairesi’nin 2019/1191 Esas 2019/1336 Karar sayılı ilamı, İzmir BAM 17. Hukuk Dairesi’nin 2019/1370 Esas 2019/1337 Karar sayılı ilamları da dikkate alınarak)
Mahkememiz kararının davacı vekilince İstinaf edilmesi üzerine Bursa 5. Hukuk Dairesinin 2021/1914 Esas ve 2022/1836 Karar sayılı kararı ile; “Mahkemece; davalının faaliyetinin esnaf faaliyeti olup olmadığı, işin hacmi itibariyle ticari muhasebeyi gerektirip gerektirmediği, ticari faaliyet boyutuna erişip erişmediği değerlendirilip, gerekirse bu hususta bilirkişi incelemesi yapılarak davalının tacir-esnaf olduğunun kesin bir şekilde belirlenmesinden sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi de yerinde değildir. Açıklanan bu nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1.a.3 maddesi gereğince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile; Davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun KABULÜ ile;1-Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 14/06/2021 tarih,2020/677 Esas,2021/469 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2-HMK 353/1-a-3 maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE,” gerekçesiyle mahkememize gönderilmiştir.
Mahkememizce dosya yeniden esasa kaydedilmiştir. Mahkememiz dosyasının yargılaması sırasında mali müşavir bilirkişi tarafından taraflara ait ticari defter ve bağlı kayıtları üzerinde inceleme yapılarak rapor düzenlenebilmesi için defter inceleme günü verilmiştir.
Mali müşavir bilirkişi …’ in 27/03/2023 tarihli raporunda özetle: İnceleme konusu taraflara ait ticari defterlerin kapanış tasdiklerinin süresinde yapıldığı,taraflar arasında 01.12.2013 tarihinden geçerli olmak üzere 06.12.2013 tarihinde imzalanan”AÇIK SATIŞ NOKTASI SÖZLEŞMESİ”isimli sözleşme imzalandığı,davalıya vekaleten … tarafından imzalandığı, tarafların;şirket …. Pazarlama ve Dağıtım Ticaret A.Ş, İşletici …- … Restaurant ve Bayi veya Distribütör …. Ltd Şti olan sözleşmede; İşletici ( Davalı) işletmekte olduğu iş yerinde şirketin pazarlama dağıtım ve satışını gerçekleştirdiği bira ürünlerinden 54.000 litre miktardaki ürünü müşterilerine satmayı taahhüt ettiği, davacının dava dosyasına sunduğu listeden Aralık 2013-Eylül 2016 dönemleri arasında Bayi Distribütör: …. Ltd Şti aracılığı ile bu dönemlerde toplam 39.749,16 litre davalının alım yaptığını (54.000-39.749,16)- 14.250,84 litre sözleşmeye göre davalının taahhüdünde eksiklik olduğu, sözleşme taahhüdünü yerine getirmeden davalının işletme faaliyetine 31.01.2018 tarihinde sonlandırdığı, taraflar arasındaki sözleşmenin Maddel2 *ye göre davalıya dava dışı sözleşmede Bayi veya Distribütör olarak anılan …. Ltd Şti aracılığı ile 41.065,00TL tutarında Satış Geliştirici Faaliyetlere Katılım Payı ödendiği, davalının incelenen defter kayıtlarında: Davalının kayıtlarında davacı şirket ile ilgili bir kayıt tespit edilemediği, Davalı … 20.12.2013 tarihinde A-23781 seri numaralı faturası ile dava dışı sözleşmede Bayi veya Distribütör olarak anılan “…. Meş.Dağt. Ltd Şti’ne 41.065,00TL tutarında Satış Geliştirici Faaliyetlere Katılım Payı faturası düzenlediği ve tüm alımlarını dava dışı “…. Meş.Dağt. Ltd Şti’nden yaptığı, düzenlediği bu 41.065,00TL tutarındaki faturayı almış olduğu ürünlerin bedeline mahsup ettiği, davacının incelenen defter kayıtlarında: Dava dışı sözleşmede Bayi veya Distribütör olarak anılan “…. Meş.Dağt. Ltd Şti” 24.12.2013 tarihinde A-544026 seri numaralı fatura ile davacı …. Pazarlama Ve Dağıtım Ticaret A.Ş.’ne 41.065,00TL- tutarında Satış Geliştirici – Faaliyetlerine Destek Payı – faturası düzenleyerek davalının düzenlediği fatura tutarını davacıya yansıttığı, (Yani Dava dışı “…. Meş. Dağt. Ltd Şti” davalıya ödediği 41.065,00TL bedeli, davacıdan tahsil etmiştir.) Davacının; davalının sözleşmedeki taahhüdünü yerine getirmeden işletme faaliyetine 31.01.2018 tarihinde sonlandırarak, sözleşmenin Madde2l hükümlerine uymadığı gerekçesi ile davalıya ödenen Satış Geliştirici Faaliyetlerine Destek Payı olan 41.065,00TL bedel ve 41.000,00( Kırk Bir bin) ABD Doları cezai şart ile birlikte davalıdan talep ettiği ihtarnameyi 14.08.2020 tarihinde Bursa 6. Noteri aracılığı ile gönderdiği ve 3 gün ödeme süresi verdiği davacının alacağının tahsili için 26.08.2020 tarihinde Bursa 9.İcra Müdürlüğü 2020/…. E Sayılı Dosyası ile 41.065,00TL asıl alacak bu alacağa bağlı 135,59TL işlemiş faiz ve 197,54 TL ihtar gideri olmak üzere toplam 41.398,13TL ve 41.000,00USD cezai şart bu alacağa bağlı 134,79USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 41.137,79USD alacak talebi ile davalı aleyhine icra takibi başlattığı, Davacının davalıdan talep ettiği taraflar arasında düzenlenen sözleşme maddesi hükmüne göre (Madde: 21). 41.000,00 USD cezai şarttın; davalının iktisaden ve ekonomik yönden mahvına sebep olabileceği kanaatinde olduğumu, (tarafımdan bilanço ve gelir tablosu analizleri yapılmış olup, bu analizler neticesinde bu kanaate varılmıştır). Takdir Sayın Mahkemenizin olduğu, 6754 sayılı Bilirkişi Kanunu kapsamında tarafımdan olaylar, rakamlar incelenmiş ve hesaplamalar yapılmıştır. Davacının davalıdan, Satış Geliştirici Faaliyetlerine Destek Payı olan 41.065,00TL bedel ve 41.000,00( Kırk Bir bin) ABD Doları cezai şartın, davalının sözleşme ihlali sonucu doğan, davacının alacak talebi olduğundan, bu hususta görüş beyan edilemeyeceğinden Sayın Mahkemenizin Takdirinde olduğu, Sayın Mahkemenizce Davanın davacının lehine kabulü durumunda: 41.065,00TL asıl alacağa 139,23TL ticari temerrüt faizi ve 41.000,00USD asıl alacağa 139,01USD ticari temerrüt faizi hesaplana bileceği, mütalaa edilmiştir.
Toplanan tüm deliller ve dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde açılan dava; taraflarca akdedilen 06/12/2013 tarihli Açık Satış Noktası Sözleşmesine davalı tarafça uygun davranılmadığı, davacı tarafça yapılan 41.065,00 TL nakit katkının iadesinin, davalı tarafça sözleşmenin 21. Maddesine aykırı hareket edildiği ve cezai şarta hak kazanıldığı iddiasına dayalı cezai şart alacaklarının da tahsili amacıyla başlatılan icra takibine davalı tarafça itiraz edilmesi üzerine açılan itirazın iptali ve takibin devamına karar verilmiştir.Taraflar arasındaki alacak-borç ilişkisinin tespiti amacıyla, davalının sözleşmeye aykırı davranıp davranmadığı, davacının cezai şarta hak kazanıp kazanmadığı, davalının davacıdan nakit katkı alıp almadığının tespiti amacıyla tarafların ticari defter ve bağlı kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, SMMM bilirkişi … tarafından tanzim edilen 27/03/2023 tarihli raporda özetle; taraflarca akdedilen sözleşmenin davalıya vekaleten dava dışı … tarafından imzalandığı, tarafların; Şirket …. Pazarlama ve Dağıtım Ticaret A.Ş, İşletici …- … Restaurant ve Bayi veya Distribütör …. Ltd Şti olan sözleşmede; İşletici(Davalı) işletmekte olduğu iş yerinde şirketin pazarlama dağıtım ve satışını gerçekleştirdiği bira ürünlerinden 54.000 litre miktardaki ürünü müşterilerine satmayı taahhüt ettiği, davacının listeden Aralık 2013-Eylül 2016 dönemleri arasında Bayi Distribütör: …. Ltd Şti aracılığı ile bu dönemlerde toplam 39.749,16 litre davalının alım yaptığı(54.000-39.749,16)-14.250,84 litre sözleşmeye göre davalının taahhüdünde eksiklik olduğu, sözleşme taahhüdünü yerine getirmeden davalının işletme faaliyetine 31.01.2018 tarihinde sonlandırdığı, taraflar arasındaki sözleşmeye göre davalıya dava dışı sözleşmede Bayi veya Distribütör olarak anılan …. Ltd Şti aracılığı ile 41.065,00TL tutarında Satış Geliştirici Faaliyetlere Katılım Payı ödendiği, davalının kayıtlarında davacı şirket ile ilgili bir kayıt tespit edilemediği, Davalı … 20.12.2013 tarihinde A-23781 seri numaralı faturası ile dava dışı sözleşmede Bayi veya Distribütör olarak anılan “…. Meş.Dağt. Ltd Şti’ne 41.065,00TL tutarında Satış Geliştirici Faaliyetlere Katılım Payı faturası düzenlediği ve tüm alımlarını dava dışı “…. Meş.Dağt. Ltd Şti’nden yaptığı, düzenlediği bu 41.065,00TL tutarındaki faturayı almış olduğu ürünlerin bedeline mahsup ettiği, davacının incelenen defter kayıtlarında: dava dışı sözleşmede Bayi veya Distribütör olarak anılan “…. Meş.Dağt. Ltd Şti” 24.12.2013 tarihinde A-544026 seri numaralı fatura ile davacı …. Pazarlama Ve Dağıtım Ticaret A.Ş.’ne 41.065,00TL tutarında Satış Geliştirici – Faaliyetlerine Destek Payı – faturası düzenleyerek davalının düzenlediği fatura tutarını davacıya yansıttığı, ( Dava dışı “…. Meş. Dağt. Ltd Şti” davalıya ödediği 41.065,00TL bedeli, davacıdan tahsil ettiği) Davacının; davalının sözleşmedeki taahhüdünü yerine getirmeden işletme faaliyetine 31.01.2018 tarihinde sonlandırarak, sözleşmenin Madde 2l hükümlerine uymadığı gerekçesi ile davalıya ödenen Satış Geliştirici Faaliyetlerine Destek Payı olan 41.065,00TL bedel ve 41.000,00( Kırk Bir bin) ABD Doları cezai şart ile birlikte davalıdan talep ettiği ihtarnameyi 14.08.2020 tarihinde Bursa 6. Noteri aracılığı ile gönderdiği ve 3 gün ödeme süresi verdiği,davacının alacağının tahsili için davalı aleyhine icra takibi başlattığı, Davacının davalıdan talep ettiği taraflar arasında düzenlenen sözleşme maddesi hükmüne göre (Madde: 21). 41.000,00 USD cezai şartın; davalının iktisaden ve ekonomik yönden mahvına sebep olabileceği kanaatinde olduğu, Mahkemece davanın davacının lehine kabulü durumunda: 41.065,00 TL asıl alacağa 139,23 TL ticari temerrüt faizi ve 41.000,00 USD asıl alacağa 139,01USD ticari temerrüt faizi hesaplana bileceğinin bildirildiği, bilirkişi tarafından tanzim edilen raporda davaya konu hususlar gerekçeli, ayrıntılı olarak açıklanmış, raporun mahkememizce hükme esas alınmaya yeterli olduğu kanaatine varılarak, taraflarca akdedilen 06/12/2013 tarihli Açık Satış Noktası Sözleşmesine davalı tarafça uygun davranılmadığı, davacı tarafça davalı tarafa yapılan 41.065,00 TL nakit katkının iadesinin gerektiği hususu gözetilerek(işlemiş faiz talepleri yönünden ise her ne kadar davacı tarafça, alacakların tahsili amacıyla noterlik aracılığıyla davalıya ihtarname göndermiş ise de ilgili ihtarnamenin davalıya tebliğ edilemediği/iade edildiği hususu dikkate alınarak işlemiş faiz talebi reddedilmiştir) işbu nakit katkının iadesine yönelik aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
Davacı tarafça davalının sözleşme şartlarına aykırı hareket etmesi nedeni ile cezai şart talep edilmekte olup;
TBK m. 112’ye göre, borcunu gereği gibi ya da hiç ifa etmeyen borçlu, alacaklının zararını tazmin ile yükümlüdür. Alacaklının tazminat talebinde bulunabilmesi uğramış olduğu zararın varlığını ispat etmesi halinde mümkündür. İspat zorunluluğundan kurtulmak isteyen alacaklı zararı ispat şartına bağlı olmayan bir yaptırımı sözleşme ile borçluya kabul ettirebilir. Borçlunun borcunu ihlal etmesi halinde alacaklıya ödemeyi kabul ettiği ceza hususundaki anlaşmaya “cezai şart = ceza koşulu” ve ödenecek cezaya “sözleşme cezası” denir.
Ceza ya borcun ifa edilmemesi veya kötü ifa edilmesi halinde ifa yerine istenilmek üzere kararlaştırılabileceği gibi; gerektiği gibi ifa edilmeyen borcun ifasına ilave olarak istenebilmek üzere de kabul edilebilir. Bazı sözleşme cezaları asıl borcun ifası ile birlikte değil, bu borcun ifasından vazgeçilerek bunun yerine istenebilir ki, bu tür cezai şarta “ifa yerine istenebilen ceza“ denir. Diğer bir deyişle, alacaklı, borçludan ya alacağını veya cezai şartı talep eder. Bazı borç ihlallerinde ise, alacaklının hem ifayı, hem de cezayı isteyebilmesi söz konusu olabilir ki, bu tür cezai şarta da “ifa ile birlikte istenebilecek ceza” denir.
Cezai şartın talep edilebilmesi borçlunun borca aykırılıkta kusurlu olması şartına bağlıdır. İfa yerine istenen sözleşme cezası, ifanın borçlunun kusuru olmaksızın imkansızlaşması veya borçlunun kusuru olmaksızın kötü ifa durumunun ortaya çıkması halinde talep edilemeyecek; ifa ile birlikte istenebilen ceza da borçlunun kusursuz olarak temerrüde düşmesi veya borçlunun kusursuz olarak ifayı kararlaştırılan yerde yapmaması halinde istenemeyecektir.
TBK m. 112 hükmündeki ispat usulüne uygun şekilde, borcun ihlal edildiğini ispat ederek cezai şartı isteyen alacaklının ayrıca borçlunun kusurlu olduğunu ispat etmesi gerekmemekte, borçlu kusursuzluğunu ispat edemediği takdirde cezayı ödemek zorunda kalmaktadır.
Sözleşme cezası, borcun ihlali üzerine ödenecek önceden belli (götürü) bir tazminat tutarı olduğu için, cezanın ödenmesi alacaklının zararının derecesine, hatta zarar görüp görmemesine bağlı değildir Bu durumda alacaklı, sırf borcun ihlal edildiğini ortaya koymak suretiyle, borçlunun kusurlu olduğunu veya zararının miktarının ne olduğunu ispat etmek zorunda kalmaksızın cezayı talep edebilir.
TBK m,182/f.3 e göre, “hakim aşırı gördüğü ceza koşulunu kendiliğinden indirir”. Kural bu olmakla birlikte, TTK m. 22 hükmü TBK’nm bu hükmüne bir istisna getirmektedir. TTK m. 22’de tacir sıfatını taşıyan borçlunun aleyhine konulmuş cezai şart tutarının indirilemeyeceği hüküm altına alınmıştır. Bu durumda ceza miktarı aşırı olsa bile, tacir borçlu aleyhine konulmuş sözleşme cezasını hakim indiremeyecektir.Ancak bir tacirin borcu için kararlaştırılmış cezai şart ne kadar aşırı olursa olsun, TTK m. 22 hükmü, TBK m. 182/ f. 3 uyarınca indirim yapılmasını engelleyecekse de; cezai şart anlaşması ahlaka veya kişilik haklarına aykırı görülecek derecede ağır ise, TBK m. 27/ f. 2 uyarınca hakim duruma göre, bu cezai şartın geçersizliğine veya cezai şartla birlikte bütün işlemin geçersizliğine karar verebilir. Yargıtay uygulamasında da, özellikle borçlu tacirin mahvına sebep olacak kadar ağır cezai şartların anılan hükümden yararlanılarak tamamen veya kısmen geçersiz sayılmasının kabul edildiği görülmektedir.
SMMM bilirkişi tarafından tanzim edilen raporda taraflarca akdedilen sözleşmenin 21. maddesi çerçevesinde cezai şart talep koşullarının oluştuğu,sözleşmede kararlaştırılan 41.000,00 USD lik cezai şartın; davalının iktisaden ve ekonomik yönden mahvına sebep olabileceğinin belirtildiği, bu nedenle 41.000,00 USD lik cezai şart alacağından Türk Lirası’nın mevcut ekonomik koşullarda aşırı değer kazanan USD karşısındaki değer kaybı gözetilerek takdiren 9/10 oranında indirim uygulanmakla birlikte davanın kısmen kabulüne; buna göre davalının Bursa 9. İcra Dairesi’nin 2020/…. Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptaline, takibin 41.065,00 TL asıl alacak, 197,54 TL ihtarname masrafı, 4.100,00 USD asıl alacak(cezai şart) üzerinden , asıl alacaklardan 41.065,00 TL lik kısmına takip tarihinden ödeme tarihine kadar işletilecek yıllık %10 faizi ile birlikte, asıl alacaklardan 4.100,00 USD lik kısmına takip tarihinden itibaren işletilecek devlet bankalarının USD cinsinden bir yıl vadeli mevduata uyguladığı en yüksek mevduat faizi ile birlikte aynen veya fiili ödeme günündeki TCMB’nin efektif satış kuru üzerinden hesaplanacak TL karşılığı olarak devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, alacak likit olduğundan asıl alacağın(41.065,00 TL) %20’si oranında hesaplanan 8.213‬,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
(Emsal mahiyette Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 09.12.2015 tarih ve 2015/1275 Esas 2015/16543 Karar sayılı ilamı dikkate alınarak takdiren indirilen cezai şart bedeli yönünden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemiştir)
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın KISMEN KABULÜNE; buna göre davalının Bursa 9. İcra Dairesi’nin 2020/…. Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın KISMEN İPTALİNE, takibin 41.065,00 TL asıl alacak, 197,54 TL ihtarname masrafı, 4.100,00 USD asıl alacak(cezai şart) üzerinden , asıl alacaklardan 41.065,00 TL lik kısmına takip tarihinden ödeme tarihine kadar işletilecek yıllık %10 faizi ile birlikte, asıl alacaklardan 4.100,00 USD lik kısmına takip tarihinden itibaren işletilecek devlet bankalarının USD cinsinden bir yıl vadeli mevduata uyguladığı en yüksek mevduat faizi ile birlikte aynen veya fiili ödeme günündeki TCMB’nin efektif satış kuru üzerinden hesaplanacak TL karşılığı olarak DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Alacak likit olduğundan asıl alacağın(41.065,00 TL) %20’si oranında hesaplanan 8.213‬,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihi itibariyle alınması gerekli 5.196,22 TL harcın peşin alınan 6.621,85 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.425,63 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yargılama dolayısıyla yapılan bilirkişi ücreti 2.000,00TL, posta-tebligat gideri 91,20 TL olmak üzere toplam 2.091,20 TL nin davanın kabul-red oranına göre belirlenen 410,08 TL yargılama gideri, 5.196,22 TL peşin harç, 54,40 TL başvuru harcı toplamı 5.660,70 TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına, davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Arabuluculuk Ücret Tarifesi kapsamında Maliye Hazinesinden karşılanan arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davalıdan alınarak hazineye ÖDENMESİNE,
6-Davacı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye göre belirlenen 12.170,92 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye göre belirlenen(reddedilen asıl alacak ve işlemiş faiz bedelleri üzerinden belirlenen) 1.477,38 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde mahkememize veya mahkememize iletilmek üzere herhangi bir nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek dilekçe ile Bursa Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf kanun yoluna başvurma hakkı açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/05/2023

Katip …
¸E-imzalıdır.

Hakim …
¸E-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸E-imzalıdır.