Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/154 E. 2022/1018 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/154
KARAR NO : 2022/1018

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – T.C.N….
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … –

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/02/2022
KARAR TARİHİ : 29/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 03/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacı tarafından davalı-borçlu aleyhine Bursa 10. İcra Müdürlüğü’nün 2021/… esas nolu icra takip dosyası ile 42.400-TL TL asıl alacak miktarlı olarak 15.11.2021 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı-borçlu tarafından süresinde itiraz edildiğinden, icra takibinin durdurulmasına karar verildiğini, oysa davalı-borçlunun itirazları haksız ve yasal dayanaktan yoksun olup yersizdir ve bu nedenle itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacının hiç bir iddiasını kabul etmediklerini, eldeki bu dava tamamen kötü niyet ile ikame edilmiş olup temelinde haksız ve mesnetsiz olduğunu, yetki itirazlarının bulunduğunu, Gaziantep mahkemeleri ile icra dairelerinin yetkili olduğunu, davacının açmış olduğu Bursa 10. İcra Müdürlüğü 2021/… esaslı icra dosyasına borca ve yetkiye itirazlarının olduğunu, davacı, takip tarihinden itibaren avans faizi istemiş ise de kabul anlamına gelmemek üzere az yukarıda izah ettiğimiz üzere usulüne uygun bir temerrüt yapılmadığı için müvekkilinin takip tarihinden itibaren avans faizine değil ancak karar tarihinden itibaren bir avans faizine hükmedilebilir olduğu kanaatinde olduklarını, zira temerrütün en doğal yasal sonucu faiz olduğundan müvekkil temerrüte düşürülmeden faiz de talep edilemeyeceğini, davacının ve müvekkilimizin ticari defterlerinin incelenmesini talep ettiklerini, başka firmadan aldığını iddia ettiği seperatörleri hangi firmadan almış, fatura bedeli ne kadar, ödemesi yapılmış mı, ilaveten müvekkilden aldığı ve teslim edildiği tarihten sonra seperatörlerin kendi firmasından başka firmaya satım tarihleri, satım bedeli gibi hususlarda bilirkişi incelemesi talep ediyor bu sebeple de müvekkil firmanın ve karşı firmanın vergi kayıtlarının getirtilerek BA-BS formlarının ayrıntılı dökümlerinin yapılmasını talep ettiklerini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, tarafların karşılıklı beyan dilekçeleri, vergi levhası, teslim belgesi, whatsapp yazışmaları, banka dekontları, hastane epikriz raporları, bilirkişi raporu, yazılan müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 67. Maddesine göre açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Bilindiği üzere 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde mutlak ticari davalar: [(1) Her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları (Ek ibare: 26/06/2012-6335 S.K./1. m.) ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;,
a) Bu Kanunda,
b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969. maddelerinde,
c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580. maddelerinde,
d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava (Ek ibare: 26/06/2012 – 6335 s. K. 1. m.) ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır] şeklinde düzenlenmiştir.
Bunun yanında, TTK’nın 21. maddesi gereğince her iki tarafın tacir olması ve tarafların ticari işletmesi ile ilgili olan davalar, taraflardan birinin ticari işletmesiyle ilgili olması kaydıyla Borçlar Kanununun havale hakkındaki 457 – 462 ve vedia hakkındaki 463 – 482. maddelerinde düzenlenen hususlardan doğan nispî nitelikteki ticari davalar yönünden de ticaret mahkemesi görevlidir.
Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde, bu Kanundan doğan hukuk “davalarının” ticari dava sayıldığı, aynı Kanunun 5. maddesinin ikinci fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan “davalara”, ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
O halde somut olayda yukarıdaki açıklamalar ışığında, taraflar arasında seperatör makinesi satın alınmasına dair kurulan ticari ilişkide davacı tarafından bedelinin ödendiği halde makinelerin teslim edilmediği iddia edilerek icra takibi yoluyla alacaklı olduğunun ileri sürüldüğünden davanın itirazın iptaline dayalı alacak davası olduğundan mutlak ticari dava olmadığı gibi davacının 04/08/2022 tarihli SMMM bilirkişisi tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda vurgulandığı üzere işletme hesabı defter tuttuğu, gelir ve giderinin VUK 177. Maddesi uyarınca esnaf işletmesi sınırlarında kaldığı, tacir olmadığının sabit olduğundan davanın nispi ticari dava sayılamayacağı anlaşılmakla mahkememizin görevsizliğine ve HMK 114 ve 115/2 maddesi gereğince davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, dosyanın görevli ve yetkili Bursa Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine dair karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın görev, dava şartı noksanlığı sebebiyle usulden reddine, mahkememizin görevsizliğine, BURSA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNİN görevli olduğuna,
2-HMKnun 20 maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde talep halinde dosyanın Bursa Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, talep olmadığı takdirde dosya üzerinden davanın açılmamış sayılmasına dair karar verilmesine,
3-3-HMK’nın 331. Maddesine göre yargılamanın görevli mahkemede devam etmesi halinde yargılama giderlerin görevli Bursa Asliye Hukuk Mahkemesince taktirine, yargılamanın görevli mahkeme de devam etmediği taktirde talep üzerine mahkememizce dosya üzerinden yargılama giderlerinin tespiti ve hükmedilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.29/09/2022

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸E-imzalıdır.