Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/46 E. 2023/46 K. 17.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/46 Esas
KARAR NO : 2023/46

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … –
DAVA :Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 18/03/2013
KARAR TARİHİ : 17/01/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/02/2023
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
Davacı vekili dava dilekçesini özetle: davalının davacıya inşaat malzemesi sattığını ve bu ticari alım satımdan dolayı 30/08/2012 ve 05/12/2012 tarihli toplam 63.674,00 TL bedelli iki adet faturadan dolayı, Bursa 18.İcra Müdürlüğünün 2013/ … esas sayılı dosyasında icra takibi yapıldığını, oysa ki davacının davalıya talep olunan kadar borcu bulunmadığını, elden ve çek ile ödemeler yaptığını, bakiye olarak 5.549,92 TL borcu kaldığını, buna rağmen davalı tarafından toplam 63.674,00 TL üzerinden takip yapıldığını belirterek davacının davalıya 58.124,08 TL borçlu olmadığının tespiti ile %20 oranında haksız takip tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesini özetle davalı tarafından takibe itiraz edildiğinden dolayı takibin durduğunu, bu sebeple davacının dava açmakta hukuki menfaati bulunmadığını, davacıya ait şirket bulunduğunu, bu şirket hesabına yapılan ödemelerin şahsi borcundan düşürmeye çalıştığını, davacının iddiasının doğru olmadığını belirterek, davanın reddi ile % 20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
KANITLARIN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Davalı tarafından davacı aleyhine Bursa 18.İcra Müdürlüğünün 2013/ … esas sayılı dosyasında icra takibi yapılmıştır.
Bu takipte, 63.674,00 TL asıl alacak, 2.741,26 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 66.415,26 TL’nin tahsili talep edilmiştir.
Takibe dayanak olarak 30/08/2012 ve 05/12/2012 tarihli faturalar gösterilmiştir.
İcra takibine davacı tarafından 58.124,08 TL’lik asıl alacak kısmına ve işlemiş faize itiraz edilmesi üzerine takibin durmuş olduğu görülmüştür.
Davacı ve davalıya ait ticari defterler üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak rapor alınmıştır.
Alınan raporlara göre;
Davalının 2012 yılı yevmiye defterinin (kök raporda bilirkişi tarafından sehven davacı olarak belirtilmiştir) açılış ve kapanış tasdikinin yapılmış olduğu, davalı tarafından davacıya 271.506,69 TL’lik satışa karşılık 152.329,42 TL’lik tahsilat yapıldığı, yine 45.250,99 TL’lik borç azaltıcı virman yapıldığı, bu virmanın davacının hissedarı olduğu … Ltd. Şti.’ne yapıldığı, buna göre davalının davacıdan 73.926,28 TL alacaklı olduğu görülmüştür.
2013 yılında ise 58.353,48 TL’lik satış faturası ile 46.394,24 TL’lik devir düzeltmesi olarak borç artırıcı kaydın yapılmış olduğu 2012 yılından devir olan 73.926,28 TL alacak kaydı ile birlikte toplam 178.674,00 TL alacağa karşılık toplam 115.000,00 TL tahsilat yapıldığı, neticeten davacıdan 63.674,00 TL alacaklı olunduğunun kayıtlı olduğu görülmüştür.
Davacının 2012 yılı yevmiye defterinin açılış ve kapanış tasdikinin yaptırılmış olduğu buna göre 2012 yılında 285.379,34 TL alış faturasına karşılık 269.829,42 TL ödeme yapıldığı, 2013 yılına 15.549,92 TL borç devri yapıldığı, 2013 yılında ise 10.000,00 TL ödeme neticesinde davacının davalıya 5.549,92 TL borçlu olduğu tespit edilmiştir.
Davacı ile davalının defterleri arasında farklılıklar olarak davacının defterinde kayıtlı olan üç fatura bedeli toplam (8.258,82 TL + 4.695,20 + 918,63) 13.872,65 TL’nin davalının defterlerinde kayıtlı olmadığı, … Ltd. Şti. hesabına kaydedilmiş olduğu görülmüştür. Bu üç faturanın davacının şahıs işletmesi için düzenlendiği bilirkişi tarafından tespit edilmiştir. Buna göre; davacının davalıdan alışları toplamı 2012 yılı itibari ile 285.379,34 TL’dir. Zaten davacının kendi defteri de kendini bağlar.
Tarafların 2013 yılı defterlerinde de farklılıklar vardır. Davalının defterinde 46.394,24 TL düzeltme şeklinde borç artırıcı kayıt vardır ki bu husus davacının defterinde kayıtlı değildir. Keza davalının defterinde 02/03/2013 tarih 34455 nolu 58.353,48 TL bedelli fatura kayıtlı iken davacının defterinde böyle bir kayıt yoktur.
Bu irsaliyeli fatura davacı adına düzenlenmiştir. Ancak bu faturada teslim alan kısmı imzasızdır. Bu nedenle davalının bu faturadaki malları davacıya teslim ettiğini ispat etmesi gerekir. Ancak davalı tarafından bu yönde herhangi bir belge ibraz edilmemiştir. Bu nedenle davalının bu faturadan dolayı alacağı olmadığı ispat edilemediğinden dolayı kabul edilmemiştir.
Buna göre davacının davalıdan toplam alışları 285.379,34 TL olarak kabul edilmiştir.
Taraflara ait defterlerde ödemeler yönünden de farklılıklar vardır.
Davalının defterlerinde 2012 yılında 152.329,42 TL ödeme gözükmesine rağmen davacınınkinde 269.829,42 TL kayıtlıdır.
Davalının 2013 yılı defterlerinde 115.000,00 TL tahsilat gözükmesine rağmen davacınınkinde 10.000,00 TL ödeme gözükmektedir.
Buna göre davalının defterlerinde (152.329,42 + 115.000,00) 267.329,42 TL ödeme gözükmesine rağmen davacının defterlerinde toplam (269.829,42 + 10.000,00) 279.829,42 TL ödeme gözükmektedir. Her ikisi arasındaki fark (279.829,42 – 267.329,42) 12.500,00 TL’dir.
Defterler arasındaki farklı kayıtlar ise şunlardır; davalının defterinde kayıtlı olan 500 TL ve 2000 TL ödeme aslında dava dışı … Ltd. Şti.’nin borcunun ödemesi olarak yapılmış ödemedir.
Davacının defterinde kayıtlı olan 17/05/2012 tarih 54 yevmiye nolu 5.000,00 TL bedelli ve 30/04/2012 tarih 62 yevmiye nolu 10.000,00 TL bedelli ödemeler ise davalının defterlerinde kayıtlı değildir. Diğer ödemeler ise kayıtlıdır. Davalının 2013 yılı defterlerinde kayıtlı olan 50.000,00 TL ve 55.000,00 TL bedelli ödemeler ise davacının 2012 yılı defterlerinde kayıtlıdır.
Davalının defterinde kayıtlı olmayan toplam 15.000,00 TL bedelli ödeme dosyaya getirtilen davalının banka hesap ekstrelerinde davacının ödemesi olarak gözükmektedir.
Buna göre; davalının defterinde toplam 2.500,00 TL dava dışı şirket ödemesinin davacı ödemesi gibi kayıtlı olduğu, yine davacının yapmış olduğu toplam 15.000,00 TL ödemenin ise davacı ödemesi olarak kaydedilmeyip, dava dışı şirket ödemesi gibi dava dışı … Ltd. Şti.hesabına kaydedildiği, yanlışlığın bunlardan kaynaklandığı, her iki ödeme birbirinden mahsup edildiğinde 12.500,00 TL’lik fark oluşmaktadır ki bu da yukarıda açıklandığı üzere her iki defter arasındaki ödeme farkı olduğu görülmüştür. Buna göre davacının ticari defterlerini daha düzgün tuttuğu davacının defterlerindeki kayıtların gerçek borç-alacak ilişkisini gösterdiği, buna göre davacının davalıya 5.549,92 TL borçlu olduğu anlaşılmış, takip yönünden ise davacının 58.124,08 TL borçlu olmadığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafında takibe kısmi itirazda bulunulmuştur. Ancak davalı tarafından itirazın iptali davası açılmamıştır. Ancak muaraza da sonlanmamış olduğundan davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davacı haksız takip tazminatı talep etmiş ise de takibin haksız ve kötü niyetli yapıldığı ispat edilmediği gibi takibin durmuş olması da gözönüne alınarak davacının isteminin reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce bozma İlamına karşı Direnme Kararı verilmiştir. Direnme kararına karşı davalı vekili tarafından temyiz talebinde bulunmuştur.
Talep üzerine mahkememiz dosyası Yargıtay Hukuk Genel Kurul 2017(19) 11- 934 esas, 2021/1104 Karar sayılı ve 30/09/2021 tarihli karar ile bozulmuştur.
Bozma sonrası yeniden mahkememiz esasına kaydedilen dava dosyasında yargılamaya devam edilmiştir.
Taraflar arasındaki alacak borç ilişkisinin açıklığa kavuşturulması, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı da dikkate alınarak, taraflar arasındaki ticari ilişkinin başlangıcından sonuna kadar olan dönemi kapsayan ticari defter ve bağlı kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
15/06/2022 tarihli bilirkişi raporunu özetle; davalı tarafından, davacı tarafa düzenlenen ve icra takibine konu faturalar davacının defter kayıtlarına göre; davacının, davalıya 5.549,92 TL borçlu gözüktüğü, davalının defter kayıtlarına göre; davalının, davacıdan 63.674,00 TL alacaklı gözüktüğü, davalı tarafından, davacı tarafa 02.03.2013 tarih 34455 no.lu 58.353,48 TL bedelli fatura düzenlendiğini bu fatura davalı defter kayıtlarında mevcut olup, davacı defter kayıtlarında mevcut değil olmadığını davalı tarafından bu faturanın veya faturaya ait emtianın davacı tarafa teslimi ile ilgili dava dosyasına sunulmuş bir belge olmadığını taraflar arasındaki farkın ana kaynağını bu faturanın oluşturduğunu sonuç olarak; davalı tarafından, Davacı tarafa takipten önce borcun ödenmesi yönünde gönderilmiş yazılı bir ihtarın olmadığı, davalı tarafından, davacı aleyhine Bursa 18.İcra Müdürlüğü’nün 2013/… esas sayılı dosyasına yapılan icra takibinden dolayı; davacının, davalıya 58.124,08 TL asıl alacak yönünden borçlu olmadığı,(63.674,00-5.549,92)= 58.124,08 TL yönündeki tespit ve kanaatine varılmıştır.
Dosyannı önceki bilirkişi heyetine tevdi edilerek Yargıtay hukuk genel kurulu ve Yargıtay dairesini kararlarında açıkça vurgulandığı üzere ödeme savunmasına ilişkin raporda değerlendirme yapılmasına bu kararların raporlarda irdelenerek ek rapor aldırılmasına karar verilmiştir.
08.11.2022 tarihli bilirkişi raporunu özetle; taraflar arasındaki açık hesap ilişkisi kapsamında taraflar arasındaki alacak farkının davalı tarafından davacı adına düzenlenen 02.03.2013 tarih 34455 no.lu 58.353,48 TL bedelli fatura olduğu, anılan faturanın davacı tarafa teslimi veya fatura konusu malların teslimi ile ilgili dosya içerisinde belge bulunmadığı, davalının Bursa 18.İcra Müdürlüğü 2013/… Esas sayılı dosyasına konu 30.08.2012 tarihli 034288 nolu 50.024,92 TL ve 05.12.2012 tarihli 034362 nolu 13.650,24 TL bedelleri faturalar olduğu, anılan ticari ilişki kapsamında TBK.m.101 ve m.102 uyarınca davacı tarafından yapılan ödemelerin mahsubu ile, 30.08.2012 tarihli 50.024,92 TL bedelli faturanın 12.10.2012 tarihinde ödenmiş olduğu; 05.12.2012 tarihli 13.650,24 TL bedelli faturadan ise takip tarihi itibari ile 2.011,10 TL bakiye borç kalmış olduğu kanaatine varılmıştır.
O halde yapılan yargılama ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun Bozma İlamı doğrultusunda somut olayda, elde ki menfi tespit davasında, davalı alacaklı tarafından icra takip talebinde sadece 30/08/2012 tarihli 50.024,92 TL bedelli fatura ve 05/12/2012 tarihli 13.650, 24 TL bedelli faturaya dayalı olarak alacaklı olduğunun savunulduğu, davacı ise icra takibine konu bu iki faturadaki borcun 58.124,08 TL kısmının ödendiğini borçlu olmadığını ileri sürdüğü anlaşılmaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun Bozma ilamında vurgulandığı üzere, davacı borçlu tarafından ödeme savunmasını usulune uygun delillerle ispat etmesi gerekir.
Bu itibarla tarafların ticari defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda bilirkişi tarafından düzenlenen gerekçeli denetime açık hüküm kurmaya elverişli 15/06/2022 tarihli rapor ve uyumlu ek raporda açıklandığı üzere, davalı tarafından davacı tarafa düzenlenen icra takibine konu faturalar ile 2012 yılında düzenlenen faturaların davacının ve davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ve davalının alacağının 285.379,34 TL olup davacı tarafından yapılan ödemelerin ise davalının defter kayıtlarında da sabit olduğu üzere 279.829,42 TL olduğu tespit edilmiş ve davalının bakiye alacağının 5.549,92 TL olduğu kanaatine varılmıştır.
Diğer yandan davalı tarafından icra takibinde dayanmadığı ve konu yapmadığı 02/03/2013 tarihli 34455 nolu 58.353,48 TL bedelli fatura ise cari hesap ekstresinde gösterilerek davalı tarafından bu faturadan da alacaklı olduğunu iddia etmiştir. Ancak davacı tarafın bu 02/03/2013 tarihli icra takibinde yer almayan fatura konusu malların teslim edildiğini ve ödendiğine dair bir ikrar ve beyanı bulunmamaktadır. Aksine davacı borçlu dava dilekçesi ve yazılı beyanlarında, icra takibindeki 2012 yılına ait faturaları( 2 adet) faturayı ödediğini iddia etmekte takibe konu edilmeyen 02/03/2013 tarihli 34455 nolu 58.353,48 TL bedelli faturayı kabul etmediği gibi defterlerde kayıtlı olmadığı ve bu fatura konusu malların davalı tarafından davacıya teslim edildiğini de usulune uygun delillerle ispat edemediği açıkça ortadadır.
Bu itibarla davalının dayandığı menfi tespite konu icra takibindeki fatura bedelleri ve talep edilen 63.674 TL toplam tutarın, davacı ve davalı tarafın defter kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda 58.124,08 TL kısmının ödendiğinden bu miktar yönünden açılan davanın kabulune ve davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar vermek gerekmiştir.
Davacı haksız takip tazminatı talep etmiş ise de takibin haksız ve kötü niyetli yapıldığı ispat edilmediği gibi takibin durmuş olması da gözönüne alınarak davacının isteminin reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1- DAVANIN KABULÜ ile davalı tarafından davacı aleyhine Bursa 18.İcra Müdürlüğünün 2013/… esas sayılı dosyasında yapılan icra takibinden dolayı davacının davalıya 58.124,08 TL asıl alacak yönünden BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
2-Yasal şartları oluşmadığından davacının haksız takip tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 3.970,45 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 992,65 TL, mahsubu ile bakiye 2.977,8 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan; bilirkişi ücreti 2.300 TL, posta, talimat ve tebligat gideri 357,3 TL yargılama gideri, 992,65 TL peşin harç olmak üzere toplam 3.649,95 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin kararın niteliği gereği üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye göre belirlenen 9.299,85 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde Yargıtay yolu açık olmak üzere karar verildi. 17/01/2023

Katip …

¸e-imzalıdır.

Hakim …

¸e-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸E-imzalıdır.