Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1069 E. 2023/719 K. 12.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/1069 Esas – 2023/719
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/1069 Esas
KARAR NO : 2023/719

HAKİM : …….
KATİP : …..

DAVACI : … – T.C.N. ……. Abdullahpaşa Mah. Muhtar Abdi Fırtına Sk. No:3 İç Kapı No:4 Karacabey/ BURSA
VEKİLİ : Av…… – [16381-83978-…..] UETS
DAVALI : DÜNYA VARLIK YÖNETİM ANONİM ŞİRKETİ – …….. [25919-77676-….] UETS
VEKİLİ : Av. … – [16049-40673-….] UETS
DAVA : Bankalarca Kullandırılan Ticari Kredilerden Ve Ticari Kredili Mevduatlardan Kaynaklanan Davalar (Menfi Tespit)
DAVA TARİHİ : 30/09/2022
KARAR TARİHİ : 12/06/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 05/07/2023
Mahkememizde görülmekte olan Bankalarca Kullandırılan Ticari Kredilerden Ve Ticari Kredili Mevduatlardan Kaynaklanan Davalar (Menfi Tespit) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle:Davalı yanca, dava dışı …’un … Bankası A.Ş. İle yaptığı Genel Kredi ve Teminat sözleşmesinden kaynaklanan borcundan dolayı müvekkilinin kefil olduğu gerekçesiyle Bursa 9. İcra Dairesi ‘nin 2017/… E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını,müvekkiline ait olan malların haczedilmiş olduğunu, bahsi geçen sözleşmenin imza tarihi 27.02.2009 olup eski Borçlar Kanunu döneminde akdedilmiş bir sözleşme olduğunu, eski 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun kefaleti düzenleyen 484. Maddesi ” kefaletin sıhhati, tahriri şekle riayet etmeğe ve kefilin mes’ul olacağı muayyen bir mikdar iradesine mütevakkıftır.” düzenlemesi yer almakta olduğunu, müvekkilinin bahsi geçen usule ve hukuka aykırı sözleşme gereğince herhangi bir sorumluluğu ve borcu olmadığını, bu hususun tespiti için işbu davayı açma zorunluluklarının hasıl olduğunu, bu nedenlerle davanın kabulüne karar verilerek, haksız ve kötüniyetli davalı alacaklı aleyhine takip konusu bedelin %20’sinden az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkili şirket açısından davacının dava dilekçesinde belirttiği hususları kabul etmediklerini, Bursa 9.İcra Müdürlüğü’nün 2017/… E. Sayılı dosya alacağı alacaklı … Bankası AŞ tarafından … Varlık Yönetim A.Ş. ye temlik edilmiş olduğunu, buna ilişkin alacak temlik sözleşmesi ve eki temlik listesi icra dosyasında yer almakta olduğunu, davacı tarafların dava dilekçesinde bahsettiği iddiaları kabul etmediklerini, iddia edilen zarar oluşmuş ise de bu zarardan gerek temlik eden bankanın gerekse temlik eden bankaya halefen müvekkili şirketin herhangi bir kusuru bulunmamakta olduğunu, Bursa 9.İcra Müdürlüğü’nün 2017/… Esaslı takip dosyasında usul ve yasaya uygun olarak yasal takip işlemleri yapılmış olduğunu ve süresi içerisinde anaparaya ve faize itiraz edilmemiş olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilerek, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, tarafların karşılıklı beyan dilekçeleri, Bursa 9. İcra Müdürlüğünün 2017/… sayılı icra takip dosyası, Karacabey İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/149 esas sayılı dosyası, bilirkişi raporu, Yapı Kredi Bankası’na yazılan müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava, dava dilekçesinde gösterilen ve kredi alacağına istinaden başlatılan icra takibine davacının kefilliğinin geçerli olmadığı iddiasına dayalı olarak borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkememiz dosyasının yargılaması sırasında dosyanın bankacı bilirkişiye tevdi edilerek rapor düzenlenmesine karar verilmiştir.
Bankacı bilirkişi …’ ın 03/05/2023 tarihli raporunda özetle: davacı borçlu …’un 14.000,00 TL kefalet limiti ve kendi temerrüdünün sonuçları ile sınırlı sorumlu olduğu, temerrüdün icra takip tarihinde oluşması nedeniyle takip tarihi itibariyle kesinleşen toplam 15.792,24 TL. tutarı, temerrüt faizine baz borç tutarı (asıl alacak) kabul edilmiş, ve taşınmaz satış tarihi 18.12.2012 tarihi itibariyle 43.740,41 TL. borç bulunduğu tespit edilmiş olduğu, diğer bir deyişle; davacının menfi tespit davası açmasında haklılık bulunmadığı, mütalaa edilmiştir.
Toplanan tüm deliller ve dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde açılan dava; davalı banka tarafından davacı aleyhine başlatılan icra takibine konu kredide , davacının kefaletinin geçersiz olduğu iddiasına dayalı borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesine ilişkindir. Davacının kefil olduğu kredi sözleşmesi incelendiğinde kredi sözleşmesinin tarihinin 27/02/2009, tutarının 14.000,00 TL olduğu, kredi sözleşmesinin 51. Sayfasında kefil olunan tutar kısmının boş bırakıldığı tespit edilmiştir.Kredinin imzalandığı tarihte 818 Sayılı Borçlar Kanunu yürürlükte olduğu için değerlendirmelerin işbu kanuna göre yapılması gerektiği, kefaletin geçerli olması için kefil olunan miktarın belirli olması gerekmektedir.818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 484. maddesinde “Kefaletin sıhhati, yazılı şekle uyulması ve kefilin mesul olacağı muayyen miktarın belirtilmesi” şartlarına bağlanmıştır. Ancak; kefaletin ayrı bir sözleşme halinde olmayıp kredi sözleşmesi içinde yapılması halinde, kefil için ayrıca bir sorumluluk miktarı belirlenmemiş ise, sözleşmedeki borçluluk (kredi) limitinin, müteselsil kefilin kefalet limiti olarak kabulü gerekmektedir ” hususu belirtilmekle birlikte ilgili kanun maddesinde kefalet miktarı sözleşmede açıkça yazılı değil ise de Yargıtay’ın 12.04.1944 tarihli ve 14/13 sayılı içtihadı birleştirme kararı gözetildiğinde genel kredi sözleşmesinin ilk sayfasında sözkonusu kredi limiti yazılı olduğu, bu şekilde borç miktarı belli olduğuna göre davacı kefilin anılan sözleşmedeki kefaletinin geçersiz olduğu kabul edilemez.Ayrıca her ne kadar davacı tarafça, eş rızası beyanı alınmadığından bahisle kefaletin geçersiz olduğu iddia edilmiş ise de eş rızası alınması hususunun 6098 Sayılı TBK ile getirildiği, 818 sayılı Borçlar Kanunu hükümleri arasında yer almadığından somut olayda uygulanma imkanı bulunmadığından, davacının ilgili kredi sözleşmesindeki kefaletinin geçerli olduğu, bankaya olan borcunun da devam ettiği kanaatine varılarak davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.(Emsal mahiyette İzmir BAM 20. HD’nin 2020/2508 Esas 2023/597 Karar sayılı ilamı, İstanbul BAM 12. Hukuk Dairesi’nin 2018/1492 Esas 2020/515 Karar sayılı ilamları da dikkate alınarak)
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL nispi karar ve ilam harcının peşin alınan 239,09 TL’den mahsubu ile bakiye 59,19 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerine bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, dava değeri, HMK’nın 341/2. Maddesi uyarınca kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.12/06/2023

Katip ……
¸E-imzalıdır.

Hakim ….
¸E-imzalıdır.