Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/957 E. 2022/361 K. 28.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Türk Milleti Adına
“Karar”

ESAS NO : 2021/957
KARAR NO : 2022/361

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/10/2021
KARAR TARİHİ : 28/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 04/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkil firma … İnşat Anonim Şirketi ile davalı yan … arasında 14.12.2019 tarihinde eser sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşmenin konusunun diş polikliniği tasarım ve inşaatinin işveren tarafından yükleniciye yaptırılması şeklinde olduğunu, sözleşmede yüklenici sıfatı haiz müvekkil firma, belirtilen teslim süresine uyarak yine sözleşmede işveren sıfatı haiz davalı yana teslime hazır hale getirdiğini bildirerek eksiksiz şekilde teslim ettiğini, buna karşılık davalı yanın ise kararlaştırılan bedeli ödemekten imtina ettiğini, banka dekontlarından da anlaşılacağı üzere bedelin yalnızca 47.000 TL’sini ödediğini, İş bu sebeple 159.500,00 TL- 14.12.2019 tarihinde taraflar arasında akdedilen sözleşme uyarınca yapılan işin sonucu para alacağı 29.725,99 TL 27.01.2020 tarihinden başlamak üzere avans faiz oranı üzerinden işlemiş olan faiz miktarı ile birlikte Bursa 12. İcra Dairesi’nin 2021/… E. Sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, ticari uyuşmazlıklarda dava şartı olarak arabuluculuk müessesesine başvurulduğunu ve anlaşma sağlanamadığını, davalının itirazında haksız olduğunu, haksız itirazın iptaline, yapılan haksız itiraz karşısında %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına, yargılama giderleri ve karşı vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil davacıya olan borcunu ödediğini, davacı ödenen borç üzerinden icra takibi başlatıldığını, davacı tarafından başlatılan icra takibine konu borç takip öncesinde müvekkil tarafından ödenmek suretiyle müvekkilin sözleşmeden kaynaklı ödeme yükümlülüğünü yerine getirdiğini, toplam 194,500-TL tutar sözleşmeye istinaden davacıya ödendiğini, davacı tarafından başlatılan ve talep edilen ödeme haksız bir kazanca yönelik olduğunu, fatura kesilmediği için kdv talep edilmesi hukuka aykırı olduğunu, taraflar arasında imzalanan eser sözleşmesinin 4.maddesinde davacı tarafından üstlenilen işin bedeli 175.000-TL + KDV olarak belirlenmiş ancak davacı tarafından herhangi bir fatura kesilmediğini, bilindiği üzere, Katma Değer Vergisi’nin doğması faturanın kesimine bağlı olmakla birlikte, davacı tarafından müvekkil adına kesilen herhangi bir fatura kesilmediğini, hal böyle olunca, henüz doğmamış bir borç olan KDV miktarının talep edilmesi hukuka aykırı olduğunu, eser sözleşmesinin gereği gibi ifa edilmediğini, davacı sözleşme ile üstlenmiş olduğu sorumluluklarını tam ve gereği gibi edememiş; işi yarım bıraktığını, hal böyle olunca, sözleşmede kararlaştırılan sözleşme bedelinin tamamına hak kazanmadığını, haksız ve kötüniyetli icra takibi başlatan davacı aleyhine takip konusu alacağın % 20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, davacı girişilen icra takibi haksız kazanç elde etmeye yönelik olduğunu, ödenmiş bir borç davacı tarafından tekrardan talep edildiğini, bu durumun davacının başlattığı icra takibinde kötüniyetli olduğunu gösterdiğini, bu davacıdan fazlaya dair haklarımız saklı kalmak kaydıyla davanın reddine, müvekkil aleyhine başlatılan Bursa 12.İcra Dairesi 2021/… E. Sayılı icra takibinin iptaline, haksız ve kötüniyetli icra takibi başlatan davacı aleyhine takip konusu alacağın % 20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 67. Maddesine göre açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce yargılama yapılarak, tahkikat aşamasına geçilmiş, Bursa 12. İcra Müdürlüğü’nün 2021/… E. Sayılı takip dosyası celp edilmiş, Nilüfer Vergi Dairesine, Yıldırım Vergi Dairesi’ne, Çekirge Vergi Dairesi’ne, BTSO’ya, Bursa Esnaf ve Sanatkarlar Odasına yazılan yazı cevapları dosyamız arasına alınmıştır.
İlgili icra dosyasının incelenmesinde davacı tarafından davalı hakkında 17/06/2021 tarihinde ilamsız takip talebinde bulunmuştur. İcra Dairesi tarafından davalı borçluya ilamsız takiplerde ödeme emri 16/07/2021 tarihinde tebliğ edilmiş ve davalı tarafından yasal süre içinde 16/07/2021 tarihinde borca itiraz etmiştir.
Eldeki dava, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden sonra, 29/10/2021 tarihinde açılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nın 3. maddesi hükmüne göre bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir. Bir işin ticari veya adi olması, farklı kuralların uygulanmasını gerektirir. Bir işin ticari olup olmadığını kanunda öngörülen kurallar uyarınca saptamak gerekir. Eğer iş ticari ise özel ticari kuralların uygulanması zorunlu olur. Ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işler, yani, haklı veya haksız fiil yahut işletmeyi ilgilendiren her iş ayrık durumlar dışında, ticari iş sayılır. Bu işler, eğer bir ticari işletmeyi ilgilendirmiyorsa, ticari iş sayılmazlar.
Ticari davalar ise aynı Kanunun 4/1 maddesinde tanımlanmıştır. Bu maddeye göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ve tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın Türk Medenî Kanunu’nun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde; fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta; borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde ve bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır.Bu maddeye göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması veya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması veyahut da açılan davanın maddede altı bent halinde sayılan davalardan olması gerekir. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. 6102 sayılı TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Toplanan tüm deliller ve dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde açılan dava; davacı tarafça davalı aleyhine taraflarca akdedilen 14/12/2019 tarihli eser sözleşmesine dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ve takibin devamına karar verilmesine ilişkindir. İşbu dava dosyası her ne kadar Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açılmış ise de mahkememizce yapılan araştırmalar neticesinde davalının Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’nda, Bursa Esnaf ve Sanatkarlar Odası’nda kaydının bulunmadığı, Bursa Vergi Dairesi’nden gelen müzekkere cevabında da 2010 yılı itibariyle davalının kaydının, vergi mükellefiyetinin sonlandığının tespit edildiği, davalının hem dava tarihi hem de taraflarca akdedilen sözleşme tarihi itibariyle tacir/esnaf olmadığı, davanın da mutlak ve nispi ticari dava olarak nitelendirilemeyeceği dikkate alınarak davanın görev dava şartı noksanlığı sebebiyle usulden reddine, mahkememizin görevsizliğine, Bursa Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin görevli olduğuna, HMK’nın 20. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde talep halinde dosyanın Bursa Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, talep olmadığı takdirde dosya üzerinden davanın açılmamış sayılmasına dair karar verilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davanın görev dava şartı noksanlığı sebebiyle usulden reddine, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, Bursa Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin görevli olduğuna,
2-HMK’nın 20. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde talep halinde dosyanın Bursa Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, talep olmadığı takdirde dosya üzerinden davanın açılmamış sayılmasına dair karar verilmesine,
3-HMK’nın 331. Maddesine göre yargılamanın görevli mahkemede devam etmesi halinde yargılama giderlerin görevli Bursa Asliye Hukuk Mahkemesince takdirine, yargılamanın görevli mahkemede devam etmediği takdirde talep üzerine mahkememizce dosya üzerinden yargılama giderlerinin tespiti ve hükmedilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren HMKnın 341. ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.28/03/2022
Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.