Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/746 E. 2022/803 K. 27.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/746
KARAR NO : 2022/803

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – T.C.N…. –
VEKİLİ : Av. … –
DAVALILAR : 1- … – T.C.N…. –
2- … – T.C.N…. –

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/06/2022
KARAR TARİHİ : 27/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 27/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalı …’in 15.04.2019 tarihinde kendi sevk ve idaresindeki diğer davalı …’e ait araçla müvekkilime çarptığını ve müvekkilin sol el bileğinde hareket kısıtlılığına neden olacak şekilde yaralanmasına sebep olduğunu, davalı tarafça gerçekleştirilen haksız eylemin ardından Bursa 25. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2019/453 esasına kayden ceza davası açıldığını ve 2021/285 karar sayılı ilamıyla davalı hakkında “taksirle yaralama” suçundan neticeten 100 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiğini, ceza davasında alınan bilirkişi raporuna göre davalı …’in kazanın oluşmasında asli kusurlu olduğu kanaati bildirildiğini, kaza yapılan araç şirket aracı olup davalı …’in mülkiyetinde olduğunu, bu nedenle davalılar kaza nedeniyle oluşan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını, müvekkilinin bu kaza dolayısıyla maddi zarara uğradığını, ev hanımı olan müvekkilim haksız eylem öncesinde evinin işlerini kendisi yaptığını, ancak tedavi süresi boyunca ev işlerini yapamadığını, bu nedenle temizliğe ve ev işlerine yardımcı olması için birini tuttuğunu, müvekkilinin üç ay boyunca tam olarak iyileşemediği için bu süre zarfında gelen hizmetli kadına ücret ödemek zorunda kaldığını, müvekkilinin her ne kadar kaza tarihinde bir işi olmasa da, ev hanımlarının da iyileşme süresi için kazanç kaybı olduğuna ve bu zararın asgari ücret üzerinden hesaplanması gerektiğine dair yerleşmiş Yargıtay kararları mevcut olduğunu, müvekkilinin hem maddi hem de manevi olarak zarara uğradığı sabit olduğunu, davalı …, müvekkilini yaralayarak manevi zarara da uğramasına neden olduğunu, davalının gerçekleştirdiği hukuka aykırı eylemiyle müvekkilimin tedavi sürecinde çektiği acı ve ağrıların yanı sıra ciddi anlamda duygusal olarak yıpranmış, psikolojisi sarsıldığını, davalının müvekkiline karşı işlediği sabit bulunan taksirle yaralama fiili sonucunda müvekkilimin kişilik hakları zedelenmiş ve manevi olarak telafisi mümkün olmayan zarara uğradığını, müvekkilinin böyle bir durumla karşı karşıya kalmış olması kendisini derin bir üzüntüye soktuğunu, manevi tazminat her ne kadar zenginleşme aracı olarak kullanılmasa da duyulan elem ve ızdırabın bir nebze de olsa giderilmesi gerektiğini, bu nedenlerle, davalı …’ın haksız fiili sonucu müvekkilimin maddi ve manevi zarara uğramasına neden olan olay nedeniyle çalışamadığı süre boyunca uğradığı kazanç kaybı için 100,00-TL ve ev işlerini yapması için yardıma gelen temizlikçiye ödenen ücret için 100,00-TL maddi tazminat ile müvekkilinin yaşadığı üzüntü ve kederin bir nebze de olsa giderilebilmesi amacıyla 5.000,00-TL manevi tazminatın davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, Bursa 25. Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/453 esas sayılı dosyası, hastane raporları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacının alacağın kaynağı, haksız fiil ve kusur sorumluluğu olup 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 49 ve devamı maddelerine dayalı olduğu anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde mutlak ticari davalar: [(1) Her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları (Ek ibare: 26/06/2012-6335 S.K./1. m.) ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;,
a) Bu Kanunda,
b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969. maddelerinde,
c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580. maddelerinde,
d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava (Ek ibare: 26/06/2012 – 6335 s. K. 1. m.) ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır] şeklinde düzenlenmiştir.
Bunun yanında, TTK’nın 21. maddesi gereğince her iki tarafın tacir olması ve tarafların ticari işletmesi ile ilgili olan davalar, taraflardan birinin ticari işletmesiyle ilgili olması kaydıyla Borçlar Kanununun havale hakkındaki 457 – 462 ve vedia hakkındaki 463 – 482. maddelerinde düzenlenen hususlardan doğan nispî nitelikteki ticari davalar yönünden de ticaret mahkemesi görevlidir.
Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde, bu Kanundan doğan hukuk “davalarının” ticari dava sayıldığı, aynı Kanunun 5. maddesinin ikinci fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan “davalara”, ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
O halde somut olayda yukarıdaki açıklamalar ışığında, davanın haksız fiilden kaynaklanan tazminat davası olup TTK 4. Maddesi uyarınca tazminat davasının mutlak ticari dava olmadığı gibi davacının da kabulunde olduğu üzere davacının ev hanımı olup tacir olmadığı meydana gelen zararın ticari işletmeyi ilgilendirmediği sabit olmakla davalı gerçek kişilere yönelik açılan eldeki davanın nispi ticari dava da sayılamayacağı anlaşılmakla mahkememizin görevsizliğine ve HMK 114 ve 115/2 maddesi gereğince davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, dosyanın görevli ve yetkili Bursa Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine dair karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın görev dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine, mahkememizin görevsizliğine, Bursa Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna,
2-HMK’nun 20 maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde talep halinde dosyanın Bursa Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, talep olmadığı takdirde dosya üzerinden davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin taraflara ihtarına(ihtar edildi),
3-HMK’nın 331. Maddesine göre yargılamanın görevli mahkemede devam etmesi halinde yargılama giderlerin görevli Bursa Asliye Hukuk Mahkemesince taktirine, yargılamanın görevli mahkeme de devam etmediği taktirde talep üzerine mahkememizce dosya üzerinden yargılama giderlerinin tespiti ve hükmedilmesine
Dair, tarafların yokluğunda, karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 27/06/2022

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸E-imzalıdır.