Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/405 E. 2022/1091 K. 11.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/405 Esas
KARAR NO : 2022/1091

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … –
VEKİLİ : Av. … –
DAVA İHBAR OLUNAN : … -…
VEKİLİ : Av. … –

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/01/2016
KARAR TARİHİ : 11/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 31/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 17/09/2014 tarihinde davalıdan EB74006 motor numaralı FORD marka 2014 model ve BEYAZ renk kamyonet (BB Van) araç satın aldığını, satın alınan tarih itibari ile halının değerinin 64.994,00 TL.olduğunu, müvekkiline ait 16 J 1252 plakalı aracın 18/09/2015 tarihinde Ankara-Polatlı istikametinde giderken müvekkilinin aracının hiçbir neden yokken aniden stop ettiğini ve gösterge lambalarını kontrol ettiğinde hiçbirinin yanmaması ve aracın çalışmaması üzerine aracı ilgili servise çektirdiğini, araçtaki arızanın kaynağının tepitine ilişkin Ankara 10.Sulh Hukuk Mah’nce araç üzerinde delil tespiti işlemi yapıldığını ve araçtaki bu arızanın imalat hatasından kaynaklandığını ve gizli ayıplı olduğunu belirterek, aracın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini, araçta meydana gelen değer kaybı ve araçtan mahrum kalma bedelinin tespit edilerek davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir
Davalı …AŞ vekilinin 18/02/2016 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacının dava dilekçesinde beyan ettiği iddialarının gerçeği yansıtmadığını, tespi bilirkişisi tarafından verilen raporda aracın ayıplı olduğuna dair hiçbir açıklama yapılmadığı halde sanki raporda aracın ayıplı olduğunun tespitinin yapıldığı yönünde çarpıtma yapıldığını, tespit dosyasında araç şoförünün önüne çıkan köpeğe çarpmamak için direksiyonu sağa kırdığını ve kaldırıma çıktığını, akabinde araın tekrar yola girdiğini ve yoluna devam ettiği yönündeki açıklamalara deva dilekçesinde yer verilmeyerek gizleynemye çalışıldığını, bu durumun arüçtaki hasarın kaza neticesinde meydana geldiğine delalet ettiğini, tespit dosyasında araçtaki arızanın kullanım hatasından mı ya da üretimden kaynaklı gizli ayıp mı olduğu yönünde ayrıntılıbir açıklamaya ve tespite yer verilmediğini, aracın kaldırıma çıkması ve arızanın meydana gelmesi ile ilgili olarak raporda olumlu veya olumsuz bir görüşe yer verilmediğini, bu haliyle tespit bilirkişi raporunun yetersiz kaldığını beyan ederek davanın reddini istemiştir.
Davalı … Otomotiv AŞ vekilinin 27/10/2016 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davaya konu araçta müvekkili olan şirketin sorumlu tutulmasına neden olacak üretimden kaynaklı bir ayıp bulunmadığından bahisle açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, yazılı beyanlar, keşif, bilirkişi incelemesi, Ankara 10.Sulh Hukuk Mah.’nin 2015/235 d.iş sayılı dosyası, araç kiralama faturaları, emsal yargıtay karar örneği, bilirkişi raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava, taraflar arasında düzenlenen ticari araç alım satım sözleşmesinin aracın ayıplı olması sebebiyle feshi ile ödenen bedelin iadesi ve ikame araç bedeli alacağına ilişkindir.
Uyuşmazlık, dava konusu aracın ayıplı olup olmadığı, davacı tarafça süresinde ayıp ihbarında bulunulup bulunulmadığı, ayıbın imalat hatası mı kullanıcı hatasından mı kaynaklandığı noktalarında toplanmaktadır.
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmıştır.
Makine mühendisi bilirkişi C.Baki Yıldırım tarafından dosyaya sunulan 16/11/2015 tarihli bilirkişi raporunda özetle, servis tarafından aracın motoryağının boşaltılmış olmasından dolayı aracın servise getirilmeden önce yağ seviyesinin normal olup olmadığı yönünde bir tespit yapılamadığını, yağ filtresinin dış tabanında hafif deformasyon bulunduğunu, yağ filtre kabının yağ ile dolu olduğu,. Filtreden dışarıya yağ sızıntısı bulunmadığı, motor karteri içerisinde yapılan incelemede çok miktarda metal talaşının bulunduğunun görüldüğü, aracın alt bölümünün incelenmesinde araç altında herhangi bir yağ kaçağı olduğuna dair iz ve emareye rastlanılmadığını, motor yağ pompasının çalışıp çalışmadığının kontrol edilebilmesi için motorun indirilerek dağıtılması gerektiğini, bunun da maddi külfet gerektirdiğini, tespit isteyen vekilinin bu maddi külfeti karşılamayacaklarını beyan etmesi üzerine bu işlemin yapılmadığını, motor radyatörünün incelenmesinde su seviyesinin normal olduğunun tespit edildiği, aracın üzerinde aküsü bulunmadığından kilometresinin tespit edilemediğini ancak aracın servis kaydına göre 46131 km’de olduğunun görüldüğünün tespitine yer verilerek meydana gelen arızanın kullanım hatasından mı ya da gizli ayıptan mı kaynaklandığı hususunda bu safhada teknik değerlendirme de bulunabilmesinin mümkün olmadığı, karterde çok miktarda metal talaşının bulunmasının motorun yüksek hararete maruza kaldığının işareti olduğunu, arızanın devir daim ve yağ pompasının yeterli görev yapamamış olmasından kaynaklanmış olabileceğinin düşünüldüğünü, motorun komple değiştirilmesinin işçilik dahil 50.00,00 TL.civarında olduğunu, ruhsata düşülecek kayıt sebebiyle 1.000,00 TL.mertebesinde değer kaybı olduğu belirtilmiştir.
Dava konusu araç üzerinde makine ve otomotiv bilirkişileri eşliğinde talimat mahkemesince 04/01/2016 tarihinde yapılan keşif sonucu aldırılan 07/02/2017 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle ve sonuç olarak; dağıtılmış motor kısımları üzerinde yapılan incelemede, motorun krank milinin 4 adet piston kolu yatakları ile biyel kolu muylularında üzerinde herhangi bir hatanın olmadığı söz konusu kısımarın sağlam ve çalışır vaziyette olduklarının tespit edildiği, motorun 1.piston tepesinin tepeden yağ segmenanı kadar olan kısmının büyük bir bölümünün yüksek ısıya bağlı olarak erimiş olduğu ve 1.piston kaşrılığındaki silindir kafası üzerinde pistondan kopan parçaların emme ve egzoz sübaplarına parçacıklar halinde yapışmış olduğu, 1.pistonunun yan yüzeyi ile silindir cidarı arasında yine kopan parçalara bağlı olarak sürtmenin gözlemlendiği, silindir kapak contası, silindir kapağı ve kapağın oturduğu motor bloğu üzerinde yapılan incelemede herhangi bir hata gözlenmediği, motorun diğer üç pistonu ve kapaklardaki sübaplar üzerinde ve kapak yüzeyinde herhangi bir hata görülmediği, kapak yüzeyleri ile sübapların sağlam olduğunun gözlendiği, yine eksantrik milleri, yatakları ve zinciri üzerinde yapılan incelemede sağlam olduklarının gözlendiği, ayrıca tespit bilirkişisi tarafından yağ pompasının çalışıp çalışmadığının motor indirilmemesi nedeniyle tespit edilemediği belirtilmiş ise de motorun krank ve eksantrik yataklarında yağlamaya bağlı herhangi bir hata görülmediğinden, yağ pompasının sağlam ve çalışır vaziyette olduğunun anlaşıldığı, motorun soğutma sisteminde bir hata olmadığının görüldüğü, aracın aküsü üzerinde bulunmadığından, aracın yaptığı kilometrenin okunamadığı, ancak bilirkişi tespit raporunda aracın servis bakımında tespit edilen kilometresiin 46.131 km olduğunun belirtildiği, yakıt sistemindeki yakıt enjektörnelirinin serviste test ettirilemediği, ancak söz konusu enjektörlerin bu işi yapan tarafsız bir işletmede test ettirilmesinin uygun olacağının görüş ve kanaati ile motor üzerinde yapılan bu tespitlere göre motorun 1.piston tepesinin erimesinin yağlama ve soğutma sisteminde olan bir arızaya bağlı olarak oluşmayacağı, piston tepe erimesinin, teşhisi bakımından motorun yakıt enjektörlerinin test edilerek enjektör püskürtme basıncının fabrika değerlerine uygun olup olmadığı, enjektör elemanlarında bir arıza ya da hatanın olup olmadığının belirlenerek dosyaya bir rapor halinde sunulması, diğer taraftan araçta bulunan yakıtın da analiz edilerek rapor halinde dosyaya sunulması durumunda test sonuç değerlerine göre hasar konusunda bir değerlendirme yapılmasının uygun olacağı kanaat ve görüşü açıklanmıştır.
Davacı vekilinin rapora itirazı sonucu mahkememizce aldırılan bila tarihli bilirkişi raporunda özetle ve sonuç olarak;dava konusu aracın moütorunun 1.piston tepesinin erimesinin yağlama ve soğutma sisteminden kaynaklanmadığı, arızanın yağ pompasından kaynaklanmadığı, aracın 2014 model olup olay tarihinde bir yaşında olduğu ve olay tarihinde 41131 km olduğu, bu kilometredeki bir aracın 1.pistonunun malzeme yorulmasından hasar görmesinin mümkün olmadığı, 1.piston tepe erimesinin malzeme kalitesizliğinden veya yakıt enjektörlerinden kaynaklı olabileceği, gerek malzeme kalitesizliği ve gerekse yakıt enjektörlerine bağlı olarak 1.piston tepe erimesinin kullanıcı hatasından kaynaklanmadığı, olayın meydana gelmesinin önceden bilinmesinin mümkün olmayacağı, imalattan kaynaklı olmasından dolayı gizli ayıplı olduğu kanaat ve görüşü açıklanmıştır.
Davacının iddiaları doğrultusunda bahse konu olayın üretim aşamasından kaynaklanıp kaynaklanmadığı, bu hususun gizli ayıp niteliğinde bulunup bulunmadığı, araçta meydana gelen değer kaybı ile araçtan mahrum kalınan süre için hesap edilecek mahrum kalma bedelinin tespit edilerek denetime açık olacak şekilde bilirkişi raporu hazırlanması amacıyla bilirkişi heyetinden talimat yoluyla aldırılan 25/07/2018 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle ve sonuç olarak; meydana gelen hasarın, dizel yakıtla çalışan 4 silindirli bir aracın sadece 1.silindirindeki pison yüzeyinin çok aşırı derecede ısınarak erimesi, piston yüzeyinden parçalar kopması ve sekmanların gömlekleri çizmesi ve ardından 1 nolu silindirin ciddi boyutlarda hasar görereke motorun kullanılamaz hale gelmesi şeklinde gerçekleştiği, dosya kapsamında mevcut olan fotoğraflar incelendiğinde motorun çalışmasını tamamlayan sübaplar, kam mili, triger zinciri, silindir kapak contası; silindir kapağı, motor bloğu, yataklar gibi elemanlarda herhangi bir problem veya hasara rastlanamadığı, aynı şekilde motorun 2, 3 ve 4 nolu silindirlerinde normal çalışma koşullarının dışında kalacak biçimde oluşabilecek herhangi bir sorunun gözlemlenmediğinin tespit edildiği, ayrıca krank ve eksantrik yataklarında yağlama kaynaklı bir hatanın oluşmadığının tespit edildiği, ek olarak araçta sadece 1 silindirin hasarlanması (diğer silindirlerde benzer problem mevcut değildir) herhangi bir yağlama ya da soğutma probleminden kaynaklı bir hasarlanmasının olmadığının açıkça gösterdiğini, motorun 1.pistonunun üst yüzeyinin eriyik hale gelip yüzeyden parça kopması durumu yüksek ısılara maruz kaldığını gösteren bir işaret olduğunu, yüksek ısının oluşmasının 1.piston enjektörünün görevini düzgün yapmayarak pulvarize şekilde yakıtı püskürtmek yerine pison üzerine akıttığı durumda gerçekleştiğini, aşırı yüksek sıcaklık değerlerinin oluşmasının piston ve silindirin farklı miktarlarda genleşerek piston sekmanlarının silindir gömleklerini yoğun bir biçimde çizmesine de sebebiyet verdiğini, problemin enjeksiyon sistemi kaynaklı olduğu, enjeksiyon sistemi püskürtme basıncının uygun olup olmadığı ya da elverişsiz yakıt kaynaklı enjektör ağzındaki kirlenme tıkanma problemi sebebiyle sözü edilen hasarın ortaya çıkmış olabileceğini, bu sebeple söz konusu enjektörlerin ve araçta bulunan yakıtın analiz edilerek dosyaya bir rapor halinde sunulmasına müteakip meydana gelen hasarın tam kaynağının ne olduğuna dair kanaat bildirilmiştir.
Taraflar arasındaki ilişki ticari satım sözleşmesinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
Ticari satım sözleşmesinin düzenlendiği tarih itibariyle yürürlükte bulunan hükümler değerlendirildiğinde,
6098 Sayılı TBK’nun 219.maddesine göre, satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmamasından da sorumludur. Satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur.
Ticari satımlarda, 6102 Sayılı TTK 23/1-c bendine göre, malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda TBK 223.maddesi 2.fıkrası uygulanır.
6098 Sayılı TBK’nun 223/1 fıkrasına göre, alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkan bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır.
6098 Sayılı TBK’nun 223/2. fıkrasına göre ise, alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması halinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir, bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.
Ayıpları bildirmenin içeriğini ve zamanında yapıldığını ispat külfeti, alıcıya düşer.
TBK’nun 223.maddesindeki ihbar süreleri hak düşürücü süre olup, hakim tarafından re’sen gözönünde tutulur.
Ayıp ihbarının süresinde yapılmamış olması halinde, satıcı ayıplı maldan sorumlu olmaz.
Diğer yandan 6102 Sayılı TTK.18 maddesinin 3 fıkrasında “tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığı ile taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılır” düzenlemesi bulunmaktadır.
Satılan maldaki ayıpların ihbarı herhangi bir şekle tabi tutulmamıştır. Ancak, uyuşmazlık halinde ayıp ihbarının kanıtlanması şekle tabidir. Tacirler arası ticari satımlarda ayıp ihbarının 6102 Sayılı TTK.’nun 18/3 maddede öngörülen şekilde yapıldığı kanıtlanmalıdır. Diğer bir anlatımla bu yön ispat koşuludur.
O halde yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde, davacının maliki olduğu 16 j1252 plakalı Ford Transit Marka aracın 18/09/2015 tarihinde sürücü …’ ın Bursa istikametin Giresun istikametine seyir halinde iken Ankara Polatlı yolunda köpeğe vurmamak için direksiyonu sağa kırarak kaldırıma çıktığı sonrasında tekrar yolda seyir halinde iken kısa süre sonra aracın durduğu ve kasko sigorta şirketine bildirildiği ve kasko şirketi tarafından zamana bağlı yağ kaçağı olduğu iddiasıyla bedelin ödenmediği bu kapsamda Ankara 10.Sulh Hukuk Mah.’nin 2015/235 değişik iş dosyası üzerinden yapılan bilirkişi incelemesinde, 16/11/2015 tarihli rapor ve 04/01/2015 tarihli rapor ile aracın motorundaki hasarın imalattan kaynaklandığının belirlendiğinden davacı tarafça ayıplı malın bedeli ile ikame araç bedeline dayalı alacak talep edilmiş davalı ise zamanaşımı defi ile araçtaki hasarın imalattan kaynaklanmadığı kullanıcı hatası olduğu savunulmakla davalının zamanaşımı defi yönünden TBK 231.maddeye göre zamanışımı süresi malın tesliminden itibaren 2 yıl olup aracın satın alındığı 17/09/2014 tarihinden eldeki davanın açıldığı tarihe kadar 2 yıllık sürenin geçmediğinden zamanaşımı defi iddiasının yerinde olmadığından itibar edilmeyerek, olaydaki uyuşmazlığın araçtaki hasarın, imalat- üretici hatasından kaynaklı olup olmadığı, garanti kapsamında kalıp kalmadığı noktasında toplanmaktadır. Bu kapsamda talimat mahkemesi yoluyla yapılan keşifler ve bilirkişi heyetinin düzenlediği 26/01/2017 tarihli makine bilirkişisi ve hukukçu bilirkişinin raporu, 25/07/2018 tarihli öğretim görevli makine mühendisleri bilirkişi heyetinin raporu ve rapora itirazlar kapsamında keşif yapılmak suretiyle düzenlenen bilirkişi heyetinin 31/12/2018 tarihli raporu ile aracın motorunun söküldüğü, yakıt numunesinin bulunmadığı ve enjektörlerin korunmuş şekilde mevcut olmadığı, motordaki arızanın yakıt kaynaklı mı enjeksiyon basıncının uygun olmamasından kaynaklandığının ancak arızanın ortaya çıktığı tarihte yapılacak yakıt numunesi ve enjektör testi ile teknik olarak mümkün olabileceğinin belirlendiği, düzenlenen 31/12/2018 tarihli ek bilirkişi raporunun gerekçeli denetime açık olaya uygun olduğundan itibar edilerek motordaki arızanın imalattan kaynaklandığı üretici hatası olduğunun ispat edilmediği, ispat yükünün davacıda olup delil tespiti sırasında düzenlenen bilirkişi raporlarının araçta yakıt analizi ve enjektör testi yapılmadığından teknik yönden kesin olarak arızanın imalattan kaynaklandığının tespit edilemeyeceğinden itibar edilmeyerek, araçtaki arızanın imalattan kaynaklandığının ayıplı olduğunun ispat edilmediğinden sübut bulmayan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
Mahkememiz kararının davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Bursa BAM 5. Hukuk Dairesinin 2019/1407 Esas ve 2022/363 Karar sayılı kararı ile; ” Dosya kapsamında mahkemece üç adet rapor alınmıştır. 26/01/2017 tarihli bilirkişi (makina mühendisi-hukukçu) raporunda ” piston tepesi erimesinin teşhisi bakımından motorun yakıt enjektörlerinin test edilerek enjektör püskürtme basıncının fabrika değerlerine uygun olup olmadığı, enjektör elemanlarında bir arıza ya da hatanın olup olmadığının belirlenerek dosyaya bir rapor halinde sunulması, diğer taraftan araçta bulunan yakıtında analiz edilerek rapor halinde dosyaya sunulması durumunda test sonuç değerlerine göre hasar konusunda bir değerlendirme yapılmasının uygun olacağı,” 26/01/2017 tarihli bilirkişi raporunda ise “Enjeksiyon sistemi püskürtme basıncının uygun olup olmadığı ya da elverişsiz yakıt kaynaklı enjektör ağzındaki kirlenme/tıkanma problemi sebebiyle yukarıda sözü edilen hasar ortaya çıkmış olabilir. Bu sebeple söz konusu enjektörlerin ve araçta bulunan yakıtın analiz edilerek dosyaya bir rapor halinde sunulması…” şeklinde görüş belirtmiştir. Aynı heyetten alınan 31/12/2018 tarihli ek raporda ise “…yakıt numunesi ve enjektör testinin de mümkün olmadığı belirlenmiştir. Eğer dava konusu problem ilk ortaya çıktığında hem yakıt testi hem de enjektör sistemi testleri tespit niyetiyle yapılmış olsaydı teknik olarak kesin bir kanaat ortaya koymak mümkün olabilirdi… Özetle, araçta ortaya çıkan motor arızasının yakıt kaynaklı mı yoksa enjeksiyon sistemi basıncının uygun olmaması kaynaklı mı olduğu hususunda kök raporda kesin olarak kanaat oluşturamadığımız gibi ek raporda da kesin bir kanaatten söz etmek mümkün değildir. ” şeklinde görüş bildirilmiştir.Yukarıdaki kanun maddeleri kapsamında ilk derece mahkemesince alınan ve hükme dayanak gösterilen rapor hüküm kurmaya elverişli değildir. Zira kök ve ek raporlarda ”araçtaki arızanın yakıt kaynaklı mı yoksa enjeksiyon basıncının uygun olmamasından kaynaklandığının ancak arızanın ortaya çıktığı tarihte yapılacak yakıt numunesi ve enjektör testi ile teknik olarak mümkün olabileceğinin bildirildiği, bu hususların hem kök raporda, hemde ek raporda açıkça ortaya konamadığı, değişik iş tespit dosyası ile dosya içeriğinde alınan raporlardaki tespitlerin birbiri ile çelişkili olduğu, bu yönü ile teknik ve bilimsel olarak denetime elverişli olmadığı anlaşılmaktadır. Bu yüzden mahkemece yapılması gereken iş; üniversitelerin otomotiv bölümünde görevli öğretim görevlisi uzman bilirkişi heyetinden, motor üzerinde inceleme yapılmak sureti ile davacının araçta ileri sürdüğü ve tamire konu 1 nolu piston ve supap kırılmasının neden kaynaklandığı (imalat hatası- kullanım hatası- kötü yakıt) hususunun tam ve kesin olarak ortaya konulması, varsa söz konusu arızanın gizli ayıp teşkil edip etmediği, kullanıcı hatasından kaynaklanıp kaynaklanmadığı, araçtan elde edilen faydayı azaltıp azaltmadığı, aracın kaza yaptığı da gözetildiğinde hasarsız ve hasarlı 2. el değerinin piyasa araştırması yapılarak araçtaki ayıptan kaynaklı değer kaybının belirlenmesi, yine ikame araç talebi yönünden taraf ve mahkeme denetimine uygun rapor alınması ile 6098 sayılı TBK. 227. madde gereğince seçimlik haklarını kullanma koşullarının oluşup oluşmadığının değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken belirtilen hususlara aykırı arızayı tam ve net olarak ortaya koyamayan, kendi içerisinde çelişik raporlarla karar verilmesinde hukuki yönden isabet bulunmamakta olup bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin kararının 6100 sayılı HMK. 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak dosyanın yerel mahkemeye iadesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile; Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;1-Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/02/2019 tarih, 2016/114 Esas, 2019/352 sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2-6100 sayılı HMK. 353/1-a-6 maddesi gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE” gerekçesi ile dosya mahkememize gönderilmiştir.
Mahkememizce dosya yeniden esasa kaydedilerek, istinaf ilamı doğrultusunda araç motor ve parçalarının bulunduğu yer ya da keşfe hazır edilip edilmeyeceği hususlarında beyanda bulunmak üzere süre verilmiştir.
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu beyan dilekçesinde; dava konusu aracı sattıklarını, araç üzerinde yeterli inceleme yapıldığını, aracın nerede olduğunun bilinmediğini, dosyadaki belge ve bilgiler kapsamında bilirkişi incelemesi yapılmasını talep etmiştir.
Bu durumda somut olayda İstinaf İlamında vurgulandığı üzere” motor üzerinde inceleme yapılmak sureti ile davacının araçta ileri sürdüğü ve tamire konu 1 nolu piston ve supap kırılmasının neden kaynaklandığı (imalat hatası- kullanım hatası- kötü yakıt) hususunun tam ve kesin olarak ortaya konulması, varsa söz konusu arızanın gizli ayıp teşkil edip etmediği, kullanıcı hatasından kaynaklanıp kaynaklanmadığı, araçtan elde edilen faydayı azaltıp azaltmadığı, aracın kaza yaptığı da gözetildiğinde hasarsız ve hasarlı 2. el değerinin piyasa araştırması yapılarak araçtaki ayıptan kaynaklı değer kaybının belirlenmesi, yine ikame araç talebi yönünden taraf ve mahkeme denetimine uygun rapor alınması” motor üzerinde inceleme yapılarak araçtaki ayıbın varlığı, türü, imalat hatası mı kullanım hatası mı olduğunun tespitinin gerektiği ancak araç ve motorun satıldığı nerede olduğunun bilinmediğinden motor üzerinde bilirkişi inceleme yapılmasının mümkün olmadığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla ispat yükünün davacıda olup ayıbın varlığı ve imalattan kaynaklandığının usulune uygun delillerle ispat edilemediğinden davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın subut bulmadığından reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL nispi karar ve ilam harcının peşin alınan 1.144,21 TL’den mahsubu ile bakiye 1.063,51 TL nispi karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 24,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye göre belirlenen 10.720,16 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 11/10/2022

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸E-imzalıdır.