Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/38 E. 2023/296 K. 13.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2023/38 Esas – 2023/296
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2023/38 Esas
KARAR NO : 2023/296

HAKİM :
KATİP :

DAVACILAR : 1-
2-
VEKİLLERİ : Av.
Av.
DAVACI : 3-
VEKİLLERİ : Av.
Av.
DAVALI : 1- … SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ – .
VEKİLİ : Av. .
DAVALILAR : 2-
3-
VEKİLLERİ : Av.
Av.

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 10/12/2012
KARAR TARİHİ : 13/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 27/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: 16/12/2010 tarihinde Kanalboyu caddesi üzerinde Merinos istikametinden botanik park istikametine seyir halinde olan davalı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki motorsikletin ıslak yolda direksiyon hakimiyetini kaybederek kaldırımda bekleyen Hayrettin Gülşen’e çarpması sonucu ölümüne sebebiyet verdiğini, Hayrettin Gülşen’in kaza sonucu ölmesi ile muris desteklerini kaybeden davacıların 90.000,00-TL maddi, 90.000,00-TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmişlerdir.
Davalılar Mehmet Şen ve Mehmet Kahraman vekili dilekçesinde özetle: Olayın davacı tarafça iddia edilenden farklı olduğunu, kazanın yaya Hayrettin Gülşen’in yola birden bire çıkması nedeni ile meydana geldiğini, bu konuda devam eden ceza yargılaması sonucu verilecek kararın sonucunun beklenmesi gerektiğini beyanla davanın reddini talep etmiştir. .
Davalı sigorta şirket vekili özetle: Olaydaki kusur ve zarar miktarının araştırılması gerektiğini, sigorta şirketinin limit dahilinde sorumlu olduğunu beyan etmiş iken yargılama son safhasında bilirkişi raporu ile belirlenen maddi tazminat kalemlerinin masrafları ile birlikte davacılara ödendiğinden maddi tazminatın konusuz kaldığı, manevi tazminat bakımından ise sigorta şirketinin sorumlu bulunmadığını sigorta şirketine açılan davanın reddini talep etmiştir.
Kusur oranlarının belirlenmesi için dosya İstanbul ATK’ya gönderilmiştir.
İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesinin 16/02/2015 tarihli kurul raporunda özetle; sürücü …’ın yola gereken dikkat ve özeni göstermemesi, hızını yol şartlarına ayarlamaması nedeni ile % 25 oranında, müteveffa yaya Hayrettin Gülşen’in ilk geçiş hakkını gelmekte olan davalı idaresindeki araca vermeden yolun karşısına geçmeye çalışarak neden olması sebebiyle % 75 oranında kusurlu olduğu bildirilmiştir.
28/04/2015 tarihli aktüerya bilirkişi raporunda özetle; 16/12/201016 tarihli trafik kazası sonucu 28/12/2012 tarihinde vefat eden Hayrettin Gülşen’in desteğinden yoksun kalan eş Ümmü Gülşen’in maddi tazminat hesabına esas toplam kazancının 13.640,44-TL olduğu bildirilmiştir.
Alınan raporlar taraflara uygun bir şekilde tebliğ edilmiştir.
Mahkememizce 02/06/2015 tarihinde ” Olaydaki kusur durumu yargılamanın çekişme noktasını oluşturmuştur. Davacı taraf, davalı motorsikletli sürücünün ıslak yolda kayarak kaldırımda beklemekte olan davacı murislerine çaptığını ileri sürmüş, davalı taraf ise muris yayanın aniden yola çıktığından kazanın meydana geldiğini ileri sürmüştür. Olayın oluş şekli ihtilaflı kalması nedeniyle ceza yargılaması bekletici mesele yapılmış, Yargıtay onamasından geçerek kesinleşen ceza yargılaması sonucunda davacı murisinin aniden yola çıktığı ve asli kusurlu olduğu kabul edilmiştir. Her ne kadar davacı vekili kusur durumuna ısrarla itiraz etmiş ise de olayın oluş şekline ilişkin maddi vakıa ve olguları ceza mahkemesince tespit edildiği, hukuk hakiminin ceza hakiminin tespit ettiği vakıalar ile bağlı olduğundan ceza mahkemesindeki tali-asli kusur durumu esas alınarak yargılama yürütülmüştür.
Kabul edilen bu olguya göre Mahkememizce başvurulan İstanbul Adli tıp kurumu Trafik İhtisas Dairesinin bilirkişi raporunda davalı sürücünün % 25 oranında, davalı muris destekçisinin ilk geçiş hakkında uymadığından % 75 oranında kusurlu olduğu, atfedilen kusur oranlarına , davacı ve murisinin yaş durumuna göre hesaplanan destek zararı gerekçeleri yerinde ve uygun bulunmakla hükme esas alınmış, ancak ancak davacının maddi zararının sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme ile karşılandığından maddi tazminata karar verilmesine yer olmadığına, olayın oluş şekli, kusuru durumu, tarafların mali ve sosyal durumları nazara alınarak davacı eş için 15.000,00 tl davacı çocuklar için 10.000 er tl manevi tazminata ” gerekçesi ile davanın kısmen kabul ve kısmen reddine karar verilmiştir.
Taraf vekillerinin temyizi üzerine, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2018/6324 Esas, 2019/271 Karar sayılı ilamı ile mahkememiz kararı “Dava tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1-a maddesi gereği her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlar ticari davalardır. TTK 5/1 maddesi gereği ticari davalara bakmakla görevli mahkeme Asliye Ticaret mahkemeleridir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden itibaren yasanın 5/3 maddesi gereği Asliye Hukuk mahkemeleri ile Asliye Ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki işbölümü olmaktan çıkmış görev ilişkisi haline gelmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi gereği göreve ilişkin kurallar kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir.
Açılan somut davada davalılar arasında ZMSS bulunmaktadır. Sigorta hukuku 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6. kitabında 1401 ve devamı maddelerinde, zorunlu sorumluluk sigortası ise 1483 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Bu durumda Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlardan olması nedeniyle dava ticari dava olup Asliye Ticaret Mahkemesi görev alanı içinde bulunmakta olup mahkemece HMK’nın 114-115 maddeleri uyarınca görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. ” gerekçesi ile bozularak dosya karar başlığındaki esasa kaydedilerek ilgili Yargıtay Bozma İlamına uyularak yeniden yargılama yapılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda dava dilekçesi, cevap dilekçesi, mahkememizce yapılan yazışmalar sonucu dosyaya kazandırılan evraklar, bilhassa uyma kararı verilen Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2018/6324 Esas, 2019/271 Karar sayılı ilamı, dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 4/1-a maddesi ışığında hep birlikte değerlendirilmekle Hukuk Muhakemeleri Kanununun 1. Maddesi gereği göreve ilişkin kurallar kamu düzeninden olup, mahkemece resen dikkate alınması gerekmekle eldeki davanın ticari dava olup Asliye Ticaret Mahkemesi görev alanı içerisinde kaldığı anlaşılmakla HMK’nın 114-115 maddeleri gereğince görevsizlik kararı verilmesi vicdani kanaatine varılarak ayrıntıları aşağıda belirtildiği şekilde hüküm kurulmuştur.
YARGITAY 17. Hukuk Dairesi’nin 2018/6324 Esas numaralı 2019/271 Karar numaralı yargıtay ilamı ile ” Açılan somut davada davalılar arasında ZMSS bulunmaktadır. Sigorta hukuku 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6. kitabında 1401 ve devamı maddelerinde, zorunlu sorumluluk sigortası ise 1483 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Bu durumda Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlardan olması nedeniyle dava ticari dava olup Asliye Ticaret Mahkemesi görev alanı içinde bulunmakta olup mahkemece HMK’nın 114-115 maddeleri uyarınca görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.”
Bozma ilamı sonrası Bursa 7. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2019/277 Esas sayılı, 2019/351 Karar sayılı dosyasına görevsizlik kararı verildiği, iş bu dava dosyasının mahkememize görevsizlik kararı ile gönderildiği tespit edilmiştir.
Mahkememizce yargılama devam ederken davacılar vekili tarafından 25/07/2017 tarihli , davacılar Ümmü Gülşen , Hayrettin Gülşen , Nermin Turan (Gülşen ) , davalı Mehmet Şen tarafından tanzim edilen ibraname sunulduğu tespit edilmekle birlikte ilgili ibranamede yargılama gideri, vekalet ücreti, manevi tazminat yönünden anlaşıldığı hususu göz önüde bulundurularak ve ilgili ibraname doğrultusunda davanın manevi tazminatlar yönünden, davacı Ümmü’nün maddi tazminat talebi yönünden dava konusuz kaldığından işbu taleplere istinaden karar verilmesine yer olmadığına, bozma ilamı öncesi tanzim ettirilen raporda davacılar Hayrettin Gülşen ve Nerrmin Sakin’in maddi tazminat taleplerine hak kazanamayacakları belirtildiğinden işbu talepler yönünden davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davacılar Hayrettin Gülşen ve Nermin Sakin’in maddi tazminat taleplerinin REDDİNE,
2-Davacı Ümmü Gülşen’in maddi tazminat talebi konusuz kaldığından işbu talep hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
3-Davacıların manevi tazminat talepleri konusuz kaldığından işbu talep hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
4-Karar tarihi itibariyle alınması gerekli(Davacı Hayrettin’in reddedilen maddi tazminat talebi üzerinden belirlenen 179,90 TL karar ilamı harcı, davacı Nermin’in reddedilen maddi tazminat talebi üzerinden belirlenen 179,90 TL karar ilamı harcı,davacı Ümmü’nün konusuz kalan maddi tazminat talebi üzerinden belirlenen 179,90 TL karar ilamı harcı, üç davacının konusuz kalan maddi tazminat talebi üzerinden belirlenen 539,70 TL karar ilamı harcı olmak üzere ) toplam 1.079,40 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 544,80 TL nin davalı … ve davalı Mehmet Şen’den alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacılar tarafından yargılama dolayısıyla yapılan 733,20 TL nin davanın konusuz kalma/red oranları üzerinden belirlenen 651,75 TL sinin , 534,60 TL peşin harcın, 21,15 TL başvuru harcı olmak üzere toplam 1.270,50 TL yargılama giderinden bozma ilamı öncesi HDI Sigorta tarafından davacılara ödenilen 500,00 TL yargılama gideri/harcın da mahsubu ile bakiye 707,50 TL yargılama giderinin davalı … ve davalı Mehmet Şen’den alınarak davacılara verilmesine,
5-Taraflar arasında imzalanan 25/07/2017 tarihli ibraname ve davalı HDI Sigorta vekilinin 2/05/2015 tarihli beyan dilekçesi dikkate alınarak davacılar lehine, davalı HDI Sigorta lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı,gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 15 gün içinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi. 13/03/2023

Katip 288000
¸E-imzalıdır.

Hakim 194065
¸E-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip 288000
¸E-imzalıdır.