Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/977 E. 2022/999 K. 26.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Türk Milleti Adına
” KARAR”

ESAS NO : 2021/977
KARAR NO : 2022/999

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/11/2021
KARAR TARİHİ : 26/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 03/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacı müvekkil hakkında 24/11/2020 tarihinde Bursa 16.İcra Müdürlüğünce 2020 /… sayılı Kambiyo senetlerine mahsus takip yoluyla icra takibi başlatıldığını, ancak bu takibe konu olan kambiyo senedi bedelsiz olup iptali gerekmektedir zira senet bir teminat üzerine verilmiş olup teminat şartı gerçekleşmediğini, İcra takibine konu olan bu senet bir ev teminatı için verilmiştir bu durum senedin arka kısmına yazılarak belirtildiğini, ev teminatı için verilmiş olan bu senette teminat şartı yerine getirilmemesine rağmen Kambiyo senedi haksız olarak icraya konduğunu, her ne kadar kambiyo senetleri sebepten mücerret olsa da temel alacağın mevcut olmaması, geçersiz olması kambiyo senedinin hükümsüzlüğü sonucunu doğurmamakta, fakat sebepteki temel ilişkideki sakatlık kambiyo borçlusuna “nedensiz zenginleşme defi” öne sürme hakkını verdiğini, temel borç ilişkisinden dolayı herhangi bir nedenle sorumlu tutulamadığı için kambiyo yükleniminden kaynaklanan borcunu ödemekten kaçınma hakkı olduğunu, kambiyo senedinin teminat senedi olduğu ve teminata dayanarak hak talep etme şartlarının oluşmadığı, zira temin edilen riskin gerçekleşmediğinden senedin bedelsizliğine hükmedilmesinin gerektiğini, bahse konu olan kambiyo senedi 10/10/2019 tarihinde düzenlenmiş olup vade tarihi 10/11/2019 olduğunu, müvekkilim bu bono senedinde kefil olarak bulunduğunu, arka yüzüne daire karşılığı verildi diye belirtilen teminat senedinin asıl borç ilişkisinin geçersiz olması ev ticaretinin hiç gerçekleşmemiş olmasından dolayı bedelsiz hale gelen bu senedin iptalini ve müvekkilin …’un borçlu olmadığının tespitinin gerektiğini, bu nedenlerle bonodaki temel ilişkinin gerçekleşmemesi sebebiyle bononun iptaline ve müvekkilin alacaklıya borçlu olmadığının tespiti ile davanın kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; takibe konu senet iddia edilenin aksine teminat senedi olmadığını, hiçbir şekilde teminat ibaresi yazmamakla birlikte, teminat olunan sözleşme de belirtilmediğini, icra takibi borçlusu davacı dava dilekçesinde özetle senedin teminat senedi olduğunu, senedin hangi hukuki ilişkinin teminatı olduğu hususunun bir başka deyişle karşılıklı edimleri içeren bir sözleşmenin teminatı için verildiği konusunun yazılı belge ile kanıtlanması gerektiğini, yani bir senedin teminat senedi hükmünde olabilmesi için senedin üzerinde açıkça teminat olarak verildiği yazıldığını, belirtilen senedin teminat senedi hükmünde olduğunu gösteren sözleşme gerektiğini, takibe konu senet üzerinde teminat ibaresi bulunmadığı gibi, davacı tarafından takibe konu senedin teminat senedi olduğuna dair herhangi bir sözleşme veya imzalı yazılı delil sunulmadığını, davacı, borçlu olmadığını belirtmekle birlikte bunu ispatlayacak herhangi bir ıslak imzalı belge, delil sunamadığını, senedin bedelsiz olduğu ve borç olmadığı itirazı için, Kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte borçlu, borçlu olmadığını veya borcun itfa veya imhal edildiğini yalnız resmi veya imzası alacaklı tarafından ikrar edilmiş bir belge ile ispat edebildiğini, borçlunun dava dilekçesi ekinde ve delil listesinde İİK Madde 169 uyarınca bir belge, sözleşme bulunmadığından borçlunun itirazı yerinde olmadığını, davacının dava dilekçesinde bu şekilde bir borcu olmadığını belirttiğini, ancak bunu ispatlayacak herhangi bir imzalı yazılı delil, sözleşme sunamadığını, kambiyo senedinin bedelsizliğine dayalı menfi tespit davasında davacı, senet temel borç ilişkisindeki bir nedenden dolayı bedelsiz kaldığı için kambiyo borcunu ödemek zorunda olmadığını ileri sürdüğünü, bu durum bir kambiyo ilişkisinin varlığı esasen takip borçlusu davacı tarafından kabul edilmediğini, davalının kambiyo alacağını ayrıca başka delillerle ispat etmesine gerek olmadığını, bedelsizlik iddiasına gelince; bedelsizlik davacının öne sürdüğü bir vakıa olduğuna göre bunu ispat yükü de davacıya ait olduğunu, kambiyo senedinin bir temel alacağın varlığına karine oluşturması da aynı sonuca varılmasını zorunlu kıldığını, bedelsizliğe dayalı menfi tespit davası açan borçlu temel alacağın mevcut olmadığı karinesinin aksini öne sürmediğini, bedelsizlik iddiası senede karşı olduğundan, kural olarak ancak bir kesin delille ispat edilebildiğini, bu nedenlerle müvekkilin alacağını zora sokmak, sürüncemede bırakmak nedeniyle açılmış bulunan işbu haksız ve kötü niyetli davanın reddine, haksız ve kötü niyetli itiraz nedeniyle davacı borçlunun, davalı müvekkile % 20 icra inkar tazminatı ödemesine, huzurdaki davanın kötü niyetli olarak açılması sebebiyle uğrayacağımız herhangi bir zararda dava açma hakkımızın saklı kaldığını belirterek yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı borçluya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, dava dilekçesinde gösterilen ve bonoya dayalı olarak başlatılan icra takibinde davalı tarafa borçlu olunmadığının tespitine ilişkindir.
Taraflara usulune uygun davetiye tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmıştır.
Bursa 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/932 D.iş sayılı dosyası, Bursa 16. İcra Müdürlüğü’nün 2018/… E. Sayılı dosya uyap sisteminden celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememizce yargılama yapılarak, tahkikat aşamasına geçilmiş, mahkememiz 23/05/2022 tarihli celsesinde davacı vekiline HMK’nın 207 ve 228. Maddeleri uyarınca yemin teklifinde bulunup bulunulmayacağı hususlarında kesin süre verilmiş olup, davacı tarafça yemin delilini kullanıp kullanılmayacağına dair beyanda bulunulmadığı anlaşılmıştır.
Toplanan tüm deliller ve dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde açılan dava, icra takibine konu 150.000,00 TL bedelli bononun ev karşılığı teminat olarak verildiği iddiasına dayalı olarak davalı tarafa borçlu olunmadığına menfi tespit kararı verilmesine ilişkindir.
TTK’ nın 776/1. maddesinin (b) bendinde bono veya emre yazılı senedin “kayıtsız ve şartsız” belirli bir bedeli ödeme vaadini içermesi gerektiği, 777. maddesinde de bu unsuru içermeyen bir senedin bono sayılmayacağı hükme bağlanmıştır.
Yargıtay HGK’ nın 14.3.2001 tarih ve 2001/12-233 sayılı kararı ile 20.6.2001 tarih ve 2001/112-496 sayılı kararlarında da benimsendiği üzere dayanak belgenin hangi ilişkinin teminatı olduğu yazılı belge ile kanıtlanmalıdır. İİK’ nın 169/a maddesi uyarınca sözkonusu yazılı belgede takip dayanağı senede açıkça atıf yapılması zorunlu olup, açıkça atıf yapıldığının kabulü için senedin, vade ve tanzim tarihleriyle miktarlarının belirtilmesi gereklidir.
O halde yapılan yargılama ve toplanan delillerden; Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 2014/11410 E. 2014/13843 K. sayılı ilamında da belirtildiği üzere; bir senedin teminat vasfını taşıyabilmesi için; ya senet metninde açık olarak teminatın hangi hususta verildiğinin belirtilmelisi gerektiği ya da ayrı bir sözleşmeyle söz konusu teminata atıf yapılarak senedin teminat için verildiğinin belirlenebilir olmasının sağlanması gerektiği, senet üzerine yazılacak olan “teminattır” ibaresinin tek başına bonoya teminat senedi olma hüviyetini kazandırmayacağı, “teminat senedidir,” “devredilemez”, “ciro edilemez”, ibarelerinin tek başına geçersiz olduğu ve hiç yazılmamış kabul edileceği, davaya- icra takibine konu bononun teminat bonosu niteliğinde olduğunu ispat külfetinin davacı üzerinde olduğu, icra takibine konu bononun arka yüzü incelendiğinde ”bu senet daire karşılığı verilmiştir.Emre Bozkurt” yazdığı ancak işbu bononun hangi daireye istinaden verildiğinin, Emre Bozkurt’un kim olduğunun tespit edilemediği dikkate alınarak, davacının iddiasını ispatlar nitelikte yazılı delil sunulmadığı, verilen kesin sürede davacı tarafça yemin delilini kullanacaklarına dair beyanda bulunulmadığı tespit edilerek ispatlanamayan davanın reddine, davalı tarafın kötüniyet tazminatının yasal şartlar oluşmaması nedeniyle reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1- Davanın REDDİNE,
2-Yasal şartlar oluşmadığından davalı tarafın kötüniyet tazminat talebinin REDDİNE,
3-Alınması gerekli 80,70 TL harçtan peşin alınan 2.561,70 TL’nin mahsubu ile artan 2.481,00 TL harcın karar kesinleştikten sonra talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına, davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye göre belirlenen 23.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansından karar tebliği için gerekli miktar kullanıldıktan sonra artan kısmın kararın kesinleşmesi halinde HMK’nın 333.maddesi uyarınca istek halinde davacıya iadesine,
7-Davalı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde HMK’nın 333.maddesi uyarınca istek halinde davalıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren HMK’nın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.26/09/2022

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.