Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/885 E. 2023/415 K. 11.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/885 Esas – 2023/415
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/885 Esas
KARAR NO : 2023/415
HAKİM :
KATİP :
DAVACI : ……… SİGORTA A.Ş – . Merkez/ ANKARA
VEKİLLERİ : Av. ……………. Osmangazi/ BURSA
DAVALI : …. GENEL MÜDÜRLÜĞÜ – Avrupa Konseyi Bulv. No:6/3 D Blok Osmangazi/ BURSA
VEKİLLERİ : Av. ……………. Osmangazi/ BURSA
Av. … – [………..] UETS
DAVA İHBAR OLUNAN : 1- … ANONİM ŞİRKETİ -…………….] UETS
VEKİLİ : Av. ……….UETS
DAVA İHBAR OLUNAN: 2- … YAPI SAN. VE TİC. A.Ş. / … MÜH. MÜT. TAAH. TUR. SAN. VE TİC. A.Ş. ORTAK GİRİŞİMİ -………. Çankaya/ ANKARA
VEKİLİ : Av. ……………… Osmangazi/ BURSA
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 30/11/2012
KARAR TARİHİ : 11/04/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 18/05/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili; Nilüfer deresi, Mihraplı Deresi Regulatörü Projesi iş sahibi …. Genel Müdürlüğü tarafından … Mühendislik A.Ş. / ……… A.Ş’ne ihale edildiğini, Proje inşaat süreci devam ederken 19/04/2012 tarihinde baraj kapaklarının kontrolsüz ve kademesiz ani açılması sonucu meydana gelen su baskınında, mülkiyeti Garanti Finansal Kiralama A.Ş’ye ait, müvekkili şirket nezdinde 12754398 numaralı Leasıng Uzun Süreli Sigorta Poliçesi ile sigortalı Hidromek Marka- HMK 220 LC-3 Model paletli ekskavatör cinsi iş makinesi yükselen suların altında kaldığını, ihale şartnamesine göre dere ıslah çalışmalarının davalının talimatları ve kontrolleri doğrultusunda yerine getirildiğini, ancak dere yatağında yapılan ıslah çalışması sırasında olağan dışı olayların düşünülerek erken uyarı mekanizmasının geliştirilmemiş olmasının büyük bir kusur olduğunu ve davalının üstlendiği görevi yerine getirmediğini, müvekkilinin iş makinelerinde davalının kusuru yüzenden meydana gelen hasar bedeli olan 57.433,99 ödendiğini belirterek, sigortalıya ödenen 57.433,99 sigorta tazminatının ödeme tarihi olan 14/08/2012 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizil ile birlikte Bursa 1. İdare Mahkemesinin 2012/1187 esas sayılı dosyalı ile tahsilde tekerrür etmemesi kaydıyla davalı …. Genel Müdürlüğünden alınarak müvekkil şirkete ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili; iş güvenliliği tedbirlerinin alınması ile ilgili 21/12/2011 tarihli toplantı yapılarak … Yapı san. Ve Tic. … Müh. Müt. A.Ş ortak girişimi Şantiye Şefi’nin şantiye sahasının güvenliliği ile ilgili olarak uyarıldığını ve olay öncesinde yüklenici firma, yoğun yağış olacağı hususunda ayrıca uyarıldığını, uyarı neticesinde çalışma alanında dere yatağının yönlendirilmesi maksadıyla iş makinesi ile sed de imalatı yapılması esnasında makinenin moturunun durması sonucu harekete edemeyerek suyun yükselmesi ile de bu olay meydana geldiğini, tedbir alınması ve uyarı konusunda sorumluluğun yüklenici firmaya ait olduğunu, ayrıca yüklenici veya alt yüklenicileri, sigorta kapsamı içinde veya dışında kalan hareket ve fiilerden dolayı meydana gelecek bütün takep ve idiaların karşılanması yükümlülüğünün de yükleniciye ait olduğunu ve rislere karşı yapım işleri genel şartnamesinde yer alan hükümler çerçevesinde all risk sigortası yaptırmak zorunda olduğunu, yüklenicinin kendisinin veya alt yüklenicisinin taksirinden, ihmalinden ve kusurlu bir hareketinden dolayı iadereyi ve idare personelini sorumlu tutulamayağını belirterek davanın süresinde açılmadığından süre yönünden, taraflarına husumet yöneltilemeyeceğinden dolayı husumet yönünden haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR:
Ekspertiz raporu, sigorta poliçesi, …. kayıtları, ihale şartnamesi, idari sözleşme, sözleşme ve alt yüklenici sözleşmesi, ibraname ve feragatname, hasar beyanı ve hasar tespit raporu, banka dekontu,rücu yazıları, keşif ve bilirkişi incelemesi, vs.
KANITLARIN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME :
Dava; Sigorta poliçesine dayalı rücuan tazminat talebine ilişkindir.
Taraflarca sunulan tüm deliller toplanmış, tarafların kusur oranlarının ve hasar miktarının tespiti yönünden mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi raporu alınmış , yapılan yargılama sonucunda 17/12/2013 tarih ve 2012/396 esas 2013/448 karar sayılı karar ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın, davalı vekilinin temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11.Hukuk Dairesini 10.03.2013 tarih ve 2014/5583 -2015/3258 E/K sayılı karar ile; ..Mahkemece, davalı …. Genel Müdürlüğü’nün dava dışı DSİ 1.Bölge Müdürlüğü tarafından uyarılmasına rağmen, davalı …. Genel Müdürlüğü’nün yüklenici firmayı uyarmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de davalı …. Genel Müdürlüğü vekili dava dışı yüklenicinin olay öncesinde uyarıldığını savunmuş, bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde, olaydan önce yüklenici firmanın saha sorumlusu Gökmen Karabina’nın uyarıldığını belirterek 16.04.2012 tarihli tutanağı ibraz etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde ve cevaba cevap dilekçesinde tanık deliline dayanmış, 04.06.2013 tarihli dilekçesi ile tanığını bildirmiştir. Bu durumda mahkemece, davalı vekilinin ibraz ettiği 16.04.2012 tarihli tutanakla ilgili olarak olumlu ya da olumsuz bir değerlendirmede bulunulmadan ve davalı tanığı dinlenilmeden yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir… ” gerekçesiyle mahkememiz hükmü bozulmuş, davacı vekilince karar düzeltme isteminde bulunulmuş, Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 25/02/2016 tarih ve 2015/8232 esas 2016/2067 karar sayılı ilamı ile; HUMK’nun , 442 maddesi gereğince reddine karar verilerek dosya mahkememize iade edilmiştir.
Her ne kadar, davalı vekili tarafından dava dışı yüklenici firmanın saha sorumlusunun, olay öncesinde uyarıldığı belitelerek bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi ekinde ; 16.04.2012 tarihli tutanak ibraz edilmiş ise de; anılan tutanak delil listesinde yer almamaktadır ve tanık olarak dinletilmek istenen Gökmen Karabinç ise , bu tutanakta imzası bulunan kişidir ve tutanak tanığıdır .16.04.2012 tarihli tutanak, davacı yönünden ” yazılı delil başlangıcı ” niteliğinde bir belge değildir.
Davalı yanın delil listeside HMK 194/2 maddesine uygun değildir. Tahkikata başlamadan önce; davalı yanca bu delilin elde olmayan nedenlerle ileri sürülemediği yönünde bir iddiada bulunulmamıştır. Delil listesinde yer almayan 16.04.2012 tarihli tutanak ve tutanakta imzası bulunan kişinin tanık olarak dinletilmesi talebi, savunmanın genişletilmesi niteliğinde olup, davacı tarafça muvafakat edilmediğinden 18/07/2013 tarihli oturumda talebin reddine karar verilmiştir. ( Kaldı ki; tutanak içeriği itibarıyle de , zaman bildirmediğinden davalıyı sorumluluktan kurtarır nitelikte değildir)
Açıklanan nedenlerle mahkememizce bozma ilamına uyulmayarak , 17/12/2013 gün ve 2012/396,2013/448 sayılı kararda direnilmesine karar verilmiştir.
Davalı tarafından direnme kararına temyiz üzerine dosya Yargıtaya gönderilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2017/11-2626 Esas ve 2021/814 Karar sayalı Kararda ” Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde; davalının zarar konusu olayın gerçekleştiği dere ıslah projesinde iş sahibi olduğu, anılan işin davalı tarafça ihbar olunan ortak girişime ihale edildiği, bu iş için dava dışı … Müh. Müt. Taah. Tur. San. ve Tic. A.Ş. tarafından leasing ile kiralanan ekskavatörün davacı nezdinde sigortalandığı, 19.04.2012 tarihinde baraj kapaklarının açılması sonrasında sigorta konusu aracın zarar gördüğü, vuku bulan zarar neticesinde davacı tarafından düzenlenen leasing uzun süreli sigorta poliçesi kapsamında sigortalı dava dışı şirkete ödeme yapılıp sigortalının haklarına halef olunarak rücuen tazmin istemiyle işbu davanın ikame edildiği, davalının zarara neden olan olaya ilişkin olarak gerekli önlemleri alması için DSİ Genel Müdürlüğü 1. Bölge Müdürlüğünün 23.02.2012 tarihli yazısı ile uyarıldığı anlaşılmaktadır.
Davalı tarafça yüklenici firmanın uyarıldığı savunularak cevap dilekçesinde diğer deliller yanında kendi kurum bünyesindeki kayıtlar ile tanık deliline dayanılmış, davacı tarafından da dava ve cevaba cevap dilekçelerinde davalı (….) kayıtları deliller arasında gösterilmiştir. Cevap dilekçesinde dayanılan tanık deliline ilişkin olarak 04.06.2013 havale tarihli dilekçeyle tanık listesi sunulmuş olup anılan dilekçe ekinde davalı kurumun kayıtları arasında yer alan ve bozma kararında değinilen 16.04.2012 tarihli tutanağın sunulduğu, aynı tutanağın 09.07.2013 tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinin ekinde de mevcut olduğu, dinlenmesi istenen tanığın anılan tutanakta talimatı alan sıfatıyla imza sahibi olduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece, 30.04.2013 tarihinde gerçekleştirilen ön inceleme duruşmasında, ihbar dilekçesinin ilgililere tebliği ile dosyanın bilirkişi incelemesi yapılmak üzere bilirkişilere tevdiine dair ara kararla tahkikata başlanmıştır. Ancak anılan duruşmanın yapıldığı sırada yürürlükte olan HMK’nın 140/5. maddesinin, 7251 sayılı Kanun’un 14. maddesi ile yapılan değişikliklerden önceki emredici hükmü uyarınca taraflara, dilekçelerinde gösterdikleri ancak sunmadıkları belgeler ile başka yerden temini istenen belgeler hususunda açıklama yapmak üzere kesin süre verilmemiştir. Bunun yanında her ne kadar 18.07.2013 tarihli duruşmada, davalı tarafından tanık listesinde bildirilen tanık hazır edilmesine rağmen tahkikat aşaması başlamadan önce usulüne uygun tanık listesi verilmediğinden bahisle davalının tanık dinletme talebinin reddine karar verilmiş ise de; yukarıda detaylı olarak belirtilen emredici usul hükümleri çerçevesinde, tanık listesine dayanan davalı taraf bakımından yargılamanın herhangi bir aşamasında tanık listesinin sunumuna dair usulüne uygun olarak kesin süre verilmediği gibi HMK’nın 243. maddesine aykırı şekilde, 04.06.2013 havale tarihli dilekçeyle bildirilen tanığın dinlenmesi için duruşma günü de tayin edilmemiştir.
Bu itibarla davalının 04.06.2013 havale tarihli tanık bildiriminin usul hükümlerine aykırı olduğu kabul edilemeyeceğinden anılan tanık dinletme talebinin reddi, HMK’nın 27. maddesinde düzenlenen hukukî dinlenilme hakkının ihlali niteliğindedir. Ayrıca 16.04.2012 tarihli tutanağın davanın her iki tarafı bakımından da dayanılan “Genel Müdürlük Kayıtları/…. Kayıtları” kapsamında bir belge niteliğinde oluşu göz önüne alındığında, anılan tutanağın sunumuyla tutanakta imzası bulunan tanığın dinlenilmesine ilişkin talebin savunmanın genişletilmesi kapsamında olduğu söylenemez. Bu sebeple eldeki davanın çözümünde mahkemece, 04.06.2013 havale tarihli dilekçeyle bildirilen tutanak mümzi tanığın dinlenerek 16.04.2012 tarihli tutanağın değerlendirme kapsamına alınıp hâsıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekmektedir.
Ayrıca davacı tarafça sunulan 21.04.2017 tarihli dilekçeyle dava konusu tazminat bedelinin ihbar olunan ortak girişim içerisinde yer alan … Müh. Müt. Taah. Tur. San. ve Tic. A.Ş. tarafından 12.04.2017 tarihinde 102.750TL olarak haricen ödendiği, bu sebeple davanın konusuz kaldığı beyan edilmiş olup, dilekçe ekinde ödemeye dair banka dekontu sunulmuştur. Anılan ödemenin Bursa 16. İcra Dairesinin 2014/… E. sayılı icra dosyası kapsamında yapıldığı dekont içeriğinden anlaşılmaktadır. Bu kapsamda mahkemece, zararın oluşumuna kusuruyla sebebiyet verenlerin davacıya karşı müteselsilen sorumlu oldukları nazara alınarak, davalının dava konusu zarardan sorumlu olup olmadığı incelenip sorumluluğun tespiti hâlinde ödemeyi yapan dava dışı şirket ile arasındaki teselsülün niteliği, banka dekontunda işaret edilen icra dosyasının da teminiyle belirlenmeli, anılan belirleme sonrasında ise TBK’nın 166. (BK m. 145) maddesi kapsamında davanın konusuz kalıp kalmadığı değerlendirilmelidir. Yapılacak olan bu değerlendirmede, HMK’nın 331/1. maddesi gereği yargılama giderlerinin tayini için davanın açıldığı tarihte tarafların haklılık durumları da göz önüne alınmalıdır.
Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında; 16.04.2012 tarihli tutanağın süresinden sonra, tahkikat aşamasında sunulduğu, tanık listesinin yargılamanın her aşamasında sunulamayacağı, davalının HMK’nın 194. maddesi kapsamında dayandığı vakıaları ispata elverişli şekilde somutlaştırma yükü altında olduğu, 7251 sayılı Kanun’un 14. maddesiyle yapılan değişiklikten önceki hâliyle HMK’nın 140/5. maddesinin dilekçelerde bildirilen ancak sunulmayan belgelere ilişkin olduğu, 16.04.2012 tarihli tutanak ile tanık bildiriminin usulüne uygun olmadığı, bu sebeple direnme kararının onanması gerektiği yönünde görüş ileri sürülmüş ise de bu görüş; yukarıda açıklanan nedenlerle Kurul çoğunluğunca benimsenmemiştir.
Hâl böyle olunca; direnme kararının yukarıda açıklanan değişik gerekçe ve nedenlerden dolayı bozulması gerekir. ” gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun İlamı doğrultusunda davalı tanığının beyanı alınarak dosya kusur durumu ve önceki rapora itirazların değerlendirilmesi için bir inşaat, bir jeoloji, bir makine mühendisinden oluşan heyete dosya tevdi edilmiştir.
Bilirkişi heyetinin 13/02/2023 tarihli raporunda özetle: …. Genel Müdürlüğünce Yüklenici Firmanın Şantiye Şefinin uyarılması sebebiyle Yüklenici firmanın kusurlu olduğu, sel suları altında kalarak hasar gören iş makinesinde meydana gelen hasarın giderilebilmesi için KDV dahil 56.808,15.-TL 4 ekskavatörün kurtarma çalışmaları için KDV dahil 8.260,00.-TL olmak üzere toplam 65.068,15.-TL ye ihtiyaç olduğu, davacı vekilinin sıgortalıya ödenen 57.433,99.-TL sigorta tazmınatı istemesi nedeniyle 57.433,99.-TLdeğerlendirilmeye alınması gerektiği mütalaa edilmiştir.
O halde toplanan deliller ve Hukuk Genel Kurulu İlamı doğrultusunda, davalının zarar konusu olayın gerçekleştiği dere ıslah projesinde iş sahibi olduğu, anılan işin davalı tarafça ihbar olunan ortak girişime ihale edildiği, bu iş için dava dışı … Müh. Müt. Taah. Tur. San. ve Tic. A.Ş. tarafından leasing ile kiralanan ekskavatörün davacı nezdinde sigortalandığı, 19.04.2012 tarihinde baraj kapaklarının açılması sonrasında sigorta konusu aracın zarar gördüğü, vuku bulan zarar neticesinde davacı tarafından düzenlenen leasing uzun süreli sigorta poliçesi kapsamında sigortalı dava dışı şirkete ödeme yapılıp sigortalının haklarına halef olunarak rücuen tazmini talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır.
Davalı tarafından düzenlenen 16/04/2012 tarihli tutanakta imzası yer alan tanık Gökmen Karabina’ nın beyanı ve düzenlenen tutanak ile baraj kapaklarının açılacağı tedbirlerin alınması gerektiğinin ortak girişiminin şantiye şefi olarak sözlü ve yazılı olarak uyarıldığının anlaşıldığı, düzenlenen 13/02/2023 tarihli teknik bilirkişi heyetinin gerekçeli denetime açık raporu ile de davalının kusurlu olmadığı ortak girişim yüklenici firmanın kusurlu olduğu kanaatine varılarak davacı tarafından düzenlenen leasing uzun süreli sigorta poliçesi kapsamında sigortalı araçtaki zarardan davalının sorumlu olmadığı anlaşılmaktadır.
Diğer yandan dava konusu rücuen tazminat alacağının Bursa 16. İcra Müdürlüğünün 2014/… Esas sayılı dosyada ilamlı icra takip yapılarak alacağın ihbar olunan ortak girişim içerisinde yer alan … Müh. Müt. Taah. Tur. San. ve Tic. A.Ş. tarafından 12.04.2017 tarihinde 102.750TL olarak haricen ödendiği sabittir. Bu itibarla yapılan ödeme ile dava konusu alacağın konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir. Davanın açılmasında davacının haklı olmadığından davalı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 851,90 TL harçtan mahsubu ile bakiye 672 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kararın niteliği gereği üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan posta, tebligat gideri olmak üzere toplam 347TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalının vekil ile temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T göre 9.200 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine
6-HMK’nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair, Davacı Vekili Av. ….. , Davalı …. Vekili Av. …, ihbar olunan vekrili Av. … ‘ nın yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük yasal süre içinde Yargıtaya temyiz kanun yolu açık olmak üzere karar verildi verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 11/04/2023

Katip

¸e-imzalıdır.

Hakim

¸e-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip
¸E-imzalıdır.