Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1382 E. 2023/158 K. 10.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/1382 Esas
KARAR NO : 2023/158

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … – [
DAVALI : … – … …
DAVA : İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/11/2022
KARAR TARİHİ : 10/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı borçlunun hissedarı olduğu … Petrol Sanayi Ticaret Limited Şirketi ile Opet Petrol A.Ş. arasında yapılacak bayilik sözleşmesinin teminatı olarak verilmek üzere … Türk Bankası İnegöl Şubesi’nden Opet Petrol A.Ş. lehine 788253 numaralı teminat mektubu alındığını, işbu teminat mektubundan doğan banka alacağını teminen müvekkili …’a ait Bursa ili İnegöl ilçesi Osmaniye Mahallesi 641 ada 108 parsel kayıtlı 1.kat 3 numaralı bağımsız bölüm niteliğindeki (adres:Osmaniye Mah. Kabadayı Çıkmazı Sk. No:13/3 İnegöl Bursa) taşınmaz üzerine ilgili banka lehine rehin tesis edildiğini, davalı borçlu, banka lehine tesis edilen rehinin 30.06.2021 tarihine kadar kaldıracağını müvekkiline yazılı olarak taahhüt ettiğini, ayrıca müvekkili lehine vade tarihi, rehini kaldıracağını taahhüt ettiği tarih olan 30.06.2021 olan 195.000,00-TL değerinde bono(EK 2) düzenleyip müvekkiline teslim ettiğini, … Petrol Sanayi Ticaret Limited Şirketi. ile Opet Petrol A.Ş. arasında alacak borç ilişkisinden kaynaklı uyuşmazlık çıkması üzerine; Opet Petrol A.Ş., teminat mektubunu paraya çevrildiğini ve bedelini Kuveyt Türk Bankası İnegöl Şubesi’nden tahsil ettiğini, davalı borçlu, kaldırmayı taahhüt ettiği rehini kaldırmadığı gibi bankaya teminat bedelini de ödemeyerek müvekkilinin, adına kayıtlı taşınmazın cebri icra yolu ile satılması tehdidi ile karşı karşıya bıraktığını, bunun üzerine müvekkilinin Kuveyt Türk Bankası İnegöl Şubesi’ne teminat mektubu bedelini ödeyerek (EK 3) adına kayıtlı taşınmaz üzerindeki rehini kaldırttığını, takip ve dava konusu alacağın dayanağı, davalı borçlunun yazılı taahhüdü ile birlikte müvekkilimiz lehine düzenlemiş olduğu bono olduğunu, davalı borçlu, müvekkili adına kayıtlı taşınmaz üzerindeki rehini, kaldırmayı taahhüt ettiği tarihte kaldırmadığı ve müvekkilini teminat mektubu bedelini ödemek zorunda bıraktığı için; müvekkilinin, lehine düzenlenen bononun bedelini davalı borçludan talep hakkı doğduğunu, bu nedenle müvekkili tarafından davalı borçlu aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı borçlu, taahhüdüne uymadığını, 30.09.2021 tarihinde kaldırılacağını taahhüt etiği müvekkiline ait taşınmaz üzerindeki rehini kaldırmadığını, teminat bedelini ilgili şirkete ödemeyerek müvekkilini teminat mektubu bedelini ilgili bankaya ödemek zorunda bıraktığını, söz konusu rehinin, kaldırılacağı taahhüt edilen tarih üzerinden 1 yıl geçmesine rağmen kaldırılmaması ve müvekkilinin teminat bedelini ödemek zorunda kalması üzerine borçlu davalı aleyhine 15.09.2022 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun müvekkiline olan borcundan dolayı davalı borçlu aleyhine İnegöl İcra Müdürlüğü’nün 2022/7747 E. sayılı icra takibi başlatıldığını, davalı borçlu vekili tarafından borçlu davalıya vekaleten 04.10.2022 tarihinde borca itiraz edildiğini ve takibin durdurulduğunu, davalı borçlu aleyhine hemen dava açmak yerine öncelikle alternatif çözüm yolu olan arabuluculuk çözüm yoluna başvurulduğunu ve bu yol ile müvekkilinin alacağının tahsil edilmeye çalışıldığını, ancak başvurulan arabuluculuk sürecinde borçlu davalı ile herhangi bir anlaşma sağlanamadığını, davalının müvekkilinden mal kaçırmasını önlemek için İ.İ.K. 257. ve devamı maddeleri gereğince, davalı adına kayıtlı taşınır, taşınmaz, araç, banka mevduat hesabı bulunması halinde bunların teminatsız veya makul teminat karşılığında ihtiyaten haczini talep ettiklerini, yazılı nedenlerle ihtiyati haciz talebi ile birlikte davalı borçlunun itirazının 195.000,00-TL yönünden iptali ile bu değer üzerinden takibin devamına ve davalı borçlu aleyhine itiraz edilen alacağın %20’den az olmayacak şekilde icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ettiklerini, kısaca açıkladıkları nedenlerle ve müvekkilinin fazlaya ilişkin talepleri saklı kalmak kaydıyla; ihtiyati haciz talebinin İ.İ.K. 257. ve devamı maddeleri gereğince kabulü ile davalı adına kayıtlı menkul, gayrimenkul, mevduat ve diğer her türlü mal varlığının teminatsız veya makul teminat karşılığında ihtiyaten haczine, davanın kabulü ile borçlunun İnegöl İcra Müdürlüğü 2022/7747 E. sayılı takibe konu borca itirazının 195.000,00-TL yönünden iptaline ve bu değer üzerinden takibin devamına, davalı borçlunun aleyhine kötüniyetli olarak itiraz ettiği alacağın %20’sinden aşağı olmayacak şekilde icra inkar tazminatına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
KANITLAR:
İcra dosyası, arabuluculuk tutanağı, dekont suretleri, vs.
KANITLARIN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME :
Dosyanın mahkememize İnegöl 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 18/11/2022 tarihli, 2022/482 E. 2022/370 K. Sayılı kararı ile gönderildiği anlaşıldı.
Eldeki dava, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden sonra, 18/11/2022 tarihinde açılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nın 3. maddesi hükmüne göre bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir. Bir işin ticari veya adi olması, farklı kuralların uygulanmasını gerektirir. Bir işin ticari olup olmadığını kanunda öngörülen kurallar uyarınca saptamak gerekir. Eğer iş ticari ise özel ticari kuralların uygulanması zorunlu olur. Ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işler, yani, haklı veya haksız fiil yahut işletmeyi ilgilendiren her iş ayrık durumlar dışında, ticari iş sayılır. Bu işler, eğer bir ticari işletmeyi ilgilendirmiyorsa, ticari iş sayılmazlar.
Ticari davalar ise aynı Kanunun 4/1 maddesinde tanımlanmıştır. Bu maddeye göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ve tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın Türk Medenî Kanunu’nun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde; fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta; borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde ve bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır.Bu maddeye göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması veya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması veyahut da açılan davanın maddede altı bent halinde sayılan davalardan olması gerekir. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. 6102 sayılı TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Dava dilekçesi ekinde sunulan belgeden anlaşılacağı üzere takibe konu bononun, taşınmaz üzerine konulan rehnin belirlenen tarihe kadar kaldırılmasının teminatı olarak verildiği anlaşılmaktadır.Teminat senetleri teminat altına aldığı husus gerçekleşerek, teminat fonksiyonunun ortadan kalktığı ve muayyen, muaccel bir borç haline geldiği taktirde takip ve dava konusu yapılabilir. (YHGK’nun 29/06/2021 tarihli 2017/(6) 3-969 esas ve 2021/866 karar sayılı kararı) Teminat senetlerinde borcun doğumu için teminat fonksiyonunun gerçekleşmesi şart koşulduğundan, kambiyo senetlerinde bulunması gereken kayıtsız şartsız borç ikrarını içermediğinden, kambiyo senedi vasfında değildir ve kambiyo senetlerine mahsus takip yapılamaz. Davacı vekili de davalı aleyhine ilamsız takip başlatmıştır.
HMK 114/1-c maddesindeki düzenleme gereği mahkemenin görevli olması dava şartı olup, dava şartları ve görev kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemece re’sen de incelenmesi gerekir. Davanın ticaret mahkemesinde görülebilmesi için, TTK 4. maddesi uyarınca davanın konusunun TTK’da düzenlenen bir husustan doğması veya tarafların tacir olup, dava konusunun ticari işletmelerine ilişkin olması zorunludur. Takip ve dava konusu senedin teminat senedi olduğunun sübut bulması sebebiyle bono vasfı olmadığından, TTK’da düzenlenme koşulu gerçekleşmediği gibi, taraflar tacir ve borç ticari işletmelerine ilişkin bulunmadığından, TTK 4. madde kapsamında ticari dava niteliğinde olmadığı sabittir. Bu nedenle davanın ticaret mahkemesinde görülmesi mümkün değildir. (Yargıtay 13. HD’nin 2016/2345 esas ve 2017/6774 karar, Yargıtay 6. HD’nin 2013/15615 esas ve 2014/7147 karar, aynı dairenin 2012/2314-5893 esas ve karar sayılı kararı ile Yargıtay 9. HD’nin 2008/27690-27684 esas ve karar sayılı kararları) HMK 2. maddesi gereğince, dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarda görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olduğundan mahkememizin görevsizliğine, İnegöl 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğuna dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davanın görev dava şartı noksanlığı sebebiyle, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, İnegöl 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin GÖREVLİ OLDUĞUNA,
2-Hükmün İstinaf kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde HMK’nın 21. ve 22. maddesi gereğince yargı yerinin belirlenmesi için derhal dosyanın Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine,
3-HMK’nın 331. Maddesine göre yargılamanın görevli mahkemede devam etmesi halinde yargılama giderlerin görevli İnegöl 1. Asliye Hukuk Mahkemesince takdirine, yargılamanın görevli mahkemede devam etmediği takdirde talep üzerine mahkememizce dosya üzerinden yargılama giderlerinin tespiti ve hükmedilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.10/02/2023

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸E-imzalıdır.