Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/891 E. 2023/293 K. 09.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/891 Esas
KARAR NO : 2023/293

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … – [16247-42857-00639] UETS
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … – [16496-94589-50208] UETS
DAVA : İstirdat
DAVA TARİHİ : 09/08/2022
KARAR TARİHİ : 09/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 10/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı tarafından müvekkiline karşı İnegöl İcra Dairesinin 2022/3122 E. sayılı icra dosyası ile ilamsız takip başlatıldığını, usulsüz tebligat yapılarak takibin kesinleştirildiğini, müvekkilinin ilgili takipten haberdar olamaması sayesinde takibe itiraz edememiş ve kesinleşen takip ile haciz işlemleri yapıldığını, bu durumun tacir olan müvekkilinin ticari hayatını sekteye uğratmış banka hesaplarını kullanamaz hale geldiğini, alacaklı tarafça asıl alacak olarak 35.400,00 TL talep edilmiş ancak bu talebe haksız ve hukuka aykırı olarak faiz işletildiğini, faizin alacağın muaccel olduğu tarihten itibaren işletilmesi gerektiğini, alacağın varlığının kabulü halinde bile takip tarihinden önce muaccel hale gelemeyeceğini, müvekkilinin davalı tarafla herhangi bir ticari ilişkisi bulunmadığını, takibe dayanak olarak sunulan bonoda müvekkilinin adı dahi geçmediğini, müvekkilinin alacaklı olduğu Bakırköy 15. İcra Müdürlüğün 2018/19869 E. Sayılı dosyada yapmış oldukları tahsilat dosya alacağına konulan haciz sebebi ile davalının alacaklı olduğu dosyaya gönderilmiş, dosya alacağı haksız şekilde tahsil edildiğini, Bu durumda davalının müvekkiline kötü niyet tazminatı ödemesi gerektiğini, davanın kabulü ile mezkur icra dosyası ile tahsil edilen tutarın iadesini, mahkemece müvekkilinin borçlu olduğuna karar verilmesi halinde haksız işletilen faizin iptali ile vade tarihinin belirlenmesine, davalı tarafın kötü niyetli olduğu aşikar olduğundan ve icra dosyası haksız olarak tahsil edildiğinden davalının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama gideri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; öncelikle davacının işbu dava ile ileri sürdüğü tüm haksız iddiaları ve talepleri yönünden yasal mevzuattan kaynaklanan zamanaşımı ve hak düşürücü süre itirazlarının bulunduğunu, müvekkilinin tacir sıfatı bulunmadığını, bu nedenle de görevsizlik kararı verilmesini ve davanın usulden reddine karar verilmesini, Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğunu, yetki itirazlarının bulunduğunu, yetkili mahkemelerin İnegöl Mahkemeleri olduğunu, öncelikle usulüne uygun bir vekaletnameyle ikame edilmemiş bulunan işbu davanın H.M.K. m.114/1-f bendi uyarınca dava şartı noksanlığından usulden reddine, iş bu talepleri uygun görülmezse davanın görevsiz mahkemede açılması nedeni ile davanın usulden reddine, bu taleplerinin de uygun görülmezse ekte sunmuş oldukları deliller ve ispat vasıtaları neticesinde esasa girilerek, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun işbu davanın reddine, davanın açılmasında ve borcun ödenmemesinde tamamen kötüniyetli olan davacının İ.İ.K. md 72/4 uyarınca alacağın %20’ sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmolunmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR:
İcra dosyası, müzekkere cevapları vs.
KANITLARIN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME :
Dava, İnegöl İcra Müdürlüğünün 2022/3122 esas sayılı takip dosyasında davacıdan tahsil edilen paranın davalıdan istirdatının talebine ilişkindir.
Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde, bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı Kanunun 5. maddesinin ikinci fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu Kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan davalara ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
Türk Ticaret Kanununun 3. maddesinde, “Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.” düzenlemesi getirilmiştir.
TTK’nın 14. maddesine göre “Bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işleten kimseye tacir denir.” Aynı Kanunun 17. maddesi hükmünce de; “iktisadi faaliyeti nakdi sermayesinden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı ancak geçimini sağlamaya yetecek derecede az olan sanat ve ticaret sahipleri tacir değildir.” düzenlemesi yer almaktadır.
5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanununun 3’üncü maddesinde, Esnaf ve sanatkâr, ister gezici ister sabit bir mekânda bulunsun, Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunca belirlenen esnaf ve sanatkâr meslek kollarına dahil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedenî çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usûlde vergilendirilenler ve işletme hesabı esasına göre deftere tâbi olanlar ile vergiden muaf bulunan meslek ve sanat sahibi kimseler olarak ifade edilmiştir. Ayrıca TTK’nın 1463. maddesinde de, önce 17. maddeye gönderme yapılarak, Bakanlar Kurulunun bu konuda kararname çıkarması halinde onlarda gösterilen miktardan aşağı gayrisafi geliri bulunan sanat ve ticaret erbabından başka hiç kimse kanunun 17. maddesinde tarif edilen esnaftan sayılamaz denmek suretiyle tacir veya esnafın hangi kriterlere göre saptanacağı açık bir biçimde gösterilmiştir.
19.02.1986 tarih ve 19024 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 25.01.1986 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile TTK’nın 1463. maddesine göre esnaf ve küçük sanatkar ile tacir ve sanayicinin ayrımına dair esaslar tespit edilmiştir. Buna göre; 1- Koordinasyon kurulunca tespit ve yayınlanacak esnaf ve küçük sanatkar kollarına dahil olup da gelir vergisinden muaf olanlar ile kazançları götürü usûlde vergilendirilenler ve işletme hesabına göre, defter tutanlardan iktisadi faaliyetleri nakdi sermayesinden ziyade, bedeni çalışmalarına dayanan ve kazançları ancak geçimlerini sağlamaya yetecek derecede az olan ve Vergi Usûl Kanununun 177. maddesinin birinci fıkrasının 1 ve 3 nolu bentlerinde yer alan limitlerin yarısını, iki numaralı bendinde yazılı nakdi limitin tamamını aşmayanların esnaf ve küçük sanatkar, 2- Vergi Usûl Kanununa istinaden birinci sınıf tacir sayılan ve bilanço esasına göre defter tutanlar ile işletme hesabına göre defter tutan ve birinci madde de belirtilenlerin dışında kalanların tacir ve sanayici sayılmaları kararlaştırılmıştır.
Vergi Usûl Kanununun 177. maddesinde “Birinci Sınıf Tüccarlar” sayılmış olup bu maddedeki birinci sınıf tacirlerle ilgili şartları taşımayanlar ise ikinci sınıf tacir sayılırlar. İkinci sınıf tacirler ise ticari işletme hesabına göre defter tutarlar.
Bir hukukî işlemin veya fiilin TTK’nın kapsamında kaldığının kabul edilmesi için kanunun amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen bu kanunda düzenlenen hususlar ile bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukukî işlemin veya fiilin olması gerekir.
Dosya kapsamından, gelen yazı cevaplarında davacı ile davalının tacir kaydının olmadığı gibi mükellefiyet kayıtlarının yani vergi kayıtlarının olmadığı, uyuşmazlığın mutlak ticari işlerden de olmadığı, icra takibinin konusu bono olsa da, bonoda davacının borçlu görünmediği, bonoda borçlu olarak Sefer Kaya’nın yazılı olduğu, davalı yanca davacı aleyhine İnegöl İcra Dairesi’nin 2022/3122 Esas sayılı takip dosyası üzerinden (örnek 7) genel haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı, icra takibinin kambiyo senetlerine dayalı haciz yolu ile takip olmayıp alacaklının genel haciz yolu ile icra takibine giriştiği, zamanaşımına uğramış bononun medeni usul hukuku anlamında yazılı delil başlangıcı olduğu, uyuşmazlığın münhasıran bonoya dayanmadığı ve davanın da mutlak ticari dava sayılamayacağı, yine incelenen dosya kapsamından davanın nisbi ticari davalardan sayılmasını gerektirecek bilgi ve belgenin de mevcut olmadığı anlaşılmakla davanın HMK’nın 2. maddesi uyarınca genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerekmektedir. Davanın görev dava şartı noksanlığı sebebiyle usulden reddine, mahkememizin görevsizliğine, Bursa Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (Antalya BAM 5. HD. 2022/3163 E.- 2022/2517 K. Sayılı ilamı)

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın görev dava şartı noksanlığı sebebiyle usulden reddine, mahkememizin görevsizliğine, Bursa Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna,
2-HMKnun 20. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde talep halinde dosyanın BURSA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’ne gönderilmesine, talep olmadığı takdirde dosya üzerinden davanın açılmamış sayılmasına dair karar verilmesine,
3-HMK’nın 331. Maddesine göre yargılamanın görevli mahkemede devam etmesi halinde yargılama giderlerin görevli Bursa Asliye Hukuk Mahkemesince taktirine, yargılamanın görevli mahkeme de devam etmediği taktirde talep üzerine mahkememizce dosya üzerinden yargılama giderlerinin tespiti ve hükmedilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/03/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸E-imzalıdır.