Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/650 E. 2022/1293 K. 22.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/650 Esas
KARAR NO : 2022/1293

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … –
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – … …

DAVA : Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/11/2018
KARAR TARİHİ : 22/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili firmanın mülkiyetinde olan 16 YZ … plakalı aracın arızalanması üzerine 19/03/2018 günü davalı tarafça bahsedilen araca motor revizyonu tamiri yapıldığını, bu iş için işçilik 13.570 TL ödeme davalıya yapıldığını, davalı tarafça aracın piston segmanlı, kol burcu, ana yatak, kol yatak, duman lastik, lastik sibop, takım conta, yağ pompası, zincir tik, silindir, kapak conta, devri daim, termostat, arka ön keçe, piston kolu, motor yağ filtresi, volan okuyucusu parçalarının da değiştirildiğini, bahsedilen onarımdan kısa sayılabilecek bir süre olan 7 ay kadar geçtikten sonra araç aynı arızayı yeniden yapması üzerine bu kez aracı dava dışı Arslanlar Otomotiv firmasına götürülerek yeniden tamir ettirildiğini, geçen firmaya ise 22.508,30 TL ödeme yapıldığını, tamirat esnasında aracın dökümü yapılan parçalarının neredeyse tamamının yeniden değiştirildiğini, ayrıca birçok parçasının da onarımının hatalı olması, kalitesiz malzeme kullanılması, ayıplı işçilik v.b. nedenlerle aracın ikinci kez arızalandığını tespit edildiğini, konuyla ilgili olarak davalı tarafa 05/11/2018 günlü ihtarname keşide edildiğini, 07/11/2018 günü davalıya tebliğ olmasına rağmen ödeme yapılmaması üzerine davanın açılması gerektiğini, bu nedenlerle davanın kabulü ile 22.508,30 TL’nin 16/10/2018 ödeme gününden itibaren başlayacak ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacı firmanın araçlarının bakımlarının taraflarınca yapıldığını, araç arızalandığı zaman bilgi verilmediğini, aksi takdirde aracın hangi bölge şehirde olursa olsun firmanın araç tamir ve yol servisi hizmeti verdiğini, davacı tarafın bu duruma hakim olmakla birlikte daha önce aracı nerde olursa olsun arızalandığı zaman bizden bu hizmeti aldığını, hasarın kendi tarafından kaynaklandığını tespit edildiğini, araç geldiği zaman motor içi piston, mazot pompası ve enjektörlerinden kaynaklı olarak deforme olduğunu, davacı tarafın sadece arızalı olan yerleri yaptırdığını ve fazla masraf çıkmasını istemediğini, firma revizyon ve yedek parça değişikliği yaparken 22.508,03 Tl çıktığını, ve kesilen faturanın 13.570 Tl olduğunu, faturalardan anlaşıldığı gibi sadece firmanın işçilik yaptığını, işçilikten kaynaklı bir durum olsa idi kısa bir süre denilen 7 ay da çalışılmadığını ve daha önce arıza açtığını, davacı taraf ve aracı yapan 3. Firmanın bilgi sahibi olduğunu, kendilerinden kaynaklanmayan arızanın kendisinden alınmaya çalıştığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİ
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, tarafların karşılıklı beyan dilekçeleri, 16 YZ … plakalı araç trafik kaydı, ödeme belgeleri, ihtarname, keşif, bilirkişi raporu, yazılan müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava, ayıp sebebiyle davacıya ait 16 YZ … plakalı aracın arızalanması üzerine 19/03/2018 tarihinde davalı tarafından yapılan tamir işleminin ayıplı ve eksik ifalı olup olmadığı, bu kapsamda davacının ayıp sebebi ile 3. kişiye ödediği tamir bedeli alacağı istemine ilişkindir.
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmıştır.
Dava konusu araç üzerinde 1 makine, 2 otomotiv bilirkişi eşliğinde keşif yapılarak, araç üzerine bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Bilirkişi heyetinin 11/09/2019 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle: Davalı tarafından 19/03/2018 tarihinde yapılan motor revizyonu ile 16/11/2018 tarihinde üçüncü kişi tarafından yapılan motor revizyonu arasında illiyet bağı olduğunu, davalı tarafından 19/03/2018 tarihinde yapılan motor revizyonu hizmetinin eksik ve ayıplı olduğu, ayıpların gizli ayıp niteliğinde olduğu, dava konusu araçta toplam 13.499,00 TL kdv hariç ve 15.928,82 Tl KDV dahil zarar mevcut olduğu mütalaa edilmiştir.
O halde toplanan delillerden somut olayda, davacıya ait 16 YZ … plakalı araç üzerinde davalı tarafından 19/03/2018 tarihinde motor revizyon tamiri yapılması dair 13.570 TL bedelli eser sözleşmesi ilişkisinin kurulduğu, davacının iş sahibi davalının ise yüklenici olduğu , davacının aracındaki tamir işlemi sonrasında arızalanması sebebiyle 16/10/2018 tarihinde Arslanlar Otomotiv firması tarafından yeniden motor revizyon tamir işlemi yapıldığı sabit olup uyuşmazlık, davalı tarafından yapılan motor revizyon tamir işleminin ayıplı olup olmadığı ve ayıp sebebiyle davacının alacak miktarına ilişkindir.
Dava konusu araç üzerinde yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda, bilirkişi heyetinin 11/09/2019 tarihli gerekçeli denetime açık raporunda, davalı tarafından 19/03/2018 tarihli motor revizyon hizmetinin eksik ve ayıplı olduğu sabit olduğundan davacının dava açmakta haklı olduğu ancak davacının eksik ve ayıp sebebiyle alacağının davalının sadece işçilik hizmeti verdiği, aracın kullanıldığı süre dikkate alındığında, ayıp sebebiyle eser sözleşmesinin fesh edilerek davacının ödenen bedelin iadesinin istenebileceğinden 13570 TL alacağın ihtarnamenin tebliğ edildiğinden itibaren faiz işletilerek aşağıdaki şekilde davanın kısmen kabulune dair hüküm kurmak gerekmiştir.
Mahkememizce verilen kararın istinaf kanun yoluna başvuru üzerine Bursa BAM 7. Hukuk Dairesinin 2020/493 Esas ve 2022/831Karar sayılı Kararda “Dava, ayıp sebebiyle davacıya ait aracın arızalanması üzerine davalı tarafından yapılan tamir işleminin ayıplı olduğu iddiasıyla davacının 3. kişiye ödenen tamir bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Somut olayda, dava Asliye Ticaret Mahkemesinde görülerek karara bağlanmış ise de, taraflar arasındaki sözleşme eser sözleşmesi niteliğinde olup mutlak ticari dava değil nispi ticari davalardandır.
Dosya kapsamından davalının tacir olup olmadığı anlaşılamamaktadır. Bu nedenle mahkemece öncelikle davalının tacir olup olmadığı araştırılarak mahkemenin görevinin saptanması gerekir. “gerekçesiyle kaldırma kararı verilmiştir.
İstinaf İlamı doğrultusunda davalının tacir olup olmadığına dair Vergi Dairesi, Esnaf ve Sanatkarlar Odası ile BTSO ya müzekkereler yazılarak kayıtlar celp edilmiştir.
Bilindiği üzere 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde mutlak ticari davalar: [(1) Her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları (Ek ibare: 26/06/2012-6335 S.K./1. m.) ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;,
a) Bu Kanunda,
b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969. maddelerinde,
c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580. maddelerinde,
d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava (Ek ibare: 26/06/2012 – 6335 s. K. 1. m.) ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır] şeklinde düzenlenmiştir.
Bunun yanında, TTK’nın 21. maddesi gereğince her iki tarafın tacir olması ve tarafların ticari işletmesi ile ilgili olan davalar, taraflardan birinin ticari işletmesiyle ilgili olması kaydıyla Borçlar Kanununun havale hakkındaki 457 – 462 ve vedia hakkındaki 463 – 482. maddelerinde düzenlenen hususlardan doğan nispî nitelikteki ticari davalar yönünden de ticaret mahkemesi görevlidir.
Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde, bu Kanundan doğan hukuk “davalarının” ticari dava sayıldığı, aynı Kanunun 5. maddesinin ikinci fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan “davalara”, ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
O halde somut olayda istinaf İlamı doğrultusunda yukarıdaki açıklamalar ışığında, eldeki davanın, ayıp sebebiyle davacıya ait aracın arızalanması üzerine davalı tarafından yapılan tamir işleminin ayıplı olduğu iddiasıyla davacının 3. kişiye ödenen tamir bedelinin tahsili istemine ilişkin olup davanın mutlak ticari dava olmadığı sabittir.
Davanın nispi ticari dava olması için davalının tacir olmasının zorunlu olduğu bu itibarla yazılan müzekkere cevaplarında BTSO kaydından davalı gerçek kişinin tacir kaydı olmadığı, Esnaf ve Sanatkarlar Odasının kaydında oto tomirciler esnaf kaydı olduğu , Vergi Dairesinin 15/09/2022 tarihli yazısında davalının işletme defteri tuttuğu, VUK 177. Maddesi uyarınca gelir gider ve harcamlarında ikinci sınıf tüccar esnaf olup davanın ve işin yapıldığı yıl olan 2018 yılı esnaf işletmesi sınırlarında kaldığından ( alımların 190.00 TL satışların 260.000 TL yi aşmadığı) ve yapılan işin sermayeye göre emek ağırlıklı olup davalının tacir olarak kabul edilemeyeceğinden dolayısıyla davanın nispi ticari dava da sayılamayacağı anlaşılmakla mahkememizin görevsizliğine ve HMK 114 ve 115/2 maddesi gereğince davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, dosyanın görevli ve yetkili Bursa Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine dair karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın görev, dava şartı noksanlığı sebebiyle usulden reddine, mahkememizin görevsizliğine, BURSA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNİN görevli olduğuna,
2-HMKnun 20 maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde talep halinde dosyanın Bursa Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, talep olmadığı takdirde dosya üzerinden davanın açılmamış sayılmasına dair karar verilmesine,
3-HMK’nın 331. Maddesine göre yargılamanın görevli mahkemede devam etmesi halinde yargılama giderlerin görevli Bursa Asliye Hukuk Mahkemesince taktirine, yargılamanın görevli mahkeme de devam etmediği taktirde talep üzerine mahkememizce dosya üzerinden yargılama giderlerinin tespiti ve hükmedilmesine,
Dair, davacı vekilinin e-duruşma yolu ile yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.Dosya incelendi, araştırmayı gerektirecek başka bir husus kalmadığından açık yargılamaya son verildi. 22/11/2022

Katip …

¸e-imzalıdır.

Hakim …

¸e-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸E-imzalıdır.