Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/189 E. 2023/207 K. 24.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2023/189 Esas – 2023/207
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2023/189 Esas
KARAR NO : 2023/207

HAKİM :
KATİP :

DAVACILAR : 1-
2-
3-
VEKİLİ : Av.
DAVALI : TÜRKİYE HAYAT VE EMEKLİLİK ANONİM ŞİRKETİ

DAVA : Sigorta (Hayat Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 22/02/2023
KARAR TARİHİ : 24/02/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 24/02/2023
Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Hayat Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacıların murisleri Osman Akyüz davalı şirket ile 01.07.2022 tarihinde 2039033157 numaralı Esnafa Hayat Sigortası Poliçesini akdetmiş olduğunu, ilgili poliçede sigorta ettiren Türkiye Halk Bankası Anonim Şirketi, sigortalı Muris Osman Akyüz, lehdarlar da Halkbank Nilüfer Şubesi ve yasal mirasçıları olduğunu, davalı şirket acente olarak Halkbank Nilüfer Şubesi’ni kullanmış olup muris de poliçenin düzenlenmesi aşamasında kendisine gösterilen yerleri imzalamış olduğunu, muristen 1.2000,00-TL poliçe bedeli peşin olarak tahsil edilmiş ve hayat sigortası kurulmuş olduğunu, akabinde muris kredisinin bir taksidini ödedikten sonra 28.10.2021 tarihinde Covid-19 pandemisi esnasında Covid-19 nedeni ile hayatını kaybetmiş olduğunu, davacı mirasçılar tarafından davalı sigorta şirketine başvurulmuş ancak davacıların başvurusu reddedilmiş olduğunu, davacılar ile haricen yapılan görüşmelerde söz konusu poliçenin akdedildiği esnada murisin sağlık soruları bölümünü doldurmadığını, bu aşamada da vefatının kronik böbrek yetmezliği ile ilişkilendirildiği gerekçesi ile ödemenin yapılmadığının belirtilmiş olduğunu, ancak 28.10.2021 tarihli ölüm belgesinde ölüm şekli olarak “Bulaşıcı Hastalık” ibaresine yer verildiğinin açıkça görülmekte olduğunu, davalı şirketin söz konusu poliçe nedeni ile ödeme yapma yükümlülüğü bulunduğunu, davacılar tarafından Dain-i Mürtehin konumunda olan Halkbank Nilüfer Şubesi’ne kredi borcunun tamamı ödenmiş olup bu aşamada ilgili kredi borcu kapatılmış olduğunu, davacıların murisi tarafından primler ödenerek Esnafa Hayat Sigortası Poliçesi oluşturulmuş olup bu aşamada poliçe üst limiti olan 200.000,00-TL’nin sigorta şirketine başvuru tarihinden itibaren uygulanacak bankaların uyguladığı en yüksek mevduat faizi ile birlikte davacılara veraset ilamında yer alan oranlarda ödenmesine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine talep ve dava etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava, dava dilekçesinde gösterilen hayat sigortasından kaynaklı olarak davacıların davalı sigorta şirketinden alacaklı olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un amaç başlıklı 1. maddesinde, “Bu Kanunun amacı; kamu yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarının koruyucu, zararlarını tazmin edici, çevresel tehlikelerden korunmasını sağlayıcı, tüketiciyi aydınlatıcı ve bilinçlendirici önlemleri almak, tüketicilerin kendilerinin korucuyu girişimlerini özendirmek ve bu konulardaki politikaların oluşturulmasında gönüllü örgütlenmelerini teşvik etmeye ilişkin hususları düzenlemektir.” hükmü bulunmaktadır. Kanun’un tanım başlıklı 3. maddesinin (1) bendi, “Sağlayıcı; Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye hizmet sunan ya da hizmet sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi”, (k) bendi, “Tüketici; Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi”, (1) bendi “Tüketici işlemi; Mal veya hizmet piyasalarında Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzer sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” şeklindedir. Bir hukuki işlemin tüketici işlemi sayılabilmesi için yukarıda belirtilen tanımlara uygun olması gerekir.
28.11.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 2. maddesinde ise kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanun’un 83. maddesinde de taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenlenme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Toplanan tüm deliller ve dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde açılan dava, davacıların murisi tarafından kullanılan Esnaf Kredi Kefalet Kooperatifi’nden alınan kredi kapsamında yapılan hayat sigortasından sonra kredi ödemesi devam ederken rizikonun gerçekleşmesi sonucunda murisin vefatı nedeniyle hayat sigortasından kaynaklı tazminat bedeline ilişkindir. Her ne kadar işbu dava dosyası Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açılmış ise de davanın sigorta ilişkisi kapsamında tüketici olan davacıların, sözleşme uyarınca tazminat ödeme yükümlülüğünün ifa edilmediği iddiasına dayalı alacak davası olup, davacıların Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda tanımı yapılan tüketici kapsamında olduğu(mahkememiz dosyasında davalı tarafın sadece Türkiye Hayat Emeklilik A.Ş. Olduğu dikkate alınmakla birlikte) dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Kanunun 2,3. ve 73. maddeleri uyarınca uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesi’nde görülüp sonuçlandırılması gerektiği kanaatine varılarak davanın görev dava şartı noksanlığı sebebiyle, mahkememizin görevsizliğine, Bursa Tüketici Mahkemeleri’nin görevli olduğuna dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.(Emsal mahiyette Bursa BAM 5. HD’nin 2019/2405 Esas 2022/579 Karar sayılı ilamı, Ankara BAM 23. HD’nin 2018/2527 Esas 2020/751 Karar sayılı ilamları da dikkate alınarak)

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın görev dava şartı noksanlığı sebebiyle usulden reddine, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, Bursa Tüketici Mahkemeleri’nin görevli olduğuna,
2-HMK’nın 20. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde talep halinde dosyanın Bursa Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine, talep olmadığı takdirde dosya üzerinden davanın açılmamış sayılmasına dair karar verilmesine,
3-HMK’nın 331. Maddesine göre yargılamanın görevli mahkemede devam etmesi halinde yargılama giderlerin görevli Bursa Tüketici Mahkemesince takdirine, yargılamanın görevli mahkemede devam etmediği takdirde talep üzerine mahkememizce dosya üzerinden yargılama giderlerinin tespiti ve hükmedilmesine,
Dair,dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren HMKnın 341. ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.24/02/2023

Katip 182779
¸E-imzalıdır.

Hakim 194065
¸E-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip 182779
¸E-imzalıdır.