Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/94 E. 2022/722 K. 07.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/94 Esas – 2022/722
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/94
KARAR NO : 2022/722

HAKİM :
KATİP :

DAVACI : MİLLİ ….. BAKANLIĞI
VEKİLİ : Av.
DAVALI : …. ÜRT VE D AĞ GIDA TEM HİZ VE MALZ İŞL SAN TİC LTD ŞTİ

DAVA : Sıra Cetveline İtiraz-Alacak
DAVA TARİHİ : 16/07/2015
KARAR TARİHİ : 07/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 08/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla, 14.051,45 TL’nin ödeme tarihi olan 19.06.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiş, davalı Sodexo vekili 03.06.2013 tarihli dilekçesinde bildirdiği nedenlerle,zamanaşımı itirazında bulunmuş ayrıca davanın reddine karar verilmesini özet olarak talep etmiş,davalı Müflis Koç Özel Güv.Yemek Ür. Dağ.Ltd.Şti. İflas idaresi hakkındaki dava bu davadan tefrik edilmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi tebliğ edilmiş ancak davalı tarafından savunmada bulunulmamıştır.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, tarafların karşılıklı beyan dilekçeleri, yetkisizlik kararı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Davacı idare ile davalı arasındaki hizmet alım sözleşmesinden kaynaklı, dava dışı işçinin işçilik alacakları nedeniyle ödenen alacak ve tazminatın rücuen tahsili talebine ilişkindir.
Davalının 12/10/2009 tarihinde iflasına karar verildiği, kararın 18/09/2012 tarihinde kesinleştiği, dava konusu alacağın davacı tarafından 19/06/2012 tarihinde ödendiği ve bu tarihten sonra davanın açıldığı anlaşılmıştır.

İzmir 13. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce, davalı Müflis Koç Özel Güvenlik Yemek Üretim Dağıtım Gıda Temz. Hizm. Malz. İşl. San. ve Tic. Ltd. Şti.nin iflas ettiği, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 2013/13440 – 13523 E/K sayılı yargıtay ilamı ile, iflası karar verilen Koç Özel Güvenlik Yemek Üretim Dağıtım Gıda Temz. Hizm. Malz. İşl. San. ve Tic. Ltd. Şti. hakkında Ticaret Mahkemesi görevli olduğu için görevsizlik kararı verilmesi gerektiğine karar verilmiş olup, bu duruma göre mahkemenin görevi konusunda dosya incelenmiş ve TTK’nın 3,4 ve 5/2. maddeleri gereğince mahkemenin görevsizliğine, İzmir Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğuna karar verilmiştir.
İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce, her ne kadar davacı tarafça davalı şirkete karşı alacak davası açılmış ise de; davalı şirketin muamele merkezinin Bursa olduğu ve müflis şirket hakkında iflas kararının Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2008/416 Esas sayılı dosyası üzerinden verildiği görülmüş olup İİK’ya göre görevli mahkemenin iflas kararını veren Ticaret Mahkemesi olduğu, bu görevin kamu düzenine ilişkili olup kesin nitelikte olduğu gerekçesiyle mahkemenin yetkisizliğine, Bursa Ticaret Mahkemeleri’nin görevli ve yetkili olduğuna karar verilmiştir.
Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce, davacı tarafın davaya konu yaptığı rücuen tazminatın, davalı şirketin iflasına karar verildikten sonra doğduğu, bu itibarla İİK m. 235 hükmü kapsamında, kayıt kabul davası olarak nitelendirilmesi doğru olmayacağı ve de davacının ve selefinin tacir olmamalarından dolayı dava TTK m. 4 kapsamında da ticari dava sayılmayacağı gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine ve HMK’nın 114 ve 115/2 maddesi gereğince davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, dosyanın görevli ve yetkili Bursa Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi’nce 22/11/2019 tarih, 2019/1059 E. – 2019/1205 K. sayılı kararıyla davacı vekilinin istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiş ve 22/11/2019 tarihinde kesinleşmiştir.
Bursa 8. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce, HMK’nın 17. maddesinde yetki sözleşmesi başlığı altında, tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında bir veya birden fazla mahkemeyi yetkili kılabilecekleri taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça davanın sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılacağı amir hüküm olarak düzenlenmiş olduğu ve davacı vekili yasal süre içinde yetki itirazında bulunarak yetkili yeri göstermiş bulunduğu gerekçesiyle mahkemenin yetkisizliğine, dosyanın yetkili İzmir Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiştir.
İzmir 16. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce ,taraflar arasındaki yetki sözleşmesi 1086 Sayılı HUMK’un yürürlükte olduğu dönemde yapılmıştır. HUMK’un 9. maddesi uyarınca her dava kural olarak davalının ikametgahı mahkemesinde açılır. Sözleşmeden doğan davalar ayrıca sözleşmenin icra olunacağı (işin yapılacağı) yer mahkemesinde de açılabilir (HUMK’un madde 10) Taraflar arasında yetki sözleşmesi varsa o yer mahkemesi de yetkilidir (HUMK’un madde 22) Anılan bu yasal kural dikkate alındığında kamu düzeni gereği istisnalar hariç davacı tarafın bu yer mahkemelerinden birisinde davasını açmak konusunda seçimlik hakkı vardır. Dava konusu somut olayda davalı şirketin muamele merkezinin Bursa olduğu anlaşılmış olup Bursa Asliye Hukuk Mahkemesi davaya bakmaya yetkili olduğu, Bursa Asliye Hukuk Mahkemesi’nin yetkisini engelleyen herhangi bir yasal düzenleme bulunmadığı, sözleşmenin imzalandığı tarih itibariyle, 6100 sayılı HMK yürürlüğe girmediğinden, sözleşmede kararlaştırılan yer mahkemesinin kesin yetkili olduğunun kabulünün mümkün olmadığı böyle bir kabul, sözleşmenin imzalandığı tarihte değişik yer mahkemesinde dava açma imkanı bulunan, tarafların seçimlik haklarını ortadan kaldıracağı ve hak kaybına yol açacağı, bu bakımdan, sözleşmeyle kararlaştırılan kesin yetkinin 6100 Sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra imzalanan yetki sözleşmelerinde tatbiki uygun olacağı, aksinin kabulü yanların sözleşmeyle kazandıkları ve o tarih itibariyle yasayla yetkili kılınan mahkemelerde dava açma imkanını ortadan kaldıracağından eşitlik ilkesine aykırı olacağı gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir.
Dosya yetki uyuşmazlığı çözümü ve yargı yerinin belirlenmesi amacıyla Yargıtay 5. Hukuk Dairesine gönderilmiş olup, Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 2021/13494 esas, 2021/15413 karar nolu ilamında; “İİK’nın 235. maddesinde, “sıra cetveline itiraz edenler, cetvelin ilanından itibaren onbeş gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecburdurlar” hususu düzenlenmiştir.Görev kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında gözetilmesi gerekmektedir. Somut olayda, Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilmiş görevsizlik kararı bulunduğu ve Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/10/2009 gün ve 2008/416 Esas sayılı dosyası üzerinden müflis davalı şirket hakkında iflas kararı verildiği anlaşıldığından uyuşmazlığın Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülerek sonuçlandırılması gerekmektedir.Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddesi ile 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince gereğince Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE” gerekçesiyle, dosya mahkememize gönderilmiştir.
Dosya mahkememiz esasına kaydedilmiştir.
O halde toplanan delillerden somut olayda, dava dışı işçi …’ un davalı alt işverenin işçisi olarak davacı asıl işverende çalıştığı ve iş sözleşmesinin fesh edilerek İzmir 3. İş Mahkemesinin 2009/757 Esas sayılı dosyasında kıdem tazminatı ile işçilik alacaklarına karar verildiği ve İzmir 7. İcra Müdürlüğünün 2012/1365 Esas sayılı icra takip dosyasında işçinin başlattiği takibe davacı asıl işverenin yapmış olduğu ödeme sebebiyle davalı alt işverenden tahsilinin talep edilmiş, davalının savunmada bulunmadığından davacının iddialarını inkar ettiği anlaşılmakla taraflar arasındaki ihtilafın, işçinin işten çıkınca açtığı iş davası sonucu verilen karara dayanarak, asıl işveren olan davacıdan aldığı kıdem tazminatı ve işçi alacaklarının faiz ve ferileri ile onu işe alma tarihinden, ayrılmaya kadar çalıştıran ve kıdem tazminatı ve işçi alacaklarının faiz ve ferileri ile onu işe alma tarihinden, ayrılmaya kadar çalıştıran alt işverenlerden alınıp alınmayacağı ve alınacaksa bunun miktarının ne olacağına ilişkindir.
4857 Sayılı İş Yasasının 2.mad 6. Fıkrasına göre davacı idare asıl işveren , davalı yükleniciler ise alt işverendir. İşçinin yasal hak ve tazminatlarından işverenler müteselsilen sorumludur. Bu sorumluluk işçi haklarından dolayı sadece işçiye karşıdır. Davalı idarenin sorumluluğu yasadan doğmaktadır. Davacı iş sahibi ile yükleniciler arasındaki ilişki iş mevzuatından doğmamakta olup ihale sözleşmesinden doğmaktadır. Ve Borçlar Kanunu kapsamında değerlendirme yapılması gerekmektedir. Tarafların sorumluluğu ihale sözleşmelerinde belirlenmiştir.
Taraflar arasında imzası inkar edilmeyen Hizmet Alım Tip Sözleşmesi’nin ve sözleşmenin eki olan genel şartnamenin 6.bölümündeki hükümler dikkate alındığında işçiye ödenen her türlü tazminattan dolayı alt işverenin sorumlu olduğu , işçiye karşı olan İş Kanunu ve diğer yasalardan kaynaklanan tüm mesuliyetin alt işverene ait olduğu belirtilmiştir.
Dava dışı işçiye idarenin yapmış olduğu ödemeden bu manada alt işveren olan davalılar sorumludur. Sorumluluk miktarının ne oranda olacağı konusu davamızın çözümlenecek olan sorunlarından birisidir. Davacı ile davalılar arasındaki sözleşmelerde davalıların sorumluluğunun çalıştırmış olduğu işçinin çalışma süresi ile sınırlı olduğunun kabulü gerekir. Davalı şirketlerin kendi nezdinde işçiye çalıştırmadığı dönemler için sorumluluğunun kabul edilmesi hakkaniyete uygun düşmeyecektir.
İzmir 13. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/870 Esas sayılı dosyasında yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen 11/09/2014 tarihli raporun gerekçeli denetime açık olduğundan itibar edilerek dava dışı işçinin davalıda çalıştığı süre ile 418,39-TL kıdem tazminatı ve işçilik alacaklarından sorumlu olduğu sabit olduğundan davanın kabulu ile bu miktarın iflas masasına kaydına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın kabulü ile 418,39 TL rücuen tazminat alacağının 19/06/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ve bu miktarın iflasın masasına kaydına,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL nispi karar ve ilam harcın davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan; posta, talimat ve tebligat gideri 315,81 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye göre belirlenen 418,39 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 07/06/2022

Katip 146195
¸e-imzalıdır.

Hakim 125958
¸e-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip 146195
¸E-imzalıdır.