Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1037 E. 2023/100 K. 30.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/1037 Esas
KARAR NO : 2023/100

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – T.C.N. … …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – T.C.N. … …
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 21/03/2022
KARAR TARİHİ : 30/01/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/02/2023
Mahkememizde görülmekte olan 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Bursa 15. İcra Dairesinin 2017/6604 Esas sayılı İcra dosyasının borçluları … Endüstriyel Temizlik Ürünleri Oto. Teks. San. Ve Tic. Ltd. Şti. ile … Zirai Ürünler Nak. San. Tic. Ltd. Şti. adına alacaklı sıfatıyla … icra takibine geçtiğini ve davacıya bu esas sayılı icra takibi üzerinden İİk 89/1, 89/2 ve 89/3 gereği birinci, ikinci ve üçüncü haciz ihbarnameleri gönderildiğini, davacıya 89/3 haciz ihbarnamesi 05/03/2022 tarihinde tebliğ edildiğini, her iki dosya borçlusuna da herhangi bir borcu veya borçlulara ait bir malı yedinde bulunmayan davacı için iş bu menfi tespit davasını açma zarureti hasıl olduğunu, davacı …’un icra dosyası borçlulardan … Endüstriyel Temizlik Ürünleri Oto. Teks. San. Ve Tic. Ltd. Şti. adlı şirket ile haciz ihbarnamelerinin gönderildiği tarih itibariyle herhangi bir ticari ilişkisi bulunmadığını, bu husus ilgili şirketin vergi dairesi kayıtları dosyaya celp edildiğinde ortaya çıkacağını, davacı ile borçlu şirket arasında herhangi bir ticari ilişki içerisinde bulunmadığı taraflarınca bildirilen tanıkların anlatımlarıyla ve şirket ticari kayıtlarından anlaşılacağını, davacının adına kayıtlı bir şahıs şirketi bulunmadığını, bu sebeplerle borçlu şirket ile bir alacak verecek ilişkisi veya borçluya ait herhangi bir malı yedinde tutmasını gerektirecek bir ilişkisi olmadığını, davacı …’un icra dosyası borçlulardan … Zirai Ürünler Nak. San. Tic. Ltd. Şti. adlı şirketin ise kurucusu olduğunu, ilgili şirket davacı tarafından 2013 yılında kurulmuş ve 2015 yılına kadar ticaretine devam ettikten sonra ekonomik sıkıntılar sebebiyle işlerine devam edemez hale geldiğini, İcra dosyası alacaklısı tarafından davacıya gönderilen haciz ihbarnamelerinin gönderildiği tarihlerde ise aktif olarak ticaret yapan mal alıp satan bir şirket olmadığını, bu bağlamda haciz ihbarnamelerinin gönderildiği tarihten çok önceki tarihlerde Mudanya Vergi Dairesince Resen terk işlemi yapıldığını, şirketin ticaret yaptığına ilişkin bir beyannamesi bulunmadığını, bu husus Vergi Dairesi ve ilgili yerlerden celp edilecek belge ve dinlenilecek tanıklarla ispatlanacağını, davacı … … Zirai Ürünler Nak. San. Tic. Ltd. Şti. adlı şirketin kurucusu olduğunu, fakat bu şirket haricinde herhangi bir şahıs şirketinin sahibi olmadığını, bu şirket kurucusu olması dışında aktif bir ticaret hayatının olmadığını, nitekim kurucusu olduğu şirket de 2015 yılından bu yana aktif bir ticaret yapmadığını, şirketin terk kaydı olduğunu, bu sebeplerle davacının icra dosyasında borçlu olan şirketlere herhangi bir borcu olmadığı gibi bu şirketlere ait olduğunu, yedinde bulunan bir mal da olmadığını, davacının dava dışı ve icra dosyası borçluları olan 3.Kişi konumunda olan … Endüstriyel Temizlik Ürünleri Oto. Teks. San. Ve Tic. Ltd. Şti. ile … Zirai Ürünler Nak. San. Tic. Ltd. Şti. adlı şirketlere herhangi bir borcu veya vereceği bir şey bulunmadığını, bu nedenlerle açılan davanın kabulü gerektiğini, davacı …’un dava dışı İcra dosyası borçluları olan … Endüstriyel Temizlik Ürünleri Oto. Teks. San. Ve Tic. Ltd. Şti. ile … Zirai Ürünler Nak. San. Tic. Ltd. Şti. ne borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini, yargılama masraf ve vekalet ücretlerinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacı tarafın da kabulünde olduğu üzere, davacı dava dışı … Zirai Ürünler Nak. San. Tic. Ltd. Şti.’nin kurucusu, tek ortağı ve tek yetkilisi olduğunu, uygulamada şirket yetkilileri, şirket hesabından kendi hesaplarına para aktarmakta (virman) ve bu paraları kişisel ihtiyaçları için kullanabilmekte olduğunu, davacı, borçlu şirket … Zirai Ürünler Nak. San. Tic. Ltd. Şti.’nin tek ortağı ve tek yetkilisi olduğunu, davacının şirket parasını veya mallarını kişisel ihtiyaçları için kullanmış olması muhtemel olduğunu, davacı, şirketin tek ortağı olarak taahhüt ettiği sermaye ile şirket borçlarına karşı sorumlu olduğunu, davacının taahhüt ettiği sermayeyi borçlu şirkete ödeyip ödemediği de araştırılması gerektiğini, borçlu şirketin fiilen aktif olup olmadığı hususunun taraflarınca bilinmesinin mümkün olmadığını, ticaret sicil kayıtları incelendiğinde borçlu şirketin feshine ilişkin hiçbir ilan bulunmadığını, boçlu şirketin alacağı bulunmadığını davacı ispat etmesi gerektiğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilerek, davacı aleyhine en az %20 tazminata, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, tarafların karşılıklı beyan dilekçeleri, Bursa 15. İcra Müdürlüğünün 2017/6604 sayılı icra takip dosyası, yazılan müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava, davalı …’in davacıya karşı açtığı Dava İ.İ.K.’nun 89/I, II, III maddesine istinaden gönderilen haciz ihbarnamesi nedeniyle ihbarnameye muhatap olan üçüncü kişi tarafından açılan menfi tespit davasıdır.
Mahkememiz dosyasının Bursa 14. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2022/98 esas, 2022/124 karar ve 22/03/2022 tarihli görevsizlik kararı ile mahkememiz esasına kaydedilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Eldeki dava, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden sonra, 21/03/2022 tarihinde açılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nın 3. maddesi hükmüne göre bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir. Bir işin ticari veya adi olması, farklı kuralların uygulanmasını gerektirir. Bir işin ticari olup olmadığını kanunda öngörülen kurallar uyarınca saptamak gerekir. Eğer iş ticari ise özel ticari kuralların uygulanması zorunlu olur. Ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işler, yani, haklı veya haksız fiil yahut işletmeyi ilgilendiren her iş ayrık durumlar dışında, ticari iş sayılır. Bu işler, eğer bir ticari işletmeyi ilgilendirmiyorsa, ticari iş sayılmazlar.
Ticari davalar ise aynı Kanunun 4/1 maddesinde tanımlanmıştır. Bu maddeye göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ve tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın Türk Medenî Kanunu’nun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde; fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta; borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde ve bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır.Bu maddeye göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması veya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması veyahut da açılan davanın maddede altı bent halinde sayılan davalardan olması gerekir. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. 6102 sayılı TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Toplanan tüm deliller ve dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde açılan dava; Bursa 15. İcra Müdürlüğü’nün 2017/6604 Esas sayılı icra takip dosyasında davacıya gönderilen haciz ihbarnamelerine dayalı olarak davalı tarafa borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesine ilişkindir.
Her ne kadar işbu dava dosyası Bursa 14. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından icra takibine konu alacağın dayanağının kambiyo senedi olduğundan bahisle Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin görevli olduğu iddiasına dayalı olarak görevsizlik kararı verilmiş ise de Yargıtay 15. HD’nin 2015/15365 Esas 2016/6425 Karar sayılı ilamında, güncel tarihli Bursa BAM 1. HD’nin 2022/677 Esas 2022/1022 Karar sayılı ilamında, Bursa BAM 5. HD’nin 2022/713 Esas 2022/1563 sayılı ilamında da belirtildiği üzere davacının ilgili icra dosyasında üçüncü kişi konumunda olduğu, davanın niteliği itibariyle taraflar arasında ticari ilişki bulunmadığı, tarafların tacir olup olmamasının ya da davalı alacaklının alacağının kambiyo senedine dayalı olmasının davayı davacı yönünden ticari kılmadığı, uyuşmazlığın takip hukukundan kaynaklandığı için davacının icra takibine konu çekte borçlu ya da alacaklı olarak yer almadığı hususu göz önünde bulundurularak davanın görev dava şartı noksanlığı sebebiyle, mahkememizin görevsizliğine, Bursa 14. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğuna, hükmün İstinaf kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde HMK’nın 21. ve 22. maddesi gereğince yargı yerinin belirlenmesi için derhal dosyanın Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın görev dava şartı noksanlığı sebebiyle, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, Bursa 14. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin GÖREVLİ OLDUĞUNA,
2-Hükmün İstinaf kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde HMK’nın 21. ve 22. maddesi gereğince yargı yerinin belirlenmesi için derhal dosyanın Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine,
3-HMK’nın 331. Maddesine göre yargılamanın görevli mahkemede devam etmesi halinde yargılama giderlerin görevli Bursa 14. Asliye Hukuk Mahkemesince takdirine, yargılamanın görevli mahkemede devam etmediği taktirde talep üzerine mahkememizce dosya üzerinden yargılama giderlerinin tespiti ve hükmedilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’ nın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı 30/01/2023

Katip …
¸E-imzalıdır.

Hakim …
¸E-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸E-imzalıdır.