Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/707 E. 2022/1303 K. 23.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/707
KARAR NO : 2022/1303

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – … …
DAVA : Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin)
DAVA TARİHİ : 05/11/2015
KARAR TARİHİ : 23/11/2022
YAZIM TARİHİ : 29/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA
Davacı dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkilinin duşakabin imalatı işi ile iştigal ederken, davalı ile aralarında adi yazılı bir sözleşme yaparak, 31/05/2014 ile 31/05/2015 tarihleri arasında bu işi aynı işyerinde %50 -%50 hisse oranıyla ortak olarak yapmayı kararlaştırdığını, sözü edilen işyerinde müvekkiline ait bir adet rodaj makinenesi, 1 adet kumlama makinesi ile bir adet kompresör, bir adet trafo, bir adet otomatik delme makinesi ve bir adet yıkama makinesinin ortaklığa dahil edildiğini, taraflar arasında akdedilen ortaklık sözleşmesinde, belirktilen bu makinelerin bedelinin 72.500,00 TL olarak belirlendiğini, diğer mal ve emtiaların ise sayılarak faturalandırılacağı hususunun kararlaştırıldığnıı, işyerinde müvekkiline ait olan küvet ve duşakabin camları ile birkaç tezgah ve her tür alet edavat mevcut olup, sözleşme tarihinde iş yerinin faal durumda olduğunu, davalının ise ortak olmak için müvekekiline 35.000,00 TL lik bir adet çek verdiğini, ayrıca 32.671,18 TL tutarında malzeme verdiğini, bu malzemelerle birlikte devir tarihinde dükkandaki malzeme tutarının 115.168,00 TL tutarına ulaştığını, sözleşmeye göre işletmenin giderlerinin ortaklık bütçesinden karşılanacağını, kazancın ise ilk iki ay için haftalık, daha sonraki aylar için ise aylık periyotlarla hesap yapılıp paylaşılacağını, ancak davalının sözleşmenin imzalanması ve akabinde işyerinin anahtarını aldıktan sonra, işyerinin kilidini değiştirdiğini, kısa bir süre sonra da müvekkilinee ait olan makineler ile imalatta kullanılan malzemeleri ve bunlar dışında kalan tüm eşyaları alarak işyerini müvekkilinin bilmediği adrese taşıdığını, ortaklık sözleşmesinde söz edilmesine rağmen, iş yerinde bulunan ve müvekkile ait olan makine ve eşyaları da davalının alıp götürdüğünü, bu nedenlerle davanın kabulü ile taraflar arasındaki ortaklığın tasfiyesine, tasfiye sonucunda ortaya çıkacak miktara göre artırım yapılmak üzere şimdilik 20.000,00 TL tasfiye payının sözleşme tarihinden işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, kazanç kar payı miktarının işyeri kayıtlarında yer almaması halinde, gerçekleşmesi gereken üretim ve kazanç kaybının, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ve tespit edilecek miktar üzerinden arttırılmak üzere 1.000 TL’sinin sözleşme tarihinden işleyecek ticari faiziyle birlikte tazminat olarak tahsil edilmesine, delil tespiti masrafı olan 878,00 TL yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Dava dilekçesi ve eklerinin davalı yana usulüne uygun tebliğ edildiği ancak davalı tarafın yasal süresi içinde davaya cevap verilmemiştir.
KANITLAR:
Sicil dosyası, bilirkişi raporu,
KANITLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Dava, 31/05/2014 ile 31/05/2015 tarihleri arasındaki dönemi kapsayan adi şirket sözleşmesi düzenlendiğini, bu şirketin feshinin ve tasfiyesinin gerekip gerekmediği, önceden fesih ve tasfiye edilip edilmediği hususunun tespitine ilişkindir.
Mahkememizce yargılama yapılmış, Bursa 2. Asliye Hukuk Mahkesinin 2015/23 D.iş dosyası celp edilmiş, dosya mahkememizce mali müşavir bilirkişiye ve adi ortaklığın tasfiyesi alanında uzman bir SMM bilirkişine tevdi edilmek suretiyle bilirkişi raporu temin edilmiştir.
22/06/2017 tarihli bilirkişi raporunda özetle; taraflar arasında yazılı bir adi ortaklık sözleşmesi imza altına alındığını, sözleşmeden sonra davacının iddialarına göre davalı işyerinin kilidini değiştirerek davacının işyerine girmesini tehditlerde ederek engellediğini, bu arada davacı tarafından ortaklığa sermaye payı olarak konulan makinelerin satıldığının davacı tarafından iddia edildiğini, davalının ise bu makineleri davacıdan fatura karşılığı aldığını iddia ettiğini dosyaya fatura örneği sunduğunu, davacının talebi üzerine 2 Asliye Hukuk Mahkemesi’nce 03/06/2015 tarihinde keşif yapılmış davalının olduğu ifade edilen makine mühendisi bilirkişi tarafından davacıya ait olan makinelerin bir kısmının görüldüğünü, ortaklığın defterleri bulunmadığını, vergi dairesine bildirimde bulunulmadığını, davanın çözülebilmesi için raporda bahsedildiği şekilde davacının, davalı …’un ve kardeşi Ekrem Kurt’un bağlı oldukları vergi dairelerinden 2015-2016 yıllarına ait BA&BS formlarının istenmesi ve bu üç tarafın defterlerini 2015-2016 ibraz etmeleri gerektiğini bildirmiştir.
05/02/2018 ek bilirkişi raporunda özetle; ibraz edilen defterlerdeki kayıtlar ve vergi dairelerinden gelen BA&BS formlarına göre inceleme yapılmış davalı tarafın sadece 2013 yılı işletme defterini ibraz etmiş ve davacıyla ilgili bir tespit yapılamadığını, davacının ise 2013-2014 ve 2015 yılı yevmiye ve kebir defterlerini ibraz ettiğini ve defterlerin incelenmesi neticesinde ise davalının davacıya 77.838,00 TL borçlu olduğunun görüldüğünü, adi ortaklığa ait hiçbir defter ve belge bulunmadığını, bu nedenle kar kaybı tespitini yapmanın mümkün olmadığını, mali müşavir bilirkişinin de sadece makineler ve eldeki stoklara bakarak bu malzeme ve makinelerle bir senede ne kadar iş yapılır masraf ne olur ve ne kadar kar edilir demesi mümkün olmadığını, zaten ortaklık sözleşmesinin imzalandığı gün davacının söz konusu ettiği makinelerin davalıya fatura edilip satıldığının defter kayıtları ve faturalardan görüldüğünü bildirmiştir.
21/01/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı tarafından Bursa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi 2015/23 D.iş dosyası ile (davalı …) Arabayatağı Mh. Ankara Cd. No:301 Yıldırım/BURSA adresinde 03/06/2015 tarihinde tespit yapıldığı, Makine Mühendisi Bilirkişi Mehmet Yakup Gültekin tarafından muhtelif sayıda duş tekneleri ile duşa kabin malzemelerinin mevcut olduğu, muhtelif ebatlarda ve muhtelif adetlerde imal edilmiş duşa kabin camlarının mevcut olduğu, tespitinin yapıldığı ancak bunların tutarının ne olduğu konusunda herhangi bir tespit yapmadığı, davacı vekil tarafından, dava dosyasına sunulan ortaklık hesap cetvelinde tutarların boş olduğu yani belirsiz olduğu, taraflarca imzalanan adi ortaklık sözleşmesinde işletmenin … adına açılacağının belirtildiği, …’un vergi mükellefiyet kaydının bulunduğu, sermayenin ve karın hesaplanmasında resmi kayıtların esas alınacağının belirtildiği, davalı … tarafından 29/11/2017 tarihinde bilirkişi incelenmesinde yıllarına ait ticari defter ve belgeler ibraz edilmediği, mevcut eksiklikler nedeniyle raporun düzenlenemediği, davalı …’un Gökdere Vergi Dairesi Müdürlüğünden istenecek aşağıda dökümü yapılan belgelerin de değerlendirilerek rapor düzenlenebileceği bildirmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında 1 yıl süreli(31.05.2014-31.05.2015) adi ortaklık sözlemesi akdedildiği görülmüştür.Davacı ortaklığın tasfiyesini talep etmekte davalı da ortaklığın 2015 yılı Mayıs ayında tasfiye edildiğini iddia etmektedir.Bu şekilde taraflar arasınra ortaklığın feshi ya da sona ermesi konusunda uyuşmazlık yoktur.Ortaklığın sona ermesinin bir sonucu olan tasfiye usulü TBK 644.maddesinde düzenlenmiştir.Tasfiye el birliği ile yapılır ya da tasfiye memuru atayabilirler.Somut olayda ortaklık sözleşmesinde tasfiye işlemlerine ilişkin düzenleme bulunmadığından taraflardan tasfiye memuru belirlemeleri istenilmiş, tarafların tasfiye memuru olarak Hasan Hüseyin Demir’in görevlendirilmesi konusunda anlaşmışlardır.Taraflardan ortaklık hesabını gösterir hesap cetveli istenilmiş,davacı ortaklık hesabını gösterir cetveli sunmuş, isticvap davetiyesi ile bu cetvel davalıya gönderilmiş, isticvap duruşmasına katılmayarak cetveli ikrar etmiş sayıldığından hesapta uyuşmazlık çıkmadığı kanaatine varılarak tasfiye işlemleri hesap cetveli gözetilerek gerçekleştirilmesi gerekmiştir.Adi ortaklığa ilişkin bir defter ve belge bulunmadığından kazanç kaybı tespiti yapılmamış,ortaklık sözleşmesi imzalandığı gün dava konusu makineleri sermaye olarak davalıya fatura edilip satıldığı kayıt ve faturalar ile sabittir.Davacı sermaye olarak getirdiği makineleri geri alabilir.Davalı taraf her ne kadar tasfiye sonucu alacağıma karşılık makinelerin kendisine bırakıldığını makinelerin devri için adına fatura kesildiğini beyan etmiş ise de bu iddiasını ispata yarar bir delil ileri sürmemiştir.Taraflar arasındaki ortaklık sona erdiği anlaşılmakla adi ortaklığın tasfiyesi ile, ortaklık sözleşmesinde ve hesap cetvelinde davalının elinde olan makinelerin değeri 72.500 T.L olarak belirlendiğinden davacının tasfiye payının bu miktar üzerinden kabulüne dair karar vermek gerekmiş, kazanç-kar payı hesaplamasına ilişkin yeterli delil ve bilgi sunulmadığından ispatlanamayan bu istemin ise reddine karar verilmiştir.
Kararın istinaf edilmesi üzerine Bursa BAM 5 HD’nin 24/05/2022 tarih ve 2019/2179 – 2022/688 E/K sayılı ilamı ile “….taraflar arasında 31.05.2014/2015 tarihleri arasında geçerli adi ortaklık sözleşmesi kurulduğu, mahkemece adi ortaklığın tasfiyesine, makine bedelinin davalıdan tahsiline, tasfiye memurunun atanmasına karar verildiği, oysa, yukarıda açıklandığı gibi, atanan tasfiye memurunun adi ortaklığın tüm malvarlığını belirleyeceği, taraflardan ortaklık hesabını isteyeceği, hesapta uyuşmazlık çıktığı takdirde tarafların delilleri sorularak toplanacağı, tasfiye memurunun belirlediği malvarlığı bilançosunun taraflara tebliğ edileceği, malların satış ve nakde çevirme işleminin yapılacağı, mallar mevcut değilse değerlerinin belirleneceği, borçlar ödendikten sonra kalan tutarın ortaklara paylaştırılacağı, mahkemece anılan işlemler yapılmadan tasfiyeye karar verildiği anlaşıldığından….” mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Bursa Esnaf ve Sanatkarlar Odası’na ve BTSO’ya yazılan yazıya verilen cevapta; her iki tarafın gerçek kişi kaydına ilişkin oda kaydının bulunmadığının bildirildiği görülmüştür.
Dava, taraflar arasında 31.05.2014/2015 tarihleri arasında kurulan adi ortaklık sözleşmesinin tasfiyesine, makine bedelinin tahsili istemine yöneliktir.
Taraflar ticaret sicilinde tacir olarak kayıtlı değillerdir.
Vergi dairesinden adi ortaklığı oluşturan şahısların yıllık vergi beyanları celp edilmiş, incelenmesinde tarafların elde ettikleri gelirler yönünden de tacir statüsünde olmadıkları anlaşılmıştır.
Somut olaydaki uyuşmazlık , davacı ve davalı gerçek kişiler arasında 31.05.2014/2015 tarihleri arasında geçerli olmak üzere %50 ‘şer hisseli olarak kurulan adi ortaklığın tasfiyesi davasıdır.
Adi ortaklığı ilişkin yasal düzenleme TBK 620 vd maddelerinde yapılmıştır.
6102 sayılı TTK 4.maddesine göre,bir davanın ticari sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının herikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olmalı yada tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın TTK veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır.
Dolayısıyla adi ortaklığın tarafları tacir olmadığı gibi, tarafların ticari işletmesiyle de ilgili değildir ve TTK da düzenelenen bir kurum da olmadığı için adi ortaklığın tasfiyesine ilişkin davanın genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerekmektedir.
Burada üzerinde düşünülmesi gereken bir başka konu ise, BAM 5.Hukuk Dairesinin esasa ilişkin incelemesinden sonra mahkememizce görevsizlik kararı verilip verilemeyeceği hususudur. Hernekadar HMK 353/1-a maddesi uyarınca BAM dairelerinin göreve ilişkin kararları kesin ise de; BAM 5.HD dosyayı esas yönünden incelemiş ancak istinaf sebepleri arasında görevsizlik ileri sürülmediği için BAM 5.HD tarafından bu konuda olumlu veya olumsuz herhangi bir görüş belirtilmediğinden HMK 353/1-a maddesinin uygulanamayacağı ve görevin kamu düzenine ilişkin dava şartı olması sebebiyle yargılamanın heraşamasında gözönüne alınması gerektiğinden mahkememizce görevsizlik kararı verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlere, kararın dayandığı gerekçeye göre;
1-Dava dilekçesinin reddi ile mahkememizin GÖREVSİZLĞİNE,
2-Dosyanın kararın kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde talep halinde yetkili ve görevli Bursa Nöbetçi ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE Gönderilmesine, iki haftalık süre içinde talep edilmediği taktirde davanın AÇILMAMIŞ SAYILACAĞININ İHTARINA,
3-Harç ve yargılama giderlerinin görevli Mahkemece dikkate alınmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf açık olmak üzere karar verildi.
23/11/2022

Başkan … Üye … Üye … Katip …
¸E-imzalıdır. ¸E-imzalıdır. ¸E-imzalıdır. ¸E-imzalıdır.