Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/870 E. 2022/1028 K. 03.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/870
KARAR NO : 2022/1028

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … – T.C.N. …
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/10/2021
KARAR TARİHİ : 03/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 12/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Taraflar arasında 34 CKG … plakalı aracın tamiri işi ile ilgili anlaşılmış olduğunu, davalının yükümlülüklerini eksik yerine getirmesi, hatalı ve eksik iş yapması sebebi ile araçta oluşan hasar başka firmalara tamir ettirilmek zorunda kalındığını, davalı tarafın hatalı ve eksik iş yapması sebebi ile başka firmalara yaptırılan tamirat işi neticesinde, ödenen bedeller için davalıya rücu edilmiş olduğunu, iade faturası kesildiğini, davalı tarafça fatura bedeli ödenmediğinden, davalı aleyhine İstanbul 35. İcra Müdürlüğünün 2021/… E. sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlatılmış olduğunu, davalının icra müdürlüğü dosyasına haksız ve kötü niyetli olarak itirazı nedeniyle icra takibinin durmuş olduğunu, bu nedenlerle davalının icra müdürlüğü dosyasına yapmış olduğu itirazın reddine karar verilerek, % 20 den az olmamak şartıyla icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi tebliğ edilmiş ancak davalı tarafından savunmada bulunulmamıştır.
DELİLLER:
Dava dilekçesi, beyan dilekçeleri, İstanbul 35. İcra Müdürlüğünün 2021/… sayılı icra takip dosyası, ticari defterler, faturalar, bilirkişi raporları, yazılan müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 67. Maddesine göre açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı tarafından faturaya dayalı olarak ilamsız takip talebinde bulunmuştur. İcra Dairesi tarafından davalı borçluya ilamsız takiplerde ödeme emri tebliğ edilmiş ve davalı tarafından yasal süre içinde borca itiraz etmiştir.
Mahkememiz dosyasının yargılaması sırasında mali müşavir tarafından davalı tarafa ait ticari defter ve bağlı kayıtlar üzerinde inceleme yapılarak rapor düzenlenebilmesi için defter inceleme günü verilmiştir.
Mali müşavir bilirkişi Tuncay Şimşek’ in 06/06/2022 tarihli raporunda özetle: davalının defter inceleme gününde defter sunmadığından defter incelemesi yapılamadığı, dosyaya gelen davacı firmaya ait BA-BS formlarında davaya konu fatura ile ilgili davacının herhangi bir beyanının olmadığı tespit edilmemiş ise de bu beyanının olmamasının nedeni ay içerisinde satış veya alışları tutarı KDV Hariç 5.000,00 TL olan faturaların BA-BS formlarında bildirilmemesinden kaynaklanmakta olduğu, davalı … firması ile ilgili kurumlardan gelen yazı içeriklerinin incelenmesi sonucunda davalının I. Sınıf tüccar olarak vergi mükellefiyetinin devam ettiği tespit edilmiş olduğu, davalı firmasının geçmiş yıllar Gelir Vergisi beyannameleri içeriğinden her yılın hasılatı ve alışlarına ilişkin tespitler yapılmış ve bu tutarların bakanlık tarafından her yıl açıklanan yasal hadlerin üzerine geçip geçmediği ve bu durumda tacir olup olmadığı hususları incelenmiş olduğu, davalının alış ve satışlarının yasal hadlerin üzerinde olmadığı yani sınıf değiştirmesini gerektirecek bir durumun olmadığı bu nedenle tacir olmadığı, mütalaa edilmiştir.
Mahkememiz dosyasının yargılaması sırasında mali müşavir bilirkişi tarafından davacının ticari defter ve bağlı kayıtlarında inceleme yapılarak rapor düzenlenebilmesi için davacının adresinin bulunduğu İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılamasına karar verilmiş olup.
Mali müşavir bilirkişi Mehmet Orhan Okumuş’ un 31/08/2022 tarihli raporunda özetle: Dava dosyası içeriğinde mevcut deliller arasında davacının 13.12.2019 tarihli 125284 nolu KDV dahil 5.900 TL tutarlı faturaya karşı TTK’ nun 23. Ve TBK’ nun 223 maddesinde belirtilen sürelerde geçerli bir ayıp ihbarında bulunduğuna dair bir delilin olmadığı, davalı tarafından 34 CKG 33 plakalı araçta yaptığı tamir işlerinin gizli ayıp niteliğinde olup olmadığı böyle bir ayıbın ne kadar sürede tespit edileceğinin SMMM bilirkişi olarak uzmanlığım dışında olması nedeni ile TTK’nun 23. Ve TBK’ nun 223 maddesinde belirtilen sürelerde geçerli bir ayıp ihbarında bulunulup bulunulmadığı yönünde herhangi bir teknik değerlendirme yapılamayacağı, mütalaa edilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nın 3. maddesi hükmüne göre bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir. Bir işin ticari veya adi olması, farklı kuralların uygulanmasını gerektirir. Bir işin ticari olup olmadığını kanunda öngörülen kurallar uyarınca saptamak gerekir. Eğer iş ticari ise özel ticari kuralların uygulanması zorunlu olur. Ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işler, yani, haklı veya haksız fiil yahut işletmeyi ilgilendiren her iş ayrık durumlar dışında, ticari iş sayılır. Bu işler, eğer bir ticari işletmeyi ilgilendirmiyorsa, ticari iş sayılmazlar.
Ticari davalar ise aynı Kanunun 4/1 maddesinde tanımlanmıştır. Bu maddeye göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ve tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın Türk Medenî Kanunu’nun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde; fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta; borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde ve bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır.Bu maddeye göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması veya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması veyahut da açılan davanın maddede altı bent halinde sayılan davalardan olması gerekir. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. 6102 sayılı TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Toplanan tüm deliller ve dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde açılan dava; davacı tarafça davalı aleyhine 20/07/2020 tarihli, 983478 seri nolu 3.097,50 TL bedelli fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ve takibin devamına karar verilmesine ilişkindir. İşbu dava dosyası her ne kadar Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açılmış ise de mahkememizce yapılan araştırmalar neticesinde davalının Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’nda kaydının bulunmadığı, 26/09/1984 tarihi ile 23/05/2006 tarihleri arasında Bursa Esnaf ve Sanatkarlar Odası’nda kaydının bulunduğu, Bursa Vergi Dairesi’nden gelen müzekkere cevabında davalının işletme hesabına göre (2.sınıf tüccar) defter tuttuğu,BA-BS formu verme yükümlülüğünün bulunmadığının bildirildiği, SMMM bilirkişi Tuncay Şimşek tarafından tanzim edilen 06/06/2022 tarihli bilirkişi raporunda da davalının tacir olmadığının belirtildiği, davanın mahiyeti gereği mutlak ve nispi ticari dava olarak nitelendirilemeyeceği dikkate alınarak davanın görev dava şartı noksanlığı sebebiyle usulden reddine, mahkememizin görevsizliğine, Bursa Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin görevli olduğuna, HMK’nın 20. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde talep halinde dosyanın Bursa Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, talep olmadığı takdirde dosya üzerinden davanın açılmamış sayılmasına dair karar verilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın görev dava şartı noksanlığı sebebiyle usulden reddine, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, Bursa Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin görevli olduğuna,
2-HMK’nın 20. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde talep halinde dosyanın Bursa Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, talep olmadığı takdirde dosya üzerinden davanın açılmamış sayılmasına dair karar verilmesine,
3-HMK’nın 331. Maddesine göre yargılamanın görevli mahkemede devam etmesi halinde yargılama giderlerin görevli Bursa Asliye Hukuk Mahkemesince takdirine, yargılamanın görevli mahkemede devam etmediği takdirde talep üzerine mahkememizce dosya üzerinden yargılama giderlerinin tespiti ve hükmedilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren HMKnın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 03/10/2022

Katip …
¸E-imzalıdır.

Hakim …
¸E-imzalıdır.

Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip …
¸E-imzalıdır.