Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/973 E. 2022/992 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/973 Esas – 2022/992
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/973 Esas
KARAR NO : 2022/992

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ : Av
DAVALI :
VEKİLİ : Av.
DAVA : Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/09/2022
KARAR TARİHİ : 22/09/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 23/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müteahhit tarafından dairenin müvekkiline 24 ay geç teslim edildiğini, yapılan sözleşmede belirtilen dairenin metre kareleri ile oynandığını, sözleşmede belirtilen yüz ölçümüne sahip daire yerine daha küçük alana sahip daire teslim edildiğini, 190 adet daire yapılacağı söylenmesine rağmen 213 daire yapılarak metrajların düşürüldüğünü, bilirkişi raporunda oluşacak zarar miktarına göre bedel arttırımı ve ıslah hakları saklı tutmak kaydı ile vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafın üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın sözleşme kapsamında müvekkiline vaad edilen tarih ve ek süre dahilinde hususlar nazara alındığında ilgili taşınmazı süresi içerisinde eksiksiz olarak teslim aldığını, müvekkili şirket tarafından sözleşmenin ifası amacıyla yapılması gerekli olan tüm iş ve işlemler taahhüt edildiği gibi, hızlıca ve sözleşmeye uygun bir şekilde yapıldığını, davacı yanın metre kare bakımından vaad edilenden daha düşük bir daire teslim aldığına ilişkin iddialarını katiyyen kabul etmediklerini, davacı tarafın tacir olmadığı ve bahse konu davanın ikame olmasına sebep olan eylemindeki iradesinin ticari nitelik itibar etmediği halde davasını görev yönünden yetkisiz olan Ticaret Mahkemesi huzurunda ikame ettiğini, ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan sözleşmelerden kaynaklanan davaların tüketici mahkemesinde görülmesi gerektiğini, haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın müvekkili şirkete gecikmeden dolayı atfedilebilecek bir kusur bulunmadığından reddine, yargılama giderlerinin ve karşı vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR:
Tapu kaydı ve sözleşme örneği, vs.

KANITLARIN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME :

28.11.2013 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun (TKHK) 2. maddesinde Kanunun kapsamı “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanunun “tanımlar” başlıklı 3. maddesinin birinci fıkrasının (l) bendinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukukî işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır. Aynı yasanın 3/1-k maddesine göre, tüketici; “ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi”dir.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanunun 83. maddesinde de taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir.
BTSO’dan gelen yazı cevabına göre davacı Mahmut Çelen’in tacir kaydının olmadığının, Esnaf ve Sanatkarlar Odasından gelen cevapta esnaf kaydının olmadığının, Vergi Dairesi Başkanlığından gelen cevapta ticari faaliyet dolayısıyla vergi mükellefi olmadığı ve son iki yıllık (2021-2022) vergi beyannamesinin bulunmadığının bildirildiği görüldü.
O halde somut olayda, davacı Mahmut Çelen’in tacir olmadığı, tüketici olduğu, ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan sözleşmelerden kaynaklanan davaların tüketici mahkemesinde görülmesi gerektiği, dolayısıyla davaya bakma hususunda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu anlaşılmakla davanın görev dava şartı noksanlığı sebebiyle usulden reddine, mahkememizin görevsizliğine, Bursa Tüketici Mahkemesinin görevli olduğuna karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın görev dava şartı noksanlığı sebebiyle usulden reddine, mahkememizin görevsizliğine, Bursa Tüketici Mahkemesinin görevli olduğuna,
2-HMKnun 20. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde talep halinde dosyanın BURSA NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİ’ne gönderilmesine, talep olmadığı takdirde dosya üzerinden davanın açılmamış sayılmasına dair karar verilmesine,
3-HMK’nın 331. Maddesine göre yargılamanın görevli mahkemede devam etmesi halinde yargılama giderlerin görevli Bursa Tüketici Mahkemesince taktirine, yargılamanın görevli mahkeme de devam etmediği taktirde talep üzerine mahkememizce dosya üzerinden yargılama giderlerinin tespiti ve hükmedilmesine,
Dair, davacı vekili ile davalı Bank Asya vekilinin yüzüne karşı, davalı Tmsf vekilinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren HMK’nın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.22/09/2022

Katip 237160
¸e-imzalıdır.

Hakim 151390
¸e-imzalıdır.