Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1187 E. 2023/205 K. 22.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/1187
KARAR NO: 2023/205

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

2022/1187 ESAS SAYILI ASIL DAVADA:

DAVACILAR:1-… – … Bademli Mh. Begonvil Sk. N:16 İç Kapı N:1 Mudanya/ BURSA
2- … … Bademli Mh. Eğitim Cd. No:13/6 Mudanya/ BURSA
VEKİLLERİ : Av….-Hilal Mh. Holzmeıster Cd No:20 Daire 2-4 Yıldız Çankaya/ ANKARA
Av. …
DAVALILAR : 1- … – …
2- … –
VEKİLİ : Av….- Balat Mh. Mudanya Yolu San. Cd. N:451 Nilüfer/ BURSA
Av. …
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 01/10/2010

BİRLEŞTİRİLEN BURSA 1.ASL.TİC.MAH.2011/202 ESAS SAYILI DOSYADA:

DAVACI : …-… Bademli Mh. Begonvil Sk.N.16 İç Kapı N.1 Mudanya/ BURSA
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR : 1- … – …
2- … –
VEKİLİ : Av. … – Balat Mah. Mudanya Yolu Sanayi Cad. No:451 Nilüfer/ BURSA
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 01/11/2010
KARAR TARİHİ : 22/02/2023
YAZIM TARİHİ : 20/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davalarının davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
2022/1187 ESAS SAYILI ASIL DAVADA:
DAVA:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesi ile, davacı ile dava dışı ……… A.Ş. arasında 01/03/2006 tarihli 9.350.000,00 USD bedelli gayrimenkul satın alımı hususunda gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi düzenlendiğini, davacı tarafından 7.442.000,00 TL ödeme yapıldığını, 2006 yılı Mayıs ayında ekonomik kriz çıkması nedeniyle doların yükselmesi, gayrimenkulün değerinin artması ve gayrimenkulün davalılar tarafından kaçırılmaya çalışılması neticesinde tapu kaydının iptali ve tescili aksi takdirde ödenen bedelin güncellenerek iadesi için Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/413 esas sayılı dosyasında dava açtıklarını, yapılan yargılama neticesinde geçersiz satış sözleşmesi nedeniyle verilen bedelin iadesi davasının süresi gelmeden önce açıldığından dolayı usulden reddine karar verildiğini, bu kararın temyiz edildiğini, bu davada davalılar tarafından “tutanaktır” başlıklı belgenin sunulması üzerine karar verildiğini, bu belgede “01/03/2006 tarihli sözleşme, alıcıların kusuru nedeniyle feshedilmiştir, alıcılarca satıcılara ödenen toplam 4.500.000,00 USD’nin vadesi 31/12/2009’dur, bu tarihten önce paranın iadesi talep edilemeyecektir, bu şartla satıcılar sözleşmenin yerine getirilmemesi nedeniyle tazminat talep etmeyecektir.” ibaresinin yazılı olduğunu, mahkemece bu belgeye istinaden karar verildiğini, Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen davada davalılar vekilinin vermiş olduğu cevap ve beyan dilekçeleri ile duruşmadaki beyanlarında; ikrarda bulunulmasına rağmen belgenin geçersizliğinin ileri sürüldüğünü ve takibi uzatmak için itiraz edildiğini, bu itirazların doğru olmadığını, takip ile Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen dava arasında mükerrerlik bulunmadığını, açılan bu davanın da derdest olmadığını, Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen davada tapu iptali ve tescilinin, olmadığı takdirde denkleştirici adalet gereğince bedelin tahsilinin talep edildiğini, bu davada ise davalılar tarafından Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesinden dosyaya sunulan “tutanaktır” başlıklı belgeye istinaden yapılan icra takibine itirazın iptali talep edilmiştir.
Bu sebeple dava dışı diğer alacaklı ……… A.Ş. ve davacı …’in Bursa 9.İcra Müdürlüğünün 2010/…. esas sayılı dosyasındaki bakiye hak-alacak ve dava hakları mahpus kalmak kaydıyla ve Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/413 esas sayılı dosyadaki dava ile Bursa 3. İcra Hukuk Mahkemesinin 2010/479 esas sayılı dosyasındaki hak-alacak ve talepleri ile mükerrer olmamak ve tahsilatta bağlantılı olmamak kaydıyla davacı … adına 2.358.000,00 TL alacak miktarı için itirazın iptali ile %40 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalılar vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde; davalıların banka borçları nedeniyle taşınmazlarını satışa çıkardıklarını, davacı ile aralarında 01/03/2006 tarihli taşınmaz satış sözleşmesi düzenlediklerini, ancak davacının ödemelerini gerçekleştirememesi ve kısa sürede temerrüde düşmesi nedeniyle karşılıklı olarak sözleşmenin feshedildiğini ve ayrıca iade borcunun miktarı ve vadesinin düzenlenen tutanak ile belirlenerek yazılı hale getirildiğini, iade borcunun vadesi gelmeden taşınmaza Hilton Otelin talip olması üzerine değerinin arttığını düşünen davacının mutlak butlan sebeplerinin varlığına rağmen satışa engel olmak için gayrimenkulün kaydına ihtiyati tedbir konulmasını sağlayıp Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/413 esas sayılı numarasında tapu iptali ve tescil davası açtığını, dava dilekçesindeki kendi beyanlarına göre 9.350.000 USD’nin yaklaşık 13.500.000,00 TL olarak 7.442.000,00 TL’sinin ödendiğini, buna göre bakiye yaklaşık 6.500.000,00 TL borçlarının kaldığını, sözleşme gereğince ödedikleri 7.442.000,00 TL’ye el konulduğunun davacı tarafça iddia edildiğini ve bu para karşılığında davalılardan 18.000.000,00 USD değerindeki taşınmaza el koymayı amaçladıklarını, mahkemeyi etkileyebilmek için de taşınmazın kaçırılmaya çalışılmasını iddia ettiklerini, yargılama devam ederken “tutanaktır” başlıklı belgeyi dosyaya ibraz ettiklerini, bu belgeye yönelik olarak sahtecilik iddiasında bulunduklarını ancak buna rağmen evrak aslı kendilerinde olmadığı halde aslı gibidir ibaresi yazarak fotokopi üzerinden icra takibi başlattıklarını, takip tarihinde Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/413 esas sayılı dosyanın derdest olduğunu, tapu iptal ve tescil davaları kesinleşmeden takibe konu yapılamayacağını, dava sonuçlanmadığı için iade borcunun da muaccel hale gelmeyeceğini, bu düşüncelerle haklı olarak icra takibine mükerrerlik ve derdestlik itirazında bulunduklarını, alacaklının derdestlik itirazının kaldırılmasını yalnızca icra mahkemesinden isteyebileceğini, bu hususta genel mahkemelerde dava açamayacağını, bu sebeple davanın reddinin gerektiğini, bunun yanında davacıların belgenin sahte olduğu iddiası ile suç duyurusunda bulunmaları üzerine Bursa 7.Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/1373 esas sayılı dosyasında dava açıldığını, belgenin inceleme için Adli Tıp Kurumuna gönderildiğini, bu sebeple HUMK. 317. md. gereğince bu belgeye dayanılarak işlem yapılamayacağını, bu hususun bekletici mesele yapılması gerektiğini, davacının tapu iptali tescil davası açmışken icra takibi yapmasında hukuki bir menfaatinin bulunmadığını, paranın iadesini talep ediyor ise tapu iptali talebinden feragat etmesi gerektiğini, her iki davayı bir arada yürütemeyeceğini, Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/413 esas sayılı dosyasında tapu iptali ve tescil mümkün olmadığı, iade borcununda vadesinin gelmediği belirtilerek verilen red kararının davacı tarafından temyiz edildiğini, bu karar kesinleşinceye kadar davanın derdest olduğunu, “tutanaktır” başlıklı belgenin sözleşmeden bağımsız olarak tek başına takibe konu yapılamayacağını, bu sebeple davacının takibin tutanaktır başlıklı belgeye dayandığını belirterek Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/413 esas sayılı dosyasından farklı olduğunu iddia etmesinin yerinde olmadığını, borcun sebebinin davalı …’na 01/03/2006 tarihli sözleşme gereğince ödenen bedellerden ibaret olduğunu, bu sözleşmenin de Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/413 esas sayılı dosyasındaki davaya konu olduğunu bundan başka bir sebeple verilmiş borcun bulunmadığını, diğer davalı ………. Un Fabrikası A.Ş.’ye herhangi bir ödeme yapılmadığını, bu sebeple bu davalının iade borcunun bulunmadığını, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla dava açılmasının derdest davayı ortadan kaldırmayacağını, takibe dayanak tutanaktır başlıklı belgedeki kurun ne olacağının açıkça kararlaştırılmış olduğunu, artık tahsil anındaki kurun talep edilmesinin yerinde olmadığını, alacağın likit olmadığını, davacı …’e …, ………. Un Fabrikası A.Ş., …. A.Ş., … A.Ş., … A.Ş. gibi kişilere ait hesaplardan havale, çek ve elden ödemeler şeklinde bir takım ödemeler yapıldığını, toplamda 4.500.000,00 USD ödeme yapılan …’in 01/03/2006 tarihli sözleşme kapsamında ne miktarda alacağı olduğunun bilinmediği, davacı …’in müteselsil alacaklı olmadığını, müteselsil alacaklı olmanın mümkün olmadığını, davalıların …’e 4.500.000,00 USD borçlarının bulunmadığını, davacının bu iddiasını kanıtlaması gerektiğini, davacının Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/413 esas sayılı dosyasında bir takım rakamlar bildirmiş olmasına rağmen icra takibinde hakkı olandan fazlasını talep ettiğini, ……… A.Ş.’nin de ödemelerini talep ettiğini, tutanaktır başlıklı belgenin borç senedi olarak nitelendirilemeyeceğini belirterek davanın reddi ile %40 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞTİRİLEN BURSA 1. ASL. TİC. MAH. 2011/202 SAYILI DOSYADA:
DAVA:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesi ile, dava dışı … ile ……… A.Ş. tarafından davalılar aleyhinde Bursa 9.İcra Müdürlüğünün 2010/…. esas sayılı dosyasında icra takibi yapıldığını, davalıların itirazı üzerine takibin durduğunu, davacı …’ın dava dışı … ve ……… A.Ş.’den Bursa 9.İcra Müdürlüğünün 2010/…. esas sayılı icra dosyasından Bursa 10.Noterliğince düzenlenmiş 05/03/2010 tarih, 9353 yevmiye nolu alacak temlik sözleşmesi ile 390.000,00 USD alacağı temlik aldığını, Avukatlık Kanununun 164. md. uygun olarak mevcut davayı açtıklarını, takibe dayanak tutanaktır başlıklı belgenin borç ikrarı içerdiğini, Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/413 esas sayılı dosyasında verilen cevap dilekçelerindeki beyanların ve davalılar vekilinin duruşmadaki beyanlarının ikrar mahiyetinde olduğunu, Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/413 esas sayılı dosyasının konusunun farklı olduğunu bu sebeple icra takibi ve açılan itirazın iptali davası ile derdest olmadığını belirterek dava dışı ……… A.Ş. ve …’in Bursa 9. İcra Müdürlüğünün 2010/…. esas sayılı dosyasındaki bakiye hak-alacak ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla ve Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/413 esas sayılı dava ile Bursa 3.İcra Hukuk Mahkemesinin 2010/479 esas sayılı hak alacak ve talepleri ile mükerrer olmamak ve tahsilatta bağlantılı olmak kaydıyla icra takibine yapılan itirazın 390.000,00 USD’lik asıl alacak kısmı yönünden iptali ile %40 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesi talep edilmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde; açılan davanın Bursa 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/620 esas sayılı dosyası ile derdest olduğunu, icra takibi için ödenen harcın her iki itirazın iptali davası için mahsup işlemi yapıldığından bu dava için ayrıca harç tahsilinin yapılması gerektiğini, aksi takdirde Harçlar Yasasının 30.maddesinin uygulanması gerektiğini, Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/413 esas sayılı davasındaki davacılar adına Avukat …’ın avukat sıfatıyla takip ederken alacağı temlik alarak davayı açtığını, Avukatlık Yasasının 47. maddesi ve Borçlar Kanunun 19. maddesi gereğince bu tür sözleşmelerin geçersiz olduğunu, avukatlık alacağının kararın kesinleşmesi ile muaccel olacağını, bu nedenle temlik sözleşmesinin geçersiz olduğunu, bundan dolayı davacı …’ın aktif dava açma ehliyetinin bulunmadığının, Bursa 7. Asliye Ceza Mahkemesinde açılmış olan 2010/1373 esas sayılı davanın bekletici sebep yapılması gerektiğini belirterek davanın reddi ile %40 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
KANITLARIN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Dava, adi şekilde düzenlenen belgeyle yapılan gayrımenkul satış vaadi sözleşmesinin feshi nedeniyle tutulan tutanağa dayalı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali davası ve icra dosyasındaki bu alacağın bir kısmının temliki nedeniyle birleştirilen dosyada açılan itirazın iptali davasıdır.
Yapılan yargılama sonucunda asıl davanın kabulüne,birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 13.HD’nin 28/02/2018 tarih ve 2017/6927-2018/2624 E/K sayılı ilamı ile; “…Davacı, tutanaktır başlıklı belgeye dayanarak başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemiyle eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin kararı esas yönünden kesinleşmekle “tutanaktır” başlıklı belgenin kendisi ve içeriğinin de kesinleştiği, bu nedenle kesin hüküm niteliği kazandığı, bu kapsamda belgeye yönelik sahtecilik itirazları yönünden görülmekte olan ceza davasının bekletici mesele yapılmasına gerek görülmediği, 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 148. ve 69. maddelerine göre alacaklıların birden fazla olması halinde her bir alacaklının alacak iddiasında bulunabileceği, aksi kararlaştırılmadıkça veya alacaklılar arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça her bir alacaklının edim üzerindeki haklarının eşit olduğu, kabul edilerek asıl davanın kabulüne karar verilmiştir. Borçlar Kanununun 53.maddesi (6098 sayılı BK.nun 74.maddesi) uyarınca hukuk mahkemesi ceza mahkemesinin beraat kararı ile bağlı değilse de, ceza mahkemesince verilecek mahkumiyet kararı ve ceza mahkemesinde kabul edilen maddi vakıalar hukuk mahkemesini bağlar. Bu nedenle açılmış bir ceza davası var ise ceza davasının sonucunun beklenmesi gerekir. Somut olayda, davacının icra takibine dayanak yaptığı belge nedeniyle davacının belgenin sahte olduğu iddiası üzerine Bursa 7.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2016/550 E sayılı dosyasında özel belgede sahtecilik suçundan yapılan yargılamanın devam ettiği anlaşılmaktadır. Mahkemece de taraflar arasındaki uyuşmazlık bu belgeye göre çözümlenmiştir. O halde, mahkemece, BK.nun 53. (6098 sayılı BK.nun 74) maddesi uyarınca bu ceza davası sonucunun HMK.nın 165. maddesi de gözetilerek bekletici mesele yapılarak hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup ….” olduğundan mahkememiz hükmü bozulmuştur.
Mahkememizce bozma ilamına uyulmasına karar verilerek, bozma ilamı doğrultusunda yargılamaya devam olunmuştur.
Bursa 7.Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/550 esas sayılı dosyasının kesinleşmesi beklenilmiş, Bursa 7.Asliye Ceza Mah. 2016/550 esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda 2016/550 esas 2019/1187 karar sayılı kararıyla sanık … hakkında özel belgede sahtecilik suçundan dolayı açılan kamu davasının sanığın üzerine atılı suçun TCK ‘nun 207/1 maddesi gereğince kesin ve inandırıcı delil bulunmadığından CMK ‘nun 223/2-e maddesi gereğince beraatine dair verilen kararın temyizi üzerine Yargıtay 11.Ceza Dairesinin 2020/1541-2020/4042 sayılı ilamı ile sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen asli dava zamanaşımı nedeniyle CMK 223/8 maddesi gereğince düşmesine karar verilerek ilamın kesinleştiği görülmüştür.
Yapılan yargılama sonucunda asıl davanın kabulüne, birleştirilen davanın reddine karar verilmiş, kararın temyiz edilmesi üzerine; Yargıtay 3.HD ‘nin 19/04/2022 tarih ve 2021/8548 – 2022/3734 E/K sayılı ilamı ile; “….davacı vekilinin birleşen davaya yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar verilmiş, tarafların asıl davaya yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerektiği, davalılar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; davacı … vekili Av. …, davacı …’e vekaleten “Tutanaktır” başlıklı belgeye dayanarak başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın kısmen iptali istemiyle eldeki davayı açmış, yargılama devam ederken davacı …’in diğer vekil tarafından verilen 02/04/2013 tarihli dilekçe ile Av. …’a toplamda 836.500 USD’nin temlik edildiğini, 446.500 USD üzerinden alacak aslı, faiz ve icra inkar tazminatı olmak üzere davalara Av. … adına devam edildiğini bu nedenle karar aşamasında 836.500 USD miktar yönünden tüm ferileri ile birlikte Av. … adına davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece de asıl davada Bursa 10. Noterliği’nin 19/08/2011 tarih 30689 yevmiye numaralı temliki kabul edilerek temlik alan Av. … yönünden 349.684,90TL için itirazın iptaline karar verilmiştir. Avukatlık Kanunu’nun “Çekişmeli Hakları Edinme Yasağı” başlıklı 47. maddesinde “Avukat el koyduğu işlere ait çekişmeli hakları edinmekten veya bunların edinilmesine aracılıktan yasaklıdır. Bu yasak, işin sona ermesinden itibaren bir yıl sürer. Birinci fıkra hükmü, avukatın ortaklarını ve yanında çalıştırdığı avukatları da kapsar. (Ek fıkra: 2/5/2001 – 4667/33 md.) Ancak, 164 üncü madde hükmü saklıdır.” düzenlemesi mevcuttur. Bu madde gereğince avukatın el koyduğu işlere ait çekişmeli hakları edinmesi veya bunların edinilmesine aracılık etmesi yasak olup bu düzenleme kamu düzenine ilişkindir. Bu madde ile avukatın üstlendiği hukuki yardımı kendi işi haline getirip çıkar sağlamaması, iş sahibine karşı tarafsız ve bağımsız bir şekilde vekalet görevini yerine getirmesi amaçlanmıştır. Hiç şüphesiz ki bir avukatın takip ettiği davaya konu müddeabihin bir kısmını temlik alarak davanın tarafı haline gelmesi kendi müvekkiline karşı tarafsız olamayacağı sonucunu doğuracaktır. O halde mahkemece asıl davada temlik alan …’ın talebinin reddi ile sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. Davacı vekillerinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; davacı vekili icra takibine dayanak icra takibini 4.500.000 USD asıl alacak ve 2.756 USD işlemiş faiz toplamı 4.502.756 USD üzerinden başlatmış, eldeki davayı fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 2.358.000,00 TL alacak için açmış olup, dava bu haliyle kısmi dava niteliğindedir. Mahkemece dava dilekçesinde asıl alacağın fer’ileri ile birlikte iptali denmiş ise de, bu ifadeden işlemiş faizi kapsadığının anlaşılamadığını, bu nedenle faiz talebi olmadığı kabul edilerek hüküm kurulmuştur. Oysa dava dilekçesinin sonuç kısmında davacı … adına 2.358.000,00 TL alacak miktarı için davalıların haksız itirazlarının taleple sınırlı olarak (2.358.000TL ve ferileri) iptaline ve %40 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesi talep edilmiş olup, ferileri ibaresi faizi de kapsamaktadır. Hal böyle olunca mahkemece asıl alacağın faiziyle birlikte takibin devamına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Gerekçesiyle 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin birleşen davaya yönelik temyiz taleplerinin reddiyle hükmün onanmasına, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle tarafların asıl davaya yönelik sair temyiz itirazlarının reddine, 3 nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan asıl davaya ilişkin hükmün davalılar yararına, 4 nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan asıl davaya ilişkin hükmün davacı yararına bozulmasına.. ” karar verilerek dosya mahkememize iade edilmiştir.
Mahkememizce dosya yeniden esasa kaydedilmiştir.
Davacılar vekili tarafından Yargıtay bozma ilamındaki lehe olan hususlara bir diyeceklerinin olmadığını ancak davacı …’ın vekil olması nedeniyle müvekkilinin çekişmeli haklarını temlik alamayacağına ilişkin Yargıtay bozma ilamında belirtilen hususta Yargıtay kararının iptaliyle dosyanın yeniden Yargıtaya gönderilmesi için Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunduklarından bu başvurunun sonucu beklenmesi talep edilmiştir.
Mahkememizce davacılar vekilinin, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru sonucunun davanın esasına etkisi olmayacağı kanaatine varıldığından bu başvurunun sonucu beklenmeksizin Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Davacı … ile dava dışı ……… Gıda Tic. San. A.Ş. tarafından davalılar aleyhine Bursa 9. İcra Müdürlüğünün 2010/…. esas sayılı dosyasında 4.500.000 USD asıl alacak, 2.756 USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.502.756 USD’nin tahsili talep edilmiştir.
Takibe dayanak olarak borçluların mahkemeye aslını ibraz ettikleri 4.500.000 USD bedelli tutanaktır başlıklı senet ve mahkemeye verdikleri yazılı beyanlar gösterilmiştir.
Takibe dayanak “tutanaktır” başlıklı belgede “01/03/2006 tarihli sözleşme, alıcıların kusuru nedeniyle feshedilmiştir, alıcılarca satıcılara ödenen toplam 4.500.000 USD’nin vadesi 31/12/2009’dur, bu tarihten önce paranın iadesi talep edilemeyecektir, bu şartla satıcılar sözleşmenin yerine getirilmemesi nedeniyle tazminat talep etmeyecektir.” ibarelerinin yazılı olduğu, bu ibarenin altının M. Barutçuoğlu – ………. Un Fabrikası A.Ş. ile İ.Bebek- ……… A.Ş. adına imzalanmış olduğu görülmüştür.

Belgenin alt kısmında “ödeme için vade tarihindeki TC Merkez Bankası Efektif Döviz Satış Kuru esas alınacaktır” ibaresinin yazılı olduğu görülmüştür.
Bursa 3.İcra Hukuk Mahkemesinin 2010/… esas sayılı dosyada yapılan şikayet üzerine yapılan yargılama sonunda, ödeme emrinin usulüne uygun yapılmaması ve sonradan bu usul eksikliklerinin tamamlanması suretiyle borçlulara tebliğ edildiği ve borçlular tarafından süresinde takibe itiraz edildiği, itiraz neticesinde takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu görülmüştür.Buna göre icra takibine itirazın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/554 esas sayılı dosyasında; ………. Un Fabrikaları ile …’nun hissedarı olduğu 4197 Ada, 1 nolu parselin … ve … A.Ş’ye satışı hususunda anlaştıkları, alıcıların, satıcıların satış sözleşmesini yerine getirmediklerini belirterek, yapılan ödeme oranında belirlenecek hisse oranında tapu kaydının iptali ile adlarına tescilinin olmadığı taktirde satış vaadi sözleşmesindeki değer üzerinden yapılan ödemeler ile gayrimenkulun değeri 9.350.000 USD kabul edilerek ödemelerin oranlanması sureti ile toplam ödeme miktarı olan 7.442.660,00 TL tahsili talep edilerek tapu malikleri Ekmasan Altınbaşak Un. Fab. A.Ş ile Mustafa Barutçuğlu aleyhine dava açıldığı, davalıların ise taraflar arasında düzenlenen tutanak başlıklı belge ile satış sözleşmesinin fesh edildiği alıcılarca ödenen toplam 4.500.000 USD’nin ise 31/12/2009 tarihi olarak belirlenmesine karar verildiği belirterek davanın reddi talep ettikleri, yapılan yargılama neticesinde sözleşmenin gayrimenkul devri içerdiği resmi senet ile yapılmadığından geçersiz olduğu, tutanaktır başlıklı belgeye göre ödeme hususunda vadenin 31/12/2009 tarihi olarak belirlendiğini davanın açıldığı 06/06/2008 tarihi itibari ile vadenin henüz gelmediği istenebilir nitelikte olmadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir. Davacıların temyizi üzerine kararın bozulduğu mahkemece direnilmesi üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 29/01/2014 tarih 2013/8-448 Esas 2014/47 Karar sayılı ilamı ile kararın onanmasına diğer hususlar yönünden dosyanın 8. Hukuk Dairesine gönderilmesine karar verildiği görülmüştür.
Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesindeki bu yargılama devam ederken davacı … ve dava dışı ……… A.Ş. Tarafından yukarıda belirtilen tutanaktır başlıklı belgeye istinaden Bursa 9. İcra Müdürlüğünün 2010/…. Esas sayılı dosyada icra takibi yapılmıştır.
Alacaklı … tarafından vekilleri olan Av….’a Bursa 10.Noterliğinden düzenlenmiş 19/08/2011 tarih 30689 yevmiye nolu temlikname ile dava dosyasındaki alacağın 246.500 USD’lik bölümünü Avukatlık Kanununun 164 ve 47/2 maddeleri gereğince temlik edildiği belirtilmiştir.
Yine Bursa 3.Noterliğinin 19/08/2011 tarihli 18596 yevmiye nolu temlikname ile icra dosyasındaki ve mahkememiz dosyasındaki alacağın 200.000 USD’lik kısmı Av. …’a temlik edilmiştir.
Davacılar vekili tarafından verilen 02/04/2013 tarihli dilekçe ile davaya 446,500 USD yönünden temlik alan olarak devam edildiği belirtilmiştir.
Davalılar öncelikle derdestlik itirazında bulunmuştur. Bunun haricinde davacıların Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen davada tutanaktır başlıklı belgeye yönelik olarak sahtecilik iddiasında bulunduklarını, şikayetleri üzerine Bursa 7.Asliye Ceza Mahkemesinde dava açıldığını bu davaların sonucunun beklenmesi gerektiğini belirtmişlerdir.
Öncelikle derdestlik itirazının incelenmesi gerekir.
Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen davada öncelikle tapu iptali ve tescili olmadığı taktirde gayrimenkulun değerlenme oranına göre ödeme miktarı belirlenerek davalıdan tahsili talep edilmiştir.
Mevcut davaya esas icra takibinde ise davalılar tarafından Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesine sunulan tutanaktır başlıklı belge dayanak yapılarak belgedeki bedelin tahsili talep edilmiştir.
Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/554 Esas sayılı dosyasındaki davacılar ve davalılar icra takibinde de taraflardır. Ancak Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesindeki talep miktarı farklı olduğu gibi önce tapu iptali ve tescili olmadığı takdirde bedel talep edilerek terditli açıldığından konusu farklıdır.
İcra takibine istinaden açılan itirazın iptali davası ise sadece … tarafından açılmış, birleşen dosya ise takip alacaklısı … ve … A.Ş’nin temliki ile … tarafından açılmıştır.
İtirazın iptali davaları genel hükümlere göre görülmektedir. Ancak yukarıda belirtildiği gibi Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesindeki dava konusu ile aynı değildir.
Bu nedenle davalıların derdestlik itirazı yerinde değildir.
Davalılar tarafından tutanaktır yazılı belgeye itiraz edilerek bu belgeye dayanılarak icra takibi yapılamayacağı gibi davada açılamayacağı belirtilmiştir.
Tutanaktır başlıklı belge Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinde davalılar tarafından ibraz edilerek buna göre savunma yapılmış ve mahkemecede belge kabul edilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Öncelikle davalıların önceki dosyada savunma olarak dayandıkları belgeye bu seferde davacıların dayanmasına itiraz etmeleri, iyi niyetli bir davranış değildir.
Bunun yanında Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin kararı esas yönünden kesinleşmekle “tutanaktır” başlıklı belgenin kendisi ve içeriği de kesinleşmiştir. Bu sebeple bu belge kesin hüküm niteliği kazanmıştır. Bu sebeple bu belgeye yapılan itirazlar yerinde değildir.
Buna göre davalıların belgeye yönelik itirazları yerinde olmayıp imza incelemesine dahi gerek yoktur.Davalının bu savunması Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesindeki dosyadaki savunma ile çeliştiği gibi hakkın kötüye kullanılması mahiyetindedir.
Davacı, davayı müşterek ve müteselsil alacaklı olduğunu belirterek açmıştır.
818 sayılı BK’nun 148.maddesi ile sonradan yürürlüğe giren 6098 sayılı TBK 169.maddesine göre aksi kararlaştırılmadıkça veya alacaklılar arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça alacaklıların herbirinin edim üzerindeki haklarının eşit olduğu belirlenmiştir.
Dava 818 sayılı BK’nun zamanında açılmış olduğundan ve ayrıca davaya dayanak belgenin bu kanun zamanında düzenlenerek hukuki sonuç oluşturduğundan davaya 818 sayılı BK’nun uygulanması gerekmektedir.
818 sayılı BK’nun 148 ve 69 maddesine göre alacaklıların birden fazla olması halinde herbir alacaklı alacak iddiasında bulunabilecektir.
Bu sebeple tutanak başlıklı belgede … ve …. A.Ş. alacaklı olarak gözüktüğünden …’in tek başına itirazın iptali davası açabilmesi mümkündür.
Davacı tarafından ibraz edilen yukarıda içeriği yazılı “tutanaktır” başlıklı belgede davalılar açıkça borç ikrarında bulunduklarından davalıların davacıya borçlu olduklarına karar verilmiştir.
Asıl davada davacı alacağının 349.684,90 TL’sini avukatı …’a temlik etmiş ise de bu temlik geçersiz olduğundan temlik edilen kısmın da hak sahibi davacı da kaldığı gözetilerek 2.358.000 TL yönünden davacının davasının kabulüne karar verilmiştir.
Asıl davada 2.358.000 TL asıl alacak ve fer’ileri yönünden itirazın iptali talep edilmiştir.Dava harcı 2.358.000 TL yönünden yatırılmıştır. Dava dilekçesinde takipte talep edilen işlemiş faiz yönünden açıkça talepte bulunulduğu belirtilmemiş ise de dava dilekçesinde asıl alacağın fer’ileri ile birlikte iptali denmiş olmakla ferileri ibaresi faizi de kapsadığından davacının talebini TL olarak yaptığı ve tarafların tacir olduğu gözönüne alınarak ticari işlerde uygulanan avans faizine hükmedilmiştir.
Bu miktar yönünden de %40 oranı üzerinden icra- inkar tazminatına hükmedilmiştir.
Davalılar vekili, davacı …’ten İstanbul 8. İcra Müdürlüğünün 2010/… Esas sayılı dosyadan alacaklı olduklarını bu alacaktan dolayı takas-mahsup talebinde bulunmuştur.Takas-mahsup talebinde bulunabilmek için alacağın kesinleşmiş olması gerekir.Davalının takas-mahsup talebine dayanak yaptığı İstanbul 8.İcra Müdürlüğünün 2010/… Esas sayılı dosyası getirtilmiş incelenmesinde takibin İstanbul 8.İcra Hukuk Mahkemesinin 24/04/2012 tarih 2012/157 Esas 2012/409 sayılı kararı ile takibin iptaline karar verildiği ve bu kararın 07/05/2012 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.Buna göre davalının kesinleşmiş bir alacağı bulunmadığından takas-mahsup talebinde de bulunamaz, bu sebeple talebi kabul edilmemiştir.
Asıl davada, davacıdan temlik aldığı 349.684,90 TL ve birleştirilen dosya da temlik aldığı 390.000 USD için Av…. tarafından talepte bulunulmuş ise de; Avukatlık Kanunu’nun “Çekişmeli Hakları Edinme Yasağı” başlıklı 47.maddesinde “Avukat el koyduğu işlere ait çekişmeli hakları edinmekten veya bunların edinilmesine aracılıktan yasaklıdır. Bu yasak, işin sona ermesinden itibaren bir yıl sürer. Birinci fıkra hükmü, avukatın ortaklarını ve yanında çalıştırdığı avukatları da kapsar. (Ek fıkra: 2/5/2001 – 4667/33 md.) Ancak, 164 üncü madde hükmü saklıdır.” düzenlemesi mevcuttur. Bu madde gereğince avukatın el koyduğu işlere ait çekişmeli hakları edinmesi veya bunların edinilmesine aracılık etmesi yasak olup bu düzenleme kamu düzenine ilişkindir. Bu madde ile avukatın üstlendiği hukuki yardımı kendi işi haline getirip çıkar sağlamaması, iş sahibine karşı tarafsız ve bağımsız bir şekilde vekalet görevini yerine getirmesi amaçlanmıştır. Hiç şüphesiz ki bir avukatın takip ettiği davaya konu müddeabihin bir kısmını temlik alarak davanın tarafı haline gelmesi kendi müvekkiline karşı tarafsız olamayacağı sonucunu doğuracaktır. Bu nedenlerle asıl davada …’ın temlik aldığı kısım yönünden ve birleşen dosyada ise icra dosyasından temlik aldığı kısım yönünden davasının reddine karar verilmiştir.
Birleştirilen Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/202 esas sayılı dosyasında açılan davada verilen karar Yargıtay ilamı ile onanmak suretiyle kesinleştiğinden bu dava yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM ; Yukarıda açıklanan nedenlere kararın dayandığı hukuksal gerekçeye ve kurulun takdirine göre;
A-)ASIL DAVADA;
1-Asıl davanın kabulüne, davalıların Bursa 9. İcra Müdürlüğünün 2010/…. esas sayılı dosyasına yapmış oldukları itirazın iptaline, takibin davacı … yönünden 2.358.000,00 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren işletilecek avans faiziyle birlikte devamına,
– Temlik alan …’ın davasının reddine,
– Alacak likit olduğundan asıl alacağın %40’ı üzerinden hesaplanan 943.200,00 TL icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Yasası gereğince alınması gereken 161.074,98- TL harçtan peşin alınan 232,51-TL ile icra dosyasından alınan 34.783,79.-TL icra harcının mahsubu ile bakiye 126.058,68-TL harcın, davalılardan tahsiline,
4-Davacı … tarafından yapılan aşağıda dökümü yazılı ‭649,3‬0- TL yargılama gideri ile peşin olarak alınan 232,51 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı … yararına ölçümlenen 216.900,00-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6- … yönünden reddedilen dava yönünden davalılar yararına ölçümlenen maktu 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalılara verilmesine,
6-Davalı … tarafından yapılan 316,50 TL yargılama giderinin kabul ve ret oranına göre ‭158,25‬-TL yargılama giderinin davacı …’dan alınarak davalılara verilmesine, bakiye giderlerin davalılar üzerlerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca peşin olarak yatırılan gider avansından kalan tutarın istek halinde ve hüküm kesinleştiğinde yatırına iadesine,
B-)BİRLEŞTİRİLEN BURSA 1.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2011/202 ESAS 2011/282 KARAR SAYILI DAVADA;
1- Birleşen 1.ATM’nin 2011/202 esas sayılı dosyası onanmak suretiyle kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
2-Bu dosya onanarak kesinleştiğinden taraflar lehine yeniden yargılama gideri ve vekalet ücreti ve harç takdirine yer olmadığına,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 22/02/2023

Başkan … Üye 125958 Üye … Katip …
¸E-imzalıdır. ¸E-imzalıdır. ¸E-imzalıdır. ¸E-imzalı