Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/176 E. 2023/139 K. 07.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/176 Esas
KARAR NO : 2023/139
HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACI
: … – … …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan), Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/06/2018
BİRLEŞEN 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 2020/30 E. 2022/461 K.
BİRLEŞEN DOSYA DAVACI : … – … …
VEKİLİ : Av. … –
BİRLEŞEN DOSYA DAVALI
: … – … …
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : Caza-i Şart ve Eksik İfaya dayalı Alacak
DAVA TARİHİ : 06/01/2020
KARAR TARİHİ : 07/02/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 10/03/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan), Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili ile davalı arasında mal alım satımı ve satılan malların uygulanması ile ilgili ticari ilişki bulunduğunu, müvekkili davacının davalı borçlu şirkete mal satması sonucu sattığı mallara ve uygulamalara karşılık olarak tanzim ettiği faturalardan kaynaklanan alacağının bulunduğunu, davalı tarafça aralarındaki ticari ilişki ve borca yönelik bir kısım ödemeler yapılmışsa da bakiye alacak talep edildiğini ancak davalı tarafça bir ödeme yapılmadığını, bunun üzerine müvekkili talep edilen bakiye alacak için Bursa 20. İcra Müdürlüğünün 2018/3380 esas sayılı icra dosyası ile icra takibi başlatıldığını, başlatılan icra takibine müteakip davalı borçlu müvekkili alacaklıya hiçbir borcu bulunmadığından bahisle haksız bir şekilde takibe itiraz edildiğini, davalı borçlu taarfa yapılan itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu, bu nedenlerle davalı tarafın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun borca ve ferilerine itirazının iptali ile takibin devamına, müvekkili lehine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacı ile müvekkili arasında sözleşmeden kaynaklanan acil girişi kompozit kaplama sundurma imalat işi ve ön giriş cam saçak imalat işi ve bu işlerden kaynaklı mal alım satımı yapıldığını, söz konusu sözleşmeye binaen davacı firmaya ve firma çalışanı … hesabına ödemeler yapıldığını, davacı firmanın sözleşmede belirtilen işi yarım bıraktığını, hatta müvekkili firmanın karşı tarafın edimini eksik ifa etmesinden kaynaklı sorunlar yaşadığını ve işi başka bir firmaya yaptırmak zorunda kalındığını, bu firma ile yapılan sözleşmelerin de dilekçe ekinde mevcut olduğunu, davacı tarafın sözleşmede belirtilen süre işi tamamlamaması ve eksik iş teslimi nedeniyle müvekkili firma tarafından tutanak tutulduğunu, davacı tarafın müvekkili firmaya 31/12/2017 tarihi itibariyle geçerli olacak bir mutabakat mektubu göndermiş olup ilgili mektupta söz konusu tarih itibariyle 23.181,00 TL borç bakiyesi konusunda mutabık olunduğu imza altına alındığını, davacı tarafın 28/02/2018 tarihli muavin defter kayıtlarına istinaden icra takibi başatıldığını beyan etmişse de davacı şirket muhasebecisi tarafından 21/02/2018 tarihinde gönderilen mailde müvekkiline ait cari hesap bilgileri de bulunduğunu, icra takibine konu bedelle uyuşmadığını, ancak davacı tarafın müvekkili firmanın iyi niyetini kullanarak söz konusu mutabakattan sonra anlaşılan bedelin de çok üstünde bir miktar üzerinden davaya konu icra takibini başlatıldığını, bu nedenlerle kötü niyetli olarak açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 2020/30 E. 2022/461 K. SAYILI DOYASINDA DAVA;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında 24.02.2017 tarihli sözleşmeden kaynaklanan “acil girişi kompozit kaplama sundurma imalat işi ve ön giriş cam saçak imalat işi” ve 26.10.2016 tarihli sözleşme ile “200 m2 çelik konstrüksiyon platform montaj işi, 200m2 platform altı çatı açma ve kapatma, platform kurulumundan sonra çatının yükseltilerek yeni çatı imalatı ve tek kat trapez sac ile kapatılma işi.” bu işlerden kaynaklı mal alım satımı yapıldığını, söz konusu sözleşmeye binaen davalı firmaya ve firma çalışanı Ruşen Ömer hesabına kısmi ödemeler yapıldığını, ancak davalı firma sözleşmeden kaynaklı edimini yerine getirmediğini, davalı firmanın sözleşmede belirtilen işi yarım bıraktığını, hatta müvekkil firmanın karşı tarafın edimini eksik ifa etmesinden kaynaklı sorunlar yaşadığını ve işi başka bir firmaya yaptırmak zorunda kaldığını, davalı tarafın sözleşmede belirtilen sürede işi tamamlamaması ve eksik iş teslimi nedeniyle müvekkil firma tarafından tutanak tutulduğunu, taraflar arasında imzalanan sözleşmelerin 10. Süre Uzatılması başlıklı kısmında “Yukarıda sayılan mücbir sebepler olmaksızın belirlenen sürenin sonunda işin eksiksiz çalışır vaziyette teslim edilmemesi halinde müteahhit firma 250,00 TL/gün gecikme bedeli ödemeyi peşinen kabul ve beyan etmiştir.” dendiğini, 24.02.2017 tarihli sözleşmede teslim tarihi olarak 15.03.2017 tarihi belirlenmişse de 30 gün gecikme, 26.10.2016 tarihli sözleşmede teslim tarihi 30 +/- 3 gün belirlenmişse de 34 günlük gecikme meydana gelmiş hatta iş tam olarak tamamlanmamış müvekkil firma işi başkasına yaptırmak zorunda kaldığını, bu nedenle doğan 3000.-TL zararın da davalı firmaca karşılanması gerekmekte olduğunu, davalı tarafın işi eksik teslim etmesine karşın müvekkil firmadan sözleşme bedelini talep ettiğini hatta müvekkil hakkında icra takibi başlattığını, ancak davalı tarafın sözleşmeden doğan edimlerini tam olarak ve zamanında yerine getirmediğinin açık ve net olduğunu, davalı tarafın müvekkil firmanın iyi niyetini kullanarak söz konusu mutabakattan sonra anlaşılan bedelin çok üstünde bir miktar üzerinden davaya konu icra takibini başlattığını belirterek davanın kabulü ile 24.02.2017 tarihli sözleşmeden doğan 30 günlük gecikme cezası olan 7.500,00 TL, 26.10.2016 tarihli sözleşmeden doğan 34 günlük gecikme cezası olan 8.500,00 TL gecikme cezasının, işin eksik teslimi nedeniyle başka firmaya yaptırılmasından doğan 3.000,00 TL ’nin davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, Birleşen Dosya, faturalar, Bursa 20. İcra Müdürlüğünün 2018/3380 sayılı icra takip dosyası, tahsilat makbuzu, hesap ekstresi, dekontlar, sevk irsaliyeleri, bilirkişi raporu, yazılan müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 67. Maddesine göre açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı tarafından faturaya dayalı olarak 28/02/2018 tarihinde ilamsız takip talebinde bulunmuştur. İcra Dairesi tarafından davalı borçluya ilamsız takiplerde ödeme emri 05/03/2018 tarihinde tebliğ edilmiş ve davalı tarafından yasal süre içinde 02/03/2018 tarihinde borca itiraz etmiştir.
Tarafların ticari defterleri talep edilmiş, taraflarca ibraz edilen ticari defteler bir mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Mali müşavir bilirkişinin 30/01/2019 tarihli raporunda özetle: Tarafların ticari defterlerinin tasdiklerinin süresinde yaptırıldığını, sahibi lehine delil teşkil ettiği, davacı şirketin davalı firmadan 46.857,01 Tl alacaklı olduğu, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulaması gerektiği mütalaa edilmiştir.
Bilindiği üzere 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
O halde yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davacının davalıya ticari ilişki kapsamında iş yaptığı hizmet veridiği ve buna ilişkin faturaların düzenlendiği, taraflar arasında TTK m. 89 anlamında yazılı bir cari hesap sözleşmesinin bulunmadığı, taraflar arasındaki ilişkinin, uygulamada sıkça karşılaşılan “açık hesap” ilişkisinin olduğu, tarafların ticari defterlerinin usulune uygun tutulduğu ve ticari defterlerin birbiri ile uyumlu olduğu yine davacı tarafından düzenlenen faturaların davalının ticari defterine kaydedildiği anlaşılmakla, davacının 46.857,01 TL alacaklı olduğunun sabit olup davalı tarafından cevap dilekçesinde, davacının eksik iş yaptığı süresinde işin tamamlanmadığı tutanak tutulduğu ve mutabakat mektubu düzenlendiği savunulmuş olmasına rağmen cevap dilekçesinde, sözleşme, tutanak, mutabakat mektubu sunulmadığı bunun üzerine davalı vekiline ön inceleme aşamasında iki haftalık kesin süre verilmesine rağmen belgelerin sunulmadığı, rapora karşı itiraz dilekçesinde de beyan edilmesine rağmen yine belgelerin sunulmadığı anlaşılmakla, davalının savunduğu taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 10. Maddesine dair gecikme bedeli, cezai şart alacağı, eksik ifa savunmalarının sözleşme, tutanak ve mutabakat mektubu sunulmadığından ispat edilmediği, faturaların ticari defterlere kaydedilmesi ile işin tesliminin yapıldığı açık olup ayrıca HMK’ nın 222. Maddesi gereğince davacı tarafın ticari defterlerin kesin delil olduğu ve kanaat verici bilirkişi raporuna itibar edilerek davacının davalıdan alacaklı olduğu sabit olduğundan ,sübut bulan davanın kabulu ile icra takibinin devamına, icra inkar tazminatı talebi yönünden alacağın fatura alacağı olduğu, likit olduğu, davalının asıl alacak yönünden itirazında haksız olduğu anlaşıldığından icra ve inkar tazminatı talebinin kabulune karar verilmiştir.
Mahkememiz bu kararına karşı davalı vekili 13/05/2019 tarihli dilekçesi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
İstinaf başvurusu üzerine Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince incelenen dosyamız kararı davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile kaldırılmıştır.
Yeniden mahkememiz esasına kaydedilen dava dosyasının yargılamasına devam edilmiş, Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/30 E. 2022/461 K. Sayılı dosyası mahkememiz bu dosyası ile birleştirme kararı verilmiştir.
Davalı tarafından ibraz edilen mutabakat metninin aslının davalı tarafından istenildiği, bu belgenin e-mail ortamında gönderildiğini, ıslak imzalı belge olmadığını, davacının e-mail ortamında gönderilmesi üzerine onaylanarak e-mail ortamında geri gönderdiklerini beyan etmiştir.
Davacı tarafa mutabakat belgesi ile ilgili isticvap davetiyesi çıkarılarak, yetkili temsilci celse sırasında dinlenmiştir.
Davacı şirket yetkilisinin beyanında, mutabakat belgesi düzenlemediklerini, imzalamadıklarını, şirket çalışanlarına da böyle bir talimat verilmediğini beyan etmiştir.
Dava konusu mutabakat belgesinin aslının olmadığı, imzanın inkar edildiği, imzalamadıklarını, yine fotokopi belge üzerinde imza incelemesi de yapılamayacağından bu belgeye itibar edilmemiştir. Bu itibarla imzalı olmayan bu mutabakat belgesinin davacıyı bağlamayacağı anlaşılmaktadır.
Davalı tarafa yemin deliline dayanıp dayanmadığı ve yemin metinin sunmak için kesin süre verilmesine rağmen yemin metni ibraz edilmediğinden yemin delilinden vazgeçildiği anlaşılmıştır.
Bu durumda asıl dosya yönünden somut olayda, davacı tarafından düzenlenen faturaların davalı defterlerine kaydedildiği, davacının fatura konusu işi yaptığı HMK 222. Maddesi uyarınca taraf defterlerinin uyumlu olup davacının 46.857,01 TL alacağı isteyebileceği, davalı tarafın ibraz edilen mutabakat belgesinin inkar edildiği ve davacıdan sadır olan imzalı aslının da bulunmadığından bu belgenin davacıyı bağlamayacağı sabittir.
Diğer yandan asıl dosyada davalı tarafından cevap dilekçesinde, davacının eksik iş yaptığı süresinde işin tamamlanmadığı tutanak tutulduğu ve mutabakat mektubu düzenlendiği savunulmuş olmasına rağmen cevap dilekçesinde, sözleşme, tutanak, mutabakat mektubu sunulmadığı bunun üzerine davalı vekiline ön inceleme aşamasında iki haftalık kesin süre verilmesine rağmen belgelerin sunulmadığı yine rapora karşı itiraz dilekçesinde de beyan edilmesine rağmen yine belgelerin sunulmadığı anlaşılmakla, davalının savunduğu taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 10. Maddesine dair gecikme bedeli, cezai şart alacağı, eksik ifa savunmalarının sözleşme, tutanak ve mutabakat mektubu sunulmadığından ispat edilmediği gibi takas, mahsup ve karşı dava taleplerininde olmadığından bu savunmalara itibar edilmeyerek, dava konusu alacağa dair faturaların ticari defterlere kaydedilmesi ile işin tesliminin yapıldığı açık olup ayrıca HMK’ nın 222. Maddesi gereğince davacı tarafın ticari defterlerin kesin delil olduğu ve kanaat verici bilirkişi raporuna itibar edilerek davacının davalıdan alacaklı olduğu sabit olduğundan ,sübut bulan davanın kabulu ile icra takibinin devamına, icra inkar tazminatı talebi yönünden alacağın fatura alacağı olduğu, likit olduğu, davalının asıl alacak yönünden itirazında haksız olduğu anlaşıldığından icra ve inkar tazminatı talebinin kabulune karar verilmiştir.
İstinaf kararı sonrası mahkememiz dosyası ve birleşen Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/30 E. Sayılı dosyası İnşaat Mühendisi, Smmm konusunda uzman bir bilirkişi ve nitelikli hesaplama konusunda uzman hukukçu bir bilirkişiye tevdi edilmek üzere bilirkişi heyet raporu temin edilmiştir .
Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 09/11/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davalı/Birleşen Davacı firma 10.06.2016 tarihinde faaliyete başladığı, Davalı/Birleşen Davacı firma 2016-2017 yıllarında İşletme Defteri tuttuğu, 2018 yılında Bilanço esasına göre defter tuttuğu; davalının 2016 yılı satış gelirlerinin 178.625,00 TL olduğu, davalının 2017 yılı satış gelirlerinin 234.127,39 TL olduğu, davalının 2018 yılı satış gelirlerinin 133.095,00 TL olduğu, davalı …’un tacir olduğu, işletme defterine kayıtlar gider-gelir şeklinde işlenmekte olup, tahsilat ve ödemelere ait kayıtlar işletme defterine işlenmediğini, davalının işletme defterinden borç alacak durumu tespiti yapılmadığını, davalı firma, davacı şirketin düzenlediği faturaları defterlerine kaydettiğini, davacı/birleşen Davalı şirketin ticari defterlerine göre; davacı şirketin, davalı firmaya düzenlediği faturaların, davalı firmadan yaptığı tahsilatların, davacı şirketin defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı şirketin ticari defterlerine göre; davacı şirketin, davalı firma …’tan 46.857,01 TL alacaklı gözüktüğü, davalı/Birleşen Davacı …, Tablo 2 de detaylı dökümde belirtildiği üzere dava dışı …. ….. isimli kişinin banka hesabına toplam 28.100,00 TL ödeme gönderilmiş olduğu, anılan ödemelerin davacı/birleşen davalıya yapılmış olduğunun kabulünün olanaklı olmadığı, 31.12.2017 tarihli Mutabakat Mektubunun alt ve üst mutabakat taraflarının sadece Davalı/Birleşen Davacı tarafından keşe ve imzalanmış olduğu, Davacı/Birleşen Davalı kaşe ve imzasına havi olmadığı, Davacı/Karşı Davalının bu yönde bir kabulünün de bulunmadığı, bu itibarla taraflar arasında alacak/borç ilişkisini ortaya koyan bir Mutabakat Mektubunun bulunmadığı, anılan değerlendirmeler kapsamında davacı/birleşen davalı şirketin Bursa 20.İcra Dairesinin 2018/3380 Esas sayılı icra takibi olan 28.02.2018 takip tarihi itibari ile davalı/birleşen davacı şirketten toplam 46.857,01 TL alacaklı olduğu, davalı firmanın, Ruşen Ömer banka hesabına gönderdiği tüm ödemeler 28.100,00 TL kabul edildiği takdirde; Davacı şirketin, davalı firmadan 18.757,01 TL alacağının kalacağı, taraflar arasında 31.12.2017 tarihindeki bakiye de mutabık kaldıkları 23.181,00 TL kabul edilirse; Davalı/Birleşen Davacı tarafından, Ruşen Ömer hesabına 05.02.2018 tarihinde 3.000,00 TL gönderildiği, buna göre; Davacı/Birleşen Davalının, Davalı/Birleşen Davacıdan 20.181,00 TL alacağının kalacağı, dosya içerisinde her iki sözleşme kapsamında eserin iş sahibine teslimine dair belge bulunmamakla birlikte davacı (…) iş sahibinin kabulü çerçevesinde; davalı yüklenici tarafından 24.02.2017 tarihli sözleşme kapsamında 30 gün gecikme ile 14.04.2017 tarihinde 26.10.2016 tarihli sözleşme kapsamında 33 gün içerisinde teslim edilecekse de 34 gün gecikme ile 29.12.2016 tarihinde teslim edilmiş olduğu, davacı (…) tarafından her ne kadar her iki sözleşme kapsamında davalı yüklenici tarafından eserlerin gecikmeli olarak teslim edilmiş olduğu ileri sürülmüş ise de ifa anında ihtirazi kayıt ileri sürüldüğü iddia edilmemiş ve bu yönde bir delil de dosya içerisine sunulmamış olduğundan davacı iş sahibinin ihtirazi kayıtsız olarak kabul etmiş olduğu ifa kapsamında TBK.m.179/2 uyarınca cezai şart talep hakkının düşmüş olduğu ve bu hakkın tekrar canlandırılamayacağı, mahkemenin davacı (…) tarafın cezai şart talep hakkının bulunduğuna kanaat getirmesi ihtimaline binaen yapılan değerlendirmelerde; Her iki sözleşme uyarınca toplam cezai şart bedelinin 7.750,00 TL * 6.750,00 TL – 14.500,00 TL olduğu, davacı iş sahibi (…) tarafından her iki eserin de teslimden sonra muayene yükümlülüğünün yerine getirilmemiş olduğu ve eserlerde bulunduğu ileri sürülen ayıpların yasal süresinde davalı yükleniciye ihbar edilmemiş oldukları, bu itibarla davacı iş sahibinin eseri kabul etmiş sayılacağı, eserdeki eksik iş/ayıbın giderilmesine yönelik olarak üçüncü kişiye yaptırılan iş bedelini davalı yükleniciden talep hakkının bulunmadığı, davacı iş sahibi (…) tarafından üçüncü kişiye yaptırılan iş bedelinin davalı yükleniciden talep edilebileceğine kanaat getirilmesi ihtimaline binaen yapılan hesaplamada; davacının 2.950,00.-TL alacaklı olduğu hususu mütalaa edilmiştir .

Mahkememizin bu dosyası ile birleşen Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/30 E. 2022/461 K. Sayılı dosyası yönünden somut olayda, davacı ile davalı arasında 24.02.2017 tarihli sözleşme ile “acil girişi kompozit kaplama sundurma imalat işi ve ön giriş cam saçak imalat işi” ve 26.10.2016 tarihli sözleşme ile “200 m2 çelik konstrüksiyon platform montaj işi, 200m2 platform altı çatı açma ve kapatma, platform kurulumundan sonra çatının yükseltilerek yeni çatı imalatı ve tek kat trapez sac ile kapatılma işi” ilişkin kurulan eser sözleşmesinde, davacının iş sahibi davalının ise yüklenici olduğu sabittir.
Davacı tarafından davalının yapmış olduğu işin süresinde yapılmaması sebebiyle sözleşmelerin 10. Süre Uzatılması başlıklı kısmında “Yukarıda sayılan mücbir sebepler olmaksızın belirlenen sürenin sonunda işin eksiksiz çalışır vaziyette teslim edilmemesi halinde müteahhit firma 250,00 TL/gün gecikme bedeli ödemeyi peşinen kabul ve beyan etmiştir.” hükmüne göre ceza-i şart alacağı olduğunun iddia edildiği anlaşılmaktadır.
Taraflar arasındaki cezai şartın TBK’nın 179/2 maddesinde düzenlenen ifaya ekli cezai şart niteliğinde olduğu açık davacı tarafından artık davalı yüklenicinin teslimde ihtirazı kayıt konulmasının zorunlu olduğu teslimde ihtirazi kaydın konulmadığından ceza -i şart talep edemeyeceğinden bu talebin reddine karar verilmiştir.
Diğer yönden davacı iş sahibinin eserin ifasında eksik ifa yönünden davalı yüklenicinin faturalarının davacı iş sahibinin defterlerinde kayıtlı olduğundan fatura bedelleri kadar işin yapıldığı ve teslim edildiğinin sabit olduğu ve bu bedeller kadar alacaklı olduğu defterlerin kesin delil olduğundan aksinin yazılı kesin delillerle davacı iş sahibinin ispatla yükümlü olduğu ve eksik ifa iddiasının ispat edilmediği kanaatine varılmıştır.
Davacı tarafın ayıplı ifa yönünden, işin yapılıp tesliminden sonra davacı iş sahibinin muayene ve ihbar ile yükümlü olup süresi içinde muayene ve ihbarın yerine getirilmediği, bilirkişi heyetinin 09/11/2022 tarihli raporda vurgulandığı üzere açık olup ayıplı olarak işin kabul edildiğinden bu ayıp savunmalarına itibar edilmemiştir.
Bu durumda birleşen dosyada davacının iddialarının ispat edilemediğinden birleşen dosyada açılan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Mahkememizin işbu asıl dosya yönünden:
a-Davanın kabulü ile, Davalının Bursa 20. İcra Müdürlüğünün 2018/3380 esas sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin aynen devamına,
b-İİKnun 67 maddesi gereğince icra inkar tazminatının koşulları oluştuğundan alacağın %20’si olan 9.371,40 Tl icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
c-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 3.200,80 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 800,21 TL’nin mahsubu ile bakiye 2.400,59 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
d-Davacı tarafından yapılan bilirkişi gideri 450 TL, posta ve tebligat gideri 166,13 TL olmak üzere toplam 616,13 TL yargılama gideri ve 800,21 TL peşin harç olmak üzere toplam 1.416,34 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
e-Davalı tarafından yapılan 3.600,00 TL yargılama giderinin kararın niteliği gereği kendi üzerinde bırakılmasına,
f-Davacı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
g-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
2-Mahkememizin bu dosyası ile birleşen Bursa 3 ATM nin 2020/30 esas ve 2022/461 karar sayılı dosya yönünden :
a-Davanın subut bulmadığından reddine,
b-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 324,48 TL’nin düşümü ile bakiye fazla144,58 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
c-7155 sayılı Kanunun 23. Maddesi ile 6325 sayılı Kanunun 18/A-12-13 maddeleri uyarınca 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye ödenmesine”
d-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kararın niteliği gereği kendi üzerinde bırakılmasına,
e-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,
f-Davalının vekil ile temsil edildiğinden A.A.Ü.T göre 9.200 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine
g-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden itibaren ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.07/02/2023

Katip …
¸E-imzalıdır.

Hakim …
¸E-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸E-imzalıdır.