Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/17 E. 2022/707 K. 06.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Türk Milleti Adına
” Karar”

ESAS NO : 2022/17
KARAR NO : 2022/707

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLİ : Av. … – [16938-39966-74551] UETS
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … – [16133-31287-10381] UETS
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/03/2019
KARAR TARİHİ : 06/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 08/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı asil dava dilekçesinde özetle; Davalı vekili tarafından, kendilerine 10.000 USD senede dayalı borçlu olduğu gerekçesi ile Bursa 2. İcra Müdürlüğünün 2019/3138 Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığı, davalı tarafından Limak Casino ve Hotel’e ailesi ile birlikte misafirimiz olun diyerek davet edildiğini, 28/07/2018 tarihinde otele giriş yaptıklarını, gecenin ilerleyen saatlerinde kendisini cazinoya davet ettiklerini, kendisine çeşitli içki ve ikramlarda bulunarak oyun oynattıklarını, 27.000 USD para kaybettiğini, fakat sonrasında biz size 10.000 USD daha verelim bunu da kaybederseniz toplam kaybınız 37.000 USD olur bu kayıp karşısında da %40’ını discount olarak iade ederiz şeklinde söyleyerek senet imzalattıklarını, sonra kendisinin 10.000 USD yi de kaybettiğini, sonra tatil dönüşü 14.800 USD discount ve senedi istediğinde senedin kasada olmadığını, daha sonra iade edeceklerini belirterek 2.000 USD nakit para verdiklerini, bir sonraki ziyaretinde ise 2.800 USD kalan parayı ve senedi vereceklerini söylediklerini, kendisi otelden ayrıldıktan sonra defalarca senedi iade etmelerini söylemesine rağmen herhangi bir iadenin yapılmadığını, kendisini her hafta arayarak yeniden casinoya davet ettiklerini, ancak kendisinin gitmediğini, otel yetkilileriyle de gerek sözlü gerekse yazılı olarak sıkıntısını anlattığını ancak bir sonuç alamadığını ileri sürerek davalı tarafça hakkında yapılan takibin haksız ve mesnetsiz olduğunu, bu nedenle menfi tespit talebinin kabulü ile dava sonuçlanana kadar icranın geri bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava; kambiyo senedine dayalı yapılan icra takibine ilişkin olarak, davacının davaya konu icra dosyasından borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre, 19/12/2018 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 7155 sayılı Yasanın 20. Maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 5. Maddesinden sonra getirilen 5/A-maddesine göre: Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. 7155 sayılı Yasanın Yürürlük başlıklı 26. Maddesinin 1-a) bendine göre 10, 20 ve 21 inci maddeleri 1/1/2019 tarihinde yürürlüğe girer.
Davacı tarafından açılan eldeki davanın ise 15/01/2019 tarihinde yasal düzenleme yürürlüğe girdikten sonra açılmış olup iş bu davaya uygulanması zorunludur.
Somut olay değerlendirildiğinde, icra takibine konu10.000 USD bedelli senet sebebi ile davacının davalıya karşı açtığı icra dosyasından borçlu olmadığının tespiti talep edilmekle kambiyo hukukuna dayandığından davanın mutak ticari dava olduğu, alacağın senede dayalı para alacağı olup 7155 sayılı Yasanın 20. Maddesi ile getirilen düzenleme ve gerekçesi ile menfi tespit davalarınında davacı tarafından dava açılmadan önce dava şartı olan arabulucuya başvuru zorunludur. Dolayısıyla dava dilekçesi kapsamında davacının arabulucuya başvurmadığı gibi davalı taraf başvurusu üzerine 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun 18/A maddesi uyarınca yasal süre içinde arabuluculuk anlaşmazlık son tutanağının sunulmadığından, davanın arabulucuya başvuru dava şartı noksanlığı sebebiyle HMK’ nın 115/2. Maddesi gereğince usulden reddine karar verilmiştir.
Mahkememiz bu kararı davalı vekilinin 11/10/2019 tarihli dilekçesi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
Bursa Bölge adliye Mahkemesi 5. Hukuk Daire 2019/2373 E. 2021/1658 K. Sayılı 03/12/2021 tarihli ilamı ile ve “senetten kaynaklı borçlu olmadığının tespitinin istendiği, menfi tespit davasının “konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri” cümlesinden olmadığı, zorunlu arabuluculuk dava şartına tâbi bulunmadığı” gerekçesi ile kaldırılmıştır.
Mahkememiz esasına yeniden kaydedilen dava dosyasında yargılamaya devam edilmiş, Bursa 2. İcra Müdürlüğü’nün 2019/3138 E. Sayılı takip dosyası celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
Davacı vekili tarafından hazırlanan 05/05/2022 tarihli yemin metni davalı yana tebliğe çıkarılmış, mahkememiz 06/06/2022 tarihli celsesinde davalının beyanı alınmıştır.
Davalı asil yemin beyanında;”Ben davaya konu 10/08/2018 tarihli ve 10.000,00 USD senet karşılığında davacı …’ a nakden 10.000,00USD verdim, davacı …’ ı şahsen tanırım, bu senedi kumar oynatan kişi veya kişilerden almadığıma namusun, şerefin ve kutsal saydığım bütün inanç ve değerlerim üzerine yemin ederim” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Toplanan tüm deliller ve dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde açılan dava, icra takibine konu 10.000 USD bedelli bononun teminat olarak verildiği iddiasına dayalı olarak davalı tarafa borçlu olunmadığına menfi tespit kararı verilmesine ilişkindir.
TTK’ nın 776/1. maddesinin (b) bendinde bono veya emre yazılı senedin “kayıtsız ve şartsız” belirli bir bedeli ödeme vaadini içermesi gerektiği, 777. maddesinde de bu unsuru içermeyen bir senedin bono sayılmayacağı hükme bağlanmıştır.
Yargıtay HGK’ nın 14.3.2001 tarih ve 2001/12-233 sayılı kararı ile 20.6.2001 tarih ve 2001/112-496 sayılı kararlarında da benimsendiği üzere dayanak belgenin hangi ilişkinin teminatı olduğu yazılı belge ile kanıtlanmalıdır. İİK’ nın 169/a maddesi uyarınca sözkonusu yazılı belgede takip dayanağı senede açıkça atıf yapılması zorunlu olup, açıkça atıf yapıldığının kabulü için senedin, vade ve tanzim tarihleriyle miktarlarının belirtilmesi gereklidir.
O halde yapılan yargılama ve toplanan delillerden; Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 2014/11410 E. 2014/13843 K. sayılı ilamında da belirtildiği üzere; bir senedin teminat vasfını taşıyabilmesi için; ya senet metninde açık olarak teminatın hangi hususta verildiğinin belirtilmelisi gerektiği ya da ayrı bir sözleşmeyle söz konusu teminata atıf yapılarak senedin teminat için verildiğinin belirlenebilir olmasının sağlanması gerektiği, senet üzerine yazılacak olan “teminattır” ibaresinin tek başına bonoya teminat senedi olma hüviyetini kazandırmayacağı, “teminat senedidir,” “devredilemez”, “ciro edilemez”, ibarelerinin tek başına geçersiz olduğu ve hiç yazılmamış kabul edileceği, davaya- icra takibine konu bononun teminat bonosu niteliğinde olduğunu ispat külfetinin davacı üzerinde olduğu, bono üzerinde teminat bonosu olduğuna dair ibare bulunmadığı, davacının iddiasını ispatlar nitelikte yazılı delil sunulmadığı ve davalının yemin eda ederken davaya konu 10/08/2018 tarihli ve 10.000 USD senet karşılığında davacı …’ a nakden 10.000,00USD verdiği, davacıyı şahsen tanıdığı, senedi kumar oynatan kişi veya kişilerden almadığına dair beyanda bulunduğu dikkate alınarak davanın reddine, davalı tarafın kötüniyet tazminat talebinin yasal şartları oluşmaması nedeniyle reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalı tarafın kötüniyet tazminat talebinin yasal şartları oluşmaması nedeniyle REDDİNE,
3-Alınması gerekli 80,70 TL harcın peşin alınan 949,50 TL’den mahsubu ile artan 868,80 TL’nin karar kesinleştikten sonra talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına, davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye göre belirlenen 8.027,87 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansından karar tebliği için gerekli miktar kullanıldıktan sonra artan kısmın kararın kesinleşmesi halinde HMK’nın 333.maddesi uyarınca istek halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin ve davalı asilin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.06/06/2022

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.