Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/504 E. 2023/412 K. 11.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/504 Esas – 2023/412
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/504 Esas
KARAR NO : 2023/412

HAKİM :
KATİP :

DAVACI : …… – ………….Osmangazi/ BURSA
VEKİLLERİ : Av. ………… UETS
Av. ……….. Osmangazi/ BURSA
DAVALI : ………. SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ – ………..
VEKİLLERİ : Av. …………… UETS
Av. …………… UETS
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)

DAVA TARİHİ : 10/03/2015
KARAR TARİHİ : 11/04/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 16/05/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; 11/12/2013 günü ………’in sevk ve idaresinde olan … plakalı araç ile yaya olan davacıya çarpması neticesinde davacının yaralandığı, kemik kırıkları oluştuğu, tedavisinin Çekirge Devlet Hastanesinde yapıldığı ancak eski sağlığına kavuşamadığı, Bursa Devlet Hastanesi tarafıdan verilen 19/08/2014 tarihli rapora göre %51 oranıda engelli kaldığının anlaşıldığını, … plakalı aracın ZMM Sigortasının 58313424 nolu poliçe ile davalı şirket tarafından yapıldığını belirterek, fazalay ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla iş gücü kaybı ve diğer zararlar için 2.000,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; kaza yapan … plakalı aracın 25/06/2013-2014 dönemleri için 68313124 nolu ZMM Sigortası poliçesi ile davalı şirket tarafından yapıldığını, teminat limitinin kaza başına 250.000,00 TL olduğunu, davacının müracaatı üzerine 8223284 nolu hasar dosyasının açıldığını ancak kusur oranlarının net olmaması nedeni ile ödeme yapılmadığını, bu sebeple davacının maluliyet oranı ile sürücünün kusur oranının tespitinin gerektiğini, olay tarihinden itibaren faiz istenmesinin mümkün olmadığnıı, belgelerin ibrazından sonra 8.iş gününde alacağın muaccel olacağını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
KANITLAR:
Dava dilekçesi, beyan dilekçeleri, bilirkişi raporu, maluliyet raporu, yazılan müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı.
KANITLARIN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME :
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir.
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmıştır.
“Cismani Zarar Halinde Lazım Gelen Zarar ve Ziyan” başlığı altında düzenlenen BK’nın 46. maddesinde, bedensel zarara uğranılması nedeni ile talep edilebilecek zarar türleri belirtilmektedir. Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebinin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir.
Davacı tarafın kaza tarihinden sonra tedavisine ilişkin belgeler celp edilerek maluliyet durumu ile ilgili İstanbul ATK 3. Adli Tıp İhtisas Kurulun gönderilmiş rapor temin edilmiştir.
Alınan 18/04/2016 tarihli rapora göre; davacının malul kalmadığı belirtilmiştir.
Geçici iş görmezlik süresinin ise olay tarihinden itibaren 6 ay kadar olduğu belirlenmiştir.
Davacı vekili 08/06/2016 havale tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporunu kabul ettiğini belirtmiştir.
Mahkememiz kararının davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 17. HD’nin 14/10/2019 tarih ve 2017/966 -2019/9301 E/ K sayılı kararı ile; “Davacı vekili dava dilekçesinde, 11.12.2013 tarihinde davalının trafik sigortacısı olduğu aracın, yaya olan müvekkiline çarpması sonucu davacının yaralandığını ve Bursa Devlet Hastanesinden alınan rapora göre % 51 oranında maluliyetinin bulunduğunu belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile işgücü kaybı ve diğer maddi zararlar için 2.000,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek faizi ile davalıdan tahsilini istemiştir. Yargılama aşamasında, Adli Tıp Kurumu’ndan alınan raporda davacının maluliyetinin bulunmadığı, iyileşme süresinin ise 6 ay olarak tespit edildiği, Mahkemece, davacının maluliyeti bulunmadığı ve geçici işgöremezlik tazminatı talep edilmediği belirtilerek, davanın reddine karar verilmiştir. Ancak davacılar vekilinin dava dilekçesinde talep etmiş olduğu maddi tazminat talebi açık olmadığı gibi, 11/07/2016 tarihli duruşmadaki beyanından da açıkça geçici işgöremezlik talep edilmediği şeklinde bir sonuca ulaşmak da mümkün bulunmamaktadır. Bu nedenle Mahkemece; talep edilen maddi tazminat miktarlarının hangi zarar kalemlerine ilişkin olduğu ve her zarar kalemi için ne kadar istendiği açıklattırılarak maddi tazminat talebi değerlendirilmek suretiyle karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA” gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce dosya yeniden esasa kaydedilerek, Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Davacı vekiline maddi tazminat miktarlarının hangi zarar kalemlerine ilişkin olduğu ve her bir zarar kalem için ne kadar talep ettiğinin açıklanması için 01/10/2020 tarihinden itibaren 2 haftalık kesin süre verildiği halde bu süre içinde beyanda bulunmadığı 26/10/2020 tarihi itibariyle beyanda bulunduğu anlaşılmakla kesin süre ile davalı lehine usuli kazanılmış hakkın doğduğundan yeniden süre verilemeyeceğinden davacının sunduğu 26/10/2020 tarihli beyan dilekçesine itibar edilmemiştir.
Bu durumda davacı tarafından talebin maluliyet sebebiyle tazminat olup açıkça verilen kesin süreye rağmen geçici iş göremezlik- işten geri kalma nedeniyle tazminat talep edilmediği, zarar kalemin açıklanmadığından ve alınan 18/04/2016 tarihli rapor ile davacının malul olduğunun sabit olmadığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
Davacının temyizi üzerine dosya Yargıtaya gönderilmiştir.Dosya kapsamından, davacı vekilinin 26/10/2020 tarihi itibariyle maddi tazminat talebinin hangi zarar kalemlerine ilişkin olduğunu açıkladığı, 27/10/2020 tarihli son celsede davacı vekilinin söz konusu açıklamaya ilişkin dilekçesinin mahkemece okunarak dosya arasına alındığı, buna göre her ne kadar davacı vekili ara kararın gereğini verilen kesin süre içinde yerine getirmemiş olsa da, son duruşma tarihi olan 27/10/2020’den evvel ara kararın gereği izahatın yapıldığı ve süre kaybına da sebebiyet verilmediği anlaşılmasına göre mahkemece işin esasına girilerek gerekli tahkikatın yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş olması doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/2276 Esas ve 2021/7256 Karar sayılı Kararda” Dosya kapsamından, davacı vekilinin 26/10/2020 tarihi itibariyle maddi tazminat talebinin hangi zarar kalemlerine ilişkin olduğunu açıkladığı, 27/10/2020 tarihli son celsede davacı vekilinin söz konusu açıklamaya ilişkin dilekçesinin mahkemece okunarak dosya arasına alındığı, buna göre her ne kadar davacı vekili ara kararın gereğini verilen kesin süre içinde yerine getirmemiş olsa da, son duruşma tarihi olan 27/10/2020’den evvel ara kararın gereği izahatın yapıldığı ve süre kaybına da sebebiyet verilmediği anlaşılmasına göre mahkemece işin esasına girilerek gerekli tahkikatın yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş olması doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. ” gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir.
Yargıtay Bozma İlamına uyma kararı verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Dosyanın bir aktüer bir trafik bilirkişisine tevdi edilerek tarafların kusur oranları ve davacının maddi tazminat talebi geçici iş görememezlik konularında rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verilmiştir.
Alınan 05/01/2023 tarihli bilirkişi raporunu özetle; hukuki durumun ve delillerin takdir ve değerlendirmesi Yüce Mahkemenize ait olmak üzere, dosyadaki delil durumu ve yukarıdaki tespitler doğrultusunda yapılan incelemede; 1-Meydana gelen trafik kazasında davacının kusurun tarafından sigortalanan … plakalı araç sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğu,2-Meydana gelen trafik kazası nedeniyle davacının işgücü kaybı tazminatı alacağının bakiyesinin 0,00 TL olacağı, geçici iş görememezlik alacağının 8.214,77 TL olacağı, 3-Dosyada davacının sağlık ve tedavi giderlerine ilişkin herhangi bir belge bulunmadığından hesaplanamadığı kanaatine varılmıştır.
Davacı vekili tarafından 10/10/2020 tarihli dilekçe ile geçici iş göremezlik alacağının 1000 TL, sürekli iş göremezlik alacağının 1000 TL olduğunu açıklamıştır.
Davacı vekili tarafından 18/01/2023 tarihli dilekçe ile 2.000 TL olan alacağı 8214,77 TL olarak artırdığı görülmektedir.
O halde toplanan delillerden somut olayda; davalının zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğu … plakalı aracın davacı yayaya 11/12/2013 tarihinde çarpması sebebiyle meydana gelen cismani zararla sonuçlanan trafik kazasında maddi tazminat talep edildiği anlaşılmakla davanın haksız fiilden kaynaklandığından öncelikle tarafların kusurlu olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Davacının yaralanması ile sonuçlanan trafik kazasında, düzenlenen kaza tespit tutanağı, 05/01/2023 tarihli trafik bilirkişisi ve aktüer bilirkişi tarafından düzenlenen raporun gerekçeli denetime açık olduğundan itibar edilerek, sürücü ………, sevk ve idaremde bulunan … plakalı panelvan kamyoneti ile kar yağışlı ortamda, yerleşim birimi
içerisinde olay tarihinde her iki tarafında yaya kaldırımı bulunmayan Neşet Ertaş Caddesi üzerinden, gereken dikkatini tamamen yola vermeden görüş alanını ve aracının
teknik özellikleri ile hava ve mevcut yol şartlarını göz önünde bulundurmadan, dikkatsiz ve ön tedbirsiz şekilde sola doğru dönüş yapacağı olay mahalli olan ikametgahının önüne geldiğinde, sola dönüşe başlamadan önce aracının sol yan ve ön tarafını kontrol etmeden aracının direksiyonunu sol tarafa doğru kırıp dönüş yaptığı sırada, tamamen kendi sevk ve idare hatası ile aracının sol tarafından yaya kaldırımı bulunmayan yolun sol tarafından yürüyen yaya ……’ın üzerine doğru giderek aracının sağ ön kısımları ile bu yayaya çarpmış çarpmanın etkisi ile yayanın yere düşmesi neticesinde, bu yayanın yaralanması ile sonuçlanan yaralamalı trafik kazası meydana geldiği, sürücünün kolluktaki beyanı idaresindeki … plakalı panelvan kamyoneti ile kar yağışlı ortamda, yerleşim birimi içerisinde olay tarihinde her iki tarafında yaya kaldırımı bulunmayan Neşet Ertaş Caddesi üzerinden, gereken dikkatini tamamen yola vermeden görüş alanını ve aracının teknik özellikleri ile hava ve mevcut yol şartlarını göz önünde bulundurmadan, dikkatsiz ve ön tedbirsiz şekilde sola doğru dönüş yapacağı olay mahalli olan ikametgahının önüne geldiğinde, sola dönüşe başlamadan önce aracının sol yana ve ön tarafını kontrol etmeden aracının direksiyonunu sol tarafa doğru kırıp dönüş yaptığı sırada, tamamen kendi sevk ve idare hatası ile aracının sol tarafından yaya kaldırımı bulunmayan yolun sol tarafından yürüyen yaya ……’ın üzerine doğru giderek aracının sağ ön kısımları ile bu yayaya çarptığı ve çarpmanın etkisi ile yayanın yere düşmesine ve zararlı sonucun
oluşmasına neden olduğu anlaşılmakta olan olayda; ; zararlı sonucun meydana gelmemesi için önceden kendisinden beklenilen tedbir, dikkat ve özeni göstermediğinden
olayın meydana gelmesinde %100 oranında kusurlu olduğu, davacı yayanın ise kazanın gerçekleşmesinde herhangi bir eyleminin bulunmadığından kusursuz olduğu kanaatine varılmıştır.Diğer yandan haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının usulüne uygun şekilde belirlenmesi gerekmekte olup Yargıtay 4.HD 2021/4002E- 2021/6091K sayılı Kararı,Yargıtay 4 HD, 2021/6772 E- 2021/9565 K sayılı ilamı ve yerleşik içtihatlar kapsamında düzenlenen maluliyet raporunun usulune uygun olduğundan maluliyet raporuna itibar edilerek davacının sürekli iş göremezlik zararını olmadığı ancak 6 ay geçici iş göremezlik zararın olduğu anlaşılmıştır.Bu durumda yukarıdaki açıklamalardan maluliyet ve kusur raporları dikkate alınarak düzenlenen aktüer bilirkişinin 05/01/2023 tarihli maddi tazminat hesabı yönünden 8.214,77 TL geçici iş göremezlik zararının tespit edildiği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla davacı tarafından ıslah dilekçesi ile her ne kadar alacağı 8214,77 TL ye çıkarmış ise de davacı vekili tarafından 10/10/2020 tarihli dilekçe ile geçici iş göremezlik alacağının 1000 TL, sürekli iş göremezlik alacağının 1000 TL olduğunu açıkladığından 8214,77 TL kısmının 1.000 TL kısmının sürekli iş göremezlik olduğu bakiye 7214,77 TL kısmının geçici iş göremezlik olduğu anlaşılmaktadır. Bu itibarla aktüer bilirkişi raporuna itibar edilerek 7214,77 TL kısım yönünden geçici iş göremezlik alacağının kabulune , 1.000 TL sürekli iş göremezlik alacağı talebinin ise sürekli iş göremezlik durumunun tespit edilmediğinden reddine, dava tarihi itibariyle temerrüt gerçekleştiğinden dava tarihinden itibaren faiz işletilerek aşağıdaki şekilde davanın kısmen kabulune dair hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, 7.214,77 TL geçici iş görememezlik tazminatının 10/03/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 492,84 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 6,83 TL, tamamlama harcı 173,07 TL nin mahsubu ile bakiye 312,94 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan; bilirkişi gideri 2000 TL, posta, talimat ve tebligat gideri 384,65 TL olmak üzere toplam 2.384,65 TL yargılama giderinden kabul ve red oranlarına göre hesaplanan 2.094,31 TL yargılama gideri ve peşin alınan 6,83 TL, tamamlama harcı 173,07 TL harç olmak üzere toplam 2.274,21 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Maddi tazminat talebi yönünden; davacı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye 13. Maddesine göre belirlenen 7.214,77 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye 13/3. Maddesine göre belirlenen 1.000 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük yasal süre içinde Yargıtay temyiz kanan yolu açık olmak üzere karar verildi verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 11/04/2023 09:24:41

Katip

¸e-imzalıdır.

Hakim

¸e-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip
¸E-imzalıdır.