Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/377 E. 2022/676 K. 30.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Türk Milleti Adına
“Karar”

ESAS NO : 2022/377
KARAR NO : 2022/676

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … –
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : Sözleşmenin İptali
DAVA TARİHİ : 06/11/2018
KARAR TARİHİ : 30/05/2022
KARAR YAZIM TARİHİ :01/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Sözleşmenin İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;davacı müvekkilin, otomobil bakım servisi veren bir şirket olduğunu, iç hacmini daha da büyütmek için marka tescilinin ve dolayısıyla kepir markasının kullanım hakkının kendisinde olduğunu iddia eden davalı ile anlaşarak dava konusu “marka kullanım hakkı sözleşmesi”ni imzaladığını, imzalanan sözleşmeye uygun olarak da dava tarihine kadar olan süre için de belirlenen kira bedelini davalıya tam ve eksiksiz yatırdığını, ancak ilerleyen zaman da davacı müvekkil şirketin dava konusu sözleşme imzalandığı sırada, kira bedelini ödediği “kepir” markasının davalıya ait olmadığını, dolayısıyla marka tescil hakkı kendinde bulunmayan davalının, sözleşme kurulma esnasındaki yanıltıcı ve esneklik bilgilendirmesinden dolayı yaptığı hile ile hataya düştüğünü fark ettiğini, bunun üzerine 19/02/2018 tarihinde “Kepir” markasının 3. Kişilerce haksız kullanımını önlemek amacıyla markanın kendi lehine tescili için Türk Patent Enstitüsü’ne başvurusunu yaptığını,ancak reddedildiğini, davacı müvekkilin marka tescili lehine henüz gerçekleşmeden “kepir” tabelalarını indirdiğiin ve adına tescilli üzerinden “Denart” marka ve logosu bulunan tebalaları işyerine astığını, davalı tarafından sözleşme kurulmadan önce markanın hak sahibi gibi hareket etmesi yapılan hile sözleşmenin kurulmasını etkileyebilecek nitelikte olduğunu, marka tescili ve dolayısıyla kullanım hakkı kendisinde olmayan bir marka için davalı şirket sözleşme imzalandığından beri de davacıdan kira bedeli tahsil etmediklerini, bu nedenlerle sonrasında hak ve alacaklar saklı kalmak kaydıyla 01/10/2016 tarihinde taraflar arasında imzalanmış sözleşmenin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin 2007 yılında Sami Kepir tarafından kurulduğunu, müvekkil şirket kurulmadan önce aynı işi “Kepir Otomotiv” ismi ile 1980 yıllardan şirketi kurulumuna kadar Sami Kepir Beşyol mevkiinde bulunan işyerinde yürüttüğünü, yaptığı iş ile sektöründe tanınır ve aranır hale geldiğini, yılların geçmiş Beşyol mevkiinde bulunan yerin fizi olarak yetmemesi neticesnide ise Beşevler Küçük Sanayi Sitesine geçtiğini ve bu adreste de müvekkil şirketin kurduğunu ve ortak olarak da çocuklarını hissedar yaptığını, küçük sanayi sitesinde bulunan yer ile birlikte oto servis hizmetlerinin yanında araç kirilama hizmeti de vermeye başladığını, oto servis hizmetinde usta olan Sami Kepir’in yaşının ilerlemesi, araç kiralama işinin oturması ve işrekt ortaklarından Akıp Kepir’in de oto kiralama işini oturtması neticesinde oto servis işinden müvekkil şirketin çıkmak istediğini, bu sırada Sami Kepir’in tanığı olan ve işlerini de yapmış olan İbrahim Arat ve 03/01/2012 tarihinden Eylül 2016 tarihine kadar bu yana müvekkil şirkette hasar ve idari işlerden sorumlu olarak çalışan Mehmet Akif Altuntaşoğlu Oto Servisinin devralmak için talip olduklarını, tarafların oto servisin devri konusundan anlaşamadıklarını, servis için kullanılması gereken tüm makine ve ekipman 15/08/2016 tarihinde kurucu ortakları Halil İbrahim Arat, İlpar Yemen ve müvekkil şirketin çalışanı olan Mehmet Akif Altunoğlu tarafından kurulan davaı şirkete devredildiğini, bunun yanında 1980 li yıllardan bu yana oluşturulan müşteri çevresi ile müvekkil şirket tarafından oto servis hizmetin de de kullanılan “kepir oto” isminin kullanılmasının davacı firmaya sözleşme kapsamında izin verilmediğini, müvekkilin sözleşmeden doğan yükümlülüklerin tamamını yerine getirdiğini, bu nedenle haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, taraflar arasında akdedilen marka kullanım hakkı sözleşmesinin davalının hata ve hilesi olduğundah bahisle sözleşmenin iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce yargılama yapılmış, Bursa 14. İcra Müdürlüğünün 2018/12410 E. Sayılı dosyası ve Türk Patent ve Marka Kurumu Hukuk Müşavirliğinden davacı şirketin davacı şirketin tescil bilgileri cep edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; Türk Patent ve Marka Kurumu ‘nun 21.05.2019 tarihli müzekkere cevabından anlaşılacağı üzere marka sahibi Kepir Otomotiv Servis Araç.Kira.San.Tic.Ltd.Şti nin 6769 sayılı Sinai Mülkiyet Kanuna göre 15.12.2016 tarihinden itibaren 10 yıl müddetle tescil edildiği, tescilinin 09.07.2018 tarihinde sicile kaydedilen markanın 27.09.2018 tarihli ve 455 sayılı Resmi Marka Gazetesinde yayınlandığı bildirilmiştir.Taraflar arasında 01.10.2016 tarihinde akdedilen marka kullanım hakkı sözleşmesi incelendiğinde davacının sözleşmeye konu Kepir Oto markasının kullanım hakkını kiraladığı sözleşme süresinin 5 yıl olduğu görülmüştür. Bu durumda sözleşmenin davalının davacıya markanın kullanım hakkının devrini içerdiği anlaşılmakla birlikte sözleşmenin kurulduğu tarih itibari ile davalının davacıya kullanım hakkını devredebileceği tescilli bir markası bulunmamaktadır.Zira marka 15.12.2016 tarihinden itibaren 10 yıl müddetle tesciline karar verilmiştir.6098 sayılı Kanun 30.maddesinde ”Sözleşme kurulurken esaslı yanılmaya düşen taraf, sözleşme ile bağlı olmaz.” hükmü düzenlenmiştir.Yargıtay 11.HD nin 2013/16827 esas-2014/17540 karar sayılı ilamı doğrultusunda davacının sözleşmenin iptali talebinin bu kanun maddesi kapsamında değerlendirilerek davacı davasında haklı olduğu kanaati ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkememiz bu kararına karşı davalı vekili 03/09/2019 tarihli dilekçesi ile istinaf yoluna başvurmuş, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2019/1855 E. 2022/299 K. Sayılı ilamı ile incelenen mahkememiz kararı 04/03/2022 tarihli kararı ile kaldırılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın marka kullanım hakkı sözleşmesinin iptaline karar verilmesine ilişkin olduğunun tespit edildiği, ilgili BAM bozma ilamında belirtildiği üzere görevli mahkemenin ” Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemelerinin” olduğu hususu göz önünde bulundurularak davanın görev dava şartı noksanlığı sebebiyle usulden reddine, mahkememizin görevsizliğine, Bursa 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin (Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi sıfatıyla) görevli olduğuna dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davanın görev dava şartı noksanlığı sebebiyle usulden reddine, mahkememizin görevsizliğine, Bursa 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin (Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi sıfatıyla) görevli olduğuna,
2-HMK’nın 20 maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde talep halinde dosyanın Bursa 3. Asliye Hukuk Mahkemesine (Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi sıfatıyla) gönderilmesine, talep olmadığı takdirde dosya üzerinden davanın açılmamış sayılmasına dair karar verilmesine,
3-HMK’nın 331. Maddesine göre yargılamanın görevli mahkemede devam etmesi halinde yargılama giderlerin görevli Bursa 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin ( Fikri ve Sınai haklar Hukuk Mah. Sıfatı ile) taktirine, yargılamanın görevli mahkeme de devam etmediği taktirde talep üzerine mahkememizce dosya üzerinden yargılama giderlerinin tespiti ve hükmedilmesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 30/05/2022

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.