Emsal Mahkeme Kararı Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/836 E. 2022/330 K. 23.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/836
KARAR NO : 2022/330

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : …- …
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 09/12/2014
KARAR TARİHİ : 23/03/2022
YAZIM TARİHİ : 14/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesi ile; davacı ile davalı şirket arasında mevcut olan ticari ilişkiden dolayı fatura ve sevk irsaliyelerinin tebliğ edildiğini ancak davalı tarafından borcun ödenmediğini bunun üzerine Bursa 2.İcra Müdürlüğünün 2009/13658 Esas sayılı dosyasında icra takibi yapıldığını, davalının haksız olarak itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile %40 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalıya usulüne uygun yapılan tebligat rağmen davaya cevap vermediği gibi duruşmalara da katılmamıştır.
KANITLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Dava faturadan kaynaklı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davacı tarafından davalı aleyhine Bursa 2.İcra Müdürlüğünün 2009/13658 Esas sayılı dosyasında icra takibi yapılmıştır. Bu takipte davacı 221.129,84 TL’nin tahsilini talep etmiştir. Takibe dayanak olarak cari hesap ekstresi ile 2008 yılına ait 1 adet fatura ve bir adet sevk irsaliyesi ile 2009 yılına ait 12 adet fatura ve 11 adet sevk irsaliyesi gösterilmiştir.
Mahkamemizce yapılan yargılama sonunda 18/03/2013 tarihli karar ile davanın reddine dair verilen kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 19. Hukuk Dairesi tarafından 11/09/2014 tarih, 2014/11364 esas, 2014/13336 sayılı kararı ile “Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan öteki temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-İtirazın iptali davaları, takibe sıkı sıkıya bağlı olup, uyuşmazlığın icra takibine dayanak yapılan belgelerle sınırlı olarak, incelenip, çözümlenmesi gerekir.
Somut olayda, dava konusu icra takibine bir kısım faturalar dayanak yapılmış ve bu fatura örnekleri takip talebi ekinde sunulmuştur. Davalı, duruşmalara gelmemiş ve böylece davayı inkar etmiştir. Mahkemece davacı tarafından delil olarak sunulan fatura ve dayanağı olan teslim belgeleri altındaki teslim alan imzalarının davalıya ait olup, olmadığı yönünden usulüne uygun meşruhatlı davetiyesi çıkarılmış, bu davetiyenin tebliğine rağmen davalı duruşmalara gelmediği gibi mazeret de bildirmemiştir. Bu durumda sözü edilen teslim belgelerine dayalı faturalardaki alacağın sabit olduğunun kabulü gerekir. Nitekim bu husus yerel mahkemenin de kabulündedir. Ne var ki mahkemece takip ve dava konusu edilmeyen faturalarda inceleme konusu yapılarak yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Bu yön usul ve yasaya aykırı olup, takip ve dava konusu edilen faturalarla ilgili araştırma ve inceleme yapılarak, sonucuna göre bir karar verilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir.”gerekçesi ile bozulmuştur.

Bozma üzerine dosya esasa kaydedilmiştir.
Bozma ilamına kısmen uyulmuş, kısmen direnilmiştir.
Ve yapılan yargılama sonunda 01/04/2015 tarihli karar ile 40.194,36 TL asıl alacak yönünden davanın kısmen kabulune karar verilmiştir.
Kararın temyiz edilmesi üzerineKararın temyiz edilmesi üzerine; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun; 30.03.2021 tarih ve 2017/(19)11-1309 – 2021/377 E/K sayılı kararı ile; “…. somut olaya gelince; Bursa 15. İcra Dairesinin 2013/5410 E. sayılı takip dosyasında; davacı tarafından davalı borçlu aleyhine 13 adet faturaya dayalı olarak ilamsız icra takibi başlatılmış, icra takibine dayanak fatura örnekleri de takip talebi ekinde sunulmuştur. Ödeme emri davalıya 20.08.2009 tarihinde tebliğ edilmiş,
davalı borçlu vekilince 25.08.2009 tarihinde takibe itiraz edilmiş ve takibin durduğu anlaşılmıştır. İtirazın iptali davaları, takibe sıkı sıkıya bağlı olup, uyuşmazlığın icra takibine dayanak yapılan belgelerle sınırlı olarak incelenip çözümlenmesi gerekir. Davacı tarafından icra takibinin dayanağı olarak takip talebine ekli faturalar gösterilmiş, mahkemece davacının iddia ettiği alacak miktarının tespitinde teslim belgelerine dayalı faturalardaki alacağın sabit olduğu kabul edilmiştir. Ancak mahkemece icra takibine dayanak yapılan fatura konusu alacak miktarının ödenip ödenmediği noktasında, takip konusu edilmeyen faturalar da inceleme konusu yapılarak karar verilmesi yerinde değildir. Mahkemece, takip ve dava konusu edilen faturalarla ilgili araştırma ve inceleme yapılarak, teslim edildiği ispat edilen fatura konusu malzemelere ilişkin alacak miktarının ödenip ödenmeği hususunda bu faturalara bağlı olarak davacının ticari defterleri de incelenmek suretiyle takibe konu faturalardan sonra yapılan ödemeler var ise bu ödemeler de değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında, itirazın iptali davasının icra takibi ile sıkı sıkıya bağlı olduğu ancak somut uyuşmazlıkta davacının icra takibinde açıkça cari hesap ekstresi ve muavin kayıtlarına da dayandığı, davacının ticari defterleri usulüne uygun tutulmadığından ticari defterlerde davacının aleyhine olan hususların mahkemece dikkate alındığı, ticari defterlerin incelenmesi suretiyle davacının alacaklılık durumunun değerlendirildiği, mahkemece verilen direnme kararının yerinde olduğu ancak miktar itibariyle inceleme yapılmak üzere dosyanın Özel Daireye gönderilmesi gerektiği görüşü ileri sürülmüş ise de, bu görüş yukarıda açıklanan nedenlerde Kurul çoğunluğunca benimsenmemiştir. Diğer taraftan gerekçeli karar başlığında, dava tarihi 22.10.2009 olduğu hâlde 09.12.2014 olarak gösterilmesine ilişkin yanlışlık, mahallinde düzeltilebilir nitelikte bulunduğundan ayrıca bozma nedeni yapılmamıştır. Hâl böyle olunca; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır. Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanun’un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi gereğince ..” bozulmasına karar verilmiştir.
SMM bilirkişi Şerafettin Demirkol tarafından düzenlenen 15/10/2010 tarihli raporda; davacı defterlerine göre davalıdan 2009 yılı sonu itibarıyla 196.129,84 TL alacaklı olduğu ve bu alacağın şüpheli alacaklar hesabına kaydedildiği bildirilmiştir.
Davacı ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu bilirkişi … tarafından düzenlenen 09/12/2011 tarihli raporda;2009 yılı davacı muavin kayıtlarına göre alacak tutarının 196.129,84 TL olduğu,sunulan belgelerin incelenmesi sonucunda toplamı 120.340,05 TL olan 2009 yılına ait faturalarda teslim belgeleri şartlarının yerine getirildiğinden bu miktar kadar alacaklı olduğu, davacının 109.914,98 TL tutarlı faturaların teslimini ispatlayamadığını belirtilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurul Kararına uyarınca önceki bilirkişi …’ten aldırılan 11/02/2022 tarihli ek bilirkişi raporunda; Hukuk Genel Kurulu Kararı Doğrultusunda Yapılan İncelemeler Sonucunda;
bozma ilamının 22. maddesinde “Mahkemece, takip ve dava konusu edilen faturalarla ilgili
araştırma ve inceleme yapılarak, teslim edildiği ispat edilen fatura konusu malzemelere
ilişkin alacak miktarının ödenip ödenmeği hususunda bu faturalara bağlı olarak davacının
ticari defterleri de incelenmek suretiyle takibe konu faturalardan sonra yapılan ödemeler
var ise bu ödemeler de değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.” şeklinde
belirtilmiş olduğu,
dava dosyasında mevcut 2010/16 talimat dosya numarası ile aldırılan bilirkişi incelemesinde
yapılan davacı defter incelemeleri sonucunda davacı tarafın davalı …Ş.’den 2009 yılı
itibari ile 196.129,84 TL alacaklı olduğu tespit edildiği, davacı defter incelemesinde taraflar arasında karşılıklı faturalaşma ve tahsilat/ödeme
işlemlerinin olduğu tespit edildiği, davacı … tarafından 11.08.2009 tarihinde 221.129,84 TL asıl alacak için Bursa 2. İcra Müdürlüğünün 2009/13658 esas sayılı
dosyasında icra takibi yapıldığı, icra takibine konu olarak sunulan ekli faturalar toplamı 230.255,03-TL olup, davacı tarafından kesilen faturalara karşılık davalı tarafından kesilen faturalar ve ödemelerin
karşılıklı mahsuplaşması sonucunda davacı tarafın takibe konu faturalardan kaynaklı
196.129,84 TL alacağının olacağı hesaplandığı, davacı ticari defter ve dava dosyasına sunulu muavin dökümleri üzerinden yapılan
incelemede fatura bazlı ödeme yada karşılıklı faturalaşma ile hesap kapatma işlemlerinin
olmadığı, yürüyen cari ilişki içerisinde ödeme/tahsilat kayıtlarının mevcut olduğu tespit edildiği, 1. alternatif hesaplamaya göre davacı alacağının 196.129,84 TL, 2. alternatif hesaplamaya göre davacı alacağının 196.129,84-TL , 3. alternatif hesaplamaya göre davacı alacağının 55.496,39 TL, 4. alternatif hesaplamaya göre davacı alacağının 40.194,86 TL olarak hesaplandığı bildirilmiştir.
Dava faturaya dayalı alacak iddiasından kaynaklandığından alacaklı olduğunu ispat külfeti davacıdadır.
Davalı davaya cevap vermediğinden davayı redetmiş sayılmıştır.
İncelenen davacı ticari defterleri usulüne uygun tutulmadığından sahibi lehine delil olma vasfında değildir.
Ancak davacı icra takibinde bir kısım faturalara ve dayanağı teslim belgelerine dayanmış, bu belgelerdeki imzaların davalıya ait olup olmadığı hususunda meşruhatlı davetiye tebliğine rağmen davalı beyanda bulunmadığından bu teslim belgelerine dayanan faturalardaki alacağın sabit olduğu kabul edilmiştir.
Davacı tarafından 13 adet toplam 230.255,03 TL bedelli faturanın 221.129,84 TL’lik kısmı icra takibine konu edilmiştir.
Bu faturalardan 20/04/2009 tarih ve 4149 seri numaralı 6.181,90 TL tutarlı fiyat farkı faturasında davalı imzasının olmaması ve ayrıca taraflar arasında fiyat farkı faturası düzenleneceğine dair anlaşma veya teamül olmadığından bu fatura tutarı davacı alacağı olarak kabul edilmemiştir.
Yine 23.07.2009 tarih ve 4173 seri numaralı 9.119,63 TL tutarlı faturanın irsaliyesinde davalı imzası olmadığından bu fatura tutarı da davacı alacağı olarak kabul edilmemiştir.
Bu iki fatura haricindeki 11 faturanın irsaliyelerinde imza bulunduğundan ve yukarıda açıklandığı üzere bu imzaların davalıya ait olduğu kabul edildiğinden davacının bu faturalar nedeniyle alacaklı olduğu kabul edilmiştir.
Davacının ticari defterleri usulune uygun tutulmadığı için 2008 yılından devreden bakiyenin alacak olarak kabul edilmesi söz konusu değildir.
Dolayısıyla Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun bozma kararı doğrultusunda dava konusu faturalarla ilgili yapılan inceleme sonucunda davacının dava konusu faturalardan dolayı alacağının (230.255,03-6.181,03-0.119,63)=214.953,50 TL olduğu anlaşılmıştır.
Davacı defterlerinde 174.758,64 TL davalı ödemesi kayıtlıdır.
Dolayısıyla davacı alacağından bu ödemelerin düşülmesi gerekmektedir. Neticeten davacının (214.953,50-174.758,64)= 40.194,86 TL alacaklı olduğu anlaşıldığından bu miktar yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kısa karar yazılırken alacak miktarı sehven 40.194,36 TL olarak yazılmış olup maddi hata olduğundan gerekçeli karar yazdırılırken resen düzeltilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlere, kararın dayandığı hukuki gerekçeye göre;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; davalının Bursa 2. İcra Müdürlüğü’nün 2009/13658 esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile, takibin 40.194,86-TL asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte devamına,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Davacının icra inkar tazminatı talebinin kısmen kabulü ile hüküm altına alınan asıl alacağın %40’ı üzerinden hesaplanan 16.077,74-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

3-Harçlar Yasası gereğince alınması gereken 2.745,71-TL karar harcın, peşin olarak alınan 3.073,80-TL harçtan mahsubu ile bakiye 328,09- TL harcın, hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde yatırana iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan aşağıda dökümü yazılı 657,35-TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre hesaplanan 119,49-TL yargılama gideri ile peşin olarak alınan 2.745,68-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

5-Davalı tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,

6-Davacı yararına ölçümlenen 6.025,27-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca peşin olarak yatırılan gider avansından kalan tutarın istek halinde ve hüküm kesinleştiğinde yatırınına iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı yanın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay yolu açık olmak üzere karar verildi. 23/03/2022

Başkan … Üye … Üye … Katip …
¸E-imzalıdır. ¸E-imzalıdır. ¸E-imzalıdır. ¸E-imzalıdır.

Davacı gideri;
18,10 TL ilk gider,
350,00 TL bilirkişi ücreti,
90,00 TL tanık ücreti,
199,25 TL tebligat ve posta gideri,
657,35 TL toplam gider